Demiryolunda Akan Zaman Duran Zaman
Ülkemizde saatler 29 Mart 2009 Pazar günü 03.00’te bir saat ileri alınarak yaz saati uygulaması geçilmiştir. Haydarpaşa Garda bilet gişelerinin bulunduğu büyük salonda iki adet saat bulunmaktadır. İleri saat uygulaması başlayalı nerede ise bir hafta olmasına rağmen salon içerisindeki saatler başka zamanları göstermeye devam etmekteydiler. Bu iki saat miydi zamanı yanlış gösteren Haydarpaşa’da. Özel şirketin işletmeciliğini yaptığı otomatik emanet dolapları da ileri saat uygulamasına ayak uyduramamış. Garın girişindeki "tak" ise üç yıl önceki yıldönümü ile karşılar yolcularını.
"TCDD Hızlanıyor", "TCDD değişiyor" afişlerleriyle donatıldı garlar, istasyonlar ve trenler. Ancak Haydarpaşa gar girişinde bizleri karşılayan tak üzerindeki zaman üç yıldır durmuş değişmiyor. Saatli maarif takviminin koparılmayı unutulmuş bir yaprağı gibi.
23 Eylül 1856, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş eğik düzleminde, yenini yabancıya kaptırışının tarihidir.
Islahat Fermanı’yla toprak düzeltmesi (!) yapılan bu yolda, Anadolu topraklarına (İzmir-Aydın) döşenecek olan ilk demiryolunun temelinin atıldığı gündür. Daha açık bir söyleyişle, "imtiyaz demiryolculuğu" serüvenimizin başlangıç tarihidir.
İkinci tarih, Osmanlı’nın, bu süreçte demiryolunu İstanbul’dan Ankara’ya getirişinden daha uzun bir sürede, karşı bir demiryolunu Ankara’dan İstanbul’a götüremeyişimizin tarihidir! Hem "1856"nın 150. yıldönümüdür; hem de Başkent’ten İstanbul’a götürüleceği tarih, ikinci kez ertelenip orada kalan bir tren tasarımının da tarihidir! O tren orada kaldığı için, o tarih (2006) de orada takılı kalmıştır…
23 Eylül 1856’yı 9 Eylül 1922’de Akdeniz’in sularına gömen adamın, Mustafa Kemal’in fotoğrafı altında yan yana gelen bu iki tarihin takviminin çalışmıyor olması boşuna değildir!..
Çünkü kurtuluş ve geleceğini başkalarının hesaplarına bağlayanların takvimleri kendilerinin olmadığı için, kendilerine de işlemez. Böyle istediği yerde durur, istediğine ve istediğince işler!..
Hız’la bestelenmiş şarkılar söylerken zafer sarhoşluğuna kapılanlar, 100. yaşını süren Haydarpaşa’nın burnu dibindeki "zafer takı"nın (!) alnında donmuş tarihin saatine bakacak değiller ya…
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Ümit Sarıaslan