Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

ALTI BUÇUK POSTASI

(yorumlar kapalı)

Altı Buçuk Postası, asıl adıyla Haydarpaşa-Kurtalan Postası… Haydarpaşa Gar’ından sabah saatlerinde hareket eden bu tren akşama doğru saat 18.30 yâda halkın deyişiyle Altı Buçuk sıralarında Bozüyük İstasyonuna ulaşırdı.

Yurdu demir ağlarla ören Cumhuriyet Türkiye’sinde karayollarının bu kadar gelişmediği 1930’larda demiryollarının ana ulaşım vasıtası olduğunu hatırımızda tutarak Haydarpaşa-Kurtalan Postası’nın namı diğer 18 Katar’ın hikâyesine dönelim.

Altı Buçuk Postası, sılanın bittiği, sılanın başladığı, hasretin bittiği, hasretin başladığı bir mekandı.

Altı Buçuk Postası, Bozüyük halkının şık giysileriyle rağbet ettiği bir yerdi. Raylar arasında volta atarak dolaşmak. Guruplar halinde gezmek. Çokçası gençlerden oluşan kalabalıkların varlığı buradaki hayatiyeti arttıran nedendi. Trenle uzaklara gidenler bile istasyondaki kalabalığı gördüklerinde hayretlerini gizlemeden burasının neresi olduğunu sorarlardı.

Gençlerin birbirleriyle bakışmaları, gözlerden kalplere uzanan yoldaki ulaşım kırmızı yâda yeşil ışığın yanışına bağlıydı. O zamanın kömürlü lokomotifleri bacalarından çıkardıkları siyah dumanın yanı sıra makinistlerin uzun uzun çaldıkları düdükleriyle melodik bir ortam yaratırlardı. Sonraları açılan çiçekli yeşillikler içindeki park ilginin daha da çoğalmasına neden oldu.

Yolculuk yapacak olanlar trenin gelmesinden kısa süre önce açılan gişeden bilet almak için sıraya girerlerdi. Herkes bir köşede beklemeye çekilirdi. Başında kırmızı şapkası elinde işaret feneri ile Nöbetçi Hareket Memurunun bürosundan çıkıp orta raya doğru yürümesi ve trenin istasyona girmesiyle bir hareketlilik, bir koşturmaca başlar, tren durduğunda ise inenlerin yanı sıra çokçası ellerinde bavullarıyla binenlerin yoğun bir çabası gözlenirdi. Bazen istasyon çeşmesinden şişelerine su doldurmak isteyen uzağa giden yolcular çeşmenin önünde kuyruk oluştururdu.

Binen yolcuların pencerelerden el salmaları, geride kalanların yine el sallayarak mukabelede bulunmaları trenin uzaklaşmasına kadar devam ederdi. Bu arada gelenleri karşılayan yakınları kucaklaşarak hasret giderirdi. Bazıları için sıla yâda hasret biter ama bazıları için sıla yâda hasret başlardı.

Gazete Dağıtıcısı rahmetli Hüseyin ÇALIŞ oğlu rahmetli Sabri ÇALIŞ’la birlikte trenin furgon kısmına koşarak o gün gelen postayı ve günlük İstanbul Gazetelerini alırlardı. Müsait bir yerde gazetelerin ambalajları açılır, sayımı yapılır ve dağıtıcılara verilerek halka ulaşmaları sağlanırdı.

1930’lardan sonra Bozüyük İstasyonundaki bu canlılık giderek burasının sosyal bir mekân haline gelmesindeki asıl nedendir. İstasyon çevresinin ağaçlarla kaplı olması, şehrin futbol sahasının hemen alt kesimde bulunması, Süleyman Hoca’nın bahçesinde taze salatalık üretip ucuza satması, çekirdekçilerin ve simitçilerin ve de civardaki soğuk suların varlığı mekânı tamamlayan unsurlardı.

Bozüyük halkının bu ilgisi ile hatta çevre yerleşim yerlerinden gelenlerin olağan dışı ilgisi Altı Buçuk Postası adıyla Bozüyük İstasyonu’nun sosyal bir mekân olmasını sağladı.

İnsanların dolayısıyla toplumun sosyal mekân ihtiyacı hiç değişmemiş sadece evrim geçirmiştir. Cumhuriyetin başlangıcındaki ulaşım imkanının azlığı, fukaralık, ikinci dünya savaşının getirdiği ekonomik imkanların darlığı sebebiyle insanlar o yıllarda hakim olan kapalı ekonomi dolayısıyla kendi dünyaları içindeki, olanakları değerlendirerek sosyal mekan ihtiyaç ve iletişimini öylece karşılamışlardır. Altı Buçuk Postası böylesi bir mekân ve iletişim ihtiyacının sonucunda doğmuş efsanevi bir dönemdir. Çevre şehirlerden Altı Buçuk Postasına gösterilen rağbet anlatılmaz bir ilgidir. Yaşları 60 yâda 70 civarında olan Bozüyüklülerin evlilik hikâyelerinde Altı Buçuk Postasının müstesna bir yeri vardır.

Her şeyin bir sonunun olması gibi Altı Buçuk Postasına olan ilgi 70’li yıllarda sona erdi. Özel otomobil edinme imkanının doğması, turizm sektörünün ortaya çıkması tatil anlayışının konsept değiştirmesi ve karayolu ile ulaşımın kolaylaşması 18 Katar’ın sonunu getirmiş oldu. Ancak eminiz ki Altı Buçuk Postası bir efsane olarak sosyal hafızada yaşamaya devam edecektir.

Av. Ertuğrul Ağaoğlu

Fotoğraf renklendirme: Hakan Alkan