Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Yangın Sonrası Haydarpaşa Garı’na Nasıl Yaklaşılmalı?

(yorumlar kapalı)

resimHaydarpaşa Garı’nın çatı katı, dün saat 15.30’da başlayan sebebi belirsiz bir yangınla yok olmuştur. Yapının, yangın ve yangına müdahale sebebiyle büyük oranda tahrip olduğu anlaşılmaktadır. Bu yazıda yapının yangın öncesi durumu; yangın sırasında uğradığı tahribat; yangın sırasında yapılan söndürme çalışmalarının yapıya verdiği zararlar ve yapıya yapılacak acil müdahale önlemleri ile uzun vadede korunmasına ilişkin öneriler yer almaktadır.

Haydarpaşa Yangın Öncesi Durumu

Haydarpaşa 1908 yılında hizmete açılmıştır. 1917 yılında bir sabotaj sonrasında çatısı yanarak yok olmuş, 1930’lu yılların sonlarında çelik strüktürlü olarak yeniden inşa edilmiştir. Daha sonra 1979 yılında denizde gerçekleşen bir gemi kazası sonrasında yapının cephesi zarar görmüştür. 1999 depreminden sonra yapının güney cephesindeki saat yerinden oynayarak kendi ekseninde döndüğü tespit edilmiştir. 2006 yılında yapılan incelemelerde yapının bodrum ve giriş katlarındaki tonozlarda bazı çatlaklar olduğu; giriş katında doğu kulesindeki asansör önünde döşemede çatlaklar tespit edilmiştir. Güney cephede yer alan ana girişlerden sağdaki kapının ekseninden ayrıldığı gözlemlenmiş ve gelecekte tehlike arz edebileceği düşünülmüştür.

resim

2005 ve 2006 yıllarında Haydarpaşa Garı’na bazı müdahaleler yapıldığı tespit edilmiştir. Rıhtım üzerine TURYOl iskelesi inşa edilmiş, cephede pencereler yenilenmiş, dışarıdan klima takılmıştır. İkinci kat beton döşeme üzerine vinil uygulanmıştır. Üçüncü katta iç mekan organizasyonunda değişiklik yapılmış; söz konusu müdahaleler Kültür ve Tabit Varlıklarını Koruma Kurulları’na şikayet olarak ulaşmıştır.

2010 yılı başlarında yapının çatı kaplamalarının büyük oranda tahrip olduğu, yapının bu sebeple su almakta olduğu bilinmektedir. Ayrıca çatı katı pencerelerinin kırık olduğu, geçen uzun zamana rağmen herhangi bir önlem alınmadığı gözlenmiştir. Geçen sürede çatıda yapılacak kapsamlı bir onarımın maliyetinin çok büyük olacağı düşünüldüğünden herhangi bir onarım yapılmamıştır.

Bu tür I. derecede önemli tarihi yapıların yangın söndürme tertibatlarının ya da duman dedektörlerini içeren bir uyarı mekanızmasının işler durumda olması çok önemlidir.

Yangın Sırasında Oluşan Hasarlar

Tarihi yapıların tahrip sebepleri arasında yangın önemli bir yüzdeyi oluşturmaktadır. Ülkemizde ve dünyada bunun sayısız örneklerini bulmak mümkündür. Yangın yapıları çok kısa sürede bütünüyle yok edebildiği gibi, etkileri kalıcı hasarlar bırakacak düzeyde de olabilmektedir. Yangının taş yapılar üzerinde ne tür hasarlar bıraktığı incelendiğinde;

  • Taşın taşıyıcılık kapasitesinde belirgin kayıplara neden olur
  • Bu durum kargir yapılarda taşıyıcılığı bütünüyle tehdit edebilir
  • Yangın sebebiyle yüzeydeki renk değişikliği yapının estetik bütünlüğüne zarar verebilir
  • Yüksek sıcaklıklar makro düzeydeki hasarların yanısıra (kopma, parçalanma vs.), mikro düzeyde de sorunlara yol açar. Taşın göznekleri, mineral özellikerinde değişmeler, mikro çatlaklar oluşabilir

Yapılan incelemeler kum taşı gibi gözenekli taşların yüksek ısıdan daha az etkilendikleri, buna karşın gözeneksiz, yoğun taşların daha kolay tahrip olabildiklerini göstermiştir. Haydarpaşa Garı’nın cephe kaplamaları Osmaneli – Lefke’den getirilmiş kum taşı ile kaplıdır. Bu taş türünün yangından nasıl etkilendiğinin tespiti için bilimsel analizlerin yapılması gerekmektedir.

Yangın sırasında ortaya çıkan is, taş yüzyelerde önemli hasarlar yapmaktadır. Uzun süre temizlenmeyen is, hava kirliği ile birleştiğinde taş yüzeyinde bir kabuk oluşturmakta bu da taşın bünyesinde ileri bozulmalara neden olmaktadır.

Çatı, döşeme kirişleri, kaplamalarda kullanılan ahşabın yüksek ısı sebebiyle tahrip olduğu gözlenmiştir. Çelik taşıyıcıların yangından ne kadar etkilendiği incelenmelidir. Çatı kaplaması olarak kullanılan asbest esaslı shingle elemanların yangın sırasında bütünüyle tahrip olduğu görülmüştür.

Yangın Söndürme Sırasında Oluşan Hasarlar

Yapıların yangından kurtarılmalarında su ile müdahele en yaygın uygulamadır. Ancak tarihi yapılar bu uygulamadan büyük zarar görmektedir. Yapı malzemelerinin (taş, ahşap, kireç esaslı bağlayıcı malzeme) su ile teması tahribine neden olmaktadır. Bu tür malzemenin fazla miktarda su ile teması ve sonrasında kuruması, tuz hareketini başlatır. Bu durum özellikle ani kuruma, ya da donma gibi fiziksel etkenler ile birleştiğinde daha önemli hasarlar yaratır. Donma süreci, malzemenin bünyesinde genleşme yapmakta, bu da çatlak ve kopmalara neden olmaktadır.

Haydarpaşa Garı’nda çıkan yangının söndürülmesinde deniz suyu kullanılmıştır. İtfaiye araçlarının olay yerine ulaşmalarından önce acil müdahale yöntemi olarak tercih edildiği tahmin edilmektedir. Ancak deniz suyu içerdiği klor nedeniyle tarihi yapılar için bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle basınç ile uygulanan deniz suyu, taş malzemenin gözeneklerine yerleşmekte, kuruma sürecinde ise cepheye taşınarak pamuğumsu tuz birikintileri oluşturmaktadır. Bu tuz mineralleri, yapı her ıslanıp kuruduğunda cepheden taşın bünyesine ve tersi yönde hareket etmektedir. Bu esnada bir don olması durumunda, taşın gözenekleri içindeki tuz kristalleri genleşerek taşın bünyesinde çatlaklar oluşturabilmekte, bu da ileri aşamalarda taşın yüzeyinden kopmalara neden olmaktadır.

Yangın söndürme sırasında kullanılan suyun miktarının fazla olması, su ve nem yutan malzemelerde toplanır. Örnek vermek gerekirse, döşme/tavan kirişleri arası, duvardaki lambri arkaları, vinil döşeme kaplamaları altında, halılarda vs. Haydarpaşa da ise III. kat döşemesi içinde biriken su, tavandaki bezemleri tahrip etmiştir.

Deniz cephesindeki ana kapılardan biri yangın öncesinde de hasarlı durumdaydı. Yapının fazlaca suya maruz kalması ahşap doğramalardaki hasarı arttırmış ve üzerinde taşıdığı vitraylı cam için tehlike arz eden bir duruma gelmiştir.

Yapının Kuruma Süreci – Temizliği

Haydarpaşa Garı’nın yangın zararlarından arındırılması için ilkin kurutulması gerekmektedir. Bunun bilimsel bir yaklaşımla yapılması çok önemli, çünkü bu noktada yapılacak bilinçsiz bir müdahale, istemeden yapıya daha çok zarar verebiliyor. Yapının doğal yolla havalandırılması, biriken noktalardan suyun tahliye edilmesi, su kapanı olan yerlerin tespiti ve yapıdan uzaklaştırılması önemli müdahaleler. Bu noktada dikkat edilmesi gereken çatının üzerine geçici bir çatı inşa ederek yapının daha fazla suya maruz kalmasını önlemek. Yukarıda belirtildiği gibi kuruma süreci başladığında yapının tekrardan ıslanmaması çok önemli. Ancak, örtülme işleminin naylon kullanılarak yapılmaması gerekmektedir. Bu yapının hava almasını engeller ve kururken havaya bünyesindeki nemi veren yapının yoğuşma sonrası yeniden nemlenmesine neden olur.

Yapının, özellikle temel kotunda biriken suyun tahliye edilmesi ve nem haritasının çıkarılması ve buna bağlı olarak kuruma sürecin takibi çok önemlidir. Bugün yapılacak olan tespitler, yapının temizliği ve onarımında hangi metodların kullanılacağı belirleyecektir.

Haydarpaşa Garı’nın Onarımı

Haydarpaşa Garı yangın geçirmeden önce de korumaya muhtaç bir yapı olarak tartışılma konusuydu. Haydarpaşa Garı’nın karşı karşıya olduğu tehditler 2000 yılından beri evrilerek değişmiş ve basını da oldukca meşgul etmiştir. Söz konusu tehdit, adı Marmaray Projesi ile birlikte anılan yapının yeniden kullanımı üzerine geliştirilen senaryoları içermektedir. Bu amaçla, mimari ve kentsel yarışma projeleri açılmış, yasalarda değişikliklere gidilmiş, kurvaziyer liman olacağı iddiaları ortaya atılmış, SİT alanı ilan edilmesine rağmen uygulamaya konmakta geçikilmiş, karşı çıkılamadığı durumda koruma imar planı adı altında kentsel dönüşüme olanak tanıyacak yeni bir plan onaylanmıştır. Bütün bu senaryolar, Marmaray sebebiyle trenlerin Haydarpaşa’ya uğramadan tüp geçide bağlanması kararınını sürekli tartışmalı hale getirmektedir. Böyle bir uygulama olduğunda, Haydarpaşa Garı’nın otel olarak kullanılmasının planlandığı duyumlar arasındadır. Kamu tepkisinin şiddetine bağlı olarak bu kararların bir uluslararası yarışma sonucuna bağlanmak istenmesi tekrar tekrar gündeme gelebilmektedir.

Dün yaşanan üzücü olay, halkın Haydarpaşa’ya olan duyarlılığını apaçık bir şekilde ortaya koymuştur. Hepimiz Haydarpaşa Tren Garı’na olanları bir yakınımızın başına gelmiş bir kaza gibi değerlendirdik. Gerçekten de yapının toplumsal hafızdaki yeri ikame edilemeyecek önemde.

Istanbul’un Dünya Miras Listesi’nde yer alabilmesi için hazırlanan Yönetim Planı için çalışmalar hala devam etmekte. Haydarpaşa sahili bu alanın koruma alanı olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda demiryolu mirasının korunması için mikro ölçekte bir yönetim planına ihtiyaç vardır. Hem bu gibi kaza durumlarında, hem de gelecekte tekrar gündeme gelecek olan yeni yatırımlar çerçevesinde bu bir gerekliliktir.

Umuyoruz, Haydarpaşa’nın geleceği yangın sonucu yitirdiğimiz İstanbul siluetinin önemli diğer yapıları gibi olmaz; Yangın, tren ulaşımını durdurmak için bir fırsat olarak kullanılmaz; TCDD I. Bölge çalışanları, yangın bahane edilerek bu güzel yapıdan uzaklaştırılmaz; onarım maliyeti çok yüksek bulunarak yap-işlet –devret ile Haydarpaşa Garı Otel olmaz!

Yrd.Doç.Dr. Yonca Kösebay Erkan, (yonca.erkan@khas.edu.tr)

Kadir Has Üniversitesi

Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Lisans Programı

 

 

 

 

 

 

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Yrd.Doç.Dr. Yonca Kösebay Erkan