Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Hak Etmek…

(yorumlar kapalı)

 kdHak etmek üzerine birçok söz söylenmiştir. Birkaç örnek vermek gerekirse;

 

Hak verilmez alınır,

Hak değirmende,

Hak ettiğin gibi yaşa,

…hakkımız söke söke alırız (boşluk yere istediğinizi söyleyin) gibi…

 

Henüz 7 yaşında iken bizim köyde bir adamın eşini dövdüğüne şahit oldum, hem de evin bahçesinde.. Asla unutmadığım bir andır adamın attığı tokatla kadının yerdeki çamurlu suların içine yüzükoyun düşmesi… Halen hangi cesaretle yaptığıma hayret ettiğim şekilde adamın karşısına dikilip

 

—sen ne manyak insansın niye vuruyorsun diye bağırdım.

Adam da bana

—defol git buradan o bunu hak ediyor dedi.

 

Geçenlerde TV kanallarını zaplarken Ülke TV diye bir kanalda sokakta gezen insanlarla(erkek-kadın) röportaj yapıyorlardı… Spiker o anda oradan geçen bir çifte mikrofon uzatıp;

 

—İyi günler kadına yönelik şiddet hakkında ne düşünüyorsunuz diye sordu

Adam hemen mikrofona atlayıp

—Çok ayıp. Çok ayıp… Son derece yanlış dedi.

Spiker

—Peki, siz hiç eşinize şiddet uyguladınız mı?

Adam biraz havalara ve yerlere bakarak…

—eeeeee bunca senede 3–5 kere diye cevap verdi

Spiker

—hani çok ayıptı siz niye yaptınız?

Adam da

—hak ettiği zamanlar yaptım.

Spiker

—hak etmek için ne yaptı?

Adam

—Mesela işten yorgun gelmişim kendisi evde yok komşuya gitmiş.

Spiker

—eee çağır sen de o zaman niye şiddet uyguluyorsun.

Adam

—Geleceğim zaman evde olsun ben niye onu çağırmak zorunda kalayım… Dedi

 

Hak ettiği için bunca senede 3–5 kere dayak yiyen kadın da yüzünde mahcup bir gülümsemeyle adamın yanında duruyordu…

 

Duyduklarıma inanamadım adama eşini dövmek çağırmaktan daha kolay geliyordu…

 

Bundan 35 sene önce Adapazarı’nın bir köyünde karısını döven bir adam onun bunu hak ettiğini, bunca yıl sonra bir başka adam karısının hak ettiği üzere onu dövdüğünü söylüyordu. Yani hiçbir şey değişmemişti…

 

Allah Allah iyice kafam karıştı. Şiddeti hak etmek nasıl oluyordu. Düşünüyorum da o zaman işkenceciler de haklı, insanlara elektrik vermekte, askılara asmakta, falakaya yatırmakta vs vs vs… çünkü onlara göre işkence uygulanan kişiler bunu hak ediyor.

Bir insan başka bir insana şiddet uygulama hakkını kendinde nasıl buluyor… Ya da hak edenlerin %99’u niçin kadınlar oluyor…

 

Çünkü bu tür insanlar şiddet uyguladıkları kişilerin bir insan, bir birey olduğunu unutup onları kendilerine ait bir eşya, bir mal, kendisinin her türlü ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan bir nesne gibi görüyorlar.

 

Bu hayvani durum karşısında ise çark öyle ters işliyor ki şiddeti uygulayan değil de kendisine şiddet uygulanan utanıyor, sıkılıyor, kimselere söylemiyor, yardım istemiyor…

 

Oysaki her kişi bir bireydir, her insanın yaşama hakkı vardır, kimse kimseye, baskı, işkence, şiddet uygulama ya da kimse kimsenin yaşamına son verme hakkına sahip değildir. Tüm bireyler kendi onurlarından, gururlarından bedenlerinden, namuslarından, şereflerinden, kendileri sorumludur…

 

İnsanlar eşit hak ve özgürlüklere sahiptirler insanların cinsiyetlerine göre sınıflandırılmalarının, bir cinsin hak ve özgürlüklerinin sonsuz, diğer cinsin hak ve özgürlüklerinin ise sonsuz özgürlükleri olan cinsiyet tarafından belirlenmesi çağdışı bir anlayıştır.

 

Çünkü cahiliye devri bitmiştir.

 

Bu insanlık dışı olayların hiç yaşanmayacağı bir dünya yaratmak için kadınlar şiddete karşı örgütlenerek mücadelelerini sürdürmektedirler.

 

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLAR ARASI MÜCADELE GÜNÜ

 

Tarihçe: 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde Minerva, Maria ve Patria Mirabel kardeşlerin Trujillo diktatörlüğüne karşı oldukları için cezaevinde bulunan eşlerini ziyaretten dönerken Devlet güçleri tarafından öldürülmeleri üzerine 1981 yılında Bogota’da toplanan 1. Latin Amerika ve Karayipler Feminist Kongresi 25 Kasımı "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü " ilan etmiştir. O tarihten itibaren dünya kadınlarının şiddete karşı örgütlenerek verdikleri mücadele, düzenledikleri eylem ve etkinlikler sonucu 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü" adıyla resmi olarak yer almıştır.

 

 2008 YILININ 25 KASIM GAFI

 kd

23.11.2008 tarihinde İstanbul İnönü stadında oynanan BJK- ES ES futbol karşılaşması için Beşiktaş Futbol takımı sahaya "Kadına Yönelik Şiddete Göz Yumma, Sessiz Kalma" sloganının yazılı olduğu bir pankartla çıktı. Kadına yönelik sözlü hakaretin topluca  dile getirildiği futbol sahalarına böyle bir pankart gerekli idi ancak gerek 25 kasımlarda gerekse demokratik talepler için gerçekleştirilen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kadına yönelik fiziki şiddet uygula(t)maktan sorumlu olanların pankartın altında imzasının bulunması 25 Kasım 2008 in gafı idi.

 

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu-Ayşen Dönmez