TCDD Banliyö Hatlarına Görücü Usulü Talep
TCDD banliyö hatları ve işletmeciliği belediyelerin iştahlarını kabartmakta ve bu yönde gerek yazılı gerekse sözlü talepler sıkça gündeme taşınmaktadır. İlkönce Ali Müfit Gürtuna’nın Belediye başkanlığı döneminde Halkalı Gebze hattındaki Banliyö trenlerinin İBB’ye devri görüşüldü. İşletmeciliğin mümkün olmayacağı görülünce TCDD banliyö bilet satışları iptal edilerek TCDD Banliyö gelirleri AKBİL sisteminin içine katıldı.
Marmaray Projesinin tamamlanması ile İstanbul kent içi demiryolu işletmeciliğinden vazgeçmeye hazırlanan TCDD’ye Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Adapazarı Ekspreslerinin Gebze Köseköy arasında işletilmesinin kendisine devredilmesini yazılı olarak talep etti.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 08.04.2008 tarih 17807 sayılı yazısında bu talebinin yasal dayanağını 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu olarak göstermiştir.
Banliyö trenlerine bu talepler gelirken yük trenleri içinde başta Ülker, Erdemir gibi şirketlerden gelmekte idi. TCDD 2007 yılında çıkarmış olduğu yönetmelikle TCDD’ye ait hatlar üzerinde özel yük treni işletilmesinin önünü açtı. Türkiye’de "özel tren işletmeciliği"nin Erdemir Lojistik tarafından yapılmasını öngören sözleşme TCDD ile Erdemir yöneticileri arasında imzalanmasının ardından Divriği İskenderun arasında 19 Eylül 2007 tarihinde sefere konulan Erdemir’e ait özel tren Ulugüney İstasyonu yakınlarında deray etmiştir. Dizide bulunan 2 lokomotif,30 vagon ve 10 km demiryolu kullanılamaz hale gelmiştir. Bu olay basından gizlenmiş olup zarar TCDD’nin üstüne yıkılmıştır.
Bu Yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması için açılan davada Danıştay 10 Dairesi, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) hatlarında, diğer şahıslara ait trenlerin işletilmesine olanak sağlayan yönetmeliğin yürütmesini durdurmuştur. Danıştay kararında "kamu iktisadi kuruluşlarının imtiyaz olarak kabul edilen mal ve hizmet üretim faaliyetlerinin, 4046 sayılı yasa dışında özelleştirilmesine, tekel sahibi kuruluş dışında yerli, yabancı gerçek ve tüzel kişilere devrine olanak bulunmadığını" vurgulamıştır.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin Gebze-Köseköy arasında yolcu tren işletme talebinde bulunmasının yasal bir dayanağı yoktur. Belediye TCDD’nin kuruluş kanunu özelleştirme kapsamında bulunmamasını da göz ardı ederek yalnızca belediye kanununa dayanarak bu talepte bulunmuştur.
Diyelim ki Kocaeli Belediyesi bu hukuksal gerçeği görmedi ya da görmezden geldi, TCDD kendi hukuki pozisyonunu bilerek kendine gelen bu kısmı özelleştirme/devir talebini yasal dayanağı olmadığı için hemen red etmeliydi. Öyle mi yaptı dersiniz?Hayır. Talebi, Hukuk işlerinden sorumlu Daire Başkanlığının dışında diğer tüm dairelere incelenmek gönderdi.
Çünkü Hukuk Müşavirliğince 1998 yılında yayınlanan "Hukuki Görüşler" adlı kitabın 11. sayfasında Samsun Limanda otomatik dingil ekartman açıklığı değiştirme tesisi kurmak isteyen bir firmanın başvuruna verilecek cevaba esas olmak üzere "Kuruluşumuz, işletilmesi kendisine verilen demiryolları üzerinde tekel hakkına sahiptir. Bu hatlarda başka bir şirketin işletmecilik ve yük taşımacılığı yapması "imtiyaz" devri niteliğinde olup, bu durum Danıştay denetimine tabidir." görüşü dile getirilmiştir.
Kendi Hukuk Müşavirliğinin 1998 yılındaki bu görüşünü görmezden gelen TCDD yük tren işletmeciliğini özele açmış, meydana gelen kazada büyük maddi kayıplara uğramış ve Danıştay’da TCDD Hukuk Müşavirliğinin de belirttiği gerekçe ile yönetmeliği iptal etmiştir.
BTS Özel Yük treni işletmeciliğine dava açarak bu konudaki yönetmeliğin uygulamasını durdurmasına rağmen 2008 yılı sonlarına doğru Banliyö tren işletmeciliğinin ve şehir içi yolcu taşımacılığının Belediyelerin görevi olduğunu dile getirilmeye başlandı. Marmaray Projesine karşı 26 OCAK 2008 tarihinde gerçekleşen rayda yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında "Gündeme geldiği dönemde temel amacı Avrupa ile Asya arasında demiryolu sisteminin kesintisiz erişimini sağlamak olan MARMARAY projesi bu günkü haliyle daraltılarak sadece kent içi ulaşım sorununun çözümü olarak gösterilen bir niteliğe büründüğü, nüfus yoğunluğunun kuzeyde olması nedeniyle İstanbul’un Şehir İçi Ulaşımına çözümde yetersiz kalacağı, çözümün Avrupa ile Asya arasında demiryolu sistemi üzerinde kesintisiz uluslar arası ve şehirlerarası yolcu-yük trafiğinin sağlanması ve TCDD’nin kapasitesi ölçüsünde de İstanbul kent içi ulaşımına katkı sunması" şeklinde bir tespitte bulunmuştur.
TCDD’nin kapasitesi ölçüsünde İstanbul kent içi yolcu ulaşımına katkı sunması, ya da Marmaray faaliyete geçtikten sonra Marmaray’ın işletmeciliğini TCDD yapsın, şehir içi yolcu (banliyö) taşımacılığını başka hatlar üzerinde İBB yapsın demek Halkalı Gebze arasında şu an mevcut banliyö trenlerini kullanan yolcuların ulaşım haklarını görmezden gelmek olur. Ayrıca bu söylemi gerçekleştirirken yağma projelerinin bir dayanağı olarak ilan edilen Marmaray’a karşı yürütülen eylem ve etkinliklerde bu hattı kullanan yolculardan destek istenmesi de haksızlıktır.
TCDD’nin banliyö işletmeciliğini yapması belediye hizmetlerine bir katkı olmayıp şu an için yasalarla kendine verilmiş bir görevin yerine getirilmesidir.
2009 yılına girildiğinde ise artık yasa usul kural tanımayan yönetim ve yönetme anlayışını basına yansıyan haberlerden izlemekteyiz. Bırakın yasalara uyup uymadığını artık kurumların devir talepleri bile sözlü yapılıyor. Allah’tan mal sahibi(vekili) verdim gitti demiyor.
Dünyada yaşanan küresel krizin bizi teğet geçtiği şu günlerde İBB Başkanı Kadir TOPBAŞ, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan Banliyö trenlerini "Allah’ın emri Peygamberin Kavli" ile istedi. Tabiî ki bu görücü usulü bir isteme. Ancak örf ve adetlere de uyulmuyor, nerde çiçek, nerde çikolata. Herhalde önce bir kızın (TCDD) gönlünü alalım soralım bakalım gönlü var mı İBB’ye varmaya? Gönlü yoksa da toplarız aile meclisini pardon Türkiye Büyük Millet Meclisini, karar çıkartıveririz denmiştir ayaküstü sobette.
İBB Başkanı Gebze Halkalı arası ile de yetinmiyor. Kendisini Şehirlerarası Belediye Başkanı zannedip üç kentin (Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ) içinden geçen bir ulaşım aksının İBB’ye verilmesini talep ediyor.
TDİ’nin Vapurlarını kamu işletmeciliği yapacağım diye devir aldı ancak İDO aracılığı ile kamu yararı gözetmeden piyasa ekonomisinin şartları doğrultusunda çalıştırdı. Sonrada emanet aldığı kamu malı olan vapurlardan Fenerbahçe’yi Özel bir müzede seyirlik obje haline getirdi. Bakalım İBB, TCDD’nin kamusal işletmeciliğinin başına daha ne çuvallar geçirecek.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu