V. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından 22–23 Mayıs 2009 tarihlerinde Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi, Anadolu salonunda düzenlenen "V. Ulusal Uçak Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı" makine mühendisleri, öğrenciler ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan 256 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Ülkemizin uçak, havacılık ve uzay sanayi ve havayolu taşımacılığına yönelik politika önerilerinin ve uçak havacılık ve uzay mühendislerinin ülkemizdeki istihdam durumunu tartışıldığı Kurultay’da ivedilikle uygulamaya geçirilmesi gerekenler öneriler yayınlanan sonuç bildirgesi ile kamuoyu ile paylaşılmıştır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
BASIN BÜLTENİ
24.07.2008
Meşrutiyet Cad. No: 19/6 Kızılay, 06650 ANKARA Tel: (312) 444 8 666 / 425 21 41 – Faks: (312) 417 86 21
http://www.mmo.org.tr E- Posta: mmo@mmo.org.tr basin@mmo.org.tr
V. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI
V. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı, TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına Eskişehir Şube sekretaryalığında, 22–23 Mayıs 2009 tarihlerinde Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi, Salon Anadolu’da meslektaşlarımız, öğrencilerimiz ve ilgili kurum ve kuruluşlardan temsilciler ile birlikte toplam 256 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Kurultayda "Ülkemizde Havacılık ve Uzay Sektörünün Gelişmesine Yönelik Öneriler" ve "Ülkemizin Uçak Havacılık ve Uzay Sanayiindeki Teknolojik Yeterlilik Düzeyinin Değerlendirilmesi" ana başlıklı 6 oturum kapsamında 20 bildiri ile 1 poster bildiri sunulmuş, "Mühendisler, İş Yaşamı ve Kriz " konulu bir panel gerçekleştirilmiştir.
Kurultay gündemi çerçevesinde ortaya çıkan aşağıdaki saptamaların ilgili tüm kesimlerin ve kamuoyunun dikkatine sunulması kararlaştırılmıştır.
Havacılık imalat sanayi ileri teknolojilere dayanmaktadır. Bu alanda yürütülen AR-GE çalışmaları birçok sanayi dalının gelişmesinde öncü bir işlevi yerine getirmektedir. Gerek bu özelliği gerekse de ülke savunmasındaki hayati önemi nedeniyle gelişmiş tüm ülkeler sektörün geliştirilmesi ve korunmasını devletlerin öncelikli görevlerinden biri olarak görmüşlerdir. Hatta havayolu taşımacılığında ulusal firmalarını bayrak taşıyıcı olarak tanımlamışlar ve bu firmaların ulusal olma özelliğini korumasına önem vermişlerdir.
Ancak ülkemizde uçak, havacılık ve uzay sektöründe faaliyet gösteren ulusal kurumlarımızın küreselleşme süreçleri ve tam bir teslimiyetle sürdürülen özelleştirme ve serbestleştirme uygulamalarına maruz bırakılması endişe verici boyuttadır.
Özellikle havayolu taşımacılığında yaşananlar çok vahimdir. 26 Nisan 2001 tarihli 4657 sayılı kanunla yürürlüğe sokulan bir anlaşma ile ABD’nin havayollarına ve ABD havayollarının küresel ittifaklarında yer alan Avrupalı ve diğer büyük havayollarına sınırsız uçuş hakları verilmiştir.
Bütün uçuş hatlarına giriş serbestisi, sınırsız kapasite ve uçuş sıklığı, bilet fiyatlarında tam serbestlik ve ülkemiz havaalanlarında kendi personelleriyle yer hizmetlerini gerçekleştirebilme olanağı tanınan bu anlaşma ile ülkemiz sivil havacılığına ciddi bir darbe vurulmuştur.
Küresel sermaye ülkemiz sivil havacılığını tamamen ele geçirme çabasındadır. Hemen her yıl Avrupa Birliği İlerleme Raporlarına yansıtıldığı üzere, iç hatların Avrupa havayollarına açılması ve kabotaj haklarının kaldırılması ile THY’nin ulusal havacılık sektörünün çıkarlarını gözeten, bakım ve bu bağlamda mühendislik yatırımlarını planlayan bir kamu kuruluşu olma özelliği ortadan kaldırılacaktır.
Maliyetleri düşürmek adına uçuş operasyonları, uçak bakımı ve yer bakım hizmetlerinin kurumsal bünyeden çıkarılıp üçüncü firmalara devredilmesi deneyimli ve eğitimli personelin tasfiyesine ve buna bağlı olarak uçuş güvenliğinin riske girmesine neden olmaktadır.
Havacılık bakım hizmetlerinde dünya çapında bir tekelleşme yaşanmaktadır. Bu tekellerin dünyanın çeşitli bölgelerinde kurduğu büyük bakım merkezleri bulunmaktadır. Ülkemizde özelleştirme ve serbestleştirme politikalarında ısrarcı olunması durumunda bakım hizmetleri de yurt dışına yönelecektir.
Ayrıca ülkemizin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kapsamında imzaladığı General Agreement on Trade in Services (GATS) Hizmet Ticareti Anlaşması ile ülkemizin serbest dolaşımı kabul ettiği hizmetlerden üç tanesi sivil havacılıkla ilgilidir. Bu hizmetler uçak bakımı, bilgisayarlı rezervasyon ve pazarlama hizmetleridir. Uçak bakımı alanında 150 civarındaki DTÖ üyesi ülkeden sadece üçü taahhütte bulunmuş olup bunlardan birisi de ne yazık ki Türkiye’dir.
Tüm bu olumsuz küresel sürece rağmen ülkemizde uçak, havacılık ve uzay sanayinin varlığını sürdürmesi, uluslararası oluşumlara katılım sağlanması ve sektördeki pazarlık gücünün artırılması için ulusal politikalar ve hedefler belirlenmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda; Uçak Havacılık ve Uzay Mühendislerinin ülkemizdeki istihdam durumunu ele alarak; ülkemizin uçak, havacılık ve uzay sanayi ve havayolu taşımacılığına yönelik politika önerilerinin tartışıldığı kurultayda aşağıda vurgulanan konuların ivedilikle uygulamaya geçirilmesi önerilmektedir:
· Havacılık ve uzay sanayine yönelik AR-GE faaliyetleri açısından özel test sistemlerine sahip olma ve geliştirme kabiliyeti büyük önem arz etmektedir. Son yıllarda havacılık sektörüne yönelik parça tasarımı ve imalatı konusunda önemli kabiliyetler kazanılmasına rağmen ürün bazlı tasarım ve geliştirme faaliyetleri yeterli düzeye ulaşamamıştır. Havacılık ve uzay sanayine yönelik test sistemleri altyapısının yetersiz olması, mevcut altyapının ise koordineli olarak kullanılamaması sonuç alınmasını zorlaştırmaktadır. Bu alanda sonuç alınabilmesi, test sistemleri eksikliklerinin tamamlanmasına, koordinasyonunun sağlanmasına ve daha da önemlisi ihtiyaca göre test sistemleri geliştirebilme kabiliyetinin kazanılmasına bağlıdır.
· Yüksek teknoloji ve kalifikasyon gerektiren havacılık sektöründe yerli katkı oranını ve yurt içi istihdamı arttırmak, böylece savunma bütçesi kaynaklarının yurt içinde kalmasını sağlamak için küçük ölçekli işletmelerin ekipman üretici ve tedarik edici rolü üstelenmesi hedefi konulmalıdır.
· Havacılık sektöründeki büyük üreticiler tüm tedarikçilerinden AS 9100 kalite sistemine uygunluğu talep etmektedirler. Bu uyumun sadece büyük üreticilerin kendi firmalarında değil tüm tedarik sisteminde sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda havacılık sektöründe faaliyet gösteren ve/veya gösterecek küçük ölçekli firmaların AS 9100 kalite yönetim sistemine hazırlıklı olmaları için gerekli altyapı sağlanmalıdır.
· İnsansız Hava Araçları (İHA) gövde, motor, aviyonik, otopilot, seyrüsefer, uzaktan veri iletimi ve haberleşme, yer kontrol istasyonları, elektro-optik sistemler gibi birçok alt sisteme sahip bir sistemler bütünüdür. Bu nedenle İHA projelerinde bu alt sistemler ile ilgili hâlihazırda ülkemizde faaliyet gösteren, belli bilgi birikimi, tasarım, imalat ve test kabiliyetlerine sahip olan ulusal şirketler tarafından koordineli çalışmalar yapılması sağlanmalıdır.
· TÜBİTAK Vizyon 2023 dâhilinde hedeflenen İHA’ların ve motorlarının ülkemizde geliştirilmesi çalışmalarına önem verilmelidir.
· Bilginin ve daha da önemlisi bilgiyi etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmenin esas caydırıcı silah haline geldiği 21. yüzyılda Türkiye, ulusal güvenliğini korumak ve savunma sanayinde kaydettiği aşamaları geliştirmek için İHA teknolojilerine ve Ağ Merkezli Muharebe kavramına uzun vadeli stratejilerle yönelmelidir.
· İnsansız Hava Araçları (İHA) veri linklerinde güvenlik sadece bilgi kaybı değil, aynı zamanda İHA’nın kontrolünün de kaybedilmesi anlamına gelebilmektedir. Ülkemizde son zamanlarda gerçekleştirilen projeler sayesinde önemli bir birikim sağlanmıştır. Kritik olarak değerlendirilen bu teknolojinin ülkemizde kullanılacak olan İHA gibi platformlarda, ulusal ölçekte gerçekleştirilmesi hedeflenmelidir.
· Havacılık sektörü için gerekli yüksek kalite ve hassasiyette malzeme üretimi aynı zamanda savunma, otomotiv, tıp ve diğer sektörlerde de uygulama alanı bulabilmektedir. Bu sektörler için de gerekli olan dışa bağımlı olduğumuz kritik malzeme ya da yarı mamul malzemelerin istenilen minimum gereklilikleri karşılar şekilde yerli olanaklarla üretilebilir olması ülkemiz için büyük kazanç olacaktır.
· Ülkemizdeki Sivil Havacılık otoritesi özerk bir yapıya kavuşturulmalı uçak havacılık mühendislerinin istihdamının arttırılması sağlanmalıdır.
· Ülkemizde bakım faaliyetlerini geliştirmek amacıyla yurt dışı firmalara ait hava araçlarının ve ünitelerinin bakım ve onarımlarının ülkemizde yapılabilmesinin yaygınlaştırılması için dış ticaret ve ilgili kanunlarda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
· AB 7. Çerçeve Programı kapsamında havacılık ve havayolu ulaştırması çalışmaları başlığı ile koyulan hedeflere yönelik projelerin oluşturulması teşvik edilmelidir.
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu