Ankara Banliyösü
Asırlarca çalışarak adetleri kadar zevk taşıyan evler ile köşkler ile 20 küsur kilometreyi ancak noktalayan İstanbul banliyösü…Ve bugün ilk defa Ankara’ya gelen bir yolcu sıfat ve görüşüyle Gazi istasyonundan başlayıp Kayaş’ta biten 12 kilometrelik Ankara banliyösü…Şilep düdüklerini andıran fabrikaların işbaşı çağrışları, yükselen bacaları ile modern bahçeli evleri sağda solda bırakarak Ankara’ya doğru ilerliyoruz. Yine her iki tarafımızda kilometrelerce uzayan asfalt şoseler…
Pamukova’da 22 Temmuz 2004’te meydana gelen ve 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlandırılmış tren kazasıyla ilgili dava zaman aşımından düştü. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Temmuz 2004’te meydana gelen ve 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlandırılmış tren kazası davasının, zaman aşımından düşürülmesine karar verdi
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası tarafından 7 Şubat 2012 tarihi saat 15.30 da Adapazarı Tren Garı önünde Adapazarı-İstanbul tren seferlerinin durdurulması ve Adapazarı Tren garının şehir dışına çıkartılması girişimleri protesto edildi. Basın açıklamasına BTS Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, BTS İstanbul 1 Nolu Şube yönetici, üye ve temsilcilerinin katıldılar. Eyleme KESK Sakarya Şubeler Platformu temsilcileri ve vatandaşlarda destek verdi.
Anadolu’dan İstanbul’a gelen ve İstanbul’dan Anadolu’ya giden tren seferlerinin demiryolu bakım ve yenileme çalışmaları gerekçe gösterilerek 1. Şubat 2012 tarihinden itibaren sonlandırılması ve ardından Başbakan, Ulaştırma Bakanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı tarafından da Haydarpaşa Gar ve çevresinin kentsel dönüşüme tabi tutulacağının açıklanması kamuoyunda tepkilere neden oldu. Bu tepkilerin STK’lar tarafından sahiplenilip eylemselliğe dönüştürülmemesi üzerine örgütsüz öndersiz eylemler gelişmeye ve yaşanmaya başlandı.
İçtenlikle, kederli bir öfkeyle söylediklerinize katılıyorum. Haydarpaşa, kar altındaki yalnızlığıyla kuşkusuz fotoğraftakinden daha hüzün vericidir şimdi. Acıdır, hiç olmadığı kadar. Dahası hiçbir şairin yazmadığı bir yeni şiiri yazmaya başlamıştır kendi özel defterine…Kentleri, yaşarken öl(dürül)en insanlara benzeten kafaların bu fotoğraftan yansıyan acılı kederi anlamaları, dahası idrak etmeleri olanaksızdır!
1 Şubat 2012 Çarşamba: Haydarpaşa Tatile Çıktı…III. Napolyon’un (1808-1873) baş”mimar”ı Baron Haussmann, Paris’in imar ve inşasına ilişkin olarak şöyle diyordu: “Fransa’nın başı ve kalbi olan Paris, diğer kentler gibi seçimle gelen belediye meclislerine teslim edilemezdi. Paris yönetimi kentlilere bırakılmayacak derecede önemli; büyük yolların, telgraf tellerinin, her şeyin kendisine varmak istediği, yasaların, kararların, emirlerin, her şeyin kendisinden dağıldığı bir merkezdi.” (Mimarlık, 92/1).
Hocalarla öğrenciler olmasa Milli Eğitim Bakanlığı ne güzel yönetilir misali treni olmayan Haydarpaşa’nın tadını da elbette birileri çıkarıyordur. Ne güzel her gün bir sürü trenle insanla uğraşmana gerek kalmadan, yok kazası, belası, gelmesi, gitmesi, gecikmesi, ısıtması, soğutması hiçbir derdi yok. Problemsiz bir hayat, ohhh ne rahat…
Haydarpaşa’nın vasıfsız hale getirilmesi amacıyla kaldırılan trenlerin sonuncusundayım. 31.01.2012 tarihinde Adapazarı-Haydarpaşa bölgesel ekspresinde şehrime doğru gelirken, demir yollarının bir ülkenin ulaşımında ne kadar önemli olduğunu gördüm. Otobüste sadece yanınızdakiyle konuşursunuz, trende ise tüm yolcular tanıdıktır vagonun hepsi katılır sohbete… Öğrenci dersini çalışırken, ev kadını örgüsünü örüyor…Yanımdaki küçük yaramaz Eren ise büyüyünce avcı olacağını ve balık avlayacağını söylüyor durmadan… Son trende haber yapan ilk gazeteciyim sanırım…