Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Ankara gar kavşak inşaatıT BMM ve YARGI önünde

(yorumlar kapalı)

 kdAnkara Büyükşehir Belediyesi’nin Gar Meydanı’na yapmayı planladığı köprülü kavşağının "Ankaram platformu"nun yaptığı basın açıklaması ile protesto edilmesinin ardından, CHP Ankara milletvekili Nesrin Baytok’da İçişleri Bakanının yanıtlaması istemli soru önergesi ile tepki TBMM gündemine"Ankaram Platformu" bileşenlerinden olan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından da yargıya taşındı.

CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle 12.03.2008 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, Büyükşehir Belediyesi’nin TCDD Ankara Gar Meydanı’nda yapmayı planladığı köprülü kavşak projesini gündeme getirdi.

 

 kdSivil toplum kuruluşlarının bu projeye, "Tarihsel dokuyu zedeleyeceği, ağaçlara zarar vereceği, yolların daralması nedeni ile ambülans ve itfaiye hizmetinin zafiyete uğrayacağı" gerekçesiyle karşı çıktığını hatırlatan Baytok, "Bu projeye ihtiyaç duyulmasının gerekçesi nedir?" sorusunu yöneltti.

Baytok, soru önergesinde şu sorularının yanıtlanmasını istedi:

Köprülü kavşak projesi hangi tarihte hazırlanmıştır? Böyle bir projeye ihtiyaç duyulmasının gerekçeleri nedir? Bu proje için TCDD’den görüş istenmiş midir? İstenmiş ise, hangi tarihlerde istenmiştir ve gelen yanıtların içeriği nedir? TCDD’nin projeye Mart 2007 olumsuz görüş bildirdiği, ancak Mayıs 2007’de olumlu görüş verdiği doğru mudur? Eğer doğru ise, 2 ay içinde ortaya çıkan hangi gerekçeler bu karara dayanak oluşturmuş mudur? Kent tarihi açısından böyle önemli bir proje için iki ay içinde iki farklı görüş bildiren kamu görevlileri hakkında herhangi bir inceleme başlatılmış mıdır?

Yazılı Soru Önergesinin Metni

Dönemi ve Yasama Yılı

23/2

Esas Numarası

7/2464

Başkanlığa Geliş Tarihi

12/03/2008

Önergenin Özeti

TCDD Gar Meydanına köprülü kavşak yapımına ilişkin

Önergenin Sahibi

CHP Ankara Mv.NESRİN BAYTOK

Önergenin Muhatabı

İçişleri Bakanı Ankara Mv.BEŞİR ATALAY

Önergeyi Cevaplayan

Önergenin Son Durumu

İşlemde

 kd

Bunun yanında "Ankaram Platformu" bileşenlerinden olan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi veTMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından yargıya taşındı.

 

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi vekili av. M. Fevzi ÖZLÜER veTMMOB Peyzaj Mimarları Odası vekili Av. Emre Baturay ALTINOK imzası ile Anakara İdare Mahkemesine Yürütmenin Durdurulması istemli açtığı davada(duruşmalı); Ankara gar kavşak inşaatına onay veren Koruma Kurulunun 11.05.2007 tarih 2347 sayılı kararının "KAMU YARARINA, HUKUKA, İMAR MEVZUATINA, MİMARLIK, ŞEHİRCİLİK VE TRAFİK MÜHENDİSLİĞİ BİLİMİ ESASLARINA, İNSAN HAKLARI, EVRENSEL YAYA HAKLARI İLE ÇAĞDAŞ ULAŞIM PLANLAMASI, KÜLTÜREL PEYZAJ, PEYZAJ PLANLAMA İLKE VE ESASLARINA AÇIKÇA AYKIRI" olduğu gerekçesi ile; kararının iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA (İDARENİN SAVUNMASI ALINMAKSIZIN VEYA SAVUNMA SÜRESİ KISALTILARAK), KARARIN İŞİN ÖNEMİ VE ACİLİYETİNE BİNAEN MEMUR ELİ İLE TEBLİGAT YAPILMASINA karar verilmesini talep etmiştir.

 

NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA                                                       

ANKARA 

 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI ve DURUŞMA İSTEMLİDİR

 DAVACI                           :

1) TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi                                                                                      Konur Sokak 4-3 Kızılay/Ankara                                           

2) TMMOB Peyzaj Mimarları Odası   

Şehit Adem Yavuz Sokak No:14 Kızılay/ Ankara

VEKİLLERİ                     :

1) Av. M. Fevzi ÖZLÜER Konur Sokak 4-3 Kızılay/Ankara (0.312.4175513)

2) Av. Emre Baturay ALTINOK Sağlık Sok. 13/9 Sıhhiye/ANKARA (0.312.4308641) 

DAVALI                            :

TC KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI/ ANKARA

(Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nu İzafeten)                                               

DAVA KONUSU             : 

Dava,  TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11.5.2007 tarih ve 2347 sayılı Ankara Gar Meydanının yeniden düzenlenerek motorlu taşıt trafiği için bir yönde kesintisiz trafik sağlamak üzere yeraltı geçişi oluşturacak şekilde bir köprülü kavşak yapılması konusundaki kararının iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA (İDARENİN SAVUNMASI ALINMAKSIZIN VEYA SAVUNMA SÜRESİ KISALTILARAK), KARARIN İŞİN ÖNEMİ VE ACİLİYETİNE BİNAEN MEMUR ELİ İLE TEBLİGAT YAPILMASINA karar verilmesi hakkındadır.    

KARARIN TARİHİ            :  11.5.2007 

AÇIKLAMALAR                 :   

DAVA KONUSU İDARİ İŞLEME İLİŞKİN İPTAL GEREKÇELERİMİZ

 TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 11.5.2007 tarih ve 2347 sayılı kararı ile Ankara Gar Meydanı’nın yeniden düzenlenerek motorlu taşıt trafiği için bir yönde kesintisiz trafik sağlamak üzere yeraltı geçişi oluşturacak şekilde bir köprülü kavşak yapılmasına karar verilmiştir.  

SÖZ KONUSU KARARA DAYANAK İDARİ İŞLEM KAMU YARARINA, HUKUKA, İMAR MEVZUATINA, MİMARLIK, ŞEHİRCİLİK VE TRAFİK MÜHENDİSLİĞİ BİLİMİ ESASLARINA, İNSAN HAKLARI, EVRENSEL YAYA HAKLARI İLE ÇAĞDAŞ ULAŞIM PLANLAMASI, KÜLTÜREL PEYZAJ, PEYZAJ PLANLAMA İLKE VE ESASLARINA AÇIKÇA AYKIRIDIR.

 Bilimsel gereklere ve mevzuata aykırılık, maddeler halinde aşağıda sunulmaktadır. 

GENEL GEREKÇELER     : 

Söz konusu düzenlemeler ve bu düzenlemeler sonucunda ortaya çıkan durum; 

1. İNSAN HAKLARINA, KENTLİ HAKLARINA VE YAYA HAKLARINA AYKIRIDIR;

 En temel kentli ve yaşam haklarından biri olan engellenmeden, yavaşlatılmadan ve geciktirilmeden "yürümek hakkı" söz konusu düzenlemelerle engellenmekte ve kısıtlanmaktadır. Düzenlemelerle kentlilerin en doğal hakkı olan yürümek, yaya olarak erişim hakkı taşıtlara öncelik ve ayrıcalık sağlanması amacıyla ortadan kaldırılmaktadır.Özellikle yayalar arasındaki dezavantajlı ve hareket engelli grupların (fiziksel ya da psikolojik özürlü, hasta, yaşlı, hamile, sakat, bebek arabalı, çocuk ve yük taşıyan, kapalı mekân korkusu bulunan v.b.) erişimi ve hareketleri, merdiven inme-çıkma, yer altındaki kapalı mekânlara zorla yönlendirilme ile zorlaştırılmakta, yolları uzatılmakta, geciktirilmekte ve bü­yük ölçüde kısıtlamalar getirilmektedir. Dava konusu işlem nedeniyle hasta, özürlü vatandaşlarımızın can güvenliği de tehlikeye girmekte, alt geçitleri çeşitli engelleri nedeniyle kullanamayacak durumdaki (özürlü, kalp ve benzeri rahatsızlığı olan, yaşlı, hamile, bebek arabalı, kapalı mekan korkusu olan v.b.) vatandaşların özgürlüğü önemli ölçüde kısıtlanarak, kullanmaya zorlandıkları alt geçitler ve yer altındaki kapalı mekanlarla sağlıkları da tehlikeye atılmaktadır.Bu durum insan haklarına, temel özgürlüklere, çağdaş kentsel yaşam standartlarına ve toplumsal eşitlik ilkelerine aykırıdır.Bu düzenlemelerle kentlilerin yaşam hakları sınırlanmakta, toplum içindeki dezavantajlı gruplardaki insanların mağduriyetleri daha da artırılarak kent merkezini kullanabilme şans ve özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Söz konusu uygulamalar, Avrupa Konseyi Avrupa Yerel Yönetimler Konferansı’nda Mart 1992’de kabul edilerek yayınlanan Avrupa Kentsel Şartının ilk bölümünde yer alan Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu[1]nda be­lirtilen "…toplutaşım, özel arabalar, yayalar, bisikletliler gibi tüm yol kullanıcıları arasında birbirinin hareket kabiliyetini ve dolaşımını kısıtlamayan uyumlu bir düzenin sağlanması.." temel ilkesi ile de tamamen çelişmektedir.Ankara’da daha önce yapılan örneklerinde de görüldüğü gibi, Gar Önü katlı kavşak yapımının yol açtığı kesintisiz trafik, beraberinde yaya alt ve üst geçitleri, genelde tüm yayaların hareketlerini zorlaştırmakta, özelde ise başta özürlüler, yaşlılar, bebek arabalılar, hamileler, kalp hastalığı olanlar, fazla kilolular ve çocuklar olmak üzere çok büyük bir grubun ulaşım haklarını zorlaştırmakta ya da ellerinden almaktadır. Kaldı ki, Yaya Hakları Bildirgesi’nde de; "Genel kural olarak; yayalar üst ve alt geçitlere zorlanamaz" denilmektedir. Anılan gerekçelerle Ankara Gar Meydanının yeniden düzenlenerek motorlu taşıt trafiği için bir yönde kesintisiz trafik sağlamak üzere yeraltı geçişi oluşturacak şekilde bir köprülü kavşak yapılmasına olanak veren söz konusu idare kararı insan haklarına, kentli haklarına ve yaya haklarına aykırı olup, hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.  

2. ŞEHİRCİLİK VE KENT PLANLAMA İLKELERİNE AYKIRIDIR;

 Çağdaş şehircilik ve kent planlama bilimi, kentin sosyal, ekonomik ve kültürel faaliyetlerin en üst düzeyde yoğunlaştığı yer olan kent merkezlerinin kentin bir odak noktası olarak planlanması, büyük bir çabayla korunması ve sürdürülebilir kentsel gelişme için mevcut değerlerin ve olanakların yıpratılmadan geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Diğer yandan TCDD Meydanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Başkenti Ankara’nın oluşturulması ve geliştirilmesinde önemli bir simgesel değere sahip bulunmaktadır. TCDD Meydanı; Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’nın en önemli toplanma-buluşma-temsil değeri taşıyan ve Cumhuriyetin simgelenip vurgulandığı özel bir ilgi odağı ve kent merkezidir. Ankara kentinin en önemli merkezlerinden olan TCDD Meydanı, Cumhuriyet’i simgelemesi, Cumhuriyet’le özdeşleşen birçok niteliği temsil etmesi nedeniyle yalnız Ankara için değil, Türkiye Cumhuriyeti için de, Meydan amacına ve niteliğine uygun olarak kullanılması, düzenlenmesi gereken özel öneme sahiptir. Bu meydanın insandan arındırılarak sadece araç geçişi için düzenlenmesi, Cumhuriyete ait simgesel değerlere de zarar vermektedir.  Ülkemizde planlı kentsel gelişmenin ilk örneği olan Ankara, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Plancı Jansen’e yaptırılan ilk kent planından itibaren oluşturulan Sıhhiye Meydanı-Kızılay Meydanı-Güvenpark-Bakanlıklar-TBMM yaya aksı ile yaratılan ve vurgulanan değerler, bu uygulama ile tamamen ortadan kaldırılmaktadır.  Dolayısıyla, Ankara Gar Meydanının yeniden düzenlenerek motorlu taşıt trafiği için bir yönde kesintisiz trafik sağlamak üzere yeraltı geçişi oluşturacak şekilde bir köprülü kavşak yapılmasına olanak veren idare kararı şehircilik ve kent planlama ilkelerine aykırı olup, hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.  

3. 3194 SAYILI İMAR YASASI’NA AYKIRIDIR;

 3194 Sayılı İmar Yasası’na eklenen bir madde ile (Ek madde 1) "Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda Türk Standartları Enstitüsü’nün ilgili standartlarına uyulması zorunludur" hükmü getirilmiştir.  Dolayısıyla, eğer bir yol üzerinde yaya geçidi (eş düzey ya da alt-üst geçit) yapılacaksa, bu yaya geçidinin özürlülerin de kullanımına uygun olması yasal bir zorunluluktur. 572 sayılı KHK’nin yukarıda sözü edilen birinci maddesinde, "fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir kılınması için TSE’nin ilgili standartlarına uyulması" koşulu getirilmiştir. TSE’nin Nisan 1999’da çıkarmış olduğu TS 12576:[2] "Şehir içi yollar -Özürlü ve Yaşlılar İçin Sokak, Cadde, Meydan ve Yollarda yapısal Önlemler ve İşaretlemelerin Tasarım Kuralları" isimli standardın 1.3.7. maddesinde "özürlülerin hareketini kolaylaştırmak için yaya geçitleri düz ayak olmalıdır" ifadesi yer almakta,  "yoğun trafikli taşıt yollarında hemzemin yaya geçitlerinin yapılmaması halinde, özürlülerin de kullanabileceği şekilde alt – üst geçitlerin yapılması" açık biçimde belirtilmektedir (TS 12576, s.19).  Ayrıca, aynı standardın 1.3.7.2. maddesinde; "… tekerlekli sandalyeli özürlü için gerekiyorsa asansör, merdiven eğiminde hareket eden eğik asansör yapılmalıdır" denilmektedir Dolayısıyla, ilgili kurumların, 572 sayılı KHK’nın 3194 sayılı İmar Yasası’na getirdiği madde gereği TSE’nin bu standardına uyarak, düzenlemeleri özürlülerin de yararlanabileceği biçimde yapması gerekmektedir.  Ancak, mevcut düzenleme ile, yayalar içindeki hareket kısıtlılığına sahip kişiler olan özürlü, hasta, yaşlı, hamile, bebek arabalı, yük taşıyan kişilerin  TCDD Gar Önü Meydanı üzerinde karşıya geçme olanağı ortadan kalkmakta ya da çok güç duruma gelmektedir.  

4. ULAŞIM POLİTİKALARINA, PLANLAMA BİLİMİ VE KENT MERKEZİ DÜZENLEME İLKELERİNE AYKIRIDIR;

 Yapılan düzenleme, çağdaş ulaşım politikalarına aykırıdır. Çağdaş ulaşım politikalarının temel ilkesi, araç taşımak değil, insan taşımaktır. Bugün gelişmiş ülkelerin büyük kentlerinde bu yaklaşım dikkate alınmakta ve toplu taşıma sistemleri geliştirilmektedir. Toplu taşım, kentlerimizin mekânsal sınırlılığı, kamu kaynaklarımızın azlığı ve artan nüfus gerçekliğinde kent içi ulaşımda ucuz, verimli, kalıcı ve akılcı tek çözümdür.  Kent içi ulaşım planlamasındaki temel ilkelerden birisi de, kent merkezlerinin "tüm kentliler tarafından kolay erişilebilen, ancak motorlu taşıtların içinden transit olarak geçişinin zorlaştırıldığı ve kısıtlandığı" bir alan olarak düzenlenmesi gereğidir. Bu ilke ile planlanan ulaşım sistemlerinde kent merkezlerine özellikle toplu ulaşım araçları ile kentlilerin kolayca erişimi sağlandığı için merkezin ekonomik, sosyal ve kültürel canlılığı artmakta, diğer yandan motorlu taşıt trafiğinin, özellikle merkezi kullanmadan transit geçmek isteyen taşıtların geçişi zorlaştırılıp sınırlamalar getirildiği için taşıt trafiğinin merkez üzerindeki olumsuz etkileri ortadan kaldırılmaktadır.  Ankara gibi büyük dünya kentlerinde, kent merkezleri toplu ulaşım sistemleri ve yaya ile bütünleştirilerek geliştirilmektedir. Kent merkezleri geniş yaya alanlarına ve bölgelerine dönüştürülmekte, toplu taşım dışındaki taşıtların merkeze girişleri kısıtlanmakta, paralı hale getirilmekte ve hatta tamamen yasaklanmaktadır. Taşıtların kent merkezi üzerinden transit geçmelerini önleyen düzenlemeler (çevre yolları, alternatif koridorlar) yapılmakta ve hatta merkeze gelmek isteyen taşıtlar bile merkez çevresinde yapılan otoparklarda tutularak merkeze girmeleri önlenmektedir. İnsanı önde tutan tüm dünya kentlerinde özenle uygulanan bu çağdaş ulaşım planlama ilkeleri, kent merkezlerini motorlu taşıt trafiğinin en aza indirildiği, yaya ve toplu ulaşım sistemleri ile yaşantının zenginleştirildiği alanlar olarak planlanmakta, az gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere hiç bir dünya kentinin merkezlerde yayalar yer altına alınarak taşıtların geçişine göre planlanmamaktadır. Taşıt sahipliliği ve trafik yoğunluğu Ankara’dan çok daha yüksek olan kent merkezlerinde örneğin, Londra/Picadilly’de, Londra/Trafalgar Meydanında, Londra/Times Square’de, Paris/Champs Ellys’de yayaların ulaşım hakkının engellenip, ulaşımın sadece taşıt trafiğine açılmasını kimse düşünmeye bile cesaret edememektedir. Kamuya herhangi bir yük getirmeden, herhangi bir dış enerji tüketmeden, çevreyi kirletmeden, gürültü yaratmadan, kentsel alanları etkin kullanarak gerçekleştirilen en verimli ve yüksek kapasiteli ulaşım ve erişim biçimi olan yaya ulaşımı, ulaşım plancılarının her zaman birinci öncelik verdiği ulaşım türüdür. Bu nedenle yaya ulaşımı desteklenerek ve önde tutularak ulaşım planlaması yapılmaktadır. Oysa ki söz konusu karar, yaya ulaşımını ve yayaların ihtiyaçlarını dikkate almadan, taşıtlara öncelik veren çağdışı bir yaklaşımın sonucu olduğu için ulaşım planlama bilimi ve ilkeleri ile tamamen zıt bir uygulamadır. Bu yaklaşımın Ankara’ya ve Ankaralı’ya yakışmayan sonuçları, Meşrutiyet ve Mithatpaşa Caddeleri üzerindeki yaya üst geçitleri ile yol üzerindeki yaya hareketleri ve trafik uygulamaları ile de ortadadır. Dolayısıyla, Ankara Gar Meydanının yeniden düzenlenerek motorlu taşıt trafiği için bir yönde kesintisiz trafik sağlamak üzere yeraltı geçişi oluşturacak şekilde bir köprülü kavşak yapılmasına olanak veren idare kararı, ulaşım planlama bilimi ve kent merkezi düzenleme ilkelerine aykırı olup, hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.  

5. ANKARA ULAŞIM PLANI KARAR, HEDEF VE İLKELERİNE AYKIRIDIR;

 Söz konusu kararla getirilen düzenlemeler, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin Ulaşım Planlama Birimi’nce hazırlanan ve Ankara Ulaşım ve Koordinasyon Merkezi’nin 7.4.1994 tarih ve 130 kararı ile kabul edilen, Ankara Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin 10.3.1994 tarih ve 94/3 sayılı kararı ile de onaylanan ve halen yürürlükte bulunan "Ankara Ulaşım Planı"nın temel kararlarına ve kent merkezine ilişkin önerilerine tamamen aykırıdır. "Ankara Ulaşım Planı"nın temel kentsel ulaşım ilkeleri arasında;  araçlara değil insana öncelik verilmesi açıkça ortaya konmuş tüm ulaşım türleri için ayrı ayrı saptanan politikalar içerisinde de, toplu taşım-yaya öncelikli stratejiler belirlenmiş, "…Kent merkezinde yaya bölgeleri sınırlıdır ve kaldırımların araç işgalinden kurtarılarak yeni yaya bölgelerinin açılması gerekmektedir. Günlük toplam yolculukların %30’unu oluşturan yaya yolculuklarının öncelikle eş düzey yaya geçitleri ve yaya bölgeleri yardımıyla artırılarak yaya ulaşımının ve toplu taşımın geliştirilmesi, merkeze gelen özel araç trafiğin azaltılarak merkezin yaya öncelikli düzenlenmesi" ve "… kent merkezinde konforlu bir toplu taşım hizmeti sunulması, taksi taşımacılığının geliştirilmesi, otopark kısıtlamaları getirilmesi, özel araç kullanımının sınırlandırılması…" ile, "… çevresinde ticaret ve büro kullanımlarının da yer aldığı araç ulaşımı ve otopark tesislerinin, çekirdeğinde ise toplu taşım durakları ile bütünleşmiş yaya yol ve bölgelerinin yer alması." ilkeleri karara bağlanmıştır.  Oysa ki, transit taşıt trafiğinin merkezden geçişini destekleyen, merkezdeki yaya hareketlerini geliştirmek yerine kısıtlayan söz konusu karar, yürürlükte bulunan Ankara Ulaşım Planı temel ilke ve kararları ile tamamen çelişmektedir.   Dolayısıyla, Ankara Gar Meydanın yeniden düzenlenerek motorlu taşıt trafiği için bir yönde kesintisiz trafik sağlamak üzere yeraltı geçişi oluşturacak şekilde bir köprülü kavşak yapılmasına olanak veren idare kararı, yürürlükteki Ulaşım Ana Planı’na aykırı olup, hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.  

ÖZEL GEREKÇELER                       : 

ANKARA GAR KAVŞAĞINDA ÖNERİLEN ALT GEÇİT PROJESİNİN ULAŞIM VE TRAFİK MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

 

1. GAR KAVŞAĞI, YAPILAN DÜZENLEME İLE BU GÜNKÜNDEN DAHA YETERSİZ BİR HALE GETİRİLMEKTE, BİR YÖNDEKİ TRAFİK İÇİN SAĞLANAN KESİNTİSİZ AKIMA KARŞILIK, DİĞER TÜM YÖNLERDEKİ HAREKETLER İÇİN KAPASİTE AZALMAKTA, SIKIŞIKLIK ARTMAKTADIR.

 Gar Kavşağında kesintisiz akım sağlanan hareket dışında ikinci önemdeki hareket, Yenimahalle, Emek, Bahçeli, Tandoğan yönünden gelerek Gar Kavşağından sol dönüş yaparak Ulus yönüne giden otobüs ve diğer araçların oluşturduğu yüksek hacimlerdir. Özellikle sabah zirve saatlerde kavşaktaki bu hareket, mevcut durumdaki geniş kavşak içi depolama kapasitesine rağmen önemli yığılmalar ve tıkanıklıklar oluşturmaktadır. Mevcut trafik değerleriyle sol dönüşlerde ortaya çıkan bu yetersizlik, eski AŞOT (Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali) yerine yapılan Belediye Binasının getireceği ilave trafik talepleri ile daha da ciddi boyutlara ulaşacaktır. Bu yüksek hacimlere karşılık yapılan düzenlemede bu hareketler için sağlanan kapasite çok yetersiz bir duruma gelmiştir. Gar Meydanına giren ve Ulus’a dönen trafik için girişte sadece bir tek şerit ayrılmıştır. Ayrıca bu şeride eklenen otobüs indirme cebindeki katılma hareketleri de yetersiz kapasiteyi daha da azaltmaktadır

(Şekil-1 A noktası).  Şekil-1 Gar Kavşağındaki Sol Dönüşlerdeki Yetersizlik ve Sorunlar 

 kd 

 TCDD Binası önünden gelerek yeraltına girmeden Gar Meydanına girmek ve Ulus yönüne dönmek isteyen araçların oluşturacağı kuyruklanma uzayarak alt geçidi tıkayacaktır.  Bu koldaki darboğaz, yüksek hacimlere rağmen sadece tek şerit ayrılmasından değil, kavşak içinde birbirini gereksiz yere kesen yanlış hareketlerden de kaynaklanmaktadır. Getirilen çözümde Gar Meydanından çıkan araçlarla Gar Meydanına giren araçların kavşak alanı içinde çok kısa bir mesafe içinde önce serbest bir katılma (Şekil-1 B noktası), örülme (C noktası), kesişme (D noktası) ve ayrılma (E noktası) yapmaları gerekmektedir. Bu hareketlerin ayni sinyal fazında (yeşil ışık süresince) yapılması gerekmektedir. Bu durum kavşak kapasitesini ciddi bir şekilde azaltmakta ve kaza noktaları oluşturarak riskleri yükseltmektedir. Oluşacak her kaza da, ortaya çıkan can ve mal kayıpları dışında, saatlerce bu kavşağın trafiğe kapanmasına yol açacak, Ankara Gar’ına giriş ve çıkışlar duracaktır. 

2. GAR KAVŞAĞINDAKİ SOL DÖNÜŞ DEPOLAMA ALANLARININ KAPASİTESİNİN ARTIRILMASI GEREKİRKEN YAPILAN DÜZENLEME İLE SOL DÖNÜŞLERDEKİ DEPOLAMA ALANLARININ KAPASİTESİ ESKİSİNDEN DAHA YETERSİZ DURUMA GETİRİLMİŞTİR.

 Yapılan düzenleme sonucunda alt geçit üzerindeki sol dönüş depolama alanları çok yetersiz bir kapasiteye indirilmiş, bu gün ortaya çıkan sorunların boyutları çok ciddi şekilde artırılmıştır. Mevcut durumdaki geniş depolama alanları (Şekil–2 A alanı) yetersiz kalırken, yeni düzenleme ile bu alan ciddi şekilde daraltılarak yaşanan kapasite darboğazının daha vahim hale gelmesine yol açılmıştır. 

Şekil-2 Gar Kavşağı Sol Dönüş Depolama Alanlarının Küçülmesi

 kd

 Bu kapasite darboğazı nedeniyle üst geçit üzerindeki tüm hareketlerde tıkanıklık yaşanacak, Gar Meydanına giriş çıkışlarda ve özellikle TCDD Genel Müdürlük Binası yönünden kavşağa giren trafikteki kuyruklanmalar tüm koridordaki trafik akımlarını olumsuz etkileyecektir.  

3.         GAR MEYDANINA GİRİŞ VE ÇIKIŞLARDA KAVŞAK İKİ KEZ YÜKLENMEKTE, ZATEN YETERSİZ OLAN KAVŞAK KAPASİTESİ YARIYA İNDİRİLMEKTEDİR.

 Yapılan düzenleme sonucunda çeşitli yönlerden gelerek alt geçit üzerinden Gar Binasına ulaşmak isteyen araçların girişleri ve çıkışlarında kavşağı iki kez kullanarak giriş ve çıkış akımlarında birbirini kesmeleri (Şekil-3 A noktası) kavşaktaki kapasiteyi azaltmakta, kavşak üzerine gereksi yükler getirmekte, yeşil sürelerini azaltarak kaza risklerini artırmaktadır. Gar Meydanına giriş ve çıkışlarda yaşanan bu tıkanıklık, Meydanın boşalmasını engelleyecek, Meydan içindeki taşıtların hareket etmesi mümkün olmayacaktır. Özellikle yoğun asker sevkıyatının yapıldığı belirli dönemlerde Ankara Gara erişiminde ve boşaltmada oluşacak bu darboğaz ve sıkıntılar güvenlik zafiyeti de oluşturacak ve askeri harekâtları olumsuz etkileyecektir. Gar Önü Kavşak Projesi ve çevresindeki trafik düzenlemeleri ile deprem, sel baskını, yangın, terör eylemleri gibi özel durumlarda ulaşım ve trafiğin sürdürülebilmesi için alternatif yollar ve koridorlar oluşturulması gereklidir. Oysa ki, gerek tek yönlü koridor düzenlemeleri ve gerekse Gar Önü kavşağının katlı ve sınırlı hareketlere izin verecek şekilde düzenlenmesi acil durumlardaki esnekliği ortadan kaldırmakta, bu tür özel durumlar karşısında kentin zaten zayıf olan ulaşım bağlantılarının kolayca kopmasına ve ulaşım sisteminin tamamen tıkanmasına yol açmaktadır. 

Şekil-3 Gar Kavşağından Gar Meydanına Giriş ve Çıkış Hareketlerinin Kesişmesi

 kd 

4.         GAR KAVŞAĞINDA ALTGEÇİT DÜZENLENMESİ İLE KAVŞAKTAKİ TRANSİT TRAFİĞE İYİLEŞTİRMELER GETİRİLMEYE ÇALIŞILIRKEN ANKARA GARINA ERİŞİM ZORLAŞTIRILMIŞTIR.

 Sadece bu kavşaktan transit geçen trafiğe çözüm getirmeye çalışan bu düzenleme, Ankara Garının erişilebilirliğini azaltmakta ve Gar binasına giriş-çıkışı zorlaştırmaktadır. Mevcut trafik değerleri altında yetersiz kalacak bu düzenlemeler, 2007 yılında Ankara-Eskişehir etabı, 2009 yılında da tamamı açılacak Hızlı Tren Projesi ile ortaya çıkacak yeni demiryolu yolculuk talebi karşısında tamamen kilitlenecektir. Bu düzenleme, demiryollarının kalkındırılması konusunda son yıllarda yapılan çabalara kent düzeyinde bir engel yaratacak, Ankaralıların demiryoluna erişimini zorlaştıracaktır. 

5.         TÜM BU OLUMSUZ SONUÇLARLA BİRLİKTE GAR KAVŞAĞINDAKİ ALT GEÇİT DÜZENLENMESİ TRANSİT TRAFİĞE DE ÖNEMLİ BİR YARAR SAĞLAYAMAYACAKTIR.

 Kentin merkezi bölgelerine ulaşımı sağlayan bir yol üzerinde yapılacak bu kavşak, kentin bütününü gözetmeyen, noktasal çözümlere dayalı, gelişmiş ülkelerde 40 yıl önce terk edilmiş olan "geleneksel yaklaşım" adı verilen ulaşım politikasının en önemli aracı konumundadır. Bu kavşağın yapımıyla yaratılan serbest akım, talebi artırarak diğer bir kavşakta daha fazla tıkanıklığa yol açacak, yani trafik tıkanıklığı bir kavşaktan diğerine ötelenecektir. Dolayısıyla trilyonlarca lira harcanarak yapılacak olan dava konusu kavşak yerine, trafik mühendisliğinin sistem yaklaşımı ilkeleri ve basit trafik düzenlemeleri (sinyalizasyon, faz ayarlamaları, adalama, vb.) ile trafiği çok daha ucuz ve akılcı yöntemlerle yönetmek mümkündür. Dolayısıyla "sözde hızlı trafik" için yapılacak bu kavşak için yine vergilerimizle yarattığımız trilyonlarca liralık kamu kaynağı rasyonel olmayan biçimde harcanacaktır. Sadece bu kavşaktan transit geçen trafiğe çözüm getirmeye çalışan bu düzenleme, Kızılay yönünde giden araçların Talatpaşa Bulvarı üzerindeki Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu önündeki hemzemin sinyal kontrollü kavşakta yığılmasına yol açacaktır. Gar Kavşağında yaşanan kuyruklanmalar sadece bir sonraki kavşağa aktarılmış olacaktır. 

6.         GAR KAVŞAĞINDA ALTGEÇİT DÜZENLENMESİ YAPILIRKEN YAYALAR DİKKATE ALINMADIĞI VE GEREKLİ MİNİMUM STANDARTLAR SAĞLANMADIĞI İÇİN ORTAYA ÇIKAN DÜZENLEMEDE ANKARA GARIN YAYA ERİŞİMİ AZALTILMIŞ, YOLUN KARŞISINDAN GAR MEYDANINA ULAŞMAK ZORLAŞTIRILMIŞTIR.

 Yapılacak kavşak sonucu en fazla zararı görecek olan kesim yayalar olacaktır. Bugün için mevcut kavşakta ışıklı hemzemin geçitler yoluyla karşıdan karşıya geçme olanağı olan yayaların, yapılacak kavşağın yol açacağı kesintisiz akım nedeniyle hareketleri büyük ölçüde kısıtlanacak, karşıdan karşıya geçmeleri tehlikeli ve çok güç duruma gelecek ve can güvenlikleri çok olumsuz etkilenecektir. Araçları hareketleri öncelikle çözülmeye çalışıldığı için yayalar dikkate alınmamakta; yaya hareketleri kesilmekte, daraltılan kaldırımlar ve öncelik verilen taşıtlarla yaya güvenliği tehlikeye atılmaktadır. Düzenlenmesi sırasında ön yargılı bir şekilde yapımına karar verilen ve taşıtların ihtiyacı olan minimum standartlarla bu alana sıkıştırılmaya çalışılan alt geçitte yaya hareketleri ve güvenliği dikkate alınmamıştır. Bir yandan eski Gar Gazinosu önündeki otobüs durağı ile daraltılarak TSEK minimum standartları altına indirilen yaya kaldırımı, diğer yandan yolun karşısından Ankara Gara ulaşmak isteyen yayaların ihtiyacı olan yaya geçitlerinin düzenlenmemesi, Gar Kavşağının yayalar için bir kara nokta olması sonucunu doğuracaktır. 

7.         ANKARA’DA KENT MEYDANLARININ ÖNCE KAVŞAKLARA SONRA DA YERALTI TÜNELLERİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ SÜRECİNDE TARİHİ GAR MEYDANI (KAVŞAĞI) DA BİR TÜNEL GİRİŞ-ÇIKIŞI HALİNE GETİRİLMİŞ OLACAKTIR.

 Kurtuluş Savaşının simgesi, planlı kentleşmenin ve Ankara’nın Başkent oluşunun önemli bir göstergesi olan Gar Binası, Gar Meydanı Ankara’nın yok edilen meydanlarından biri haline gelecek, görsel ve mekânsal bir çirkinlik abidesi olarak kent oyuklarından bir haline dönüştürülecektir. 

8.         ALT GEÇİDİN İNŞAATI SIRASINDA, KORİDORDAKİ ÇEVRESEL, KÜLTÜREL VE TARİHİ DEĞERLER TAHRİP EDİLECEKTİR.

 Bu kavşağın inşaatı sırasında, kavşağın yakında bulunan AŞOT katlı kavşağının yapılmasında olduğu gibi, yolun her iki yanındaki elli yıllık ağaçlar geceleri gizlice kesilecek, motorlu taşıtlara yol açılırken Ankara’yı susuzluğa götüren, küresel ısınmaya "katkı" sağlayan bir adım daha atılmış olunacaktır.   

KENT DOKULARI, TOPLUMSAL HAFIZALARI YENİDEN ÜRETİR, GÜÇLENDİRİR, KENT KİMLİKLERİNİN OLUŞMASINA KATKI SAĞLAR; KENT DOKULARININ, KENTLİLERDEN KOPARILMADAN, KENTİN FİZİKSEL PLANLAMASINDA ÖNEMLİ BİR OBJE OLARAK KULLANILMASI ZORUNLUDUR.   

 Kent dokularını oluşturan unsurlar kentlerin tarihlerini yazan mekânlardır, yollardır ve tarihe tanıklık etmiş yeşil dokuları yani ağaçlarıdır. Ankara’daki Gar Binası da Ankara’nın misyonunu belirleyen tarihi hakkında kentlisinin geçmişi ile buluştuğu önemli bir vurgudur.  TCDD bina ve kompleksleri tüm kullanımları ile Ankara kenti için önemli bir ulusal hafızadır ve bu unsur kentlisinden koparılmadan, kentin fiziksel planlamasında önemli bir obje olarak kullanılması gerekmektedir.  TCDD’nin Ankara için önemi sadece bir ulaşım ağının odak noktası olmasının ötesinde tarihi dokusu ile kentin planlanmasındaki önemli bir aks oluşu ile de ayrı bir önemi vardır.  1868 – 1873 yıllarında Osmanlı tarafından Haydarpaşa – İzmit Demiryolu yapımı ile başlayan demiryolu ulaşımı 1891 yılında Ankara’ya kadar uzatılmış ve Ankara’da ilk Gar binası 1892 yılında iki katlı küçük mütevazi bir bina ile hizmete başlamıştır.  1923’te Başkent olan Ankara’nın artan nüfusu, yerleşim ve konut ihtiyaçların artmasıyla ulaşım ağının odak noktası haline gelen kentin ana giriş kapısı olan eski gar binasının kapasitesinin arttırılması gerektirmiştir. Ama bu gereklilik tasarlanılırken 1892 de ki plan kararlarının korunarak geliştirilmesi önemli bir değerdir. CUMHURİYET DÖNEMİNİN EN ÖNEMLİ BIRAKITI OLAN KENTLERİN PLANLANMASI GELENEĞİ İLE BAŞLAYAN ANKARA JANSEN PLANININ KARARI İLE 1892 YILINDA YAPI KARARI ALINAN GAR BİNASININ ULAŞIM AĞININ ODAK NOKTASI OLMASINA KARAR VERİLMİŞ VE GAR BİNASI KENTİN ÖNEMLİ BİR AKSI OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR.  Yeni Gar binası yapımı 1934’te başlamış ve 1937’de kullanıma açılmıştır. Yalın malzeme kullanma anlayışıyla örnek olması, 1930’ların neo – klasikçiliğinin anıtsal sütun düzeni ile merdiven kulelerinin yuvarlatılmış hatları, dönemin önde gelen mimarlık akımlarının Türkiye Cumhuriyetindeki örneğidir.  GAR BİNASI VE ÇEVRESİNDEKİ PLANLAMA ANLAYIŞI, TÜM AÇIK- YEŞİL ALAN DOKULARININ TARİHİ TÜRK BAHÇE ÖRNEKLERİNE VERDİĞİ KATKI İLE HEM DE TARİHİ MİSYONUNU İLE KENTLİSİNE TAŞIDIĞI SANAT VE KÜLTÜREL ODAKLARI İLE KENTİN  ÖNEMLİ BİR KİMLİK DEĞERİNİ OLUŞTURMAKTADIR. Gar kompleksi içinde yer alan kültür ve sanat odakları olan, Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi, Ankara Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi ve Demiryolu Müzesi – Sanat Galerisi ile geçmiş ile gelecek arasında bağın kurulması, gelecek kuşağa demiryollarının geçmişi ile ilgili bilgilerin  aktarılmasının sağlandığı bir kültür ve sanat objesi olma özelliğini taşımaktadır.  Kent ve ulusal kimliğimiz üzerinde büyük bir önem kazandıran ve sadece bir ulaşım ağı gözüyle bakılamayacak ve kentlisinden koparılmayacak kadar önemi olan kent mekanın içinde ve yakın çevresinde yapılacak olan her türlü planlamanın Koruma Bölge Kurulları tarafından tüm analizleri ve etüdleri yapılmış bir plan raporu üzerinden hareket etme ve kentini ulusal tarihinin örneklerini taşıyan mekanlarında daha itinalı kararlar verme noktasında kılmalıdır inancını taşımaktayız.  Kentlerin gelişen dinamizmi içerisinde, fiziksel, toplumsa doğal – kültürel, ekonomik ve hatta siyasal ve ideolojik faktörlerin etkisinde gösterdikleri değişim ve dönüşümüne neden olabilir. Kentsel mekandaki değişim ve dönüşümler, kimi zaman mekan ve yaşam kalitesini arttırıcı yönde olurken, kimi zaman da mekanın, ekonomik, toplumsal, kültürel ve fiziki çökme ve bozulması olarak kendini gösterir. Dönüşüm, bir olgu olarak, belirli bir zaman aralığında ekonomik, toplumsal, fiziksel ve kültürel – doğal çökme ve bozulmaya karşı verilen bir cevap olarak görülmektedir. Gar binası ve çevresi önünden geçirilmeye çalışılan ve Ankara’yı bir taşıt kenti kimliğine doğru sürükleyen bir planlama anlayışı ile TCDD önünden geçirilecek katlı kavşak ile TCDD Gar’ının tüm tarihi  – kültürel misyonu ile Ankaralıdan koparılmaya, algılama ve birlikte yaşam sürecinden çıkarılmaya çalışılarak kentsel hafızamızdan silinmeye çalışılmıştır. Bu dönüşüm ile kentin fiziksel gelişiminde tarihine, kültürel değerlerine ve şehircilik ilkesi içinde kent içi trafik düzenindeki hız artışına verdiği katkı ile bir çöküntü ve bozulmanın yaşanacağı aşikardır.  

ANKARA GAR BİNASI JANSEN PLANINDAN DA AÇIKÇA ANLAŞILACAĞI ÜZERE TARİHE KURULAN BİR KÖPRÜDÜR. JANSEN PLANINDA 1892 YILINDA YAPI KARARI ALINAN GAR BİNASININ ULAŞIM AĞININ ODAK NOKTASI OLMASINA KARAR VERİLMİŞ VE GAR BİNASI KENTİN ÖNEMLİ BİR AKSI OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR.

 Kentler dinamik oluşumlardır.  Kentler gelişme ve değişime cevap vermelidir, doğrudur. Ancak kentlerin gelişim ve değişime cevap vermesi beklenirken, kent yöneticileri tarafından oluşturulan yeni planlar; kentin omurgasını, misyonunu oluşturan çerçeve planı üzerinden kurgulanmalıdır.  TCDD Gar Binası, Ankara’nın omurga planını oluşturan Jansen Planında, Cumhuriyet döneminin önemli tarihsel tanıklığı, bugün Örnek Yol olarak anılan aks ile Ankara’nın başka bir tarihi dokusuna vurgu yapılarak  İ.Ö. 2.yy  başındaki Ankara’nın ilk yerleşim alanı ola Ankara Kalesi’ne bağlanmıştır. Bu, tarihsel bağlantıyı koparacak ve kentlinin algısı dışında bırakılacak hiçbir oluşuma izin verilmemelidir. Sonuç olarak, Gar binası ve çevresi bir döneme ait yapıları ile ve Jansen planında Ankara Kalesi ve bağlanan ulaşım ağındaki merkezi odak olması ile kentin tarihi dönemine tanıklık yapmış önemli bir olgudur. Tek başına mimari bir kütleden öte, çevresiyle oluşturduğu bütünlükle kentsel silüete yaptığı vurgu ile kentsel mirasın bir parçasıdır. ANKARA GARININ KALEYE DOĞRU YAPTIĞI GÖRSEL AÇILIM JANSEN PLANINDA ÖZELLİKLE DİKKATE ALINMIŞTIR. Onun üzerine temellenmiştir. 1892 plan kararları 1932’de yapılan plan üzerine aktarılırken, bugün yapılan planlarda göz ardı edilmesini anlamakta, kentsel mirasın kentliden koparılması üzerine kurgulanan  bu planı oluşturmakta zorluk çekmekteyiz.  TREN VE OTOBÜS TERMİNALLERİ KENTİN GİRİŞ KAPILARIDIR. KENTLERİ İLK TANITIM OBJELERİ KONUK EVLERİDİR. KENTLERİN KİMLİĞİ İLE İLGİLİ BİR FİKİR OLUŞMASINI SAĞLAYAN BU KONUK EVLERİNİN MİSYONUNU  YOK EDİCİ, TAŞIT TRAFİĞİ HIZ VE YOĞUNLUĞU İLE ALGILAMA NİTELİĞİNİ YOK EDİCİ TÜM PLANLAMALARA İZİN VERİLMESİ KAMU YARARINA AYKIRIDIR.  Katlı/köprülü kavşak proje ve uygulamalarının olumsuz etkileri bugün yaşanmaktadır. TBMM önünde yapılan alt geçitler, katlı kavşaklar ile Meclis binası ve bahçesindeki yeşil dokusunda görkemlilik insan algısından çıkmıştır. Her gün önünden geçtiğimizde  hatırlayacağımız, yaşayacağı mekanlar yayaların algısından çıkarılmış ve unutturulmuştur. Sonuç olarak,  tarihsel kültürümüze, geçmişimize tanıklık etmiş, Cumhuriyet dönemimin önemli mimari  ve kültür mirası olan, kent kimliğimiz ve silüeti üzerinde yadsınamaz bir vurgu oluşturan Ankara Garı, Jansen planının önemli akslarından olup, kentin açıklık ve nefes alma prensibi ile projelendirilmiş olup Ankara Kale’sine  kadar olan mekan çözümü ile önemli bir hava koridoru aksıdır.  Gar Binası ve çevresi önünde yapılacak olan katlı kavşak projesi ile yaya ile Gar’ın bağlantısı koparılarak, kent kültürü yok edilmeye, insanlığın tarihsel ve kültürel mirası olan kent dokusu üzerinde önemi ve değeri hafifletilmeye çalışılmaktadır.  

KATLI KAVŞAĞIN YAPILACAĞI ALANIN TARİHİ VE KÜLTÜREL KİMLİĞİ, ANIT AĞAÇLARI İLE DE TESCİL ALTINDADIR.

 Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun dava konusu 11.05.2007 tarih ve 2347 nolu kararında TCDD Gar önünde Köprülü kavşak projesi ve Gençlik Parkı giriş alanına yapılacak olan yer altı otopark projesi onaylanırken, kendi kurumunun aldığı  kararlar adeta yok sayılmıştır.  Şöyle ki; yine aynı Koruma Bölge Kurulu 25.02.2005 tarih ve 344 sayılı kararı ile (EK 2) TCDD Gar binası önünde 3 ağacı "Anıt Ağaç" olarak tescil altına almış olup, Ankara Büyükşehir Beleye Başkanlığı tarafından hazırlanmış olan projenin tescil altına alınmış olan  bitkisel dokuya zarar verip- vermediği, koruyup- korumadığı konusunda hiçbir araştırma yapmadan projeye onay vermiştir.  

GAR BİNASI AÇIK – YEŞİL ALAN DOKUSU İÇERİSİNDE 3 ADET "ANIT AĞAÇ" TESCİLİ VARDIR Kİ BUNLARDAN ÖZELLİKLE BİR TANESİ OLAN PİCEA PUNGENS (MAVİ LADİN), YOLA SINIRLIDIR VE PROJE ÜZERİNDE BİTKİSEL HALİHAZIR DURUM BİLGİLERİ YOKTUR TESCİLLİ ANIT AĞAÇLAR PROJEYE İŞLENMEMİŞTİR.

 Öncelikte kendi kurumunun tescilinin proje üzerinde gösterilmesi konusunda hassasiyet göstermeyen Koruma Bölge Kurulu’nun vermiş olduğu proje vizesi kararının bir kez daha gözden geçirilmesi gerekirken, projeye onay verilmesi açık bir eksiklik ve hukuka aykırılık oluşturur.  

9.         YAPILACAK GAR MEYDANI (KAVŞAĞI) İNŞAATI İLE TRAFİK GÜVENLİĞİNİN ARTTIRILMASI ANLAYIŞI TERK EDİLMEKTE, BENZİN TÜKETİMİ, ENERJİ KULLANIMI, HAVA KİRLİLİĞİ, GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ, TRAFİK KAZALARI, ULAŞIM MALİYETİ VE OTOPARK SORUNLARI KATLANARAK ARTTIRILMAKTADIR.

 Büyükşehirler için taşıt ulaşımı, kendi başına bir amaç olamaz. Kentin yaşanabilirliği, sürdürülebilirliği ve cazibesi çok daha önemlidir. Bugüne kadar yapılan düzenlemelerin kenti ve başkentin merkezi olan Kızılay’ı ne kadar sorunlu bir bölge durumuna getirdiği açıkça görülmektedir. Söz konusu kavşak ile Gar Önü Alanı için de aynı durum söz konusu olacaktır.  Kent merkezine özel araç ile ulaşımın körüklenmesiyle benzin tüketimi, enerji kullanımı, hava kirliliği, gürültü kirliliği, trafik kazaları, ulaşım maliyeti ve otopark sorunları katlanarak artacaktır. Yeni yapılacak bu kavşak nedeniyle kentin dokusu biraz daha bozulacak, toplu taşım ve yaya ulaşımı dışlanacak ve kentin yaşanabilirliği biraz daha azalacaktır. Kent içindeki trafik düzenlemelerinin temel amacı "trafik alışkanlığının artırılması" değil, "trafik güvenliğinin artırılması" ve yapılan "araç – kilometrenin azaltılması"dır. 

10. Daha önce, 30.03.2007 TARİH, B.11.2.DDY.O.80.00.07-755.01.S.2-5062 SAYILI TCDD GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İNŞAAT DAİRE BAŞKANLIĞI YAZISI İLE GAR ÖNÜ KAVŞAK PROJESİ’NİN CİDDİ ÇEKİNCELERLE ONAYLANMADIĞI öğrenilmişse de her nasılsa iptali istenen kararda TCDD Genel Müdürlüğü İnşaat Daire Başkanlığı’nın olumlu görüşünün alındığı belirtilmektedir.  Anılan sebeple, TCDD GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE YAZI YAZILARAK, TCDD Genel Müdürlüğü İnşaat Daire Başkanlığı’nın 30.03.2007 tarih, B.11.2.DDY.O.80.00.07-755.01.S.2-5062 sayılı Ankara Gar Önü Köprülü Kavşak Projesi konulu yazısının VE VARSA SAİR TCCD GÖRÜŞ VE PROJELERİNİN, iptali istenen kararda da gönderme yapılan YÜKSEK HIZLI TREN GARI PROJESİNİN VE İLGİLİ BELGELERİN, Ankara Merkez TCDD Gar Sahası Nazım İmar Planı Değişikliğinin kurumdan istenilmesine,  DAVALI İDAREYE VE ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE AYRI AYRI YAZI YAZILARAK İPTALİ İSTENEN KARAR İLE İLGİLİ YAZI, RAPOR VE PROJELERİN EKSİKSİZ İSTENİLMESİNE karar verilmesi saygı ile talep olunur.

 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİ   

1)     İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27.maddesine göre:  "Danıştay ve idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler." denilmek suretiyle mahkemelerce yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması şartlarının birlikte gerçekleşmesini aramıştır. 

2)     Her ne kadar idarenin işlemlerinin icrailik niteliği taşıdığı ve aksi yargı kararları ile kanıtlanıncaya kadar icra edilebilir olduğu gerçeği göz önünde bulundurulsa da; idari yargılama usulüne has olan yürütmeyi durdurma müessesinin amacı ve varlık nedeni dikkate alındığında, dava sonucu beklenmeden davalı idare işlemin icra edilebilir olma niteliği ortadan kaldırılmaması ağır sonuçlar doğuracaktır. 

 3)     Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesinin kamusal hayata yerleştirilmesi, meslek disiplinini koruma hususunda hassas olan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, davalı idarenin işlemleri dolayısıyla savunduğu kamu kaynaklarının savurganca tüketilmesi, uygulanması halinde oluşturacağı, ticari, kültürel, kentsel zararlar ile, Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara’ya ait simgesel değerlerin yitirilmesi anlamında telafisi olanaksız zararlara yol açması ve kamu menfaati açısından telafisi güç ve imkansız zararları doğduğu gerçeği ile, davalının işlemleri ile ilgili yürütmenin durdurulması kararının verilmemesi hukuk devleti ilkesinin gereği olan yargısal denetim hakkı ve Anayasa’nın 125. maddesinde belirtilen "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." hükmünü etkisiz kılacaktır.  

4)     Anılan sebeplerle gerek meslek ahlakı ve bilimsel gerçeklere uygun bir değerlendirmeye olanak vermek, gerekse idarenin işleminden zarar görecek olan kentlilerin daha fazla mağduriyetine sebep olmamak için DAVALI İDARENİN SAVUNMASINI ALMADAN DOSYA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRME YAPILARAK (YA DA CEVAP SÜRESİNİN KISALTILARAK) YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA VE BU KARARIN MEMUR ELİYLE DAVALI İDAREYE TEBLİĞİNE karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.  

5)     Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkemenizce iptali istenen hükümler açısından en kısa sürede yürütmeyi durdurma talebimizin görüşülerek karara varılması saygı ile arz olunur. 

HUKUKİ NEDENLER          :

Uluslararası Sözleşme ve Bildirgeler, Anayasa, 2577 sayılı yasa, İmar Mevzuatı ve ilgili tüm mevzuat

DELİLLER                          :

TCDD planları, Ankara Ulaşım Planı, idari işlemler, keşif, bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delil.

SONUÇ VE İSTEM             :

Yukarıda sıralanan bilimsel, hukuki, teknik gerekçelerle, açıkça insan ve yaşam haklarına, temel özgürlüklere, toplumsal eşitlik ilkesine, kamu idarelerinin hiçbir grup yada zümreye ayrıcalık yaparak, diğerine karşı mağdur düşürmemesi yönündeki temel kamu yönetimi ilkesine, kamu yararına, şehircilik ve ulaşım ilkelerine ve onaylı Ankara Ulaşım Planı’na, ulaşım ve trafik planlama ve mühendisliği ilkelerine aykırı olan ve uygulanması halinde kamunun can güvenliği, sağlığı ve esenliği açısından önemli sorunlar yaratacak olan TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11.5.2007 tarih ve 2347 sayılı idari işleminin; kamu kaynaklarının savurganca tüketilmesi, uygulanması halinde oluşturacağı, ticari, kültürel, kentsel zararlar ile, Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara’ya ait simgesel değerlerin yitirilmesi anlamında telafisi olanaksız zararlara yol açması nedeniyle dava sonuçlanıncaya kadar YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA (İDARENİN SAVUNMASI ALINMAKSIZIN VEYA SAVUNMA SÜRESİ KISALTILARAK), KARARIN İŞİN ÖNEMİ VE ACİLİYETİNE BİNAEN MEMUR ELİ İLE TEBLİGAT YAPILMASINA; hukuka, kamu yararına, ulaşım-şehircilik ilkelerine aykırı idari işlemin İPTAL EDİLMESİNE, yargılamanın duruşmalı yapılmasına ve yargılama ücretleri ile ücreti vekaletin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesi hususunda gereğini arz ederiz. 

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Vekili    TMMOB Peyzaj Mimarları Odası   Vekili         

Av. M. Fevzi ÖZLÜER                                                        Av. Emre Baturay ALTINOK              

Ekler

 Ek-1:   TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11.5.2007 tarih ve 2347 sayılı kararı Ek-2:   TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 25.02.2005 tarih ve 344 sayılı ANIT AĞAÇLARIN TESCİLİNE İLİŞKİN KARARI Ek-3:   Onanmış Vekaletnameler


[1] Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu http://www.coe.fr/cplre/eng/etxt/echarteurbaine.php (İngilizcesi) Çeviren: Zerrin Yener ve Kumru Arapkirlioğlu, Avrupa Kentsel Şartı, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara 1996.
[2] Şehir İçi Yollar- Özürlü ve Yaşlılar İçin Sokak, Cadde, Meydan ve Yollarda Yapısal Önlemler ve İşaretlemelerin Tasarım kuralları (Kabul Tarihi:8.4.1999/Yürürlükte)

https://www.tse.org.tr/turkish/abone/StandardDetay.asp?STDNO=18910&sira=0 (Haziran.2007)

NOT:

Av. Fevzi ÖZLÜER’in "Ankara garını gaptırmayalım" isimli makalesini okumak için http://kentvedemiryolu.com/icerik.php?id=98 tıklayınız.

TCDD ANKARA GARI’NDA NELER OLUYOR?adlı yazıyı okumak için  http://kentvedemiryolu.com/icerik.php?id=245  tıklayınız

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: www.kentvedemiryolu.com