Üç Sevdalı-2
“İzmir’e gitmekteyiz çalışmaya. İstanbul’a değil. İstanbul zalim çünkü. İstanbul yaşatmaz bizi. İstanbul gâvurun en gâvuru. İzmir’e gavur derler inanma. Özdemir Gürsel’in daha önce deniz görmüşlüğü yoktur, merak edip sual edecek olursan. Denizi İzmir’de görecektir”
Doğu Ekspresinde Üç Horasanlı
Daha ismimizi bile sormadın bey… Makineyi açmış yanlamışsın ne güzel… Sıcak da burası. Çay desen ayağına gelmekte. İsmimizi sorarsın zaar. En sonunda. Onu da alır makine. Bu makineleri görmüşlüğümüz vardır bizimde… Seninki yataklı. İyi güzel. Hem de numerolu yataklı. Biz numerosuz yerdeyiz. Bizde yerler kapanın elinde. Numerosuz oldun mu, kulak asama. Adam dediğin numerolu olacak… Hamal olsan sözümüz meclisten dışarı, numerolu hamal olacaksın… Yoksa çekiver kuyruğunu gitsin. Hamallığın bile numerosuzluğu rezillik ki, diz boyu…
Haydi alsın bakalım makine… Muzaffer Erkan’dır adım. Askerliğimi yapmışım. Özdemir Yüksel’dir bu yamacımda oturan. Daha yeni on sekizinde… Bu okuyacak olan yani okumaya niyetli olan Erol Kaya… Üçümüzde Horasan’danız… İzmir’e gitmekteyiz çalışmaya. İstanbul’a değil… İstanbul zalim çünkü. İstanbul yaşatmaz bizi… İstanbul gavurun en gavuru… İzmir’e gavur derler ama inanma… Gavurlukta İstanbul’un üstüne yok. Yer bitirir bizi… Komaz…
Ankara aktarmamız vardırç Gidiş sebebimiz sevdalıktır. İkimizin gidiş sebebi sevdalıktır. Erol kaya okuyacaktır. Kafasını okumaya fazla takmıştır. İzmir’de tanıdığımız bulunmaz. İş arayacağız. Allahımız vardır ve büyüktür. Özdemir Yüksel’in daha önce deniz görmüşlüğü yoktur, merak edip sual soracak olursan. Denizi İzmir’de görecektir. Her bir şeyi görecektir. Mevlasını görecektir, belasını görecektir.
Şimdiye kadar gördüğü neydi ki… Tükenmesi olmayan bulgurlu ve ayranlı bir yaşam… Şimdiden sonrası yanına kar….
Kızlara gelince, benimkisinin ismi Mukadder 17 yaşında. Bekleyecek, beklemeye mahkûm. Söz bir Allah bir. Mukadder’i anlatmamı istersen, taa yolun başından bir gördüğünde, çiçek kokusu gelir… Yanımdakinin sevdiceği Mine’dir. O da 17 yaşındadır. Bizim oralarda başlık parasını kalktığı bir büyük , bir inanılmaz yalandır. Başlık parası vardır ve en hatırlısı 500 bin liradır. Sevdalık olsa da böyledir, olmasa da böyledir. Kürt kızı almaya kalksan daha pahalıdır. 700-800 bin liradır. Sen hiç eğlenmeye kalkma bizle. Ama hiç eğlenme. Kızların bizi beş yıl bekleyecekleri hususunu senin kafan almaz. Beklerler. Verilmiş bir söz vardır. Yok, düşündüğünce değil. Bizim verdiğimiz başlık parasının on katını, yüz katını bin katınıda verse başkası olmaz. Hiç olmaz. Kanun bu bekleyecekler. Kanun bu çalışıp en geç beş yıl içinde parayı götüreceğiz. Gö-tü-re-ce-ğiz… Bek-le-ye-cek-ler…Böyle dedik, böyle söyledik. Böyle alsın makinen… O gavur istanbul’a bizden bir selam et.
Not: Bu makale 30.11.1982 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlanmıştır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Halit Çapın