HAYDARPAŞA GAR ÖNÜNDEKİ 23004 NOLU LOKOMOTİF
23004 nolu buharlı Lokomotif Şark (Doğu) Demiryolları kumpanyası tarafından İngiltere’de Sharp Stewart adlı firmaya 1870 yılında yaptırılmıştır. Sultan Abdülaziz’in 1856 yılındaki fermanı ile İngilizlerin yaptığı İzmir Aydın hattında ilk çalışan lokomotiflerden biridir.
Millileştirmeden sonra 23004 TCDD İşletmesinde kalır. Ne var ki, bu lokomotif vagonların çekimi için zayıf kaldı ve diğerleri gibi manevra treni olarak kullanılmaya başlandı. 1950 yılında yani 80 yaşında iken İstanbul Yedikule’ye getirilmesine müteakip servis dışı kalmıştır. Yani emekliye ayrılmıştır.
23004 Yedikule’de 26 Ağustos 1955 Fotoğraf Alan Swale
Hizmet dışı kaldıktan sonra yıllarca Yedikule Cer Atölyesinde muhafaza edildi.
Titiz bir bakımdan geçirildikten sonra 1980 yılından itibaren de Haydarpaşa gar önünde sergilenmektedir. Çizimde görülen 23004 nolu lokomotifin tenderi ise TCDD Çamlık Açıkhava müzesinde sergilenmektedir.
Bir çok resim film çalışmasına mankenlik yapan 23004 buharlı makine 2001 Şubatında Haydarpaşa Merdivenlerinde Rutkay Aziz’in yönetmenliğinde oynanan Nazım Hikmetin “memleketimden İnsan Manzaraları” na sahne dekoru olarak yerini aldı. O gün hava çok soğuktu ancak Kadıköy Belediyesinin kurduğu portatif seyirci tribünü ve gar meydanı hınca hınç dolu idi. Haydarpaşa Gar merdivenleri bir çok etkinliğe ev sahipliği yaptı ancak o akşamki etkinlik bir başkaydı. Haydarpaşa garın Kentsel dönüşüm uğruna talan edilmek istenmesine karşı beklide ilk karşı duruşu o gün akşam lazer ışığı ile Haydarpaşa’nın taş duvarlarına imzasını atan Vatandaş Nazım sergiledi.
Nâzım Hikmet’in, Memleketimden İnsan Manzaraları adlı ünlü başyapıtı, İstanbul Haydarpaşa Tren Garı’nda başlar; 1941 baharında… Sonra, birkaç saat arayla hareket eden iki trenle birlikte yolculuğa çıkar okur, kitabın sayfaları arasında. Birinci trenin sürücüsüdür Makinist Alaeddin. Çeker götürür koca treni; içindeki yolcusuyla, sevkıyattaki askeriyle, köylüsüyle, mahkûmlarıyla… İzmit ovasını geçerken yaşanır yukarda anlatılanlar. 50 yaşlarındaki bir adam kendini trenden atmıştır ya da kazayla düşmüştür; şair bunun yorumunu okura bırakır.
“Yerde
lokomotifin yanında duruyordu makinist Alaeddin.
Yarışta beygirini birdenbire durdurup
Yere inmiş
Dizginleri tutuyormuş gibi bir hali
vardı.
Lokomotif terliydi.
Islak sesler çıkarıp
Soluk soluğa nefes alıyordu beyaz buhar bulutlarıyla.
Kömürcü ismail sordu yukardan:
-Usta, hangi vagon çekmiş imdat işaretini?
-Ne bileyim, anlarız.
Vagonların önünde bağırıyor Şeftiren:
-Baylar, telaş etmeyin,
Bayanlar, inmeyelim vagonlardan.”
Kömürcü İsmail ile Makinist Aleaddin bu savaşa kendi dünyalarında bir pencere açıyor ve bir sonuç bağlıyorlar.
– “Usta ne olacak bu harbin sonu?
– İyi olacak
– Nasıl yani?
– Yemekli vagonda rakı içeceğiz.
– Biz mi?
– Biz.
– Kömürü kim atacak
kim sürecek makinayı?
– Onu da biz.
– Alayı bırak usta, kim kazanacak?
– Biz…”
Makinist Aleaddin belli ki işçilerin galip geleceğine inanmaktadır. Ve hatta Aleaddin haykırmaktadır içten içe şu dizeleri;
” Hep bir ağızdan türküleri söyleyip, hep beraber sulardan çekmek ağı.
Demiri oya gibi işleyip hep beraber, hep beraber sürebilmek toprağı.”
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu