Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Ebru Gültekin Ilıcalı Ölümü “Bir İhmal Silsilesi Sonucu İşlenen Kamusal Bir Cinayettir”

(yorumlar kapalı)

Haydarpaşa garı ve çevresini her türlü  yasa ve yönetmeliği bilimsel  ve etik kuralı hiçe sayarak yüksek yoğunluklu yapılaşmaya açıp küresel rant sermayesinin kullanımına sunmaya çalışanların toplumun olanca tepkisine rağmen 25.11.2011 tarihinde büyükşehir belediye meclisinden onaylatıp uygulamaya koymak istedikleri rant projesine ve halkımızın ucuz ve güvenli ulaşım hakkını engelleyerek demiryolu hattının ulaşıma kapatılarak trenlerin seferden kaldırılmasına, Yüksek Hızlı Tren söylemlerinin arkasına sığınarak tüm konvansiyonel  anahat  trenleriyle Bölgesel trenlerin  bir daha sefere koyulmamak üzere kaldırılmasına  karşı  Haydarpaşa Dayanışması bileşenlerinin 24 haftadır sürdürdükleri pazar eylemlerine bu pazar 11Temmuz 2012 tarihinde Feneryolu istasyonunda meydana gelen kazada hayatını kaybeden Ebru Gültekin Ilıcalı ‘nın akrabaları ve arkadaşları destek verdi.. Özellikle son yıllarda artarak devam eden demiryolu kazalarının nedeninin esnek çalışma, taşeronlaştırma ve özelleştirme olduğunu  bu kazalarının sorumlularının Ulaştırma Bakanı ve TCDD Genel Müdürü olduğunu vurguladılar. Pazar Eylemine CHP İstanbul milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ de katılarak destek verdi.
egi3.jpg

Ebru Gültekin Ilıcalı’nın arkadaşları tarafından basına ve kamuoyuna açıklanan bildiri aşağıdadır:

egi4.jpgToplu taşımadan yararlanmak temel bir insan hakkıdır. Toplu taşımayı herkes için ulaşılabilir kılmak ve toplu taşıma araçlarını kullanan insanların can güvenliğini sağlayacak önlemleri almak ise, Ulaştırma Bakanlığı ve (söz konusu durumda) Devlet Demiryolları yönetiminin görevi, sorumluluğu ve zorunluluğudur. 11 Temmuz Çarşamba günü öğle saatlerinde Feneryolu istasyonuna toplu taşıma araçlarından yararlanma hakkını kullanmak üzere oğlu Ege ile birlikte giden sevgili dostumuz Ebru Gültekin Ilıcalı, hükümet politikaları ve kadrolaşması sonucu, Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Demiryolları Müdürlüğüne atanan kişiler en temel görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği için hayatını kaybetti. Perona giren trene oğlu Ege’nin içinde bulunduğu bebek arabasını yerleştirdiği sırada kapılar kapanıp tren harekete geçince vagon ile peron arasındaki boşluğa düştü ve en temel hakkı olan yaşama hakkı, doya doya yaşayacağı yarınları elinden alındı. Bizler bu olayın bir kaza olarak gösterilmesine kaderle ilişkilendirilmesine ve “ebrunun paniğe kapıldığı” ya da “dengesini kaybettiği” şeklindeki aslında işlenen sucu yok saymaya ve tepkileri esas sorumlulardan başka noktalara yönlendirmeye dönük bir söylemin yaygınlaştırılmasına ve izin vermemeye kararlıyız. Çünkü bu olay, bir ihmal silsilesi sonucu işlenen kamusal bir cinayettir aslında. Sorumlular ise, Marmaray projesi için getirilmiş olan ve daha güvenli trenler Edirne ve Haydarpaşa’da bekletilirken kapıları bile doğru dürüst kapanmayan 40 yıllık trenlerle hala yolcu taşınmasına göz yuman Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demiryolları Müdürüdür. Her iki İdareci de mevcut demiryollarının hem yük trenleri , hem de şehirlerarası ekspres yolcu trenleri tarafından kullanıldığını ve eski tip banliyö trenleri için uygun olmadığını bilmelerine rağmen aynı hatta bu trenlerinin tümünün işlemesine göz yummuşlardır.

egi2.jpgEbru’nun hayatını elinden alanlar vagon ile peron arasındaki mesafenin uluslararası standartlara göre en fazla 5 cm yi (yani bir insanın düşmesinin mümkün olmadığı genişliği) geçmemesi gerektiğini bildikleri halde istasyondan istasyona 20 ile 40 santimetre arasında değişen vagon-peron arası mesafeyi görmezden gelen, bu mesafeyi bertaraf etmek adına girişimde bulunmayan bu insanlardır. Görev sorumluluk ve zorunluluklarını hiçbir şekilde yerine getirmeyen Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demiryolları Genel Müdürü insan hayatının zerre kadar önemsenmediği bir sistemin yansıması olarak karşımızda duruyor. Aynı sistem can güvenliğinin en elzem konularından biri olduğu taşımacılık alanında özelleştirmeyi ve taşeronlaşmayı yaygınlaştırarak sorumluluk kavramını yok ediyor ve bugün yaşadığımız gibi can kaybıyla sonuçlanan ihmallerde bu politikaları üreten hükümetin ve bu hükümet tarafından atanan yöneticilerin suçun esas sorumluları olduğu hakikatinin üzerini örtüyor. Kurumun yapması gereken birçok hizmette olduğu gibi, istasyon ve duraklardaki yolcuların can güvenliği de taşeronlaştırma politikaları dahilinde özel sektöre verildiğinden, bu hizmetler hem kalifiye olmayan insanlar tarafından yürütülüyor, hem de eksik personel çalıştırılıyor. Bizler, Ebru’muz hayatta olsa ve böylesi bir şekilde birinin hayatının elinden alındığına şahitlik etse, başka türlü davranmayacağını gayet işi bildiğimizden , başka ölümler yaşanmasın diye bu olayda ihmali olan Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demiryolları Müdürü görevden alınana, yargılanana ve cezalandırılana kadar bu davanın takipçisi olacağımızı buradan duyuruyor, benzeri can kayıplarının yaşanmaması için gerekli önlemlerin derhal alınmasını talep ediyor ve sizleri de bu süreçte bizlerle dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz.

Ebru Gültekin Ilıcalı’nın arkadaşları

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu