Adapazarı Uyuma Trenine Sahip Çık
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası tarafından 7 Şubat 2012 tarihi saat 15.30 da Adapazarı Tren Garı önünde Adapazarı-İstanbul tren seferlerinin durdurulması ve Adapazarı Tren garının şehir dışına çıkartılması girişimleri protesto edildi. Basın açıklamasına BTS Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, BTS İstanbul 1 Nolu Şube yönetici, üye ve temsilcilerinin katıldılar. Eyleme KESK Sakarya Şubeler Platformu temsilcileri ve vatandaşlarda destek verdi.
Basın açıklaması esnasında, Ulaşım Haktır Engellenemez, Sakarya Uyuma Trenine Sahip Çık, Demiryolu Halkındır Peşkeş Çekilemez, Garıma Trenime Dokunma, sloganları sıkça söylenilmiştir.
BTS Genel Başkanı Yavuz DEMİRKOL tarafından okunan basın açıklaması aşağıdadır.
Basına ve Kamuoyuna
Ankara-İstanbul hızlı tren çalışmaları gerekçe gösterilerek Ankara- Haydarpaşa (İstanbul) demiryolunun 56 km.lik Köseköy-Gebze arası kısmı 01.02.2012 tarihinden itibaren tamamen kapatılmış, 16 km.lik Köseköy-Derince arası yol ise tek hat olarak işletilmektedir.
Yolcuların mağdur edilmeden yol yapım çalışmasının yapılabilmesi için buna uygun proje hazırlanması gerekirken bu yapılmayarak işin en kolayı yani yolun kapatılması seçilmiştir.
Yolun kapatılması nedeniyle Sakarya ve Kocaeli’nden İstanbul’a ve İstanbul’dan anılan kentlere trenle seyahat etmekte olan binlerce yolcunun yanında Kars-Elazığ-Kurtalan-Adana-Konya yönündeki garlardan İstanbul-İzmit-Bilecik ve Eskişehir garlarına gelecek binlerce yolcunun demiryolu ile seyahat etme hakkı engellenmiştir.
Kabul edilen yeni imar planı değişiklikleri ile rant alanına dönüştürülmek ve yolun kapatılması ardından işlevsiz hale getirilmek istenen Haydarpaşa Gar gündemdeki yerini korurken bu defa da Adapazarı Garının şehir merkezi dışına çıkarılması çalışmaları başlatılmıştır.
AKP hükümetlerinin iş başına geldiği 2002 yılından beri şehir merkezlerinde bulunan garları işlevsizleştirme ve rant alanlarına çevirme ve şehir merkezleri dışına taşıma çalışmaları hız kesmemektedir. Kayseri Garı çevresinin Kayseri Büyükşehir Belediyesine devredilmesi hakkında TCDD Genel Müdürlüğü ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan protokolün Sendikamızın açtığı dava sonucu Danıştay tarafından iptal edilmesine karşın demiryolunun kentin dışından geçirilmesi çalışmaları devam etmektedir.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanının basına yansıyan açıklamalarından da Adapazarı Garının Arifiye ilçesi Dörtyol mevkiine taşınmasının düşünüldüğü öğrenilmiştir. Şehir merkezinde bulunan gara giden demiryolundaki hemzemin geçitler nedeniyle trafik sıkışıklığı yaşandığı ve mevcut tren hattının da raylı sistem olarak kullanılacağı gerekçe gösterilerek şehir dışına çıkarılmak istenilmesi düşüncesi kendi içerisinde çelişkiler beslemekle beraber gar ve çevresinin ranta dönüştürülmesi amacını da gizlemek amaçlıdır.
Adapazarı-Haydarpaşa arasında günde 12 çift yolcu treninin çalıştırıldığı, tren yolculuğunu tercih edenlerin de büyük çoğunluğunun öğrenci, işçi ve dar gelirlilerden oluştuğu göz önüne alındığında şehir merkezinde garın bulunmasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkacaktır.
Adapazarı, kent sınırları içerisinde bulunan Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi (TÜVASAŞ) ve EUROTEM Demiryolu Araçları Sanayi ve Ticaret AŞ. le aynı zamanda bir demiryolcu kentidir de. Bir demiryolcu kentinin merkezinde bulunan bir gardan rahatsızlık duyulması da ülkemize (AKP’nin iktidar etme anlayışına) özgü bir durumdur.
Oysa gelişmiş ülkelere bakıldığında (İngiltere, Fransa, Avusturya, Almanya) garların şehir merkezlerinde olduğu hatta bazı kentlerin birden fazla, hatta 4 merkez garına sahip olduğu(Almanya/Stutgart) görülecektir. Garları şehir merkezlerinden uzaklaştırmak şehir içi trafiğini rahatlatmayacağı gibi, olsa olsa ulaştırma sistemindeki karayolu ağırlığının daha da artmasına sebep olacaktır. Kaldı ki modern kentleşmenin gereklerinden biri de kent içi yolların araç trafiğinden arındırılarak yayalaştırılmasıdır.
Yolcu trenlerinin seferlerine son verilmesi ve gar binalarının şehir dışına taşınma girişimleri “Demiryollarının Yeniden Yapılanması” adı altında uygulanan politikaların yansımasından başka bir şey değildir.
Dünya Bankasının finansmanıyla Booz-Allen&Hamilton Şirketi’nin 1995 yılında hazırladığı “TCDD’nin Rehabilitasyonu, Yeniden Yapılandırılması ve Finansman Raporu” başlıklı raporda “TCDD’nin ağırlıklı olarak yük taşımacılığı yapması, yolcu taşımacılığında ise, prestij trenlerinin kullanılması” 2002 yılında Canac firmasınca yayınlanan raporda ise “kar getirmeyen hatların kapatılması, bu hatlardaki istasyon ve diğer demiryolu binalarının bir daha işletmeye açılmaması için satılması yada yıkılması, birkaç prestij treni dışında yolcu taşımacılığından vazgeçilmesi, taşımacılığın kaldırıldığı yerlerdeki arazi ve binaların elden çıkartılması, prestij trenlerinin de özelleştirilmesi, istihdamın daraltılması asli faaliyetin dışında kalan faaliyetlerden vazgeçilmesi, limanların fabrikaların özelleştirilmesi” öngörülmüştü.
Son yapılan uygulamalara bakıldığında her iki raporda dile getirilen istemler siyasi iradenin bu yöndeki kararlılığı ile de denk düşerek bir bir hayata geçmektedir.
Yani, TCDD bir kamu kurumu olarak kamusal işletmecilik görevini bir kenara bırakarak kârlılığı temel alan işletmeciliği esas almaktadır. Bu uygulamalar ile kamusal bir ulaşım aracı olan demiryolundan yararlanmak isteyen yöre halkının ulaşım hakkı engellenmektedir.
Bu nedenle alınan bu karardan dolayı mağduriyet yaşayacak olan binlerce yolcunun mağduriyet yaşamayacağı bir şekilde projenin tekrar gözden geçilmesini, seferlerine son verilen yolcu trenlerinin ise tekrar seferlerine başlatılmasını istiyoruz.
Sendikamız halkın demiryolu ile ulaşımdan yararlanma hakkının gaspı olan bu kararın iptali için dava açılması hazırlığı içerisindedir. Hazırlığımız bittiğinde Sendikamız tarafından dava açılacaktır.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve TCDD Genel Müdürlüğünü Adapazarı Garı’nın şehir merkezi dışına taşınması çalışmalarını hemen sonlandırmaya, Sakarya halkını da trenlerine ve garlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu