Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Ulaşım Haktır, Piyasalaştırılamaz!

(yorumlar kapalı)

İstanbul "Ulaşım Araştırması"

 

 

Ulaşım Haktır, Satılamaz!

 

 

ÜCRETSİZ ULAŞIM HAKKIMIZI İSTİYORUZ!

 

 

 

 

 

Ulaşım Haktır, Piyasalaştırılamaz!

 

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım politikası bu küçük dosyanın hazırlanmasının temel nedenidir. İBB uzunca bir süredir ulaşım politikasının temel sacayaklarını piyasalaştırma amacına göre kurmuştur. Amaç piyasalaştırma olunca bütün insanlar için eşit, ücretsiz, nitelikli ve güvenli bir kamusal hak olan ulaşım hakkı, İBB’nin kendi eliyle yaptıkları da dahil olmak üzere şirketlerin, üzerinden kar elde edebileceği bir sektör olarak yapılandırılmaktadır.   

 

 

Ulaşım, toplum yararına sunulması gereken temel bir kamusal hizmettir. Ancak bu anlayışın terk edilerek bu alanın bir sektör olarak ele alınması ve piyasalaşmanın derinleştirilmesi pek çok sorunun kaynağı haline gelmiştir. Bunu bir "sorun" olarak yaşayanların başında ise üniversite öğrencileri gelmektedir.

 

 

Yüz binlerce öğrenci, her gün barınma alanlarıyla üniversiteler arasında gidip gelmeleri ve bunu büyük çoğunlukla toplu taşıma araçlarıyla yapmak zorunda olmaları nedeniyle ulaşıma kar mantığıyla bakanlar açısından ciddi bir potansiyel oluşturmaktadır.

 

 

Öğrenciler üretim ilişkileri içinde yer almadıkları, çalışma saatlerini eğitim süreci içinde geçirdikleri, bu yüzden herhangi bir doğrudan gelire sahip olmadıkları halde yüksek ulaşım maliyetlerini ödemeye zorlanmaktadırlar. Oysa eğitim alabilmek için eğitim kurumlarına güvenli ulaşımın sürekli bir şekilde sağlanması gerekmektedir.

 

 

Türkiye’de ulaşım hizmeti sunumunda öğrenciler lehine yapılan tek iyileştirme ise %20-%40 oranında değişen öğrenci indirimidir. Bu indirimin, hiçbir geliri olmayan, eğitimin paralılaştırılması ve genel ekonomik zorluklar nedeniyle eğitimlerini sürdürme noktasında ciddi sıkıntılarla karşılaşan öğrencilere ‘ulaşım hakkı vermek’ anlamına gelmediği açıktır.

 

 

Ulaşım alanındaki piyasalaştırma uygulamaları diğer tüm kamusal hizmet alanlarına benzer şekilde açık özelleştirmelerle yani kamusal olarak sunulması gereken ulaşım hizmetinin özel sektörce sunulması, ya da belediyelerin ulaşım alanında özel sektör gibi çalışması (tüm ulaşım maliyetlerinin ücretlere yansıtılması ve bunlardan kar elde edilmesi) biçiminde gerçekleşmektedir. Piyasalaştırma, belirlenen bedeli ödemeksizin o hizmetin kullanımını engellemektedir. Bu durumda cebinde ulaşıma verecek parası olmayan bir öğrenci, bulunduğu kent içinde bir yerden bir yere ulaşma hakkından mahrum bırakılmaktadır. Piyasaya bağımlılığın temel sonucu işte budur; paran yoksa gideceğin yere varamazsın.  Ulaşım alanındaki piyasalaştırma süreçleri üniversitelileri birkaç özgül koşul da hesaba katıldığında fazlaca etkilemektedir.

 

 

Ücretsiz ulaşım hakkı, eğitim hakkının bir parçasıdır!

 

 

Ulaşım, üniversitelilerin vazgeçemeyecekleri bir hizmettir. Şehirlerin giderek büyümesi, nüfusun artması, kampusların yerleşimden uzak ya da öğrencilerin ekonomik zorluklar nedeniyle barınamayacakları alanlara kurulması, yurtların yetersizliği gibi nedenler üniversitelilerin barındıkları yerlerden uzakta bulunan üniversitelerine ancak ulaşım araçlarını kullanarak varabilmelerini zorunlu kılmaktadır. Öğrencilerin kendilerine ait özel araca sahip olma oranının genel nüfusa göre çok düşük olduğu da göz önüne alındığında ulaşım için tek adreslerinin toplu taşıma araçları olduğu açıktır. Toplu taşımanın kamusal bir hizmet olarak örgütlenmemesi, piyasalaştırma uygulamalarıyla gelen yüksek maliyetler, şehir içi taşımacılığın büyük nüfus barındıran ve ciddi bir ulaşım hareketliliği sağlayan üniversitelerin ihtiyaçları gözetilerek tasarlanmaması, altyapı eksiklikleri ve niteliksizlikler öğrenciler için ulaşımı ciddi bir sorun haline getirmektedir. Hiçbir geliri olmayan öğrencilerden yüksek ulaşım ücretleri talep edilmesi, eğitim almada ve eğitimlerini sürdürmede büyük zorluklar yaşayan üniversiteliler üzerinde büyük bir yük yaratmakta ve giderek eğitim hakkını kısıtlayan etmenlerden biri haline gelmektedir. Eğitim kurumuna ulaşım eğitim hakkının bir parçası olarak kabul edilmelidir.  Ulaşım Hakkı; Eşit, Parasız ve Nitelikli Eğitim Hakkımızın Bir Parçasıdır!

 

 

 

 

Üniversitelilerin ulaşıma dair yaşadıkları genel sorunlar:

 

 

1.) Kent içi ulaşım üniversitelilerin ulaşım ihtiyaçlarını gözeten kamusal bir hizmet olarak planlanmamaktadır. Ulaşımda yaşanan piyasalaştırma süreçleri öğrencilerin eğitim giderleri arasında ulaşım maliyetlerinin önemli bir yer tutmasına yol açmaktadır. Birçok ilde üniversite ulaşımı ağırlıkla özel sektörün elindedir.

 

 

2.) Birçok üniversite kampusunun şehir merkezlerine uzak alanlarda kurulmuş olması üniversitelilerin ulaşım sorununu arttırmaktadır. 

 

 

3.) Yurt olanaklarının kısıtlılığı, yurtların planlanmasında üniversite ihtiyaçlarının doğrudan gözetilmemesi, yurtların genel olarak üniversitelere yeterli yakınlıkta olmaması ve üniversite çevresinde ev kiralarının öğrenciler tarafından karşılanamayacak düzeyde yüksek olması nedeniyle öğrencilerin üniversitelere uzak yerlerde oturmaları ulaşım sorununu arttırmaktadır.

 

4.) Ücretli paso uygulamasının hayata geçirildiği illerde, öğrencilerden her yıl paso parası adı altında para toplanmakta, pasoların kaybedilmesi durumunda yeni paso çıkarılması için öğrenciler ceza ödemek zorunda kalmaktadır. Akbil ve kartlı sistem uygulamalarında, öğrenciler indirim olanaklarından yararlanmak için toplu para yatırmak durumunda kalmaktadırlar. İndirimi toplu para yatırmaya bağlayan bu sistem ve her yıl yenilenen paso uygulaması ulaşım maliyetlerini arttırmaktadır.

 

 

5.) Kamu ulaşım hizmetlerinin yetersizliği nedeni ile öğrencilerin birçoğu rahatsız koşullarda ve can güvenliği olmaksızın seyahat etmektedir.

 

 

6) Üniversitede okuyan öğrencilerin çoğu şehir dışından gelmekte ve yüksek şehirlerarası ulaşım ücretlerini karşılamakta zorlanmaktadırlar.

 

 

7) Yüksek ulaşım ücretleri şehir dışında, üniversiteler tarafından düzenlenen akademik, kültürel ve sosyal faaliyetlere katılımda öğrenciler açısından engel yaratmaktadır.

 

 

Bunları biliyor musunuz?

 

 

200 binden fazla üniversite öğrencisinin yaşadığı İstanbul da belediye, öğrencilerden her yıl 5 YTL paso parası almakta, bir öğrenciden aylık 50 YTL ulaşım geliri elde etmektedir. Toplam üniversite öğrenci sayısı düşünüldüğünde belediyenin öğrencilerden kazandığı yıllık toplam geliri 145 Milyon YTL‘yi aşıyor. İETT’nin toplam işletme geliri ise 407 Milyon YTL’den fazla. Yüz binlerce öğrenciden bu kadar gelir elde ederken bu öğrencilerin sadece 50 bin tanesine burs veriyorum diye övünen belediye, vermiş olduğu paranın yarısından fazlasını öğrencinin cebinden geri almaktadır.

 

 

Ulaşıma gelen son zamlardan sonra halkın haklı tepkisini rakamlarla çok açık bir şekilde anlatalım. Ulaşıma yapmış oldukları zam %50, enflasyon rakamlarını tek haneye düşürdük diye övünen AKP ve onun belediyesi nasıl oluyor da ulaşıma  % 50 zam yapıyor? Belediyenin yıllık toplam geliri (kendi resmi verilerine göre) 2.713.000.000 YTL bu gelirin %64’ü halktan alınmış vergilerden karşılanmaktadır. Vergi verme rekortmeni olan biz vatandaşlar ulaşımda bile ÖTV vergisi vermekteyiz. Peki, Özel Tüketim Vergisi nelerden alınır. Vatandaşların kişisel ihtiyaçlarını karşıladıkları şeylerden alınan vergi değil mi? Ulaşım, kişisel bir tüketim hizmeti değildir. Herkesin zorunlu olarak kullanmak zorunda olduğu kamusal bir hizmettir.

 

 

Aşağıda bazı çarpıcı verilere yer verdik:

 

 

1-     İstanbul’da lisans, ön lisans ve lisansüstü toplam öğrenci sayısı: 200 BİN

 

 

Bu 200 bin öğrenci her gün üniversitesine gidip gelebilmek için en az 2 araç değiştirmek zorunda kalmaktadır. Belediye ise öğrencilerin bu zorunlu gereksinimlerini ticari bir kapı olarak görmektedir.  

 

 

2-     İstanbul’da bir öğrencinin aylık ulaşım masrafı 50 YTL’yi geçmektedir.

 

 

Bir öğrencinin aylık sadece ulaşım için ödemek zorunda kaldığı 50 YTL, Belediye’nin sadece üniversite öğrencilerinden bile nasıl bir kar elde ettiğinin göstergesidir. Üstelik bu 50 YTL öğrenciden AKBİL sistemi gereği "peşin" tahsil edilmektedir.  

 

3-     İstanbul’daki öğrencilerin aylık toplam ulaşım masrafı 12 MİLYON YTL’yi geçmektedir.

 

 

İstanbul’daki toplam öğrenci sayısı düşünüldüğünde her ay 12.000.000 YTL gibi bir rakam öğrencinin cebinden Belediye’nin kasasına gitmektedir. Belediye bu büyük meblağı ne yapmaktadır? Daha ucuz ve nitelikli bir hizmet için mi kullanmaktadır. İhtiyaç duyulan hatlara yeni araçlar mı tahsis etmektedir? Belediyenin ulaşım masrafı bu meblağın ne kadarını tutuyor?

 

 

4-     İETT’nin toplam işletme geliri 407 milyon YTL.

Belediye ulaşımdan bu kadar çok gelir elde etmesine rağmen ulaşıma her sene iki defa zam yapmakta, halkın en temel haklarından olan ulaşımı her geçen gün piyasa koşullarına bırakmakta ve kar hırsıyla halkı soymaya devam etmektedir. Gözlerini para bürümüş sermayedarlara bu karlı alanı göstermekte ve ulaşım sektörünü piyasalaştırmaya devam etmektedir. Halktan alınan bu paraların halka daha çok hizmet götürmek yerine sermayedarların ceplerine indirmesini sağlamaktadır.

 

 

5-     Belediyenin sadece PASOLARDAN elde ettiği yıllık gelir: 1 MİLYON YTL

İstanbul Büyükşehir belediyesi her yıl öğrencilerden 5 YTL karşılığında  paso ve bandrol ücreti almayı zorunlu kılmaktadır. İstanbul’da 200 BİN öğrenci olduğunu düşünürsek  belediye sadece pasolardan 1.000.000 YTL gelir elde etmektedir. (Paso kaybolunca alınan 20 YTL’ler hariç) Yani öğrenci indiriminden faydalanmak için öğrenci kimliğinin ispatı yetmemekte, üstüne paso parası istenmektedir. Bu ticari uygulama akla mantığa uygun değildir!

 

 

6-     İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi verilerine göre toplam geliri: 2.713.000.000 YTL. Sadece bütçe vergi geliri ise: 1.735.000.000 YTL

 

 

Kamu yararına çalışması gereken belediye 2.713.000.000 YTL’lik gelirini nereye harcıyor. Üstelik devlet kasasından aldığı paralar bundan hariç. Belediyenin toplam bütçesinin yarısını sadece vatandaştan aldığı vergiler oluşturuyor. (1.735.000.000) Belediye bunlarla yetinmiyor, her şeye zam yapmaya devam ediyor.

 

 

7-     İBB bursu alan öğrenci sayısı: 50 BİN

 

 

İBB’den  burs alan 50 bin öğrenci aylık ortalama 50 YTL ulaşıma harcamaktadır. Belediye ise öğrencilere 100 YTL’lik burs vermektedir. Burs verilmeyen öğrenci sayısı bu meblağın 4-5 katıdır. Yani belediye sınırlı sayıdaki öğrenciye verdiği bursu bile sadece ulaşım masraflarıyla öğrencilerden geri almaktadır. Peki öyleyse neden burs vermektedir?

 

 

8-     Belediyenin otobüs sayısı: 2.849

 

 

Belediyenin aktif otobüs sayısı halkın rahat ve konforlu ulaşım hizmetinden yararlanmasında yeterli değildir. Her gün bindiğimiz otobüslerde, tramvaylarda oluşan uzun kuyruklar ve balık istifi yığılmaya mahkûm olan halk bu durumun açık göstergesidir. Belediyenin ulaşımdan elde ettiği gelir halkın ucuz, rahat ve güvenli ulaşım hizmetine harcanmıyorsa nereye harcanmaktadır?

 

 

  

9-     Ulaşımdan ÖTV (Özel tüketim vergisi) alınmaktadır.

 

 

Ulaşımdan alınan yüksek vergi rakamlarının üstüne bir de ÖTV vergisi alınmaktadır. Bizler biliyoruz ki ÖTV vergisi özel tüketilen ürünlerde toplumun ortak ihtiyacı olmayan şeylerden alınan vergidir. Peki, ulaşım özel tüketim mi? Ulaşım halkın ortak ihtiyacı olup hiçbir şekilde özel bir tüketim değildir. Vergi verme rekortmeni olan biz vatandaşlar kandırılarak parasız olması gereken ulaşım hizmetine ek olarak ÖTV vergisi vermekteyiz.

 

 

 

 

10- İstanbul’da kent içi toplu taşıma hizmeti Paris’ten ve Roma’dan daha pahalı!

 

 

Dünyada en pahalı ulaşım Paris ve Roma’da dır. Çünkü bu kentlerde ulaşım tamamen özel sektörün elindedir; ancak Paris ve Roma’da yaşayan bir insanın İstanbul’da yaşayan bir insandan 7 kat daha fazla gelire sahip olduğu düşünüldüğünde en pahalı ulaşım İstanbul dadır. Vergi rekortmeni olan biz vatandaşlar ulaşım hizmetinden de en çok parayı vererek faydalanıyoruz!

 

 

 

 

Dünya kentleri içinde en pahalı ve güvensiz ulaşımın İstanbul’da olduğunu biliyor muydunuz?

 

 

> Paris‘te toplu taşıma bilet ücreti 0,35 Euro’dur. Yani İstanbul, Fransa’nın başkentinden %40 daha pahalıdır. Ayrıca öğrenciler bu fiyattan %50 indirimli yararlanmaktadır. Paris’e komşu yerleşim yerlerinde (yani kent merkezine 40 km.ye kadar mesafede) oturan birisi 1,04 Euro ödemektedir.

 

 

> Atina‘da topluma taşıma bilet ücreti 0,45 Euro’dur. Yani İstanbul halkı Yunanistan dan %64 daha fazla ücret ödemektedir

 

 

> Londra da toplu taşıma bilet ücreti tek kullanımlık bilet 1.2 Euro’dur. Oystecard adlı abonman sistemiyle bu fiyat 0.7 Euro ya kadar inmektedir. Famlycard ile ise aile fertleri beraber seyahat ettiğinde ekstra indirimler ve çocuklara ücretsiz ulaşım hakkı verilmektedir. Öğrenciler için ise bu fiyatlar üzerinden %30 indirim uygulanmaktadır.

 

 

> İspanya’nın başkenti Madrid‘de tek binişlik bilet 1,15 Euro’dur. Sınırsız biniş hakkı olan aylık abonman kartı karşılığı ödenmesi gereken ücret mesafeye göre 33,60 Euro ile 81,20 Euro arasında değişmektedir. Bu ise tek biniş ücretini yaklaşık kent içi mesafeler için 0,27 Euro’ya kadar düşürebilmektedir. "Bonotet" adı verilen isme özel abonman kartı kullanıldığında ise her mesafe için ücret 0,30 Euro olmaktadır. Öğrenciler için bu fiyatlar üzerinden % 30 indirim yapılmaktadır. Her üç durumda da İstanbul’da kent içi ulaşım Madrid’dekinden 2 kat daha pahalıdır.  Üstelik bir Madridli ortalama olarak bir İstanbulludan 4,2 kat daha fazla kazanmaktadır.

 

 

> Avrupa’nın en eski kentlerinden birisi olan Roma da tek binişlik bilet ücreti1 Euro’dur.

Kişiye özel, sınırsız kullanım hakkı olan aylık abonman kartının bedeli 30 Euro’dur. Yani günde 4 defa araç değiştirerek evi ile işi arasında gidip gelen bir Romalı yolculuk başına 0,25 Euro ödemektedir.  Kişiye özel yıllık abonman kartı almayı tercih eden bir Romalı tek defada 230 Euro ödemelidir. Bu durumda ise günde 4 defa araç değiştiren bir Romalının yolculuk başına ödediği bilet ücreti sadece 0,16 Euro’dur. Roma-İstanbul karşılaştırmasında karşımıza çıkan tabloda İstanbul’da toplu taşıma Roma’dan 6 KAT daha pahalıdır. Üstelik Romalılar, İstanbullulardan 6 KAT daha fazla kazanmaktadır.

 

 

> Prag‘da bir bilet için ödemeniz gereken ücret sadece 0,17 Euro karşılığı CZK’dır. Yani bir İstanbullunun toplu taşımaya verdiği para bir Praglınınkinden 6 kat daha fazladır.

 

 

> Berlinliler için 3 aylık "Freizeit" tabir edilen abonman kartı bedeli 75 Euro’dur. Yani evinden çıkıp günde 2 araç değiştirerek işine giden ve geri dönen bir Berlinlinin bir biniş için ödediği bedel 0,21 Euro(36 YKR)’dur. Bu miktar İstanbullulara sunulan en ucuz binişin ücreti olan 1YTL’nin üçte biridir. Yani İstanbul, Avrupa’nın en iyi ve 24 saat aktif olan ulaşım sistemine sahip başkentlerinden birisi olan Berlin’den 3 KAT daha pahalı bir görüntü çizerken aynı İstanbul konfor, yaygınlık, altyapı olarak sınıfta kalmaktadır.

 

 

> Amsterdam‘da toplu taşıma bilet ücreti 0.40 Euro’dur. Yani İstanbul, Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dan % 85 daha pahalıdır. Buna karşılık Amsterdamlıların ortalama geliri İstanbulluların ortalama gelirinin tam 7 katıdır.

 

 

 

 

Görüldüğü gibi yaşam standardı Avrupa kentlerinden düşük olan İstanbul’da toplu taşıma ücretleri dünyanın diğer kentlerinden hayli yüksektir.  Yukarıda İstanbul ile karşılaştırması yapılan Başkentlerin tamamı yaygın, konforlu ve düzenli bir kenti içi toplu taşıma sistemine sahiptir İstanbul’da  ise özellikle işe gidiş ve iş çıkışı saatlerinde yolcular balık istifi  taşınmakta, toplu taşıma; bir eziyete dönüşmektedir. Bu hizmet verilen paranın karşılığı olmadığı gibi her şeyden önce insan haklarına da aykırıdır. İstanbul’da bu durumdan en çok etkilenen ise öğrencilerdir. Toplu taşımanın kamusal bir hak olmaktan çıkarılması ve ulaşımın piyasalaştırılmasıyla gelen yüksek fiyatlar ulaşımı öğrenciler için ciddi bir sorun haline getirmiştir. Ulaşım hakkını eğitim hakkının bir parçasıdır; öğrencilerden ulaşımda yüksek ücretlerin talep edilmesi öğrencileri zor durumda bırakmakta ve eğitim hakkını kısıtlayan etmenlerden biri olmaktadır.

 

 

 

 

Üniversitelilerin ulaşım sorunlarının çözümü için genel öneriler ve taleplerimiz

 

 

1- Tüm öğrenciler için ulaşım ücretsiz olmalıdır. Eğitimlerine devam eden öğrencilerin ulaşım maliyetleri parasız eğitim hakkının bir parçası olarak kamu bütçesinden karşılanmalıdır. 

 

 

2- Ulaşım halka bir kamusal hizmet olarak, kamu yararı gözetilerek sunulmalıdır.

 

 

3- Ulaşımda özelleştirme uygulamalarından vazgeçilmeli, kamu ulaşım araçlarının sayısı kentlerin ihtiyacını karşılayacak biçimde arttırılmalıdır.

 

 

4- Üniversitelilerin ulaşıma dair sorun ve talepleri her yerel yönetim birimi tarafından dinlenmeli, üniversiteye ulaşımın biçimi, saatleri, yolculuk hatları öğrencilerin düşünceleri alınarak belirlenmelidir. Öğrenciler için kent merkezleri ve üniversiteler arası servis konulmalıdır. Bu servisler tüm gün esaslı çalışmalı ve öğrencilerin güvenli bir şekilde bekleyebilecekleri yerlerde durmalıdırlar. Gereken üniversitelerde kampus içi ulaşım için yeterli olanak yaratılmalıdır.

 

5- Toplu taşım araçları, içinde balık istifi değil, insana yakışır ve sağlıklı yolculuk edilebilecek hale getirilmelidir. Can güvenliği koşulları tam anlamıyla sağlanmalıdır.

 

 

6- Toplu taşıma araçlarına trafikte öncelik verilmeli ve özel şerit kullanmaları sağlanmalıdır.

 

 

7- Paralı öğrenci pasosu uygulaması kaldırılmalıdır.  Üniversitelilerin öğrencilik haklarından yararlanması için ücretsiz verilen öğrenci kimlikleri yeterli olmalıdır.

 

 

8- Şehirlerarası taşımacılık ücretleri öğrenciler lehine iyileştirilmelidir.

 

 

9- Üniversitede duyurulan akademik- bilimsel ve kültürel sosyal etkinliklere öğrencilerin katılımını sağlayacak önlemler alınmalıdır.

 

 

 

 

ÜNİVERSİTELİLER ULAŞIM HAKLARI İÇİN MÜCADELE EDİYORLAR

 

 

Ulaşımın piyasalaştırılması yeni bir durum değil. Öte taraftan sadece İstanbul’da yaşanan bir sorun da değil. Pek çok ilde üniversiteliler ulaşımın piyasalaştırılması, zamlar ve güvensiz ulaşım nedeniyle çeşitli sorunlar yaşadılar ve buna karşı protestolar da yapıldı. Kimi yerlerde öğrencilerin bu tepkileri kazanımlarla da sonuçlandı. Pek çok il ve üniversitede üniversitelilerin gündemi olan ulaşım hakkı mücadelesinden son zamanlarda gerçekleşenlere aşağıda kısaca yer verdik.

 

 

2005: Kütahya’da ulaşım mücadelesi kazanımla sonuçlandı

 

 

Kütahya’da 2005’te ulaşıma gelen zamlardan sonra öğrenciler bir imza kampanyası başlattı. Belediye önünde basın açıklaması gerçekleştirilip, toplanan 7 bin imza belediye başkanına teslim edildi. Ulaşım zamlarına karşı gösterilen kolektif tepki sonuç verdi. Ulaşım zamları geri çekildi.

 

 

2006: Adana’da yurt ile üniversite arası ulaşıma zam

 

 

Çukurova üniversitesinde yurt ile üniversite arası ulaşıma gelen zamlardan sonra üniversite öğrencileri üniversite girişindeki yolu trafiğe kapatarak gerçekleştirdikleri eylem boyunca ‘yolunacak kaz değiliz’, ‘müşteri değil öğrenciyiz’, ‘ulaşım hakkımız söke söke alırız’ sloganları attılar. Gerçekleştirilen bu eylem sonunda yapılan zamlar geri çekildi.

 

 

2006: Bursa’da öğrenciler ulaşım haklarının peşinde

 

 

Bursa da 11 Eylül 2006 tarihinde ulaşım ücretlerine zam geldi. Ulaşıma gelen zamlardan sonra öğrencilerin tepkisi gecikmedi. 25 Eylül’de ulaşım zamlarının geri çekilmesi için "yolunacak kaz değiliz" eylemleri başlatıldı. Eylemlere 25 kişiyle başlayan öğrenciler bir hafta sonunda 500 kişiye yaklaştı. Çeşitli eylem biçimleriyle, ulaşım haklarının gasp edilmesine karşı çıkan öğrenciler eylemlerine kararlılıkla devam ettiler. Üniversite yönetimi ve belediyeyle görüşen öğrenciler zamların geri çekilmesi sözünü aldılar ancak bu yalan kısa sürdü. 

 

 

2006: İstanbul’da zamlara karşı çıplak ayakla protesto yürüyüşü

 

 

İstanbul’da günlük-haftalık-aylık akbillere gelen ulaşım zamlarından sonra öğrenciler çıplak ayakla İstiklal caddesinde yürüyerek ulaşım zamlarını proptesto ettiler.

 

 

 

 

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN ULAŞIM HAKKIMIZI GASP EDEN PİYASALAŞTIRMA UYGULAMALARINA KARŞI MÜCADELE EDELİM!

 

 

ACİL TALEPLERİ MİZ

 

 

1- Ulaşım ücretleri acil olarak indirilsin.

 

 

2- Paralı öğrenci pasosu uygulaması  kaldırılsın, üniversitelilerin öğrencilik haklarından yararlanması için ücretsiz verilen öğrenci kimlikleri yeterlidir.

 

 

3- Üniversiteliler için kent merkezleri ve üniversiteler arası ücretsiz servisler konulsun.

 

 

4- Üniversitelilerin ulaşıma dair sorun ve talepleri (üniversiteye ulaşım biçimi, saatleri, yolculuk hatları vb.) öğrencilerin düşünceleri alınarak belirlensin.

 

 

 

 

İSTANBUL ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ

 

 

Web: www.kolektifler.net

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: www.kolektifler.net