ÜÇ Sevdalı-1
Üç kişiydiler. İkisi sevdalıydılar. Birisi kulak asma. Birisine hiç kulak asma. Delinin biriydi. Ben illa üniversiteye girecem diye tutturmuş delinin biri. Lalahan’ın oralarda bir kadın, evinin bir karış üstündeki damında giden güneşe açtığı erişteyi yetiştirmeye çalışıyordu. Bahçedeki narlar, ayvalara inat, patlıyı patlayıvermişlerdi. Taneleri yerlere saçılıvermişti. Orada bir düdük sesi bıraktık.
Gülünç bir dram, bir sahnelik oyun,
Hareket halindeki trenin bir kompartımanı… Geç saatler… Kompartımanda üç genç adam ve bir ses… Fonda trenin gürültüsü… Gürültü vah-vah, vah-vahi vah-vah sesleriyle verilir. Çuf çuf, çuf çuf demode olduğundan kullanılmaz.
Birinci adam: Yolculuk Allah isterse İzmir’e…
İkinci adam: He ya İzmir’e…
Üçüncü adam: Evet oraya…
Birinci adam: Sevdalık…
İkinci adam: He ya sevdalık…
Üçüncü adam: Yok bizimki sevdalık değil. Bu ikisi sevdalık. Biz okuyacağız. Allah’ın izniyle. Şükür sevdalığımız yok. Sevdalık daha sonra…
Birinci adam: Sevdalık dedimse, evlenmek yani, evlenmek için başlık parası biriktirmeye…
İkinci adam: He ya başlık parası biriktirmeye…
Birinci adam: 500 bin lira biriktirdik mi tamam…
İkinci adam: He ya 500 bin lira…
Ses: 500 bin lira öyle kolay birikmez.
Birinci adam: Birikir Allah’ın izniyle. Çalıştıktan sonra neden birikmesin.
Ses: Peki, be kardeşim oralarda o para birikmez be kardeşim. Umudunuzu kırmak için söylemiyorum. Ama birikmez be kardeşim.
İkinci adam: He ya birikmez. Yo birikir Allah’ın izniyle, yanlış dedim.
Ses: Peki kızlar hazır mı sankim…
(Birinci ve ikinci adam başlarını öne eğerler, ikisi de mahçup gülümsemektedirler…)
Birinci adam: Evet…
İkinci adam: Hazırdır kızlarımız Allahın izniyle. He ya hazırdır bi güzel…
Ses: Ne kadar zamanda biriktireceksiniz bu parayı sankim…
Birinci adam: Beş senede beş sene yeter…
İkinci adam: He ya beş sene yeter…
Ses: Kızlar sizi bekleyecek mi beş sene sankim?
Birinci adam: Beklerler sözümüz kavlimiz var Beklerler…
Ses: Bok beklerler sankim…İkinci adam: Buyur ne dedin agabey…Ses: Yani nasıl beklerler? Beklerler mi sankim?Birinci adam: El tutmuşuz. Göz göz olmuşuz. Söz söz olmuşuz. Kitaba el bastırmışız. Katiyen beklenecek. Başkası olmaz. Evet beklerler.
(Hareket halindeki trenin bu kompartımanında aniden ışıklar kararır. Karanlıkta trenin yeknesak gürültüsü daha belirginleşir. Birinci adam, kendi kendine konuşmaya başlar. Sadece onun dedikleri işitilmektedir. Bir monologdur bu…)
Birinci adam: Bu ses var ya bu ses. Bu yabanın ayısı. Güya fikrince oturup bizi sorgu sual etmektedir. Ve dahi yataklı vagondadır. Diye kendini bir bok sanmaktadır. Sevdalığı kolay sanmadadır. Beş yılı zamandan saymadadır. Ula beş yıl dediğin ne? Bir yat sağına dön soluna, aha sana beş yıl… Yabanın ayısı…
DEVAMI VAR…………
29.11.1982 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanmıştır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Halit Çapın