Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Sirkeci Gar Önündeki 2251 Nolu Lokomotif

(yorumlar kapalı)

2251-nolu-lokomotif.jpgŞark (Doğu) Demiryolları kumpanyası tarafından 1850 yılında imal edilerek emekliye ayrıldıktan sonra Haydarpaşa gar önünde sergilenen 23004 nolu buharlı Lokomotif anılarını sayfalarımızla paylaşmıştık. Bu defa de 1874 yılında Krauss firmasınca 1 adet üretilen ve emeklilik günlerini Sirkeci gar önünde geçiren 2251 nolu lokomotif ve onun makinisti İsmail Hakkı Besen’in 24 Aralık 1971 tarihli Tercüman Gazetesinde yayınlanmış olan meslek yaşamındaki anılarını aktarıyoruz.

2251 nolu lokomotifin üretim yeri ve yılı dışında Makinist İsmail Hakkı Besen’in benim lokomotifim diye açıklamasının dışında yalnızca trainsofturkey adlı web sayfasında 2251’in Konya’da olduğu söylenen fotoğraf bilgisine sahibiz. 

2251b.jpgFotoğraf: 2251 Konya’da www.trainsofturkey sayfasından alınmıştır. 

Makinisti İsmail Hakkı Besen’in çalışma yaşamı

Selanik’ten Dedeağaç’a oradan İstanbul’a İstanbul’dan Kars’a kadar uzanan binlerce kilometrelik demiryolunda harpler, esaretler, cehennem sıcaklığı veren kazanlar, düdükler, gittikçe göz önünde eriyen traversler ve marşandiz üzerinde geçen bir kırk yılın hikâyesi.

selanik-tren-ist.jpgİsmail hakkı Besen anlatırken gözleri dolan evini bile demiryolu kenarında yaptıran adam. 1937 de Fransızlardan devir alınan Devlet Demiryollarının ilk Türk makinisti. 

makinist-ismail-besen-emekli-olmadan-once-resmi-elbiseli-foto__rafi.jpg“Ne kadar özledim bilemezsiniz ancak burada hasret dindirebiliyorum biraz. Trenleri bekliyorum. Seslerini dinliyorum hep. Ama benim marşandizlerim yok. 2251 nolu lokomotif benim kader arkadaşımdı. Müzeye koymuşlar galiba” diye söze başladı. Demiryollarının babası İsmail Hakkı Besen. Tam o sırada uzaktan gelen banliyö treninin homurtusu duyuldu raylarda. Sustu geçmesini bekledi bir süre gözleri yaşlı. 

Bırakmak istemiyordu sanki bu sesi. İşte dedi. 19 yaşındayken başladı benim hayatım raylarda. Yaş seksen yani altmış bir sene evvel. 

“Sanayi Mektebinden 19 yaşında mezun oldum. Gazete ilanları ile gönüllü şimendifer aranıyordu o zaman. Demiryolcular asker olduğu için hem asker hem demiryolcu yazıldım. Bunun üzerine makinist olarak yetiştirilmek üzere hükümet bizi Selanik’e gönderdi. Ben orada iken Balkan harbi çıktı. Yunanlılar işgal ettiler. Türkleri alıp adalara götürüyorlardı. Ben kaçtım Grand otele gittim. Tesadüf ya yanıma bir Yunan yüzbaşı yaklaştı. Meğerse Taksimli imiş. Tatlıcı dükkânı varmış İstanbul’da babamla tatlı yemeğe giderdik. Oradan tanıyormuş beni. Gece bir İngiliz gemisine bindirdi. Onunla İstanbul’a geldim. Fındıklı önlerinde indirdiler. Hemen Ahırkapı’daki tabura geldiğimi bildirdim. Sonraları Yedikule’deki atölyede ateşçilik kursuna başladım. Ateşçilik makinist yardımcılığı derken, baş makinistliğe geldik günün birinde.” 

Makinist--Ismail-hakki-besen--soldan-besinci-yozgaatta-bir-mola-esnasinda.jpgMakinist İsmail Hakkı Besen Yerkeöy’de çalışma arkadaşları ile soldan beşinci

Bütün Yunanistan’da Serbestsin 

Bir yandan iç çekiyor, bir yandan hatıralarını anlatmaya devam ediyordu İsmail Besen. Atatürk’ün İsmet Paşa’nın trenlerinde baş makinist olarak bulunduğunu söylemeden edemedi. Gözleri yaşardı. Ve Yunanistan’da başından geçen ilginç bir hadiseyi göğsünü gere gere söyledi. İstiklal Harbinde Edirne hattında çalışırken Yunanistan’a esir düştüm. Beni alıp Dedeağaç’a götürdüler. Onların emrinde çalışmaya başladım. İstasyonda Daini isminde bir yüzbaşı vardı. Beni çağırdı bir gün. “sen Türkleri mi yoksa Yunanlıları mı seversin” dedi. Hiç korkmadım çekinmedim “Türküm Türkleri severim dedim” Yüzbaşı bir an yüzüme baktı ayağa kalkarak yanaklarımdan öptü “milletini sevmeyenin başka millete de hayrı olmaz” dedi. Ve bütün Yunanistan’da serbestçe dolaşmam için kart verdi. 

Rayların Azizliği 

Kırk senede binlerce kilometre kırk senede bin türlü cefa, İstanbul’dan Yunan ellerine kadar uzanan upuzunismail-besen-nerede-o-eski-trenler.jpg bir hayat. Esaret var, hastalık var. Ama trende daha doğrusu İsmail babanın marşandizinde ihanet yok. Fakat gel gör ki trenler elektrikli olunca mertliği bozuldu. İhanet etti İsmail babasına. İki yıl önce Sirkeci’den Bakırköy’e gelirken ani bir fren ve İsmail baba yerde. Ayağı kırılıyor hastanelik oluyordu. Buda trenle ilgili başka bir anısı İsmail Hakkı Besen’in. Yalnız seksen senedekiler yaşında çok hafif ve acı da verse daha tatlı. 

Demir Ağlarla Ördük 

İsmail Besen 1949’da emekli olmuştur. 375 Lira alırdı o zamanlar. Emekli olduğunda ayda 159 lira almaya başladı. Şimdi ise üç ayda 1400 Lira. Bereket versin Allah razı olsun diyordu İsmail baba. Kendisini demiryolu kenarında demiryolu hatıraları ile bıraktık. Gözlerini dikmiş kulakları tetikte trenleri bekliyor bir marş mırıldanıyordu. “demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” yeni bir tren geçiyordu yorgun raylardan İsmail Hakkı Besen yine üzgün, yine yıllar öncesindeydi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu