TÜVASAŞ, Eurotem’in Taşeronumu Oluyor
Misyonu "Raylı taşıt tasarımı, üretimi ve modernizasyonunda mevcut bilgi, beceri ve yeteneğini geliştirerek, ulusal pazardaki payını artırmak ve uluslar arası pazarlarda yer almak" olarak açıklanan TÜVASAŞ (Türkiye Vagon Sanayi A.Ş.Adapazarı) bu günlerde kendisi Uluslararası pazara sunulan ve tasfiye edilme girişimlerinde sona gelinen bir yapıya dönüştü.
15–16–17 Aralık1997 tarihinde yapılan 2.Ulusal Demiryolu Kongresine BTS’ nin sunduğu tebliğler arasında bulunan "TCDD’de Personel Politikaları Ve Sonuçları" adlı bildiride "1985 yılında "bağlı ortaklık" haline getirilmesinden sonra bu kurumlarda çalışanların sayısında çok hızlı bir düşüş olduğu, 1984 ila 1996 yılları arasında buralarda çalışan sayısı yaklaşık yarı yarıya azaldığı" ifade edilerek "Dünya Bankasının tuttuğu Booz Allen&Hamilton Firması tarafından hazırlanan bir rapor ve bu rapor doğrultusunda yeniden yapılanma adı altında sürdürülen özelleştirme ve tasfiye programı çerçevesinde TCDD bünyesinde Fabrikalar, Ankara Demiryol Fabrikası, Limanlar ve Eğitimin tamamen tasfiye edileceği buralarda çalışan personel sayısının sıfırlanacağı" belgelerle açıklanmıştır.
Dönemin TCDD Genel Müdürü Tekin Çınar’da "yok böyle bir rapor nerden çıkartıyorsunuz" demişti.
TCDD eski Genel Müdürü Tekin Çınar bu sözünü hatırlıyor mu bilmiyoruz. Hatırlıyorsa şimdi TCDD’nin ne hale geldiğini görünce döneminde başlayan bu uygulamalara yol vermekle ne kadar yanlış yapmışım diyebiliyor mu? Yoksa bu uygulama sürdürebilir devlet yönetim anlayışının bir parçası idi karşı durulamazdı savunmasını mı yapıyor.
Yine 1999 yılında yayınlanan BTS İstanbul 1 Nolu Şube Eğitim Bülteninde "Bağlı Ortaklıklarda Oynanan Oyunlar, TÜVASAŞ’ta Yağmadan Payını Alanlar" adı altındaki haberde TÜVASAŞ’ın yapması gereken işleri 9 adet taşeron firmaya yaptırıldığı bu taşeron firmalarda TCDD bürokratlarının da dolaylı bağlantıları olduğu iddia edilmekteydi.
O gün bu iddia ve söylemler TCDD’de örgütlü bulunan memur ve işçi sendikaları ve dernekler tarafından ciddiye alınmadı ve bir karşı koyuş sergilenmedi ne yazık ki.
Bugüne gelindiğinde gerek Booz Allen&Hamilton Firması gerekse Canac raporları doğrultusunda TCDD’de uygulanan tasfiye sürecinin çalışanlara ve halka yansımasını gözlerimiz ile görmekteyiz.
Sakarya Yeni Haber Gazetesinde 22 Ocak 2009 tarihinde ‘Vagon’u bitirme planı’ adı altında yayınlanan haberde (**)Türk Ulaşım-Sen Şube Başkanı Cihad Koray, binlerce kişiye iş vaadiyle faaliyete geçen Eurotem Hızlı Tren Fabrikası’nın TÜVASAŞ’ı tasfiye planının bir parçası olduğunu, atölyelerin yıkıldığını, istihdamın artacağı söyleminin bir aldatmaca olduğunu, Fabrikanın taşeron olarak tanımlanan Eurotem’e devredileceğini ileri sürmüştür.
Türk Ulaşım-Sen Şube Başkanı Cihad Koray,
TÜVASAŞ’a ait 30 bin metrekare alan üzerine kurulan Eurotem ile ilgili olarak Sakarya kamuoyunun aldatıldığını bildirdi. Koray, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "TÜVASAŞ’a ait atölyeler yıkılarak 30 bin metrekare alan Eurotem’e tahsis edildi. Bu alanda hızlı tren üretilemeyeceğini en fazla Eurotem bilir. Şimdi de Vagon’a ait 11 bin metrekarelik alanda Eurotem’in başka bir fabrika kuracağı belirtiliyor.
Türk Ulaşım-Sen Şube Başkanı Cihad Koray,
Eurotem’in geçen zamanda hızlı tren üretimi için bir faaliyeti olmadığı gibi siparişi de yok. TÜVASAŞ’ın imalat atölyeleri üretimi durdurma pahasına, Eurotem’in metro araçlarının giydirilmesi, depolanması için üs olarak zararına kullanılıyor. TCDD’nin 10 hızlı tren setini İspanya’dan alması Sakarya’nın hızlı tren üretim üssü olmayacağını gösteriyor. Eurotem’in hızlı tren üreteceği ve binlerce kişiye istihdam sağlayacağı aldatmacadan ibaret dedi.
Türk Ulaşım-Sen Şube Başkanı Cihad Koray,
Bu sözler, kamuoyu ve çalışanların, TÜVASAŞ’ın tavsiyesine gösterecekleri tepkiyi engellemek için ileri sürülüyor. HACCO ve ASAŞ gibi sektörden uzak iki firmayı ortak yapılırken 57 yıllık tecrübesi olan TÜVASAŞ’ın konsorsiyum dışında bırakılması mantıksızdır. TÜVASAŞ, Eurotem’in deposu ve taşeronu konumuna getiriliyor. Yapılan anlaşmalarla vagon sektörü Eurotem’e devrediliyor" dedi.
1990’lı yıllarda Petrol-İş Sendikasında düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr İzzettin ÖNDER özelleştirme üzerine yaptığı sunumda "halkımız gözden yukarısını çalıştırmıyor, yalnızca gözü ile gördüğüne inanıyor" dedikten sonra Özelleştirmeye karşı verilen mücadelenin kapının önüne konuluşun görülmesi ile başladığını ve nedenle de başarılı olunamadığını söyledi.
TCDD’nin özelleştirilmesi ve tasfiyesinde de süreç aynı bu şekilde ilerliyor. Öngörülere raporlara bildirilere büyük çoğunluk inanmıyor özelleştirme karşıtı verilen/verilmek istenen mücadeleye katkı sunmuyor, kapının önüne konulduğunda da iş işten geçmiş oluyor.
Söylemiştik demeye dilimiz varmıyor ama TÜVASAŞ’ta da bunların olacağını yıllar önce söylemiştik.
(*) TCDD’de Booz Allen&Hamilton Firması tarafından yapılan raporun ardından 2002 yılında Canac Raporu adı altında yeni bir tasfiye raporu hazırlandı. Bu raporda yalnızca Ankara Demiryol Fabrikasının korunması ve işlevini sürdürmesi öngörüldü.
(**) http://www.sakaryayenihaber.com/
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu