Belediyeden pankartlı özür
İnanınız ki haberim yoktu. Ve söyleseler inanmazdım. Avuç içi kadar Kolej Kavşağı’na da el atmışlar!Eski TED Koleji, yeni Çankaya Belediyesi önünden Kurtuluş Parkı’na geçmek için kavşak başına geldiğimde ilanı gördüm!
Büyükşehir Belediyesi’nin Kurtuluş Parkı’nın tel örgüleri üzerine astığı ilanda şöyle yazıyordu özetle: "28 Ağustos 2007’de ihalesi yapıldığı halde, Çankaya Belediyesi’nin açtığı dava ile durdurulan Kolej Kavşağı düzenleme işine başlanılamamıştır. Artan trafik yüzünden rahatsız olan Ankaralılardan özür dileriz."
Kolej Kavşağı için nasıl bir "iyileştirme" (!) düşünüyorlar bilemem; ama, kentliden, kentte yaşayandan, başka herhangi bir konuda özür dileyen yok!
Aklıma Kobe Belediye Başkanı geliyor! (1997 depreminde, kente bir gün geç su verebildi diye intihar eden o adam)
Elde avuçta bulunan bir-iki kavşağı da "kavşak düzenlemesi" adı altında yürütüle giden betonlaştırmaya teslim edememekten (!) dolayı özür dileniyor yalnızca.
Öyle ya kent demek "araba" demektir… Arabanın ve arabalının "jet" gibi gitmesi demektir.
İnsan da kim oluyormuş, insana ilişkin, insanın insanca doğallık ve sadelik içinde bir kentsel altyapı içinde yaşaması da ne demekmiş! Ağaç ne demekmiş, park ne demekmiş, toprak ne demekmiş, temiz bir çevre, gürültüsüz, gazsız bir hayat, yürünebilir bir kaldırım ne demekmiş… Güzellik ne demekmiş, estetik ne demekmiş, dünden yarına, insanlarımıza, çocukluklarından değişmeden kalan bir-iki kent köşesi bırakmak ne demekmiş.
Kent demek "araba" demektir, evet. Biz(ler) marabayız!.. Yeni moda "maraba"ları arabalı kentin.
İstanbul’un Marmaray projesi kapsamında yapılan ve yapıla giden uygulamalarla ne hale getirileceğini anlatıp duralım. Ankara’da da hiç bitmeyen "otoyol" projesi (!) kapsamında, herhalde gün gelecek bir tane kavşak, azıcık alana benzeyen bir alan, özcesi soluk alabileceğimiz bir insani ortam kalmayacak.
Dağları taşları otoyol yapan kafa, kenti de otoyola ezdirmek için seferber olmuş durumdadır. Dünyanın bütün uygar kentlerinde kenti otodan ve otoyla gelen rahatsızlıklardan temizlemek için seferber olunurken, bizdeki bu oto egemenliğinde ne zaman bir frene basılacak bilemiyorum.
Bildiğim bir şey var: Gittikçe insansızlaştırılan kentlere, insansızlaştırılan kültür ve sanatı da katarsanız yarının kentinin kendiyle birlikte, içinde barınmaya çalışanları şimdiden yediğini (!) söylemek kehanet olmayacaktır.
Ama tabii yarın diye bir kaygısı kaldıysa kenti yönettiğini sananların ve onlara hizmet sunanların…
ABB astığı pankartla bu pankarta gönderme yapmaktadır
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Ümit SARIASLAN