Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Kentsel Dönüşüm Ve Demiryolu Uygulamaları

(yorumlar kapalı)

Haydarpaşa Garda düzenlenen 2.Uluslararası Demiryolu Sempozyumuna BTS adına sunulan tebliğlerden  KENTSEL DÖNÜŞÜM VE DEMİRYOLU UYGULAMALARI isimli tebliği aşağıda yayınlıyoruz.

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE

DEMİRYOLU UYGULAMALARI

 

 

NASİBOĞLU Selahattin1, BEKTAŞ Hasan1, ÖNAL İlker1

 

1BTS, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Mithatpaşa Cad. No:62/20 Kızılay-ANKARA

Tel:0 312 424 04 70 Faks:0 312 424 07 42 e-mail: info@bts.org.tr

 

Öz

 

Ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişime paralel olarak kent ve kentlinin etkileşim biçimlerinin değişimi kent merkezlerini de değiştirerek alışılagelmiş işlevlerini yitirmesine yol açmıştır.

 

Temel olarak bu merkezler kentin algılanmasında ve kimliğinin oluşumunda belirleyici olmuşlardır. Bu nedenle kentsel dönüşüm projeleri son yıllarda sürekli tartışılan bir konu olmuş ve çoğu uygulamada içi boşaltılmış bir niteliğe bürünmüştür.

 

Bu kapsamda TCDD tarafından kentsel dönüşüm perspektifi adı altında sürdürülen çalışmaların niteliğinin demiryolu işletmeciliği perspektifi ile yeniden değerlendirilmesi ve taşınmaz mallar üzerinden rant sağlamaya dönüşmüş bu uygulamaların sonlandırılması gerekmektedir.

 

Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüşüm, Demiryolu İşletmeciliği, Cazibe Merkezi, Rant, Finansman Modeli,

 

Abstract

The change in the interaction of people living in cities parallel to the rapid changes in transport and communication technologies has also changed the urban centers obliterating their traditional functions.

 

Basically, these centers have been a determining factor both in perceiving the cities and formation of an identity. Therefore, in recent years urban transformation projects have been constantly controversial issues and in many cases with hollow contents.

 

Within this context it is necessary to reevaluate the activities carried out by TCDD under the name of urban transformation perspective taking into consideration the railway operating philosophies and abort practices that have transformed into annuity accumulating over real estate.

 

Key Words: Urban Transformation, Railway Operating, Attraction Center, Annuity, Financing Model

 

1. Kentsel Dönüşüm Nedir?

En basit şekilde kentsel dönüşüm, giderek bozulan kentsel alanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemlerin bütünü olarak tanımlanabilir. Doğaldır ki bu eylemlilik, mevcut şehrin yapısına ve burada yaşayan insanların fiziksel, sosyal ve ekonomik geleceği üzerine ve buna bağlı olarak da kentin bütün geleneklerine etki etmektedir. Bu nedenledir ki kentsel dönüşüm planlama çalışmalarında, pek çok farklı disiplinin birlikte çalışma zorunluluğu bulunmaktadır.

 

Bugün hemen hemen kentlerimizin tümünde temel olarak Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve büyükşehir belediyeleri öncülüğünde değişik ölçekte kentsel dönüşüm projesi bulunmaktadır. Hatta bu projeler uluslararası finans çevrelerince yakından izlenmekte ve finanse edilmektedir.

 

Uzun vadeli makro planlardan bağımsız olarak yürütülen bu projelerin kentsel rantı artırmak ve artan rantın yeniden paylaşımı olarak ülkemizde aldığı biçim düşündürücüdür. Durum öylesi bir noktaya gelmiştir ki daha önce yapılaşmamış alanlar bile bu kapsamda anılır hale gelmiştir. Bu durum kent bütünlüğünü ve ulaşım öngörülerini yok etmekle kalmamış pek çok projede sorunlar daha da derinleşmiş ve içinden çıkılamaz hale gelmiştir. Nitekim, günümüzde mantar gibi ortaya çıkan lüks konut projeleri bu anlayışın ve örgütlenme biçiminin devamı niteliğindedir.

 

Bu projeler gerçekte dönüşüm projeleri değildir. Bir gecekondu alanının çok katlı konut alanı haline getirilmesinin dönüşümle olan ilgisi; rantın artırılması ve yeniden paylaştırılmasından ibaret kalmaktadır.

 

2. Kentsel Dönüşüm ile İlgili Yasal Düzenlemeler

1950’li yıllarda sanayileşme ile birlikte İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere büyük kentler aldıkları yoğun göçün etkisiyle kontrolsüz bir biçimde büyüdü. Bu büyüme beraberinde yapısal boyutta gecekondu sorununu getirmiştir. 1970’ler uydu kentleri öne çıkarırken kent merkezlerinden bu kaçış hareketi 80’lerde dönüşüm kavramını gündeme taşımıştır.

Kentsel dönüşüm kavramı açıkça ifade edilmese de bu anlamda ilk yasal düzenleme olarak 1984 yılında çıkarılan, 2981 sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu’nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun" sayılabilir. Söz konusu kanun ile gecekondu alanları için ıslah imar planları yapma imkanı doğsa da, sonuçta gerçekleştirilen fiziksel dönüşümün ötesine geçemedi. 1980’lerin sonunda, ıslah imar planlarının yanı sıra kentsel dönüşüm projeleri de belediyelerin gündeminde yer almaya başladı. Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi, gecekondu bölgeleri için hazırlanan ilk kentsel dönüşüm projesi örneğidir. Bu tarz projeler, neo-liberal anlayışa uygun olarak, kamu ve özel girişimin işbirliğini öngören bir şekilde "Proje Demokrasisi" adı altında piyasaya sunulmuştur.

Kentsel dönüşüm başlığında çıkarılan ilk yasa, 5104 sayılı "Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu"dur. Kanunun amacı, Kuzey Ankara girişi ve çevresini kapsayan alanlarda kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde fiziksel durumun ve çevre görüntüsünün geliştirilmesi, güzelleştirilmesi ve daha sağlıklı bir yerleşim düzeni sağlanması ile kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesi olarak tanımlanmıştır.

Yine 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73. maddesi, çok net hükümler içermese de "Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır" ifadesi yer almaktadır.

Yine oldukça tartışılan ve 2005 senesinde yürürlüğe giren 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun bu çerçevede sayılabilir. Kanunun amacı "….., yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabiî afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması" olarak belirlenmiştir.

2006 yılında TBMM’ye gönderilen "Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı" ile de bu anlamda son nokta konulmak ve ülkenin her yerindeki her nitelikteki alanın, pazarlanabilir bir mal haline getirilmesi sağlanmak istenmektedir. Bunu anlamak için yasanın amaç ve kapsam maddelerine bakmak yeterlidir. Maddeler birlikte incelendiğinde, "planlı gelişme" anlayışının yerine neo-liberal "projeci gelişme" anlayışının, ikame edilmek istendiği açıkça görülmektedir. Bu anlamda büyük tehlikeleri de içerisinde barındırmaktadır. Çünkü "Projeci" anlayışın temelinde piyasanın istekleri vardır. Dolayısıyla doğal veya kültürel çevreye yapılacak katkı, kazanılan para ile orantılı olmalıdır.

 

3. TCDD’nin Kentsel Dönüşüm Projelerinin Dinamiği

 

Kentsel dönüşüm uygulamalarına paralel olarak, TCDD bünyesinde kısa zamanda Taşınmaz Mallar Dairesi’nin kurulduğu gözlenmektedir. Yeni birime verilen görevler şöyle özetlenebilir:

 

· TCDD’nin mülkiyetinde veya kullanımında bulunan arsa arazi ve binalara ait tüm bilgileri tek bir merkezde toplamak,

· Taşınmaz mallar üzerindeki gelişmelerin ve değer artışlarının yakından izlenmesi,

· Kiralama ve çeşitli şekillerde değerlendirilerek ihale edilecek taşınmaz mallar için gerekli işlemlerin gerçekleştirilmesi ve bunların her aşamada takibi,

· Taşınmaz malların değerlerini ve gelirlerini artıracak daha etkin ve verimli kullanımını sağlayacak düzenlemeler ve projeler hazırlayarak bunların uygulamaya konulmasını sağlamak,

 

Bu temel yaklaşımın 2000’li yıllarla birlikte ülkemizdeki kentsel dönüşüm uygulamalarına hakim olan anlayışla uyum içerisinde değiştiği görülmektedir. Artık kurumsal hedeflerin içerisinde;

 

· İhtiyaç fazlası taşınmaz malların değerlendirilerek satılması,

· Tüm gar ve istasyonların gelir getirecek şekilde alışveriş ve kültür merkezine dönüştürülmesi,

· Taşınmaz mallardan elde edilen gelirlerinin % 400’ün üzerine çıkarılması,

· Kentle bütünleşen en az 10 garın cazibe merkezi haline getirilebilmesi için imar planlarının tamamlanması,

· Taşınmaz mallardan elde edilen gelirin % 100 artırılması,

· Tüm garların kentle bütünleştirilmesi için gerekli çalışmaların sonuçlandırılması ve 16 garın imar planlarının tamamlatılması,

 

vb. hedefler sıkça yer alır hale gelmiştir.

 

Bu anlamda 27.04.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5335 sayılı "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun" 32. maddesi büyük önem taşımaktadır. Buna göre; TCDD mülkiyetindeki işletmecilik fazlası taşınmazların satılarak veya devredilerek satış veya devir bedellerinin yeni demiryolu inşaatı ve mevcut demiryollarının bakım ve onarımı ile iyileştirilmesinde kullanılması kaydıyla, taşınmazların satış veya devrine ilişkin konularda TCDD Yönetim Kurulu yetkilendirilmiştir. Yasa ile bazı vergi, resim, harç ve İmar Kanunu’nun bazı maddelerinden muafiyet sağlanmış bu kapsamda TCDD Genel Müdürlüğü, ekspertiz şirketlerine rayiç bedel tespit ettirmeye, gerçek ve özel hukuk kişilerine her ölçekteki imar planlarını yaptırmaya, ilan, reklam, proje, kontrollük, danışmanlık veya pazarlama gibi konularda hizmet satın almaya ve bütün bu giderler için satılan ve değerlendirilen taşınmazların tahsil edilen bedellerinin % 2’sini geçmemek üzere bu bedellerden ödeme yapmaya yetkilendirilmiştir.

            

Kanun kapsamında; yaklaşık 20 milyon m2 taşınmaz üzerinde ekspertiz hizmeti alınmıştır. İşletmecilik açısından ihtiyaç fazlası olan ve etaplar halinde satışı planlanan 520 adet taşınmazın satışının gerçekleşmesi halinde yaklaşık 190 milyon YTL gelir elde edilmesi hedeflenmiştir. Kanunun 07 Nisan 2007 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ile yürütmesi durdurulmuştur.

 

Aynı paralelde 13.01.2005 tarihli TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Taşınmaz İhale Yönetmeliği Danıştay 10. Dairesi’nin 18.04.2006 tarihli kararı ile 09.11.2006 tarihli TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait Taşınmazların Satışı ve Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik ise Danıştay 13. Dairesi’nin 07.12.2007 tarihli kararı ile yürütmesi durdurulmuştur.

 

Bu süreçte imar plan ve ekspertiz bedeli olarak yaklaşık 1 milyon YTL tutarında harcama yapılmıştır. Yine bu dönemde iki ayrı müzayedede satışı yapılan toplam alanı yaklaşık 150.000 m2’lik, 60’ın üzerindeki taşınmaz maldan elde edilen toplam gelir yaklaşık 65 milyon YTL olmuştur. Bu amaçla yerel yönetimlerle kurulan ilişkilerle Samsun, Kayseri, Adapazarı ve Balıkesir başta olmak üzere kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Belediyelerle işbirliğine gidilerek yük merkezlerinin kent dışına çıkartılarak, buradan boşalacak alanların sosyal amaçlı cazibe merkezleri haline getirilmesine yönelik çalışmalar yapıldığı görülmektedir.

 

Kentsel dönüşüm projelerinin altyapısını oluşturacak 22 il bazındaki imar plan çalışmalarından 6 ilin (Kayseri, Kütahya, Gaziantep, Amasya, Sivas ve Kahramanmaraş) planları onaylanmış olup geriye kalan 16 ilin plan çalışmaları yerel yönetimlerle birlikte yürütülmektedir.

 

Buna paralel şekilde lojistik köy projeleri oluşturulmuştur. Her türlü ulaştırma moduna etkin bağlantıları olan, depolama, bakım-onarım, yükleme-boşaltma, tartı, yükleri bölme, birleştirme, paketleme vb faaliyetleri gerçekleştirme imkânları olan ve taşıma modları arasında düşük maliyetli, hızlı, güvenli, aktarma alan ve donanımlara sahip bir bölge olarak lojistik köyler ana amacın saklanmasına güçlü bir kılıf hazırlamış gibi görünmektedir.

 

Çünkü uzun yıllardır devam eden uğraşlara karşın ilginç bir şekilde Türkiye’nin ilk Lojistik köyü Samsun (Gelemen)’da inşa edilmiş ve 06.07.2007 tarihinde açılışı yapılmıştır. Buda göstermektedir ki TCDD tarafından kentsel dönüşüm başlığı altında yürütülen çalışmaların dinamiğini taşınmaz mallar üzerinden yaratılacak rant ve bu rantın bölüşüm kaygısı oluşturmaktadır.

 

4. TCDD’nin Kentsel Dönüşüm Projelerinin İncelenmesi

Bazı projeler ve bu projeler kapsamında yapılması planlanan işler incelendiğinde kentsel dönüşümden ne anlaşıldığı daha açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

4.1. Haydarpaşa Projesi

 

Haydarpaşa demiryolu işletmeciliğinde sıfır noktası olarak büyük önem taşımaktadır. Aslında Anadolu’da ki demiryolu macerasının da başlangıcı yine Haydarpaşa’dır. Haydarpaşa aynı zamanda Anadolu insanının İstanbul’a giriş kapısı olarak ta simgeleşerek toplumsal hafızanın bir parçası haline gelmiştir. Haydarpaşa bu anlamının yanı sıra yerleşik limanı ile gerek kent özelinde ve gerekse kamusal anlamda üstlendiği katalizör rol ile büyük ve güçlü bir ekonomik değeri de ifade etmektedir.

 

Proje temel olarak Haydarpaşa Garı ve liman sahasındaki TCDD işletme faaliyetlerinin durdurulması ile bu alanda mevcut tarihi gar binasını da içerecek şekilde yeni rant merkezleri oluşturulmasını hedeflemektedir. Proje yeni yapılacak dolgu alanları ile birlikte toplam 1.300.000,00 m²’lik bir alanı kapsamaktadır. Bu alanda yat limanı, yat kulübü, cruise gemi limanı, hastane, oteller, kongre merkezleri, fuar merkezi ve alanları, ticaret alanları, alışveriş merkezleri, ofisler, konutlar, parklar ve spor merkezleri yapımı planlanmıştır.

 

Tüm dokuyu tahrip etmeye yönelik bu çaba bugün için Haydarpaşa Dayanışması’nın yaptığı eylem etkinlik ve girişimler sonucunda durdurulabilmiş ve Haydarpaşa Gar ve Çevresi İstanbul 5 Nolu Koruma Kurulu’nun 24.06.2006 tarih ve 85 sayılı kararıyla, "Kentsel ve Tarihi SİT alanı" olarak tescil edilmiştir. Konuyla ilgili olarak, ilgili kurumlarca "SİT kararının" kaldırılması için İstanbul 5 Nolu Koruma Kurulu’na yapılan itirazların ilki 21.06.2006 tarih ve 167 sayılı kararla, ikincisi ise 07.03.2007 tarih ve 457 sayılı kararla reddedilmiştir.

 

Haydarpaşa Gar ve çevresini "kentsel dönüşüme" açmak isteyen TCDD, bu kararın iptali için İstanbul 1. İdare Mahkemesi’ne 25.06.2007 tarih ve 2007/1294 esas sayılı dosyası ile dava açmıştır.

4.2. Kayseri Kentsel Dönüşüm Projesi

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile TCDD Genel Müdürlüğü arasında 29.07.2005 tarihinde imzalanan protokolle Kayseri Gar’da bulunan mevcut TCDD taşınmazlarının kentsel dönüşüm adı altında yeniden değerlendirilmesi konusu gündeme alınmıştır.

 

Proje ile Kayseri şehir merkezinden geçmekte olan 25 km’lik demiryolu hattının Kayseri Kuzey Çevre Yolu paraleline, mevcut yük, yol, cer ve tesisler birimlerine ait işyerlerinin Boğazköprü’ye (yaklaşık 1,5 milyon m2) yolcu garının ise Erkilet kavşağı mevkiine (yaklaşık 100 bin m2) nakledilmesi hedeflenmiştir. Demiryolunun boşalttığı alanlar imar planları yapılmak suretiyle yeni rant alanları olarak değerlendirilecektir.

 

Projenin iptaline ilişkin olarak Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’nın (BTS) Kayseri 1 nolu Bölge İdare Mahkemesi’ne açmış olduğu 2005/2756 esas nolu davaya kurum avukatının verdiği cevapta projenin ibret verici gerekçesi şöyle tarif edilmektedir:

 

· Ankara-Sivas demiryolu’nun 25 km’lik bölümünün Kayseri şehir merkezinden geçmesi nedeni ile trafiğin olumsuz olarak etkilenmesi ve can ve mal kaybı doğuran kazalara neden olunması,

· Bu alandaki yükleme ve boşaltma faaliyetlerinin çevreyi olumsuz yönde etkilemesi,

· Mevcut gar binası ve tesislerin bu günün ihtiyaçlarına cevap verecek yeterlilikte olmaması,

· Yük garı ile yükleme boşaltma tesislerinin organize sanayi bölgesine yapılması halinde kuruluş gelirlerinin artacak olması.

 

Aslında üzerinde tartışılmaya bile gerek olmayacak şekilde demiryolu işletmeciliği mantığını kavramamış bir anlayışla kaleme alınan tüm bu gerekçelere karşın Kayseri 1. İdare Mahkemesi BTS’nin iptal talebini uygun görmüş 22.11.2006 tarihinde oy birliği ile esastan verdiği kararla işlemi iptal etmiştir. Ancak bu karar bile TCDD ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ni durduramamış, bu kapsamdaki çalışmalar sürdürülmüştür.

4.3. Samsun Kentsel Dönüşüm Projesi

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile kentsel dönüşüm kapsamında 10.03.2004 tarihinde bir protokol imzalanmıştır. Protokol çerçevesinde hazırlanan proje ile Samsun Garı’ndaki yük hizmetlerinin şehir dışına çıkartılarak kent içi ulaşımını rahatlatmak gerekçesiyle Gelemen Mevkiine, Lokomotif Deposu, Vagon Atölye Binası, Lojistik Müdürlüğü Binası, döner köprü ve yeni yollar yapılmış olup, ayrıca lokomotif ve vagon yıkama tesisi kurularak yük operasyonları Gelemen’e çekilmiş ve 2007 yılı içerisinde işletmeye açılmıştır.

 

Samsun Garı’nda boşaltılan alanların rekreasyon alanlarına dönüştürülerek şehrin çekim ve yaşam alanları haline getirilmesi çalışmaları ise Belediye Başkanlığınca sürdürülmektedir.

 

4.4. Konya Kentsel Dönüşüm Projesi

 

Konya Gar’da bulunan TCDD alanlarının kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde değerlendirilmesi amacıyla Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile müşterek çalışmalar sürdürülmektedir. Proje kapsamında diğer örneklerle benzer şekilde yolcu taşımaları dışındaki diğer tüm faaliyetlerin Gar dışına çıkartılması, Gar sahasında 30.000 m2’lik alanın "TCDD Özel Proje Alanı" olarak ilan edilmesi ve bu alanın 25 yıllığına irtifak hakkı (yap-işlet-devret) yöntemi ile Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanılarak, elde edilecek gelirin belirlenecek oranlar dahilinde paylaşılması planlanmaktadır. Yük operasyonları ise Kayacık Mevkii’nde kurulması planlanan lojistik köyüne aktarılacaktır.

 

4.5. Balıkesir Kentsel Dönüşüm Projesi

 

Proje ile Balıkesir il merkezinde yer alan gar binası ve diğer hizmet binalarının bir kısmının muhafaza veya rehabilite edilerek yolcu indirme bindirme ünitelerinin günün koşullarına uygun olarak yeniden ele alınması, Gar sahasındaki arazi ve tesislerin iyileştirilerek kent merkezinde yer alan yükleme ve depolama alanlarının Gökköy Mevkii’ne nakledilmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede bu amaç doğrultusunda yapılacak işlere ilişkin ilkeleri belirlemek amacıyla 09.05.2005 tarihinde TCDD ile Balıkesir Belediyesi arasında bir protokol akdedilmiştir.

 

Protokole göre yükleme ile ilgili birimlerin istimlak ve inşaatı Belediye’ce yapılacak olup, tesislerin Gökköy’e taşınmasından sonra eski tesislerin bulunduğu 50.000 m2’lik alanda Balıkesir Belediyesi’nce "ticaret alanı" olarak imar plan değişikliği yapılacak ve bu alan Balıkesir Belediyesi’ne 25 yıllığına kiralanarak gelir yarı yarıya paylaşılacaktır. Bu çerçevede finansman noktasında Belediye’ce yaşanan sıkıntı nedeniyle protokolün yeniden gözden geçirilmesine ilişkin çalışmalar devam etmektedir.

 

4.6. Adapazarı Uygulaması

 

İstanbul’un Adapazarı üzerinden Karadeniz’e ve buradaki limanlara bağlanması amacıyla yapımı düşünülen Arifiye – Kdz. Ereğli – Zonguldak demiryolu hattı Adapazarı’na kadar yapılmıştır. Adapazarı garı, 1899 yılında işletmeye açılmış olup, 1980’de yeniden inşa edilmiştir. 1990’lı yıllarla birlikte Adapazarı Gar sahası ve buradaki TCDD alanları ticaret merkezleri olarak dizayn edilmek istenmiş Kurum yöneticilerinin haklı karşı duruşları ile bu çerçevede her hangi bir uygulama yapılamamıştır.

 

02.03.2004 tarihinde; siyasi bir kararla, Adapazarı Merkez Belediyesi ile yapılan protokol çerçevesinde, TCDD operasyonlarını 2005 yılı içerisinde; Mithatpaşa İstasyonu’na kadar geri çekerek mevcut Adapazarı Gar sahası ve bu kesimdeki demiryolu koridoru öncelikle yeşil alan olarak değerlendirilmek üzere Belediye’ye kiralanmıştır.

 

4.7. Öne Çıkan Özellikler

 

Kuşkusuz tüm demiryolu şebekesine yaygın olarak yürütülen bu çalışmalar için daha pek çok örnek vermek mümkündür. Diyarbakır, Erzurum, Bozanönü-Eğirdir hattı, Armutçuk-Ereğli hattı, Eskişehir Garı’nın yeraltına alınması, İzmir’de Karşıyaka ve Şirinyer’de demiryolunun yeraltına alınması, Ankara Hızlı Tren Garı ve mevcut halde Ankara Gar’da işlevsiz hale getirilen taşınmazlar vb. örnekleri çoğaltabiliriz. Kaba hatları ile tüm bu örnekler irdelendiğinde görülen en temel sorun hiç birinin kamusal anlamda her hangi bir kaygı taşımadığı gerçeğidir.

 

Projelerin dikkati çeken bir diğer özelliği ise ülkemizdeki demiryolu işletmeciliği ile ilişkilendirilmemiş olmasıdır. Yapılan bunca işe, taşınmaz malların değerlendirilmesine yönelik bunca çabaya karşın, ülkemizde demiryolu sistemi için öngörülen orta ve uzun vadeli taşıma payına göre ihtiyaç duyulacak alan gereksinimi üzerinde hiçbir şekilde kafa yorulmamıştır. Gerek Ulaştırma Bakanlığı ve gerekse TCDD’nin tüm çalışmalarında toplam taşımalar içerisinde özellikle yük taşımacılığındaki demiryolu payının % 25’ler düzeyine yükseltilmesi gerekliliği sürekli tekrarlanmaktadır. Bugünkü düzeyinden yaklaşık 6-7 kat daha büyük bir operasyon genişliğinden söz ettiğimize göre işte tam bu noktada hat kesimi bazında sistemin duyduğu alan ihtiyaçlarının belirlenmesi bir zorunluluktur.

 

Aynı şekilde özellikle daha önce konteyner kara terminali şimdi ise lojistik köy olarak adlandırılan birimlerin karayolu ve lojistik sektörle ilişkisi karayolu bağlantısı olup olmadığından öte kurulmamaktadır. Bu kaygıların tamamen göz ardı edildiği ve sorunun belirginleşerek belgelendiği uygulamalar ise kentiçi raylı sistemlerle entegrasyon projeleridir. Gerek İzmir (EGERAY) ve gerekse İstanbul’da (MARMARAY) yürütülen projelerde demiryolu koridorları adeta hovardaca yerel yönetimlerin hizmetine sunulurken ana demiryolu işletmeciliğine yönelik alan ihtiyaçları tamamen göz ardı edilmekte, oluşan kapasite darboğazları barınma yolları vb. önermelerle aşılmaya çalışılmaktadır.

 

Özellikle hızlı tren projelerinin banliyö güzergahları ile kesişen başlangıç ve bitim noktalarında yaşanan darboğaz milyarlarca € tutarındaki bu projeler için bile daha önceden planlanmadığı için önemli kısıtlılıklar yaratmaktadır. Ancak belki de en önemli sorun tüm bu projelerin hukuka takılmaktan kaçınamamaları yani hukuksuzluklarıdır. Buna rağmen hukuki süreç işleyene kadar geçen süreye sıkıştırılan uygulamalar geriye dönüşü güç tahribatları da beraberinde getirmektedir.

 

5. Sonuç

 

Kentsel dönüşüm kavramının üzerinde dikkatle durulması gereken bir konu olduğu açıktır. Yürütülen tartışmalar göstermiştir ki kentin ne olduğundan başlayıp kentin tarihine, toplumların yaşamında üstlendiği kimlik ve role, sonrasında da kentleşme süreçlerini açıklayan nedenlere bakmadan kentsel dönüşümle ilgili bir perspektif oluşturmak kolay olmayacaktır. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana sürekli olarak değişen koşullar ve ülkelerin tercihleri kentsel mekanın sürekli olan dönüşümünde doğrudan belirleyici olmuştur.

Bu anlamda 1980 sonrasında küreselleşmeye paralel olarak yeni alışveriş ve iş merkezleri, gecekondu alanlarındaki yoğun apartmanlar, tarihi ve doğal alanlardaki oteller artık içselleştirilmiş görünmektedir. Bununla birlikte; birinci sınıf tarım alanlarında toplu konut üretmek, orman alanında formula pisti yapmak, Haydarpaşa Limanı ve Garı’nın olduğu alana yoğun yapılaşma önermek, yolcu garları ile birlikte demiryolu sistemlerini kent dışına taşımak ve bunları "kentsel dönüşüm" adı altında sunmak kabul edilemez bir tutumdur.

Finansman ve büyüme ile ilgili sorunları yalnızca sahip olunan gayrimenkuller üzerinden çözümlemek mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki kentsel dönüşüm tarif edilirken; "sürdürülebilirlik", "insan odaklılık", "katılım", "stratejik yaklaşım, program ve planlama" gibi kavramlarla birlikte anılmaktadır.

 

Kayseri örneğinde açıkça görülebileceği üzere kentsel dönüşüm adı altında terk edilen alanlardan oluşabilecek rant yeni demiryolu bağlantısının finansmanına bile yetmemektedir. Buda göstermektedir ki TCDD’nin Kurumsal bazda belediyelerle iş birliği içerisinde yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleri sisteme dönük bir finansman kaygısının ötesine geçmiş ve bir anlamda talan niteliğine bürünmüş durumdadır.

 

 

6. Kaynaklar

 

[1] Bayram, A. Müfit, Kentsel Dönüşüm Sorunu Hakkında http://www.yayed.org/resimler/ekler/45117b0e0a11a24_ek.doc?tipi=7&turu=X&sube=0

[2] Bayram, A. Müfit, Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısı Üzerine, http://www.yayed.org/genel/bizden_detay.php?kod=227&tipi=7&sube=0, Eylül 2006

[3] Prof. Dr. Zekai Görgülü, YTÜ Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Başkanı Cumhuriyet Gazetesi, 21.10.2005

[4] Dr. Ethem Torunoğlu, "Kentsel Dönüşüm" Pazarlamanın Dayanılmaz Hafifliği – 25.10.2005 http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=3681

[5] Derya Karadağ, Türkiye’de Kentsel Dönüşümün Tanımı Nedir? www.arkitera.com, 14 Aralık 2007

[6] Prof.Dr.-Ing. Ergin, Şenel DEÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İzmir ve arkadaşları, Hedeflenen Kentsel Dönüşüm Sürecinde Planlamanın Sosyal-Ekonomik ve Ekolojik İçerikle Yeniden Tanımlanması, International Gazimagusa symposium : Akdeniz üçlemesi değişim dönüşüm bildirim, Famagusta, Turkish Republic of Northern Cyprus; Eastern Mediterranean University, 2004 Edited by: Uğur Ulaş Dağ

[7] Prof. Dr. Ekler, Cüneyt Çankaya Üniversitesi, Türkiye Kent Merkezlerinin Dönüşümünde Kullanılabilecek Yöntemler International Gazimagusa symposium : Akdeniz üçlemesi değişim dönüşüm bildirim, Famagusta, Turkish Republic of Northern Cyprus; Eastern Mediterranean University, 2004 Edited by: Uğur Ulaş Dağlı

[8] Şehir Y. Plancısı Kiper, H. Perihan, Küreselleşme Çağında Kentlerin Tarihsel-Kültürel Kimlikleinin Korunması Sorunu International Gazimagusa symposium : Akdeniz üçlemesi değişim dönüşüm bildirim, Famagusta, Turkish Republic of Northern Cyprus; Eastern Mediterranean University, 2004 Edited by: Uğur Ulaş Dağlı

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu