Kuruluş Yıllarında Haydarpaşa Sendikası
Nazım Hikmet’in “Memleketimden İnsan Manzaraları” şiirinde “gömleksiz ve kundurasız insanların mekânı” olarak tarif ettiği tarihi, kültürel özellikleriyle simge olan, buluşmaların ayrılmaların hüznüne ve coşkusuna tanıklık eden Haydarpaşa Garı üzerine ne çok söz edildi. Ne çok öykü, roman, şiir yazıldı; ne çok film çekildi. Ama Haydarpaşa Garı’nı Haydarpaşa Garı yapan; garın, trenlerin günlük işleyişe katkı yapan emekçilerin hayatlarına dair pek bir ürün yok ortada. Sıradan insanların sıra dışı hikâyeleriyle kimlik, kişilik kazanan Haydarpaşa’nın emekçileri unutulmuş, yok sayılmış adeta. Her zaman göz önünde olunmasına rağmen -bilinçli ya da bilinçsiz- görmezden gelme, gözden kaçma/unutulma bir emekçi yazgısı olsa gerek. Can Şafak bu yazgıyı değiştirmek üzere önemli bir adım attı, Haydarpaşa Garı’nda gözden kaçırılan, unutulan insanların sendikal örgütlenme serüveninin bir dönemini kaleme aldı. Haydarpaşa Garı’nda çalışan emekçilerin sendikalaşma pratiği üzerine ilk kitabı yayınladı: Kuruluş Yıllarında Haydarpaşa Sendikası (1950–1964)
Demiryolu iktisadi ve sosyal açıdan toplumların hayatında önemli bir yer tutar. “Demir ağlarla yurdu bir baştan bir başa ören” demiryolcuların ve demiryolu inşaatlarında çalışanların örgütlenme ve mücadele tarihi Cumhuriyet öncesine kadar gider. Ancak esas olarak sendikal geleneğin oluşum süreci 1947 sonrasıdır. 1947 Yılında “Sendikalar ve Sendika Birlikleri Hakkında Kanun” yayınlandıktan sonra pek çok sektörde olduğu gibi demiryolcular arasında da sendikalaşma hareketi başlar. Bu yasadan sonra demiryolcular ilk sendikayı 1948 yılında Eskişehir’de kurarlar. Bunu 1949 yılında Sivas ve İzmir’de kurulan sendikalar izler. Haydarpaşa’da ilk tohumun atılması için 1950 yılını beklemek gerekir. Kurulan ilk sendika, memurların ağırlıkta olduğu aralarında işveren vekili kimliğini taşıyanların da bulunduğu bir nitelik taşımaktadır. Yani 1947 sendikalarının pek çoğunun kuruluşunda olduğu gibi emek hareketini kontrol altında tutma amacıyla kurulmuştur. Cer atölyesinde kurulan sendikanın bu yapısını değiştirme, sendikayı vesayetten kurtarma fikrinden hareket eden bir grup işçi ilk kongrede sendikanın kaderine el koyar ve yönetimi değiştirirler. 1952 yılında ise bu kez yol atölyesinde ikinci bir sendika kurulur. Kurucularının arasında sosyalistlerin de bulunduğu bu sendikanın kurulmasıyla birlikte iki sendika arasında bir kısmı mesleki bir kısmı sendikal nedenlere dayanan rekabet ortamı oluşur. Grev silahından yoksun olmak ve sendikal rekabet gibi sendikalaşmanın ve sendikal mücadelenin etki alanını daraltan iki önemli faktöre rağmen her iki sendika da işçi hakları için küçümsenmemesi gereken bir mücadele yürütürler. Daha sonraki yıllarda iki sendikanın birleşmesiyle demiryolcuların hak ve özgürlük mücadelesi ivme kazanır, Haydarpaşa’da sendikal gelenek ete kemiğe bürünür. 1950 yılında Haydarpaşa’da başlayan sendikalaşma serüveni çeşitli ad ve çeşitli örgütlenme biçimlerini içeren aşamalar kat ettikten sonra bugün Demiryol-İş Sendikası Haydarpaşa Şubesi olarak faaliyete devam etmekte.
Can Şafak, kitabında Haydarpaşa’da 1950’lerde başlayan özgün bir örgütlenme deneyimini bütün yönleriyle inceliyor. Kitabı okuduğunuzda, çok sayıda işçi çalışıyor olmasına rağmen sonuç itibariyle bir işyeri hatta ilk adımlarında bir atölye/ünite sendikası özelliği taşıyan örgütlenmenin aslında ne kadar geniş ve zengin bir deneyim içerdiğini görecek belki de şaşıracaksınız. Cumartesi gününün tatil olmasından ödenmeyen yevmiyelere, nöbet paralarına kadar her alanda grev hakkından yoksun sendikacıların en küçük imkânı bile işçi lehine kullanmak üzere basit ama etkili çabalarına şahit olacaksınız. Kitap, idealist sendikacıların dönemin koşulları itibariyle ütopya özelliği taşıyan işçi haklarını gerçeğe dönüştürme uğruna verdiği cüretli bir mücadelenin öyküsünü aktarıyor. Haydarpaşa Sendikası deneyiminde bir sendikal anlayışın resmini çiziyor.
Yazar bir sendikal örgütlenme deneyimini paylaşmanın yanı sıra Haydarpaşa özelinde kamu işletmelerinin havuzlu bahçeleri, lojmanları, kantini, tüketim kooperatifi, dinlenme kamplarıyla sosyal yaşamda nasıl önemli bir yer tuttuğunu da tekrar hatırlatıyor.
Günümüzde emek hareketinde olup bitene karşı konulamayacağı, verilenle yetinmek gerektiği yönünde bir hava hâkim. Haydarpaşa Sendikası gibi monografiler her şeye rağmen sürecin başka türlü bir seyir izleyebileceğine dair fikir ortaya koyuyor. Emek hareketinin çerçeveleri çizilmiş, dar bir alana sıkıştırılmış olmasından muzdaripseniz, çıkış arıyorsanız Kuruluş Yıllarında Haydarpaşa Sendikası (1950–1964) kitabından çok yararlanacaksınız demektir.
Can Şafak, Kuruluş Yıllarında Haydarpaşa Sendikası (1950–1964), Sosyal Tarih Yayınları, Aralık 2010, 192 sayfa.
Kristal İş Sendikası Toplu Sözleşme Daire Müdürü Can Şafak tarafından hazırlanan ve Tüstav İktisadi İşletmesi tarafından yayınlan kitabı, yazarı Can Şafak’ın anlatımıyla sizlere sunuyoruz.
SUNUŞ
Bu çalışmanın konusu spesifik olarak, Haydarpaşa’da 1950 yılından başlayarak ilk demiryolcu sendikalarının ortaya çıkışı ve 1964 yılında ilk işkolu sözleşmesinin bağıtlanmasına kadar geçen 14 yıl içinde yaşanan sürecin bugüne aktarılabilmesidir. Genel olarak ise bu çalışma 1947–1963 dönemini kapsar. 1947’de ilk sendika yasasının yürürlüğe girmesiyle bütün işkollarında sendikaların kurulup yaygınlaştığı bir süreç başlamış, 1963’te ise 1961 Anayasası ile tanınan toplu pazarlık ve grev hakkının –olabildiğince kısıtlanarak da olsa- yasayla düzenlenmesi ve toplu pazarlık düzeninin başlamasıyla çalışma ilişkilerinde yeni bir döneme girilmiş; Haydarpaşa Sendikası Başkanının ifadesiyle, “sendikalar rüştüne ermiştir.”
“Haydarpaşa Sendikası…” Haydarpaşa’da sendika hareketi, 1952’de kurucusu olduğu Türkiye Demiryolları İşçi Sendikaları Federasyonu kayıtlarında kısaca böyle anılır. Ve Haydarpaşa Sendikası hakkında federasyonun 50’lerdeki ve 60’ların başlarındaki kayıtlarından ulaşabildiğimiz bilgi, sendikanın birkaç dönem için aidat gelirlerine ilişkin olarak işaret edilen üye sayısından, federasyon faaliyetleri çerçevesinde aktarılan birkaç yöneticisinin isminden, grup içinde çekilmiş fotoğraflarından, bazıları dipnotlarda verilen birkaç ayrıntıdan ibarettir. Literatürde –emek tarihi yazınında- Haydarpaşa Sendikası hakkında yazılanların tamamı ise birkaç sayfalık ansiklopedik, kronolojik bilgiden öteye geçmez. Verilen tarihlerden, bilgilerden, kurulan bağlantılardan kimileri de hatalıdır. Bugüne ulaşabilmiş ilk elden doküman ise dağınık ve eksiktir. Oysa Haydarpaşa Sendikası ya da böyle anılan yerel sendikalaşma süreci, federasyonun 1952’deki beş kurucusu ve her dönemde etkili olabilen en önemli sendikaları arasındadır.
Haydarpaşa’da sendika hareketinin ilk yıllarına ilişkin olarak Demiryolu İşçileri Sendikası’ndan (Demiryol-İş) temin edebildiğimiz tek belge 1955 tarihli bir Talimatname olmuştur. Buna karşılık, Demiryol-İş Haydarpaşa Şubesi’nde saklanan, bugüne ulaşabilen 60’ların sonlarına ve 70’lere ilişkin çalışma raporları, 1966 tarihli bir Anatüzük ve bazı görsel malzemeden yararlanabildik. 1961 Aralık’ında örgütlenen sakal grevine ilişkin olarak ikisini bu kitaba da aktardığımız bazı fotoğrafları da Demiryol-İş Haydarpaşa Şubesi albümünden temin ettik. Bu çalışmada dayandığımız ilk yıllara ilişkin önemli yazışmalar ve bazı genel kurul zabıtları ise Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) orijinlidir. Bunun dışında, Milli Kütüphane’de bulunan ve gerek federasyon ve gerekse üye sendikalara ilişkin dokümanın tamamı incelenmiş ve bir günlük gazete taraması da yapılmıştır. 1954, 1955 ve 1964 yıllarında yürürlüğe giren TCDD İşçileri Talimatnamesi ve federasyonun bağıtladığı, Haydarpaşa Sendikası’nın da taraf olduğu 1964 tarihli ilk işkolu toplu iş sözleşmesi ve sonraki yıllarda bağıtlanan işkolu toplu iş sözleşmeleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. İstanbul Demiryolu Müzesi arşivindeki Demiryol Dergileri ve tamimler 30’lu, 40’lı yıllardan başlayarak elden geçirilmiş ve bazıları bu çalışmaya da aktarılan zengin bir görsel malzeme sağlanmıştır. Yararlandığımız kimi belgeler, özellikle sakal grevine ilişkin belgeler Sayın Adnan Başaran’a aittir ve sunduğumuz kimi fotoğraflar ise Sayın Adnan Başaran ve Sayın Faruk Akıntürk’ün özel albümlerinden alınmıştır. Haydarpaşa Sendikası’nda çok önemli bir yönetim değişikliğinin yaşandığı 1961 kongresine ilişkin fotoğraf o yıllara ilişkin belgelerde ismine sıkça rastladığımız, ilk yıllardan başlayarak Haydarpaşa Sendikası’nda çeşitli görevlerde bulunmuş olan Sayın Ahmet Sarıkaya’nın özel albümündendir. Yazılı belgelerin bir bölümü, kitabın sonunda araştırmacıya sunulmaktadır.
Ancak bu kitap, bu yazılı belgeler kadar, belki de bundan daha fazla; mümkün olduğunca bu belgelerle karşılaştırılan tanıklıklara da dayanıyor. Bu nedenle elinizdeki kitap, bir “sözlü tarih” çalışmasıdır da aynı zamanda. 50’lerin başlarından itibaren Haydarpaşa Sendikası’nın oluşum/gelişim sürecinin içinde olmuş iki eski sendikacının hatırladıkları bu çalışmanın özellikle ilk yıllara ilişkin bölümlerine ışık tutmuş, başka şekilde ulaşamayacağımız pek çok ilginç, renkli ve önemli ayrıntı Sayın Adnan Başaran ve Sayın Faruk Akıntürk’ün tanıklıklarıyla ortaya çıkarılabilmiş, yazıya dökülebilmiştir. Başaran, 50’lerde yıllarca Haydarpaşa’da temsilcilik, Haydarpaşa Sendikası’nda yöneticilik yapmıştır. 1958–1959 ve 1961–1986 yılları arasında sendikanın genel başkanıdır. Akıntürk, 50’lerin başından itibaren yıllarca işçi temsilciliği yapmış, sendikanın genel başkan vekili ve genel sekreteri olmuştur.
Sayın Adnan Başaran’la Sendikacılar Derneği’nde (Sen-Der) dört uzun görüşme/çalışma yaptık. Sayın Faruk Akıntürk’le Demiryolu İşçileri Sendikası (Demiryol-İş) Haydarpaşa Şubesinde uzun bir söyleşi gerçekleştirdik. Başaran’la birlikte, bu süreçte ortaya çıkan 14 saatin üzerindeki bant çözümleri üzerinde düzeltmeler yaptık. Üzerinde çalıştığımız dönem, günümüzden 60 yıl öncesiydi ve bu bir insanın yaşamı içinde çok uzun bir süreydi, mesafeydi. Bu nedenle özellikle tarihlerin tespitinde güçlükler yaşadık. Başaran’la hatırlanan olayların tarihlerini, kimi ayrıntıları eş zamanlı –tarihi bilinen- olaylarla karşılaştırarak kestirimlerde bulunmak zorunda kaldık. Özellikle ilk yıllara ilişkin belgelerin son derece kısıtlı olması bu tür karşılaştırmaları zorunlu kıldı. Hatırlanan süreçleri elimizdeki belgelerle karşılaştırdık, tarihledik. Haydarpaşa’da 50’lerin başlarında sendika hareketinin içinde olan ve sendika yönetiminde de görev alan –belgelerde ismi sıkça geçen- Sayın İlhan Güzelkent’le de bir telefon konuşması yapabildim. Ama Güzelkent’in hatırladıklarının sınırlı ve kendisinin de çok istekli olmaması daha fazlasına imkân vermedi. Gene de bazı kritik cevaplar alabildim ve bunlar kimi noktalara ışık tutucu oldular. Bu ilk yıllar, esas olarak bu uzun ve detaya dönük çalışmayla büyük ölçüde gün ışığına çıkarılabilmiş oldu. Haydarpaşa Sendikası’nın öyküsü böylece ortaya çıktı.
Öncelikle Sayın Adnan Başaran’a bu kitabın hazırlanmasında benimle kurduğu sevgi dolu, sabırlı, öğretici işbirliği için sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Ve çok değerli katkıları için… Başaran, kitabın bölümlerini daha taslak halindeyken okuyarak ciddi uyarılarda bulundu, çok önemli düzeltmeler yaptı. Gene kendisiyle uzun bir çalışma yaptığımız ve gerçekten çok renkli, ilgi çekici detayları bugüne taşıyabildiğimiz Sayın Faruk Akıntürk’e teşekkür borçluyum. Ayrıca bu süreçte desteğini asla unutmayacağım TCDD Eğitim Müdür Yardımcısı Sayın Ruhan Çelebi’ye teşekkür ederim. Çelebi’nin, özellikle TCDD ve Haydarpaşa İşletmesi’nde işgücünün yetiştirilmesi sürecindeki değişim çizgisinin tarihi gelişimi içinde yakalanabilmesinde çok değerli katkıları oldu. Eski demiryolcuların Haydarpaşa’da sosyal hayata dair hatırladıkları kimi detayları da Çelebi’den öğrendik. Kurucusu olduğu İstanbul Demiryolu Müzesi bu kitabın hazırlanmasında önemli bir başvuru yeri oldu. Haydarpaşa’dan barışa, dostluğa, güzel yarınlara seslenen “kentvedemiryolu.com” ailesine ve demiryolcu Sayın Tugay Kartal’a da katkıları için teşekkür ediyorum. Sendikacılar Derneği yöneticilerinin ve özellikle Sayın Fuat Alan’ın bu süreçte gösterdiği dostluğu da unutmayacağım. Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kurucu başkanı, İstanbul İşçi Sendikaları Birliği (İİSB) başkanlarından Avni Erakalın’ı da bu süreçte tanıdım ve deneyimlerinden yararlandım. Ve Demiryol-İş Haydarpaşa Şubesi’nden Sayın Esin Zor’a desteği için özellikle teşekkür ediyorum. Pek çok değerli belge ve fotoğraf yanında bugün hiçbir arşivde bulunmayan Haydarpaşa Sendikası’nın 1965–1967 dönemi Çalışma Raporuna ulaşabilmemizi kendisine borçluyuz. Ve katkıları nedeniyle Ahmet Sarıkaya’ya ve İlhan Güzelkent’e de çok teşekkür ediyorum. Nihayet, yıllardır Türkiye’de solun, komünist hareketin tarihine, emek tarihine katkı sunan TÜSTAV’a, eski dostlara da saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Bu büyük çabaya küçük de olsa bir destek olabilir umuduyla, bu kitabın yayın haklarını ve bütün gelirlerini TÜSTAV’a bıraktığımı da belirtmeliyim.
Bu kitap bir monografidir. Üzerinde pek az şey yazılan bir konuyu ele alıyor. Kitapta okuyucu için sıkıcı olabilecek ansiklopedik bilginin de yer alıyor olmasının bir nedeni de budur. Ve gene bu nedenledir ki, giderek unutulmakta olan Haydarpaşa Sendikası’na ilişkin doğru ve kapsamlı bir kronoloji çıkarabilmek, sunabilmek de bu kitabın önemli hedeflerinden biri olmuştur. Bunun da önemli ölçüde gerçekleştirilebildiğini umuyorum. Kitabın kurgusunda uzun dipnotlarına yer vermekten kaçınmadım. Bunu, referanslar ve olayların geri planındaki dayanaklar ve detaylarla hikâyenin akışını kesmemek ama bunları da okuyucuya mutlaka verebilmek için tercih ettim.
Haydarpaşa Sendikası’nda profesyonellik 1963’te başlar… 50’lerde Haydarpaşa’daki ilk demiryolcu sendikacılar, kelimenin tam anlamıyla amatördü. Karşılık beklemeden haksızlığa, adaletsizliğe direnmiş, işçi hakları için ellerinden geldiğince, güçleri yettiğince mücadele etmiş idealist insanlardı. Doğru bildikleri yoldan yürüdüler. Haydarpaşa Sendikası’nın tarihini yazan gerçekte, onlardır.
CAN ŞAFAK Paşabahçe, Temmuz 2010
1
20.02.1947 tarih ve 5018 sayılı, İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkında Kanun.
2 15.07.1963 tarihli 274 sayılı Sendikalar Kanunu ve aynı tarihli 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu.
3 Başkan Adnan Başaran’ın “Açış Konuşması” için, Bkz. Haydarpaşa Demiryolu İşçileri Sendikası (1967), Haydarpaşa Demiryolu İşçileri Sendikası’nın 15 nci Genel Kurul Toplantısına Sunulan İdari ve Mali Raporlar, Faik Paran Matbaası, İstanbul, ss. 1–2.
4 Federasyon 1952’de, Türkiye Demiryolları İşçi Sendikaları Federasyonu’nun (TÜDES) adıyla kuruldu. Federasyonun kısa adı 1955 tarihli Ana Tüzüğünde “Demiryol Federasyonu”, 1966’dan sonra da “DYF-İŞ” olarak geçmektedir. 7. Genel Kurulunda kabul edilen Ana Tüzük’te federasyonun adı DYF-İŞ olarak kaydedilmektedir. Biz 1966’ya kadar olan dönemde federasyonu “Demiryol Federasyonu” olarak adlandıracağız.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu