Ümit Sarıaslan’dan Bir Mektup
Zaman çok hızlı akıyor! Yetişemez olduk olayların gelişimine; dahası akıl-sır erdiremez hale düştük bunca hızlı akıllılığa!
Bugünün Hürriyet’inde Ankara-İstanbul demiryolundan hareketle bir minik haber gözüme çarptı. O da aklıma başka haberleri ve soru işaretlerini düşürdü. Hürriyet’teki habercik’e bunlara değindikten sonra döneceğim.
8 Şubat tarihli Cumhuriyet’te Murat Kışlalı, YDK’nın 25 Kasım 2010 tarihli “TCDD 2009 Yılı Raporu”na gönderme ile ama “rapor”un adını tümüyle anmadan bir haber yaptı. “TCDD’nin YHT projesinde hem maliyet arttı hem de süre gecikti? Ankara/İstanbul treni rötar yaptı!”
Yine Murat Kışlalı ertesi gün, 9 Şubat tarihli haberinde, aynı “rapor”a gönderme ile; ancak, bu kez raporun açık adı ve içeriğini anarak “Hızlı tren güvenlik raporu yok / Felakete yolculuk” başlıklı bir haber daha yaptı.
Bu tarihten iki gün sonra, bir kez daha, Murat Kışlalı imzalı olarak yayımlanan haberde şöyle deniliyordu: “TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’dan demiryollarımızda güvenlik itirafı / ‘Seferleri Durdurduk”
Bu üç haberden 9 Şubat tarihli ikinci haberde, “YHT hattının güvenlik raporunun süresi(nin) iki yılda 3 kez uzatılmasına, rapor maliyetinin de 3’e katlanmasına karşın hala tamamlanamadığı ortaya çıktı.” deniliyordu.
Peki, iyi hoş da, yine bu haberde vurgulandığı üzere “25 Kasım 2010 tarihi itibariyle” hazırlandığı belirtilen “TCDD 2009 Yılı Raporu” da gecikmiş bir rapor olmuyor mu? Dahası, bu gecikmiş raporu, ilk bakışta yeni ve güncel bir gelişmeymiş gibi bir sunumla veren basın da gecikmiş olmuyor mu? Ne olur gecikilirse, gecikilmişse denilebilir? Biz hayatın her ciddi ve yaşamsal işinde gecikmeye alışkın bir millet olduğumuz için bir şey olmaz tabii! Olmaz ya; bir başka haber çıkar gelir saman altından, insanın kafasını karıştırır böyle!
Madem bunca gecikmiş-geciktirilmiş bir iş var ortada; üstelik o işi ve serüvenini anlatan “rapor”un da -çağın hızını hesaba katarsanız- gecikmiş olduğu söylenebilir; o zaman, o işi artık bir an önce bitirmek gerekmez mi? Kim tutuyor elinizden? Bitirilmek istenen nice iş, istendiği zaman bitirilebiliyor çünkü! Hal böyle iken Hürriyet’in bugünkü sayısında iç sayfalara yerleşmiş o minik haber (eğri-doğru bilemem, 2009 Raporu’nu da görmedim!) iyice kafa karıştırıyor.
Hürriyet Gazetesinin Ekonomi Sayfası’nda yer alan “Acele kamulaştırma” başlıklı habercikte şöyle deniliyor:
“Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi kapsamında Ankara Garı ile Kayaş İstasyonu arasındaki mevcut demiryolu hattının ikiden dörde çıkarılması için acele kamulaştırma kararı alındı. Karar, Ulaştırma Bakanlığı’nın yazısı üzerine Bakanlar Kurulu’nca 14 Şubat 2011 tarihinde kararlaştırıldı.” deniliyor.
Buyurun cenaze namazına! Ankara-İstanbul YHT projesi kapsamında Kayaş nereden çıktı?
Yoksa YHT geri-geri gidecek de, bir tam dünya turundan sonra mı İstanbul’a ulaşacak?! Yanlış kalmadıysa aklımda, Kristof Kolomb’un yeni kıtayı keşifteki hattı hareketi gibi! Bizim bildiğimiz, Ankara-Polatlı hattında Esenkent olacaktı YHT’ nin kalkış merkezi. Dahası Konya’ya gideceği söylenen hızlı tren hattı da oradan makas alacaktı, değil mi? Şimdi bu neyin nesidir, Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesinde ne işi var Kayaş’ın? Apar-topar neyi, nereyi kamulaştıracaklar ve niçin?..
En temel bir “prestij yatırım”ının “güvenlik raporu”nu vaktinde çıkartamayan bir kurum, bir durum değerlendirmesini (2009 raporu) onca gecikerek yayımlayan TCDD ne yapacak bu yeni güzergahta. Sonra, daha Eskişehir’de YHT’ nin yeraltından mı, yer üstünden mi gideceği sorununu çözemeyen yönetim, seçimler yaklaşırken yeni bir “salvo” mu yapacak yoksa? Biliyorsunuz, Ankara-İstanbul arası yüksek hızlı trenin bitmeyen serüveni, 8 Haziran 2003’te, AKP iktidarının ilk günlerinde temeli atılarak yeniden toplumsal gündemin başına yerleştirilmişti.”
Ben bu işten bir şey anlamadım. Anlayan beri gelsin Allah aşkına!
TCDD’den Cumhuriyet gazetesi haberine Verilen Yanıt
|
ANKARA-ESKİŞEHİR YHT HATTINDA GÜVENLİK SORUNU YOK…
Bugün ( 9 Şubat 2011) bazı basın organlarında ve internet sitelerinde Ankara-Eskişehir YHT Hattının test ve sertfikasyonuyla ilgili çeşitli iddialar öne sürülmüştür. İddialarla ilgili olarak, aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.
Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi kapsamında yapılan Esenkent – Hasanbey kesimi 13.3.2009 Tarihinde işletmeye açılmıştır. Aynı hat kesimi üzerindeki Sincan – Esenkent kesimi ise 6 Haziran 2010 Tarihinde işletmeye alınmıştır.
Hat işletmeye alınmadan önce yolun alt yapı, üst yapı ve elektromekanik işleri için tüm test, ölçümler ve güvenlik raporları TÜV SÜD RAİL GmbH Firması tarafından tamamlanarak sertifike edilmiştir.
Testler; sertifikalandırmaya yetkili uluslararası Firma, TCDD’nin ilgili elemanları ve üniversitelerden öğretim elemanlarının katılımı ile gerçekleştirilmiş ve sonuçlar uygun bulunmuştur.
Hat işletmeye alınmadan önce yetkili firma tarafından hattın işletmeye açılabileceğine ilişkin gerekli raporlar verilmiştir.
Sincan-Esenkent arası Yüksek Hızlı Tren Hattı 06 Haziran 2010 tarihinde tamamlanarak işletmeye alınmış, bununla birlikte hattın tümü için de ayrıca 06 Ağustos 2010 tarihinde bir rapor daha alınmıştır.
Bu çalışmalara paralel olarak, YHT İşletmesi çatısı altında Güvenlik Müdürlüğü kurulmuş ve her ay düzenli olarak İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Sakarya Üniversitelerinden görevlendirilen öğretim üyeleriyle müştereken YHT işletmeciliğinin uluslararası standartlarda bakım ve kontrolünün yapılması ile ilgili sürekli çalışmalar yapılmaktadır.
İlgili basın organlarında bahsi geçen rayda çıkma olayı Yüksek Hızlı Tren Hattında olmamıştır.
Dolayısı ile Ankara-Eskişehir YHT hattımızın hem sefer hem de güvenlik raporu vardır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
|
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: ümit sarıaslan