Hızlı trene kim binecek?
Hızlı trene kim binecek?
Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesinin; mevcut haliyle çok büyük sakıncalar içerdiğini, şov uğruna işin aceleye getirildiğini, kamu kaynaklarının yok yere harcandığını defalarca belirttik ve belirtmeye devam ediyoruz.
Aynı şekilde, bu projenin Ankara-İstanbul Sürat Demiryolu Projesinin(Çayırhan Sincan arasındaki 1.Bölümün beş kısmının toplamında %75 düzeyinde gerçekleşme sağlanmış ve mevcut hızlı tren hattına göre 160 km daha kısa olan ) çöpe atılarak, yanlış ve daha uzun bir güzergah üzerinden kurgulandığını, bu yüzden devletin zarar ettirildiğini, yanlış güzergah olması itibariyle bitirilmesinin çok zor olduğunu belirttik.
Hepsinden önemlisi bu projenin halk için yapılmadığını, prestij amacıyla yapılıp, diğer trenlerin seferden kaldırılacağını, TCDD’nin yapılandırılması adlı Dünya Bankası patentli tasfiye programının bunu emrettiğini, TCDD gayrimenkullerinin talan ettirilmesinde ana malzeme ve bahane olarak kullanılacağını ısrarla belirttik. Ayrıca ekonomik anlamda bu trenin halka hitap etmeyeceğini de vurguladık.
Birileri çıkıp bize; "teknolojiye düşmanlık etmeyin, her şeye karşı çıkıyorsunuz" dediler ama dediklerimizin hepsi bir bir ortaya çıkıyor. ..
Hızlı trenin sefere konulması ile ilgili tarihler 2003 yılından beridir sürekli olarak revize ediliyor ama ortada Hasanbey-Esenkent(projenin yarısı bile değil) hattından başka hiçbir şey yok, o da yarım yamalak ve ardında bir ton soru işareti taşıyarak!
Projenin güvenliği ile ilgili sürekli yeni iddialar ortaya çıkıyor, kurp yarıçaplarının çok düşük olması, trenin devrilme riski, katener direklerinin çatladığı, ulaşıldığı iddia edilen hıza genel anlamda ulaşılamayacağı vb. gibi birçok iddia var ortada ve hepsi de cevapsız!
Proje, proje bedelinde ifade edilen rakamları çoktan katlamış durumda. TCDD’nin şov uğruna, kaynaklarından ödediği paralar da cabası. Önce İtalya’dan şov için kiralanan diziye toplamda ödenen 3,2 milyon Euro, sonra seçime yetişsin diye açılışı yapılmak istenen Esenkent-Hasanbey hattının kalan ihatalarının, sözleşmeye göre şirketce yapılması gerekirken, TCDD kaynaklarının kullanılması yönündeki iddialar …
Hızlı tren hatlarının yapımı nedeniyle kesişen noktalardaki çalışmalar nedeniyle, saatlerce tehir ettirilen yada saatleri sürekli değiştirilip yolcusu kaçırılan trenler ve bunların TCDD hanesine yazılan milyonlarca YTL zararı!
Hükümet tarafından ayrıldığı söylenen kaynak var iken, "hızlı trene kaynak sağlamak" iddiasıyla; TCDD gayrimenkullarının, işyerlerinin, tesislerinin, garların ve istasyonların bir bir satılması, sırf bu yüzden TCDD genelinde, demiryolu faaliyetlerinin ve işletmeciliğin her geçen gün yok edilmesi! Ayrıldığı söylenen kaynaklarla, TCDD’nin işletmeciliği için tek kuruş para harcanmaz iken, görüntüye, şova, süse dönük olan ve sadece müteahhit ve imalat firmalarının cebini doldurmaya yarayan harcamalar yapılması!
"Sincan-Ayaş tüneliyIe" meşhur olan ve Bolu üzerinden giden Ankara-İstanbul Sürat Demiryolu Projesinin %75’inin bitmesine rağmen, göz göre göre çöpe atıldığı, bu projenin, mevcutta inşaatı devam eden projeye göre 160 km daha kısa bir hat olduğu, 160 km/sa hıza uyumlu bir rehabilitasyon ile "hızlı tren standartlarına yola gerek kalmaksızın" 3 saatte Ankaraİstanbul arasının kat edilebileceği ve daha birçok teknik olgu bilimsel kurullarda vurgulanıyor.
Görünen o ki, sorun bizim teknoloji düşmanı olmamızda değil, bu projeyi ortaya atan ve yürütenlerin, "ne için bu projeyi hayata geçirmek istediklerinde ve kime hizmet ettiklerinde yatıyor!! !"
En son olarak da, daha önceki yazı ve raporlarımızda ısrarla vurguladığımız üzere, hızlı trene kimlerin bineceği de belli oldu!
"TCDD, Ankara-İstanbul arasında işletmeye konulacak hızlı trenin fiyatlarını belirlemek için bir saha araştırması yaptı. Araştırma, havaalanıarında, otobüs terminallerinde, tren garlarında 4 bin 352 yolcuyla yüz yüze yapılan görüşmelerle gerçekleştirildi. Yolcular, Ankara-İstanbul ve Ankara-Eskişehir ve Eskişehir-İstanbul biletleri için istedikleri fiyatları belirtti. Araştırmada üç grup yolcu profili ortaya çıktı. Buna göre yolcuların yüzde 52’si, Ankara-İstanbul arası bilet fiyatının 45 YTL olmasını istedi. Yolcuların yüzde 12′ si, bilet fiyatının 65 YTL düzeyinde olmasını istedi. Yolcuların yüzde 2’lik bölümü ise 100 YTL’nin normal bir fiyat olduğunu kaydetti. Geri kalan yolcular ise bilet fiyatının, uçakla aynı olabileceğini söyledi.
Araştırma sonucunda Ankara-Eskişehir-İstanbul hattında ortaya çıkan bilet fiyatları şöyle:
Ankara-İstanbul, 65 YTL
Ankara-Eskişehir, 32 YTL
Eskişehir-İstanbul, 35 YTL-Raillife Dergisi-Kasım 2007"
Bu dergi, TCDD’yi Geliştirme ve TCDD Personeli Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı tarafından çıkartılıyor. Vakfın Başkanı da TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman! Dolayısıyla bu bilgilerin yanlış olma, yalanlanma ihtimali "O" sıfır!
Peki, bu fiyatlar dahilinde kim binecek bu trene?
Konunun daha iyi anlaşılması için Ankara-İstanbul arasında işleyen en pahalı trenden en
ucuzuna varana kadar 3 tane trenin indirimsiz bilet fiyatlarını belirtelim öncelikle;
Başkent Ekspresi : :25 YTL
Boğaziçi Ekspresi : 21,5 YTL
Doğu Ekspresi : 13,5 YTL
Belirlenen hızlı trenin fiyatının, mevcut tren fiyatlarının kaç katı olduğunu siz okuyuculara bırakarak, bu rakamların belirlenmesinde kaynak olan anketle ilgili birkaç şey söylemek gerekiyor…
Son yıllarda, özellikle AKP’nin etkinliklerinde birkaç kendini bilmez yada bu iş için görevlendirilmiş kişi tarafından "tüketim ürünleri zam yapılmasını istiyoruz" deniyor olmasından yola çıkılmış olmalı ki, yapılan ankette ""halk" hızlı tren fiyatlarının yüksek olmasını istiyor" mesajı verilmeye çalışılmış.
Dünyanın hiçbir yerinde "zenginler de dahil", hiç kimse satın aldığı bir hizmet yada ürünün pahalı olmasını istemez, hatta daha ucuza almak için elinden geleni yapar. Bunu istese istese, pazara ürün yada hizmet arz eden firmaların, zam yapmak ve müşteriye kabul ettirmek amacıyla tuttuğu paralı elemanlar yapar.
13 YTL’yi ödeyip Ankara’ya gidecek parası bile olmayan "halkımıza" değil de, havaalanı ve otobüs terminallerine giden anket firması, bu soruları otobüs firmalarının sahiplerine ve uçağa binme lüksüne sahip olduğu gibi, demiryolu umurunda olmayan ayrıcalıklı kesime sormuş olmalı ki, bu garip sonuçları elde etmiş! Ve TCDD de, bu garip anket için anketi yapan firmaya para ödemiş!
İşte halk için yapılan, fiyatı da halka sorulan bir hızlı tren yılan hikayesi!
65 YTL’yi basan hikayeyi sona erdirir, basamayan ise, bir zamanlar "TCDD hızlanıyor" diyerek 39 insanın ölümüyle sonuçlandırılan SÜTAŞ patentli karikatürün ineği olur ve geçen trenleri seyreder, öyle mi?
Bunların "halk" dediği kim?
Ankara- İstanbul-104 YTL(gidiş-dönüş %20 indirimli haliyle), Ankara- Eskişehir-51 YTL(gidiş-dönüş %20 indirimli haliyle), Eskişehir-İstanbul 56 YTL(gidiş-dönüş %20 indirimli haliyle) …
400 YTL asgari ücretle 1 ayını geçirmeye çalışan, bir avuç %20’lik kesimin dışındaki %80’lik yoksulluk sınırının altında yaşayan "halk" mı binecek bu hızlı trene?
TCDD Genel Müdürü, Ankara ile Eskişehir, hızlı tren sayesinde komşu belediye gibi olacak ve öğrenciler hızlı trenle Ankara’ya ve Eskişehir’ e günü birlik gidip gelecekler demişti. Bu sözün, bu fiyatlardaki karşılığı; 1.122 YTL oluyor!
Yine soruyoruz; bir öğrencinin sadece tek bir ulaşım aracının gideri olan 1.122 YTL’yi, hangi aile ödeyecek? Kalpazanlık yapıp, para basarak mı bu bilet fiyatlarını ödeyecek bu halk?
Egemenlerin ve hükümet edenlerin "halk, halk" diye ağzına doladıkları kişiler kim? Büyük garlarda bilet alan yolculara zorla izlettirdiğiniz, dinlettirdiğiniz "hızlı tren masalını" dinleyenler, 25 YTL olan Başkent Ekspresine binemediği gibi, 13 YTL’yi bile ödeme gücü olmayan insanlar, bundan haberiniz var mı?
"Halk", diyerek halkla göz göre göre dalga geçildiği açık
ama hikaye burada da bitmiyor!
"Hızlı trenin adına yaraşır bir istasyon yapılıyor"
2008 ortasında sefere başlayacak olan hızlı tren için Ankara’ya inşa edilmesi planlanan "Hızlı Tren Terminal Binasına" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) talip oldu. 100 milyon dolara mal olması beklenen istasyon binası içinde, otel, alış-veriş merkezleri, seyir terasları, cafe, sinema, kültür ve sosyal tesisler ile lüks lokanta ve restoranlar bulunacak. istasyon binası 5 yıldızlı olacak. Aynı zamanda Ankara-İstanbul hızlı tren hattının ilk gar binası olma özelliği taşıyacak. TOBB, bu kapsamda gar binasının inşasını üslenmek için TCDD ile görüşmelere başladı.
TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, TOBB’un projeye talip olduğunu belirterek; "TOBB, bu projeyi yap-işlet-devret modeliyle yapmak istiyor. Projenin 100 milyon dolar dolayında maliyeti var" dedi. Karaman, proje kapsamında TOBB’la anlaşmaya sıcak baktıklarını vurgulayarak, "Çünkü TOBB gümrük kapılarının yapımında çok başarılı oldu. TOBB, Türkiye’ye yakışır güzel gümrük kapıların yapımını gerçekleştirdi." dedi.
Karaman, projenin önünde küçük bir sıkıntının bulunduğunu kaydederek, Ankara Büyük Şehir Belediyesi’nin bu alanda ticari faaliyet yürütülmesine izin vermediğini dile getirdi. Karaman, sorunu çözmek için belediye ile görüşmelerin sürdüğünü söyledi.
İstasyon projesi için ihale açtıklarını kaydeden Karaman, "ihaleye, istasyonun bulunduğu bölgede ne gibi ihtiyaçların olduğunu tespit edebilen firmalar katıldı. İhaleyi, Çek şirket SUDOP Praha A.Ş.-SDPAK ortak girişim grubu kazandı. Hazırladığı, Hızlı Tren Terminal Binasının projesini tamamlayarak bize teslim etti." dedi.
Ankara’ da inşa edilecek olan istasyonun bir cazibe merkezi olacağını ileri süren Karaman, şunları söyledi: "Biz Ankara’ya çağın gerektirdiği, tren yolcularının rahat edebileceği, içinde alış-veriş merkezleri, lokantası, oteli, kültür merkezleri olan bir proje yapmayı planlıyoruz. Kızılay’ın komşusu Gar’ da, yeni bir cazibe merkezi oluşturmayı düşünüyoruz"
Karaman, proje kapsamında yer alan otelle ilgili olarak dünyanın önde gelen otel işletmecilerinden Hilton’un da devrede olduğunu söyledi. Karaman, Hilton’un proje içinde yer alacak 5 yıldızlı otele talip olduğunu vurguladı. Karaman, TCDD’nin eski ikinci bölge binası ile halen misafirhane olarak kullanılan binanın otele dönüştürüleceğini açıkladı.
Celal Bayar Bulvarı ile mevcut gar binasının arasında kalan araziye inşa edilecek terminal binasının otoparklar dahil inşaat alanı 129 bin 280 metrekare. Yeni bina, günde 50 bin, yılda 15 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak."-Raillife Dergisi-Kasım 2007"
Raillife adlı derginin övgüyle bahsettiği bir diğer haber de bu! "Hızlı trenin adına yaraşır istasyon"da; otel, alışveriş merkezi, cafe, sinema, lüks lokanta ve restoran, kültür tesisler vs .. " bulunacakmış! Otel 5 yıldızlı olacakmış ve bu otele de Hilton talipmiş …
İşin "kentsel dönüşüm" adlı yağma planlarıyla ilgili boyutuna değineceğiz ama öncelikle "halk" ve hızlı tren garı ilişkisini sorgulayalım.
Bunların halk dediği insanlar, Hilton’a girmiş olabilirler ama gerçek "halk" Hilton’un yolunu bilmez. Lüks lokantayı bilmez. Yoksulluğun her geçen gün arttığı ülkemizde, 5 yıldızlı Hilton’u, lüks lokantayı, iş merkezini hangi halk kullanacak? Zaten hızlı trenin belirlediğiniz fiyatlarıyla, en ucuz ve en güvenli taşıma aracı olan demiryolundan halkı kovuyorsunuz, bir de yetmiyormuş gibi "gar" diye Hilton oteli yapıp, halkı gara da mı almayacaksınız?
Bu proje için 100 milyon dolar gözden çıkartılmış ve projeye TOBB "yap-işlet-devret" modeliyle talipmiş …
Yapımcı TOBB, İşletici Hilton, hızlı tren 65 YTL, hoş gelmedin Doğu Ekspresi Yolcuları!
Burada Doğu Ekspresi yolcusunu bir örnek olarak veriyoruz, bu yüzden diğer trenin yolcuları bunun dışındaymış gibi algılanmamalıdır. Bu gerçeklikler ışığı altında sorulması gereken asıl soru şudur:
Hızlı tren ve garı kime hizmet ediyor?
Türkiye’de hiçbir yatırım rasgele yapılmıyor! Önce hedefler çiziliyor ve sonra da "içinde rant ve azami kar" var ise yatırım yapılıyor.
Hızlı trenin amacı, nasıl halka hizmet etmek değil, birkaç pahalı prestij treni ile halkı karayoluna mahkum edip, demiryolunu tasfiye etmek ise, hızlı tren garının amacı da TCDD gayrimenkullarını ve arazilerini yağmalamaktır!
Ankara Garda inşa edilmek istenen yeni gar da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Böylelikle Cumhuriyet dönemine tanıklık etmiş tarihi gar, hem kentsel dönüşüme açılacak, hem de bir avuç zenginin rant kapısı haline getirilecektir.
"Cazibe merkezi" diye halka yutturulmak istenen; Sulukule, Tarlabaşı, Zeytinburnu, Kazlıçeşme, Galata, Haydarpaşa, Beykoz, Bostancı, Kartal vb. gibi yağma projelerinden farklı değildir, Ankara Hızlı Tren Garı Projesi!
Zaten TCDD Genel Müdürlüğü de, amaçlananın ne olduğunu açık açık beyan etmektedir; "Hızlı tren için TCDD Gayrimenkullarını, istasyonlarını, garlarını, hatlarını satıyoruz … Hızlı treni satıyoruz, TCDD İstasyon, gar ve hatlarını geliştirmek için!" İşte sihirli ve bir o kadar da çelişkili cümle budur!
Bu proje ile demiryollarının bitirileceği açık olduğu gibi, TCDD personelinin de işinden olacağı açıktır.
En basitinden, konuyla ilgili açıklamaya dikkat edilecek olursa, 2.Bölge Müdürlüğü binası(zorla boşalttırılıp, personel Behiçbey’e sürgün edildi) ile TCDD Personeli ve yakınlarının, gerek görev gereği, gerekse de ziyaret gereği kalabildikleri misafirhaneyi de "hızlı tren garı projesi" kapsamında otel yapacaklarmış. Yani ortada, TCDD personeli ile ilgili hiçbir şey de kalmayacak, tabi ihtiyaç da!
Bu şartlar dahilinde, artık kim çıkıp da, bize; Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi demiryollarını geliştirmek için yapılıyor diyecek? Kim bu projede ülkenin %80’ini oluşturan yoksul halk var diyecek? Kim ülke kaynakları bir avuç zengine peşkeş çekilmiyor diyecek?
Birileri çıkıp da, bize bunu açıklamalı, yoksa bize "çağdaşlaşmaya gözünüzü kapatmışsınız" diyenler, söyledikleri sözlerin altında ezileceklerdir!
Ama onların varsa utancı, bizim onların utanmalarını bekleme şansımız ve lüksümüz yok.
Ülke değerlerinin ve kaynaklarının yağmalanmasına, "birilerine ders olsun" diye seyrederek, izin vermeye niyetimiz yok!
Halk adına halkla dalga geçildiğinin, halkın cebinden sürekli çalındığının farkında olan ve buna dur demek isteyen tüm sorumlu yurttaşlara duyurulur.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: www.kentvedemiryolu.com