Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

BİLECİK BURSA BANDIRMA DEMİRYOLUNA 1 YTL ÖDENEK

(yorumlar kapalı)

6 Kasım 2007 Salı Günü TBMM genel kurulunda;

·         "TCDD’na hak ettiği önemin verilmesi, daha çağdaş, daha kullanışlı ve daha sağlıklı ve daha güvenli bir ulaşım sağlanması adına; ülkemizde raylı sistem ve demiryolu kullanılmasının yaygınlaştırılması ve demiryolu kullanımının hızlı tren ve diğer raylı sistemlerle desteklenerek daha modern ve güvenli ulaşım için gerekli ön çalışmaların yapılması ve gelişmenin sağlanması için yapılabileceklerin ortaya koyulması ve bu konularda yüce Meclisimiz ve halkımızın bilgilendirilmesi amacıyla, Anayasanın 98, TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını" talep eden CHP grup önerisinin

·         Meclis komisyonlarından gelen "Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun"

görüşmesi ve oylaması yapılmıştır. CHP grubunun  TCDD için talep ettiği meclis araştırması açılması önergesi (önergenin gerekçeleri demiryolu dostlarınca dikkatlice okunmalıdır) Bu meclis araştırma önergesi TBMM oturum Başkanının "Önergeler gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki ön görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır" sözü ile sıraya geçmiştir.  

Meclis komisyonlarından gelen "Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu"nun görüşmelerinde ilk sözü alan CHP Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL, TCDD Meslek Lisesinin çoğaltılarak yeniden açılmasını talep ederek, Bilecik Bursa Bandırma demiryolu yapımı için iktidarın 1 ytl ayırdığını bu para ile bu yatırımın gerçekleşmeyeceğini dile getirdi.Yapılan görüşmelerin ardından "anlaşma" oylanarak kabul olmuştur. Bu görüşmeye ait meclis tutanağı aşağıdadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Genel Kurul Tutanağı 23. Dönem 2. Yasama Yılı 16. Birleşim 06/Kasım /2007 Salı

BAŞKAN – Üçüncü ve son önergeyi okutuyorum: 02.11.2007 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına TCDD’na hak ettiği önemin verilmesi, daha çağdaş, daha kullanışlı ve daha sağlıklı ve daha güvenli bir ulaşım sağlanması adına; ülkemizde raylı sistem ve demiryolu kullanılmasının yaygınlaştırılması ve demiryolu kullanımının hızlı tren ve diğer raylı sistemlerle desteklenerek daha modern ve güvenli ulaşım için gerekli ön çalışmaların yapılması ve gelişmenin sağlanması için yapılabileceklerin ortaya koyulması ve bu konularda yüce Meclisimiz ve halkımızın bilgilendirilmesi amacıyla, Anayasanın 98, TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1- Kemal Demirel (Bursa) 2- Vahap Seçer (Mersin) 3- Ergün Aydoğan (Balıkesir) 4- Osman Kaptan (Antalya) 5- Rasim Çakır (Edirne) 6- Mevlüt Coşkuner (Isparta) 7- Ramazan Kerim Özkan (Burdur) 8- Enis Tütüncü (Tekirdağ) 9- Fevzi Topuz (Muğla) 10- Durdu Özbolat (Kahramanmaraş) 11- Turgut Dibek (Kırklareli) 12- Bilgin Paçarız (Edirne) 13- Tansel Barış (Kırklareli) 14- Çetin Soysal (İstanbul) 15- Yaşar Ağyüz (Gaziantep) 16- Gökhan Durgun (Hatay) 17- Ahmet Ersin (İzmir) 18- Eşref Karaibrahim (Giresun) 19- Muharrem İnce (Yalova) 20- Ali Rıza Öztürk (Mersin) 21- İsa Gök (Mersin) 22- Ali İhsan Köktürk (Zonguldak) 23- Ali Koçal (Zonguldak) 24- Engin Altay (Sinop) 25- Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar) 26- Yaşar Tüzün (Bilecik) 27- Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri) 28- Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)

Gerekçe: Raylı sistemler ve demiryolları taşımacılığı, başlangıcından bugüne kadar birçok ülkede etkin olarak kullanılmış ve son yılların en önemli ulaşım sistemi halini almıştır. Ülkemizde, 1923 yılı itibarı ile 4559 km. olan demiryolu 1940 yılında 8637 km’ye ulaşmıştır. 1940-1950 yılları ise ülkemizde demiryolları için "Durgunluk dönemi"dir. 1950 yılından günümüze kadar ise sadece 1871 km’lik yeni yol yapılmıştır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yokluklar içinde yılda ortalama 240 km. uzunluğunda demiryolu yapılırken, 1950 yılından sonra gelişen teknoloji ve maddi olanaklara rağmen yılda sadece 39 km’lik demiryolu yapılabilmiştir.

1948 yılında, ABD tarafından hazırlanan bir rapor, Türkiye’de ulaşım ağırlığının demiryolundan karayoluna kaydırılması gerektiğini öngörmüş ve tüm çalışmalar bu yönde devam etmiştir. Platform genişliği 13,7 m. olan çift hatlı elektrikli bir demiryolu alt yapısı, kapasite açısından 38 m. genişliğindeki 6 şeritli bir otobana eşdeğerdir. Kapasite ve standartlar açısından aynı baza getirilen 1 km. kara ve demiryolu maliyetleri karşılaştırıldığında 6 şeritli bir otobanın maliyeti 8 milyon USD iken, çift hatlı, elektrikli, sinyalizasyonlu bir demiryolunun maliyeti 2 milyon 853 bin USD olarak tespit edilmiştir. Demiryolunun faydalı ömrü 30 yıl olarak kabul edilirken, dünya standartlarında karayollarının faydalı ömrü 13 yıldır. Yol maliyetleri ve faydalı ömür açısından da demiryolunun daha avantajlı olduğu ortadadır. 1997 yılı istatistiklerine göre karayolunda trafik kazalarına neden olan kusurlar, insan faktörü % 98, araç faktörü % 0,6, Yol faktörü ise % 0,8 olarak saptanmıştır. 50 yıl ihmal edilen demiryolu alt yapısı gün geçtikçe kötüleşmiş ve yok olma aşamasına gelmiştir.

Buradan hareketle;

1. Demir yollarımızın daha kaliteli hale getirilmesi amacıyla ihtiyaç duyulan durumların saptanması,

2. TCDD’nin işletmecilik faaliyetlerinde dış müdahalelerden korunabilmesi için ulusal demiryolu politikamızın oluşturulması ve çalışmalara en kısa zamanda başlanması,

3. Raylı sistemlerin etkin kullanıldığı ülkelerde başarıyı getiren yöntemlerin saptanması ve ülkemizdeki durumlarla karşılaştırılması,

4. Demiryollarının kalifiye eleman ihtiyacı için "Demiryolu Meslek lisesi’nin etkin hale getirilmesi, ayrıca demiryolu işletilmesi ve demiryolu mühendislik fakültelerinin oluşturulması yönünde araştırmalar yapılarak uygulanabilirliğinin değerlendirilmesi,

5. TCDD, Limanlar ve Hava Meydanlarının, Demiryollarını da kapsayacak şekilde işletmecilik faaliyetleriyle birleştirilmesi ve hizmetlerini bütünlük içinde yürütülmesi için çalışmalar yapılması,

6. Demiryolları araç-gereçleri ve yedek parçalarının iç piyasadan temini amacıyla her türlü araştırmayı, test ve laboratuar verilerini elde edebilen; demiryollarının tanıtımı ve dünyadaki işletme faaliyetleri ışığında, tedbirler geliştirilecek ve projelendirmeyi sağlayacak Demiryolları ile ilgili bir araştırma ve eğitim kurumunun oluşturulup, ülkemizdeki işlerliğinin sağlanması çalışmalarının yapılması,

7. Hızlandırılmış tren olarak başlayan ve büyük bir hezimetle sona eren; hızlı raylı sistem taşımacılığının, hızlı tren çalışmaları ila etkin hale getirilmesi ve bu çalışmalar yapılırken, ülkemizin ihtiyaçları, coğrafi yapısı ve gelişmesinin de göz önünde bulundurularak planlamalar yapılmasının sağlanması,

8. Küresel ısınma, çevre kirliliği ve petrole dayalı enerji kaynaklarındaki azalmalar göz önünde bulundurulduğunda; Demiryolu taşımacılığı aynı zamanda çevre dostu olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak için, Çevre Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile de koordineli bir çalışma içerisine girilerek, demiryolu projelerine destek sağlanması. Çalışmalarının yapılarak, demiryollarının ülkemizde istenilen aşamaya gelmesinin sağlanması ve bu konuda halkımızın bilgilendirilerek, gerekli bilinç oluşturulmalı ve gerekli çalışmalara en kısa sürede başlanmalıdır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki ön görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır. …………….

                        Bu arada diğer konularda görüşmeler yapılmıştır….devamında     

BAŞKAN – Teşekkürler, sağ olun. Soru önergeleri cevaplandırılmıştır sayın milletvekilleri. Alınan karar gereğince, diğer denetim konularını görüşmüyor, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz. 1’inci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

1- Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/274) (S. Sayısı: 31)

(BAŞKAN – Komisyon?.. Yerinde. Hükûmet?.. Yerinde. Komisyon raporu, 31 sıra sayısıyla bastırılıp, dağıtılmıştır. Tasarının tümü üzerinde söz isteyen sayın milletvekillerini okuyorum: Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Kemal Demirel, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Hatay Milletvekili Abdülhadi Kahya, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Bursa Milletvekili Kemal Demirel, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Süreniz 20 dakikadır

Sayın Demirel. CHP GRUBU ADINA KEMAL DEMİREL (Bursa) –

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;

bugün, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak görüşlerimizi açıklamak üzere huzurunuzda bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kanun tasarısı, geçen dönem Türkiye Büyük Millet Meclisine komisyonlardan geçtikten sonra gönderilmiş ama ne yazık ki Meclis gündemine bir türlü gelmemiş ve yeni oluşan Parlamentoda gündemimizi oluşturuyor. Şimdi, bu kanun tasarıları, ikili anlaşmalar gereği o yaptığımız ülkelerle aramızdaki ilişkilerin daha iyiye gitmesi noktasında önemli anlaşmalar.

Peki, bu anlaşmalar bu kadar önemliyse, neden tasarılar Meclise geldiği zaman ivedilikle görüşülmüyor da geçen zaman boşa harcanmış oluyor? 2004’te bununla ilgili çalışmalar yapılmış ve bugün, neredeyse, 2007’nin son aylarını yaşıyoruz, 2008’e geliyoruz. O yüzden, bundan sonra, komisyonlardan geçen kanunların ivedilikle Meclise geldiği zaman çözümlenmesinin ve bunların da kanunlaşmasının önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Bu vesileyle, demir yolu ulaşımının çok önemli olduğunu ve bu ulaşım aracının ne yazık ki, 1950’den sonra ülke gündeminden hızla uzaklaştığını ve ulaşım sistemleri arasında üvey evlat muamelesi gördüğünü vurgulamak istiyorum. Demir yolları, ülkemizde, 1856 yılında İzmir-Aydın arasında başlamış ve daha sonra, cumhuriyet döneminde, hak ettiği yeri bulmuş ve -1950’den sonra- ne yazık ki, 1948 yılında, dışarıdan, Amerika tarafından, ülkemizin ulaşımıyla ilgili yapmış oldukları çalışmalar neticesinde karayolları taşıması tercih edilmiş ve demir yolu taşımacılığından hızla uzaklaştırılmış. Bugün ülkemizde herkesin şikâyet ettiği konuların başında trafik terörü geliyor. Evet, şikâyet etmeyen yok ama ne yazık ki trafik terörünün önüne geçilmesi noktasında demir yolu ulaşımının ne kadar önemli olduğunu…

Ama ne yazık ki, geçen yıllar içerisinde baktığımız zaman, bu konuda demir yollarına gereken önem verilmediği için, bir noktada sorumluluğun bizlerde olduğu gerçeğini kabul etmemiz lazım. Yani bu ülkede trafik terörü varsa, trafik canavarı varsa sorumlusu 1950 yılından sonra, yani cumhuriyet döneminde hak ettiği yeri bulan demir yolu ulaşımının ne yazık ki, 1950’den sonra gelen hükûmetler tarafından bir tarafa itilmesi ve bize dışarıdan yol gösterilen ulaşım politikalarıyla beraber kara yolu taşımacılığının öne çıkarılması ve bunun sonucundaki kazalar. Şimdi, bu noktada demir yolu, gerçekten seçim zamanları hükûmetlerin, partilerin gündemlerinde olan, fakat seçimlerden sonra gerekli, hak ettiği yeri bulamayan bir ulaşım aracı. Demir yolu, artık, bu ülkenin vazgeçilmezleri içerisinde, ulaşım ağında hak ettiği yeri alması lazım. Bu konuda bu Parlamentoya büyük görev düşüyor.

Geçen dönem ne yazık ki Hükûmetin "Hızlı Tren Projesi" diye ortaya koyduğu hızlandırılmış projenin ülkemizde ne kadar büyük bir felakete uğratıldığını hep beraber yaşadık. Yani, ben o kazada hayatını kaybeden değerli vatandaşlarımızı… Artık, onları şehit olarak görmek istiyorum, çünkü o insanlar demir yolu şehitleri oldular. Çünkü o projenin hayata geçirilmesi noktasında bilim adamları bunun sakıncalı olduğunu, gözden geçirilmesi gerektiğini ve bu noktada, çalıştırılmaması noktasında görüşler ortaya konmasına rağmen, ne yazık ki hızlandırılmış proje hızlı şekilde hayata geçirildi ve ne yazık ki 30’u aşkın vatandaşımız hayatını kaybetti. Şimdi soruyorum size: Sorumlular nerede? Sorumlu olanlar bu Hükûmetin o günkü projesine güvenip trene binip hayatını kaybeden insanlar mı oldu? Ne yazık ki o insanlar bugün aramızda yok. Ama, onlara, bu kazanın sebebiyeti neticesinde sorumlu olması gerekenlerin bu konuda gerekli hassasiyeti göstermediklerini görmüş oluyoruz.

Değerli arkadaşlar, şimdi demir yolu, dediğim gibi bu ülkede çok önemli, ama bizim geçmiş dönemlerde ülkemizdeki demir yolu ağının oluşturulması noktasında bize yol gösterenler, kendi ülkemizin gerçekleri çerçevesinde bunu yapmamışlar, kendileri, Osmanlılar zamanında bilhassa, yapan firmalar, yapan ülkeler kendilerine ihtiyaç olan bölgelere doğru hatları uzatmışlar. Yani, maden ocaklarına doğru, hububat üretilen yerlere doğru, yani Türkiye’nin ihtiyacına göre değil, kendi ihtiyaçlarına göre demiryolu ağını oluşturmuşlar. O yüzden, demiryolları şu anda Türkiye’nin ihtiyacını karşılayamaz bir noktasında. Bu noktada Türkiye’nin jeopolitik durumu da göz önünde tutularak, demiryolu ulaşımına mutlaka en kısa zaman içerisinde gereken hassasiyetin verilmesini istiyorum.

Bakın, bu noktada -daha evvel Ulaştırma Bakanlığı bütçesinde de aynı şeyleri ifade etmiştik- kara, deniz, hava ve demiryolu ulaşımları, birbirleriyle yarışır değil, birbirlerini tamamlayan ulaşım araçlarıdır. Ama, öyle bir noktaya geldik ki, ulaşım araçlarında birilerine öz evlat, birilerine üvey evlat muamelesi gösterdik. Bunun arkasında yatan sebeplerden bir tanesinin de, bu ulaşım araçlarının farklı bakanlıklar bünyesinde olmasından kaynaklandığını da biliyoruz. Geçmiş dönemde Bayındırlık Bakanlığı içerisinde karayolu taşımacılığı vardı, Ulaştırmada da demiryolu, hava yolu vardı, şimdi bunların aynı bakanlık çerçevesinde toplanması, bence doğrusu da bu. O zaman, bakanlık, bu projelerle ilgili olarak görüşleri ortaya koyarken, çalışma yaparken, birisine öz, birisine üvey evlat muamelesi yapma durumunda artık olmayacaktır. Yani, bugün…

Dün yine açıklaması vardı Sayın Ulaştırma Bakanının, Türkiye’nin önemli projeleri içerisinde yine otoyollardan bahsediyor, otobanlardan bahsediyor; tabii ki bu ülkeye otoban da gerekli, otoyol da gerekli, ama artık bu ülkenin demiryolu ihtiyacının mutlaka en kısa zaman içerisinde ortaya konulması ve gerçekleştirilmesi önemli. Bugün trafik teröründen şikâyet ediyoruz…

Değerli arkadaşlarım, daha pazar günkü gazetelerde çıkan bir haber vardı, herhalde hepiniz okumuşsunuzdur, "Marmara’nın altı fokur fokur kaynıyor" diye. Şimdi, bir profesör bununla ilgili açıklamalar yapıyor, depremle ilgili tehlikeyi ortaya koyuyor. Ben şimdi size söyleyeceğim, depremlerde insanların ne kadarı hayatını kaybetmiş, trafik kazalarında insanlarımızın ne kadarı hayatını kaybetmiş. Biz depremleri zaten yaşıyoruz, her gün yollarda yaşıyoruz, her gün kazalarla depremleri biz yaşıyoruz. Bakın, 1900 yılından 2002 yılına kadar geçen 102 yıl içerisinde Türkiye’de oluşan depremlerde hayatını kaybeden insan sayısı 100 bin, Ama 1980’le 2002 arasında yirmi iki yılda trafik kazalarında hayatını kaybeden insan sayısı 125 bin. Yani bir tarafta yüz yılda 100 bin kişi, yirmi iki yılda 125 bin kişi. Peki, hayatlarını bu kadar kaybeden insanlarımız var. Trafik kazaları bu kadar ülkede can yakarken, maddi-manevi kayıplara bu ülkemizi sürüklerken neden hâlâ demir yolları konusunda gereken hassasiyet gösterilmiyor. Şimdi diyecekler ki, gereken hassasiyetler gösteriliyor. Ama yeterli değil. Yeterli değil.

kdUlaştırma Bakanlığı bütçesinde, bence en önemli kaynaklardan bir tanesi, demir yollarına ayırmaktır. Şimdi hızlı tren projesi İstanbul-Ankara arasında gerçekleştirilecek ama şunu da söylemek istiyorum: Yıllardan beri, on yıldan beri Bursa’da ve Türkiye’de sürdürdüğüm bir mücadele var, demir yolları mücadelesi. Bilecik-Bursa-Bandırma… Bursa, Türkiye’nin önemli bir kenti, dördüncü büyük kenti, ihracatta ikinci büyük kenti fakat ne yazık ki bir türlü Bursa’ya demir yolu getirilmiyor, gelmiyor. Bununla ilgili yüz binlerce imza topladım, otuz sekiz tane vilayet dolaştım, 68 bin kilometre yol katettim, üç tane bakanlığa, Ulaştırma Bakanlığına bizzat başvurarak bunun bir an evvel hayata geçirilmesi için gayretlerimizi ortaya koyduk, hep bize söylenenler, önümüzdeki yıl mutlaka bu projeye yeterli kaynak ayırıyoruz. Tabii o projeye yeterli kaynaklar ayrılıyor, 1 YTL’yi görüyoruz karşısında, 1 YTL. Yani 1 milyonla Bursa-Bandırma-Bilecik demir yolu yapılacak! 1 milyonu artık insanlar kullanmıyor neredeyse. Değerli arkadaşlarım, bu noktada Bursa-Bandırma-Bilecik demir yolunun, bu kadar önemli bir projenin bu yıl hayata geçirilmesi noktasında ben yine Bursa’da imza kampanyası başlattım ve insanlar bu kampanyaya imza atarak mutlaka bu sene -2008 yılı bütçesi içerisinde- demir yolu konusunda, Bursa konusunda bütçeden ne kadar kaynak ayrıldığını görmek istiyor. Bunu bekliyoruz, bunu göreceğiz. Hükûmetin ve Ulaştırma Bakanlığının Bursa’ya bakış açısını da görmüş olacağız. Çünkü Bursa Türkiye’ye kazandıran il. Bursa Türkiye’ye ekonomik anlamda güç veren bir il. Bursa kazandırıyor ve Bursa’dan kazandığı o parayla, bütçeyle, bugün, ülkenin birçok yerine hizmetler götürülüyor. Peki, Bursa, bu kadar, bunu yaparken hak ettiği yeri alıyor mu? Almıyor. Bu noktada, ben, özellikle bu vesileyle bunu vurgulamak istiyorum.

İnanıyorum ki ve beklentim o ki, bu dönem -Hükûmet ve Ulaştırma Bakanlığı- seçim öncesi, Bursa’yla ilgili verilen vaatlerin 2008 yılı içerisinde tutulup tutulmadığını göreceğiz inşallah. Fakat o arada başka bir gelişme oldu, işte Eskişehir’i, Bilecik-Osmaneli üzerinden Gemlik ilçesiyle ilgili bir bağlantı kurulması -söz konusu- gündeme getirildi. Ben buradan yine öğrenmek istiyorum: O konuyla ilgili olarak fizibilite çalışmaları yapılmış mı, yapılmamış mı? Yoksa bu da, sadece, acaba, bununla ilgili birkaç kelime edersek, bununla ilgili gündemi meşgul edersek, diğer ulaşımı, yani Bandırma-Bursa arasındaki demir yolunu unutturabilir miyiz diye düşüncesi de kafamızda yer ediyor, ama inanıyorum ki, inşallah öyle bir şey olmayacaktır. Bursa bu konuda hak ettiği yeri almış olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, bugün, yine, ülkemizin ve dünyanın en büyük sıkıntılarından bir tanesi, önümüzdeki yıllarda karşı karşıya gelebileceğimiz küresel ısınma. Bakın, küresel ısınmaya nereden nereye geleceğiz. Bugün, küresel ısınmadan dolayı, ülkemiz, sıkıntılarla baş başa kalacak. Bugün, akaryakıt alımının üçte 1’i taşımada kullanılıyor. Yani siz, dışarıdan aldığınız akaryakıtın üçte 1’ini ulaşım araçlarında kullanıyorsunuz. Bugün eğer demir yollarını hak ettiği yere getirmiş olsaydık, inanın çok daha farklı noktalarda olacaktık. Yani demir yolu ulaşımını hak ettiği yere getirmiş olsaydık, biz dışarıdan bu kadar akaryakıt tüketimi yapmayacaktık, bu kadar akaryakıt almayacaktık, bu kadar paralarımız döviz olarak yurt dışına gitmiş olmayacaktı. Onun için, bu noktada, demir yollarının aynı zamanda çevreci olduğunu, çevreyi kirletmeyen bir ulaşım aracı olduğunu, aynı zamanda emniyetli bir ulaşım aracı olduğunu, yolcu ve yük taşımacılığı açısından ekonomik olduğunu, bu noktada sanayiciler açısından da, ülkemiz insanı açısından da, çok daha ekonomik olması açısından da, böyle bir ulaşım aracının mutlaka hayata geçirilmesi noktasında ivedilikle üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu vurgulamak istiyorum.

Şimdi, dünyadaki gelişmeleri izlediğimiz zaman, dünya, hızla demir yolu konusunda hak ettiği yere geliyor. Avrupa Birliği ülkeleri demir yollarında 500 kilometre hız yapan trenleri seferleri koymaya başladılar. Artık, Avrupa’da insanlar yolla uğraşmıyorlar, yol yapımlarıyla uğraşmıyorlar. Avrupa’daki devletler, demir yollarını çok daha iyi bir noktaya nasıl getirebiliriz, onun mücadelesini veriyorlar. O yüzden, biz, Avrupa Birliğine gireceğiz diyoruz, Avrupa Birliğine girmemiz için bu noktada, önce kendimizi gözden geçirmemiz lazım. Bu noktada da, demir yolu ulaşımına hak ettiği yeri verip vermediğimizi yargılamamız lazım. İnşallah…

Bunları hep temenni olarak söylüyoruz, bu kürsülerden söylüyoruz, yetkililer bu kürsülerden bunları dinliyorlar, ama, hayata geçirilme noktasında baktığımız zaman, hayata geçirilmemesinin de faturasını ne yazık ki, insanlarımız trafik kazalarında hayatlarını kaybederek, maddi, manevi kazalara uğrayarak ortaya koyuyor. Değerli arkadaşlar, bu anlamda demir yolu gerçekten önemli dedik.

Geçmiş dönemlerde demir yollarıyla ilgili okullarımız da vardı bizlerin. Ne yazık ki bir ara kapatıldı. Şimdi tekrar açıldığını biliyorum. Demiryolu meslek lisesi. Bu noktada demir yolu için çok önemli. Eğer biz bu ulaşım aracını hak ettiği yere getirirsek, bunun kalifiye eleman ihtiyacı açısından da, insan potansiyeline ihtiyacı var. Bu noktada demiryolu meslek liselerinin çoğaltılması, gerekirse bu konuda mühendislik okullarının açılması, yani, kendi ulaşım aracımızın kalifiye eleman ihtiyacını da kendimizin karşılaması açısından bu çok önemli.

Bakın değerli arkadaşlarım, Sevgili Mustafa Kemal Atatürk’ün demir yollarıyla ilgili çok önemli görüşleri var. Bunu özellikle niye vurgulamak istiyorum ve söylemek istiyorum. Biz Kurtuluş Savaşı yaparken bizim kara yollarımız bu kadar güçlü değildi, deniz yollarımız bu kadar güçlü değildi, hava ulaşımımız bu kadar güçlü değildi. Ama mevcut demir yollarından faydalandık ve Sevgili Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşında demir yolunun ne kadar önemli olduğunu gördü ve şunu söyledi: "Demir yolları bir ülkenin toptan, tüfekten daha önemli bir silahıdır." Ve demir yollarına gereken önemin verilmesini özellikle söyledi ve onun zamanında yapılan demir yolları, ne yazık ki, bugün baktığımız zaman bazı hatların kaldırılmış olduğunu dahi görüyoruz. Peki, bu kadar önemli olan bu ulaşım aracı, mutlaka ve mutlaka, hak ettiği yeri almalıdır diyorum. Ben demir yollarıyla ilgili son sözlerimi söylerken, demir yolu özgürlük demektir, demir yolu bağımsızlık demektir, demir yolu cumhuriyet demektir. Cumhuriyetimize ve demir yollarımıza sahip çıkmamızı istiyorum. Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (CHP sırlarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Demirel. İkinci söz sırası, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Hatay Milletvekili Sayın Abdülhadi Kahya Bey’e aittir. Buyurun Sayın Kahya. Süreniz yirmi dakikadır.

AK PARTİ GRUBU ADINA ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Sayın Başkan, değerli Meclisimizin kıymetli üyeleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlarken aziz milletimizin birlik ve beraberlik ruhuyla cumhuriyetimizin 84’üncü yılına erişmiş olmasını da büyük bir gururla kutluyorum. Hiç şüphesiz, bugüne kadar milletimizin birliğine ve dirliğine kastetmiş olanlar gereken cevabı almışlardır. İnanıyorum ki, milletimiz ve devletimiz, yaşamakta olduğumuz hain saldırıların da üstesinden gelecek, hak edenler hak ettikleri cevabı alacaklardır. Bu vesileyle, bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şu anda, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı arasında yapılan protokolün onaylanmasına dair kanun tasarısı hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Söz konusu protokol, 18-13 Temmuz 2004 tarihinde Türkiye ve Suriye devletleri ulaştırma bakanları arasında imzalanmış olup 5 Eylül ile 8 Eylül 2004 tarihleri arasında Şam’da gerçekleştirilen Türkiye-Suriye Karma Ulaştırma Komisyon Toplantısı’nda alınan karar uyarınca da ortak bir komite oluşturulmuştur. 2002 seçimleri sonrasında, AK Parti hükûmetleri döneminde, dış politika alanında hızlı bir yükseliş sergilenmiş, devlet ve millet olarak uzun bir tarih sürecini hep beraber yaşamış bulunduğumuz başta komşu ülkelerle olmak üzere, dış dünyayla aktif, çeşitli ve stratejik derinlikli dış politika anlayışı hâkim kılınmıştır. Bunu, tarihî birikimimiz, coğrafi ve kültürel derinliğimiz, stratejik konumumuz ve iyi belirlenmiş bütüncül bir çerçeveye oturtulmuş çok boyutlu dış politika ihtiyacı şekillendirmiştir. Hükûmet, Türkiye’yi, bölgesel bir güç ve etkin bir küresel aktör yapabilmek için kriz odaklı değil, vizyon odaklı bir yaklaşımı temel almıştır. Devletimiz, krizlere tepki veren savunmacı bir ülke konumundan çıkarak, bölgesel ve küresel vizyonuyla, gelişmeleri yönlendirebilen belirleyici bir aktör hâline gelmiştir. Bu hedefe ulaşmak için en önce komşu ülkelerle ekonomik, kültürel ve siyasi bağları güçlendirmek, ülkemiz çevresinde güvenlik ve refah halkası oluşturmak ayrı bir öneme haizdir. Komşu ülkelerle sıfır problem ilkesi ve sürekli temas yöntemi sonucudur ki, işte, bu tür anlaşmalara daha bir ağırlık verilmeye başlanmıştır. Suriye’yle ticari ilişkilerimizin son beş yılda belirgin gelişme gösterdiği açıktır. 2006 yılında ikili ticaret hacmimiz 705 milyon doları bulmuştur. Suriye ve Arap ülkeleriyle kara ulaştırmasında Hatay’ın Cilvegözü sınır kapısı ana arteri oluşturmaktadır. Söz konusu kapının yenilenmesi çalışmaları, 2006 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından başlatılmış ve 2007 yılı sonunda tamamen hizmete girmesi öngörülmektedir. Türkiye ve Suriye Ulaştırma Bakanları tarafından imzalanan 13 Temmuz 2004 tarihli protokol ve 5-8 Eylül 2004 tarihlerinde Şam’da yapılan Türkiye- Suriye Karma Ulaştırma Komisyonu toplantısında alınan karar uyarınca ortak komite oluşturulmuştur. Ortak komite, Türkiye ve Suriye’de olmak üzere yedi ayrı toplantı yaparak, ortak girişimle ilgili olarak, iş tanımı çalışma prosedürlerinin detayları, finansman modelleri ve işletme programı hakkında karara varılmasını sağlayacak gerekli araştırmaları ve incelemeleri yaparak, yasal çerçeveyi belirlemek için çalışmalara başlamış ve kurulacak şirketle ilgili taslak ortak iş birliği anlaşması ve taslak anonim şirket sözleşmesini düzenlemiştir. Çeken ve çekilen araçların imalatı, bakımı, onarımı ve pazarlanması ile demir yolu alt ve üst yapısının onarımı, inşası, bakımı, iyileştirilmesi gibi faaliyetlerde bulunacak ve fabrika tesisleri Halep’te olacak bir iştirak kurulması yönünde çalışmalar devam etmektedir. Değerli Başkan, kıymetli üyeler; yapılan komisyon çalışmaları sonucunda şirket ana sözleşmesi ve ortak iş birliği anlaşması üzerinde mutabakatın sağlanması için karşılıklı görüşmeler devam etmektedir. Komite, en son 4 ve 10 Ağustos 2007 tarihlerinde Halep’te bir araya gelmiştir. Son toplantıda, CFS’de, Suriye’nin ilgili biriminde yaptırılan yeni fabrika binalarının kurulacak şirket marifetiyle donatılması ve buna göre bir sermaye yapısı oluşturulması önerilmiştir. Suriye tarafınca yapılan son öneriler ve gelişmelere göre, ortaklık esasları ve sermaye yapısına dair karar süreci devam etmekte olup, Suriye demir yolu kuruluşu yetkilileri ile mutabakat sağlanması için çalışmalar yine devam etmektedir. Bu ortaklıkla ilgili beklentilerden de bahsedecek olursak Suriye’nin ihtiyacı olarak, 2020 yılına kadar 155 adet lokomotif alımı, 410 adet yolcu vagonu revizyonu, 290 tren seti vagonu alımı, 12.800 adet yük vagonu alımı ve en kısa zamanda 86 adet lokomotif revizyonu planlanmıştır. Ayrıca, 500 kilometre yeni demir yolu yapımı ve 2.100 kilometre demir yolunun yenilenmesi planlanmıştır. 2020 yılına kadar Suriye’nin bu konudaki yatırım projeksiyonu 6,8 milyar Amerikan dolarıdırSayın Başkan, değerli üyeler; bahsettiğimiz faaliyetleri gerçekleştirmek üzere kurulması planlanan şirketin yapısı ve idaresinden de bahsetmek istiyorum. Kurulacak şirketin yüzde 50’si Türk tarafından, yüzde 50’si Suriye tarafından oluşturulacaktır. Sermaye konusunda ise 60 milyon dolar kuruluş sermayesi olması hususunda mutabakata varılmıştır. Bunun 30 milyon dolar hisse karşılığını Suriye tarafı nakit olarak, 30 milyon dolar hisse karşılığını da Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları nakit olarak ödeyecektir. Şirket tesisi, bina, arsa ve ihtiyacını öncelikle kiralama yoluyla karşılayacaktır. Şirketin yönetim kurulu 6 kişiden oluşacaktır. İlk dönem için yönetim kurulu başkanı Türk, Türkiye’den, başkan vekili ise Suriye tarafından atanacaktır. Takip eden dönemlerde de bu değişimli olarak yapılacaktır. Suriye tarafı, şirket fabrikaları imalata başlayıncaya kadar, demir yolu çeken, çekilen araçlarıyla ilgili ihtiyaçlarını şirket vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ve bağlı kuruluşlarından temin etmeyi garanti etmektedir. Bu durumda Suriye’nin talep ettiği ürün ve hizmetlerin fiyatı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, Suriye tarafı ve şirket tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenecektir. Kurulması planlanan şirketin süresi de yirmi beş yıl olarak tasarlanmıştır. Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; netice itibarıyla, bu anlaşma, aslında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, asırlarca beraberce yaşamış bulunduğu komşu ülke Suriye ile dost ve daha derinlikli ve çeşitli iş birliği örneklerinden birisini teşkil etmektedir. AK Parti hükûmetleri dönemi, komşularıyla ve dünyayla tecrit edilmiş vaziyette içe kapanıklık dönemi olmaktan çıkmış, tüm dünya devletleriyle gereken iş birliği zeminlerinin oluşturulduğu, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır ağırlıkta bir dış politika anlayışının hâkim kılındığı başarılı bir süreç olmuştur. Bu düşünceler içerisinde, sözlerimin sonunda yüce heyetinizi selamlıyor, hürmetlerimi arz ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kahya. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır. Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar) Süreniz 20 dakika Sayın Şandır.

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 31 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Öncelikle, muhterem heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz kanun, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair bir kanun tasarısıdır. Bu kanun tasarısının ekinde, Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin ilgili bakanlarının imzaladıkları protokol de bulunmaktadır. Bu protokole göre, Türkiye Cumhuriyeti adına TÜVASAŞ Suriye Cumhuriyeti adına da karşı kuruluşun bir araya gelerek, bir devlet kuruluşu olan bir kamu kuruluşunun bir araya gelerek bir ortak girişim kurmalarını ve bu ortak girişim marifetiyle, öncelikle tabii Suriye’ye ait iki yüz otuz adet vagonun yenilenmesi ve geliştirilmesinden, sonrasında ise tarafların ihtiyaç duyduğu şekilde diğer ray hizmetlerinin yanı sıra, demir yolu araç ve gereçlerinin yapımını, yenilenmesini, geliştirilmesini kapsayan demir yolu hizmetlerinin idaresinden sorumlu olmasına karar verilmiştir bu oluşturulacak ortak girişimle. Bu protokol, 13 temmuz 2004 tarihinde imzalanmıştır. Bugün itibarıyla, yaklaşık üç yıl dört ay önce. Bu protokol, bugün görüşmelerini tamamladığımız takdirde kanunlaştıracağımız bu kanunla yürürlüğe girecektir. Bu ortak girişim bundan sonra kurulacaktır ve bu ortak girişimin sözleşme protokolü içeriğindeki hususlar hayata geçecektir. Bu protokolle, taraflar, iş tanımı, çalışma prosedürlerinin detayları, finansman modelleri ve işletim programı hakkında karar verecektir. Dolayısıyla, bu protokolün imzalanmasından bu yana geçen üç yıl dört ay gibi bir süre, bu kanun tasarısı kanunlaştırılamadığı için yürürlüğe girmemiş olmaktadır. Değerli milletvekilleri, tabii, Milliyetçi Hareket Partisi olarak ifade ediyorum: Türkiye’yle komşuları arasında hükûmetler arasında yapılacak her anlaşma, her görüşme dostluğu geliştireceği için, ticareti artıracağı için, komşuluk ilişkilerini geliştireceği için, bir ortak coğrafyanın ortak kaderini paylaşan insanlar, toplumlar, ülkeler olarak güç birliğini geliştireceği için çok değerlidir ve önemlidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu değerin ve önemin farkındayız ve bu yönde atılan her adımı destekliyoruz. Özellikle, 877 kilometre sınırımız, hududumuz bulunan Suriye’yle, birtakım talihsiz gelişmeler sonrasında kaybedilen zamanı kazanmak çok önemlidir, çok gereklidir. Suriye’yle, kaybedilen zamanın telafisini yapabilmek için gerçekten çok hızlı hareket etmek gerekiyor. Şu geçirilen üç yıl dört ay gibi süreye yanmamak mümkün değil. Ama bizim ülkemizde, -özellikle biraz önce de izledik- maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisinde zaman mefhumu, zamanın değeri yeterince anlaşılabilmiş değildir. Bu sebeple, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin, dostluk ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunacağına yürekten inandığım bu kanun tasarısına Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek vereceğiz, "evet" oyu vereceğiz. Ama müsaade ederseniz, kısaca Suriye’yle Türkiye’nin ortak kaderinden de bahsetmek istiyorum. Değerli milletvekilleri, bugün, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Halep şehrine giderseniz ve Türkçe konuşursanız hiç yadırganmazsınız, herkes sizi anlar. Aynı şekilde, Türkiye’nin güney hududundaki vilayetlerin birçoğuna giderseniz, Arapça konuşursanız hiç yadırganmazsınız, ihtiyaçlarınız anlaşılır, dostluk eli uzatılır. Böyle bir organik bağ ötesi bir beraberlik var. Dört yüz yıl Suriye’yi biz yönetmişiz, 1516-1919. Kaldı ki, 1516’dan önce de Yakın Doğu’ya gelen Türklerin ilk yerleştiği coğrafya olarak Suriye, Irak çok öncelik alır. Bugün Suriye’de yaklaşık 1,5 milyona yakın Türk soylu insan yaşamaktadır. Bunlar Suriye Arap Cumhuriyeti’nin eşit ve onurlu birer vatandaşı olarak, birtakım zorlukları, problemleri olmakla beraber orada yaşamaktadır. Aynı şey Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurlu ve eşit vatandaşı olarak çok sayıda da Arap soylu insan yaşamaktadır. Bu iki akraba topluluk, yılları birlikte yaşamış bu iki coğrafyayı, işte, siyasetin ayırdığı o hudutlar ayırmamalıdır, ayrılmışsa bile bunu birleştirecek her türlü fırsat değerlendirilmelidir ve kullanılmalıdır. Bu kanun tasarısıyla, Suriye ile Türkiye arasında gerçekten var olan dostluk daha çok gelişecektir, var olan ticaret daha çok artacaktır. Bugün Türkiye ile Suriye arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmıştır. Bu noktada hükûmetimizin ve ilgili Bakanın gösterdiği gayret, bu ticaret hacmi 2007 sonu itibarıyla 2 milyar dolar olarak ifade edilmektedir. Her ne kadar bugün 800 milyon dolarsa da, bunun böyle yüksek bir rakama hedeflenmiş olmasını çok olumlu bulmaktayız. Suriye’nin 5,9 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmi vardır. Bunun yarıya yakınının Türkiye üzerinden yapılmasını, Türkiye açısından çok önemsiyorum, önemsemek gerektiğine inanıyorum. Değerli milletvekilleri, dış ticarette öncelik, ülkelerin komşularıyla yaptığı ticarettir. Almanya’nın dış ticaret hacmine bakarsanız, yüzde 80’i komşularıyla yaptığı dış ticarettir. Bizse, şu birçok bağımız bulunan komşularımızla yaptığımız -güney komşularımızla; İran, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, bu ülkelerle yaptığımız- ticaret hacmine bakacak olursak, görülür ki, bizim daha bu komşularımızla, buna benzer çok sayıda anlaşma yaparak, ilişkilerimizi geliştirici, ticaretimizi artırıcı adımlar atmamız gerekecektir. Türkiye’yle Suriye arasında sorunlar yok mudur? Vardır, ama esas olan, var olduğunu ifade etmemiz gereken dostluk iradesidir. Bugün Türkiye’yi ve Suriye’yi yöneten siyasi idareler, devlet yönetimleri dost olmaya karar vermişler ve bu dostluğun gereği her fırsatı kullanmaktalar. Bunu Milliyetçi Hareket Partisi olarak çok önemsiyoruz, geliştirilmesi yönünde Hükûmetimize, bize ulaşan teklifleri doğrultusunda, destek vereceğimizi ifade ediyoruz. Değerli milletvekilleri, bu anlaşma, gerçekten, Suriye’nin kalkınmasına da çok ciddi katkıda bulunacaktır. Suriye bugün daha çok, devlet, kamu işletmeleri vasıtasıyla sanayileşmeye çalışıyor. Suriye’nin sanayileşmesinde kullanacağı makine, imalat araç ve gereçleri Türkiye’de üretilebilinir, Türkiye’nin kapasitesi buna yetebilir. Dolayısıyla, yüzyıllarca beraber yaşadığımız Suriye’yi çağa hazırlamak, sanayileştirmek yönünde Türkiye’nin kendince önemli bir misyonu da olması gerekir. İnanıyorum ki, ulaşım altyapısının kurulmasına katkı verecek bu türlü anlaşmalar ve bu anlaşmaları yürürlüğe geçirecek bu kanun tasarılarıyla Türkiye ile Suriye arasında bu ilişkiler gelişerek, bölgemizin terörün kaynağı olmasının, savaşın, huzursuzluğun kaynağı bir coğrafya olmasının da önünü keseceğiz. Bu bölge kalkındığı takdirde daha güçlü olacaktır, o gücüyle de daha demokratik, özgür ve medeni dünyayla entegre olacaktır. Bu sebeple, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu kanun tasarısının bu kadar geç kalmasını dikkatinize sunmakla beraber… Çünkü, gerçekten kaybedilen zaman önemlidir. Başka sebeplerden dolayı Suriye’yle aramızda zaten çok pahalıya mal olan bir kaybımız var, kaybettiğimiz yıllar var. Ama, şimdi başlayan bu dostluğu hızla geliştirelim, zamanı iyi kullanalım, hızla geliştirelim ve Suriye ile Türkiye arasında öncelikle ticaret hacminin gelişmesi, kültürel ilişkilerin artması, turizm ve diğer ikili ilişkilerin artmasıyla, iki ülke arasında toplumlardan başlayan, halklarımızdan başlayan dostluğun devletlerimizle de pekişmesini sağlamamız lazım. Bu kanunun buna katkı vereceğine inanıyorum. Tekrar ifade ederek, bu kanunun Suriye ve Türkiye toplumlarına, devletlerine hayırlı sonuçlar getirmesini dileyerek, muhterem heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

 BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Şandır. Şahsı adına İzmir Milletvekili Recai Birgün. Sayın Birgün, buyurun. Süreniz on dakika Sayın Birgün.

RECAİ BİRGÜN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarı hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Kanun tasarısına geçmeden önce, dün, 5 Kasım 2006 tarihinde fiziki olarak aramızdan ayrılan, ancak fikirleriyle bizlere her zaman ışık tutacak ve özellikle son yıllarda uluslararası ilişkilerde açmazlara düştüğümüz bir dönemde kararlılığıyla her zamankinden daha çok varlığına ve yol göstericiliğine ihtiyaç duyduğumuz Demokratik Sol Partinin kurucusu ve kuramcısı Sayın Bülent Ecevit’i mezarı başında andık. Bu anma merasimine katılan tüm yurttaşlarımıza buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Benden önceki konuşmacı arkadaşlar hemen hemen benim söylemeye çalışacağım her şeyi teker teker söylemiş oldular. Bizler Demokratik Sol Parti olarak da ve şahsım olarak da demiryollarının çok önemli olduğunu ve bu Anlaşma’nın inşallah Suriye ile bugüne kadar süregelen PKK teröründen kaynaklanan hasmane davranışlarımızda bir değişik yön açacağını umut ediyorum. Yine, Bu Anlaşma’ya göre Halep’te bir fabrika kurulacak ve üretime başlanacak. Burada üretime geçilene kadar da Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü Suriye içerisinde bulunan demiryollarıyla ilgili ihtiyaçları karşılayacak. Yine bu fabrika, aynı zamanda, bizim demiryolu tecrübemizi de Suriye’ye aktarmakta kullanılacak. Türkiye-Suriye tren yolu taşımacılığı, şimdiye kadar, İstanbul-Gaziantep-İstanbul arasında çalışan Toros Ekspresiyle haftada bir gün ilave edilen yataklı vagonla yapılmaktadır. Ve yine Türkiye-Suriye ve Irak demir yolu taşımacılığı, Irak’ın Amerika Birleşik Devletleri tarafından işgali süresince bir süre hizmet verememiş ve yine burada da Türk ekonomisi, ticari anlamda bir zarara uğratılmıştır. Ve yine sanıyorum baba-oğul Bush’tan çektiği kadar Türkiye hiç kimseden çekmedi, çünkü Irak işgali hem Irak’taki halka hem Türkiye’ye zarar vermiş ve vermeye de devam etmektedir. Yine, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşım, Devlet Demir Yollarının neden çok önemli olduğunu çok güzel izah etti. Ben notlarıma bunları almıştım, ancak tekrar etmemek adına, bunları söylemiyorum. Ama, bizim Onuncu Yıl Marşımızda da "Demir ağlarla ördük tüm yurdu" deyimini Sayın Başbakan da bir ara alaysız olarak da olsa dile getirmişti. Türkiye’de Devlet Demir Yolları… Tabii, Suriye ile yapılan bu anlaşma muhakkak ki, çok önemli, ama Türkiye’nin de demir yolları anlamında çok eksiği ve yapılması gereken şeyleri olduğu bir gerçek. Umarız ki, İstanbul, hızlandırılmış tren seferi tecrübesinden sonra hızlı trene geçecek ve yine Hükûmetin programında olduğu söylenen İzmir hızlı treni devreye girecek. Ancak, hep batıda bu işler yapılıyor, ama bizim doğumuzda da ulaşım gerçekten çok zor ve çok da pahalı. Ayrıca, yine bu terör örgütünün yaptığı saldırılardan dolayı da güvenliksiz bir hale gelmiş durumda. Eğer, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya da bu tren seferlerini daha hızlı, daha süratli, daha güvenli yapabilecek bir sistem kurabilirse Hükûmetimiz, minnet duyacağız. Tabii, buraya gelen konuşmacı arkadaşların aslında, çok gündemde olan bir konuya değinmelerini bekledim, ama hiç kimse değinmedi. Tabii, bizler bu Meclisin gerçekten çok yeni birer üyeleriyiz. Özellikle, muhalefet partisi milletvekilleri buraya çıktıkları zaman, benim de buraya geldiğim günden beri anlayamadığım, 2002-2003-2004 yıllarında çıkan, daha doğrusu kanun tasarısı haline gelen şeyleri burada niye biz bu kadar yıl sonra tekrar görüşmek zorunda kalıyoruz. Bunu ben anlayabilmiş değilim ve işin ilginci… YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) – Usuldendir, Anayasa gereği, önceden geliyor. RECAİ BİRGÜN (Devamla) – Evet, daha önceleri de var. Benim anlayamadığım şey, Sayın Bülent Arınç burada bir şey söylemişti, hiç unutmuyorum onu, "Bu Meclis sadece erkeği kadın, kadını da erkek yapamaz." demişti. O zaman bu Mecliste, her neyse, hukukçularımız bir karar versinler de, bunları toptan mı geçiriyoruz, mesai mi yapıyoruz, artık Türkiye’nin gerçek gündemiyle ilgili şeyler yapalım. 2002 yılında, 2003 yılında, 2004 yılında kanun tasarısı haline gelmiş şeyleri, burada kaplumbağa hızıyla çalışır gibi olmayalım. Biz bu konuda iktidar partisi milletvekillerinden de destek bekliyoruz, böyle bir düzenleme yapsın Meclisimiz ve bunlar mümkünse toptan halledilsin de, gerçekten Türkiye’nin gündemine dönebilelim. Ben, Meclise gelirken gerçekten çok farklı hayalleri ve idealleri olan birisiydim, ama buraya gelip arka sırada 2002 yılının kanunlarını, tasarılarını el kaldırarak veya el kaldırmayarak onaylamaktan da işin doğrusu ar duyuyorum. Çünkü, halk sokakta farklı şeyler bekliyor bizden ve burada çalıştığımızı düşünüyor. Sanıyorum TRT-3’ü izlemiş olsa vatandaşlarımız yanlarına gidemeyiz, onların elini sıkamayız. Çünkü, 2002, 2003 yıllarını biz hâlen konuşuyoruz burada. Tabii ki, gündem terör. Maalesef, Türkiye’de 1984 yılından beri terör gündemden hiç düşmedi. Ben istiyorum ki, bu kalan son üç dakikamda bir iki de terör konusuna değinebileyim: Artık, bu iktidar zamanında alıştığımız hep bir şey var: Dağ fare doğurdu tabiri. Yine aynısı oldu. Benden önceki konuşmacı arkadaşımız AKP’nin bütün yaptıklarıyla bir bölgesel güç haline geldiğini söylemişti, ancak, bu bölgesel güç ne yapıyor, onu çok merak ediyorum şu anda. Aslında, Irak’ın ABD tarafından işgaliyle birlikte, artık bölgesel güç olarak sadece bu bölgede maalesef Amerika Birleşik Devletleri vardır ve bu ülkenin Başbakanı, bu Meclisin verdiği tezkereyi nasıl, ne zaman kullanıp kullanamayacağı konusundaki fikirlerini ve onayını almak üzere Amerika Birleşik Devletlerine gitti ve yine dağ fare doğurdu. Biz, tabii, maalesef Meclis olarak bilgilendirilmediğimiz için gazete haberlerinden takip etmek zorunda kalıyoruz. Ve bu gazete haberleri bize diyor ki: "Amerika Birleşik Devletleri bizim kara harekâtı yapmamıza karşı. Sadece bize istihbarat bilgileri verecek, biz nokta operasyonları yapacağız." Nokta operasyonlarından kasıt da, sadece uçakla bombalama usulü. O bölgede sadece iki gün veya bir gün askerlik yapan insan, gayet iyi bilir ki… BAŞKAN – Sayın Birgün, gündeme gelir misiniz lütfen. RECAİ BİRGÜN (Devamla) – Efendim, gündem bitti, son bir lafımı bitirip oturacağım. BAŞKAN – Bu konular konuşuldu, çok konuşuldu. Lütfen. RECAİ BİRGÜN (Devamla) – Herkes bilir ki, uçakla havadan yapılan harekâtla o bölgede sonuç almak mümkün değildir. Devletin parasını, yetimin parasını oralarda boş dağlara bomba atarak harcamayın. Tek çözüm kara harekâtıdır eğer terörü bitirmek istiyorsanız, terörizmi bitirmek istiyorsanız. Yoksa, Amerika’nın vereceği bilgilerle orada boş dağları bombalamanın bir anlamı yoktur. Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Birgün. Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:

Kabul edenler…

Kabul etmeyenler…

Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ULAŞTIRMA BAKANLIĞI İLE SURİYE ARAP CUMHURiYETİ ULAŞTIRMA BAKANLIĞI ARASINDA YAPILAN LOKOMOTİF, VAGON VE DİĞER RAY HİZMETLERİNİ DE KAPSAYAN DEMİRYOLU ARAÇ VE GEREÇLERİNİN YAPIMI, GELİŞTİRİLMESİ, YENİLENMESİ, BAKIMI VE ONARIMI İLE İLGİLİ KARŞILIKLI ANLAŞMA PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI MADDE 1 – 13 Temmuz 2004 tarihinde Ankara’da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolü"nün onaylanması uygun bulunmuştur. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir. 2’nci maddeyi okutuyorum: MADDE 2 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 2’nci madde kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi okutuyorum: MADDE 3 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir. Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Oylama için 3 dakika sürece vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum. Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin adı ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum. Oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylamasının sonucunu bildiriyorum: Oy sayısı : 273 Kabul : 273(*) Tasarı kabul edilmiş, böylece kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.  

BİLECİK BURSA BANDIRMA DEMİRYOLU PROJESİ

 kd

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Hattın Teknik Özellikleri :

Hattın Uzunluğu : 278 Km.

Hat Sayısı : Çift Hat

Çekim Türü : Elektrikli

Proje Hızı : 200 Km/h

Min. Kurp Yarıçapı : 2000 m.

Max. Eğim : % 012.5

Tünel Sayısı : 27 Adet

Toplam Tünel Uzunluğu : 28547 m

En Uzun Tünel Uzunluğu : 6441 m.

İstasyon Sayısı : 16 Adet

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu.com