Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Tükoder Genel Kurulu Sonrası Kazıklı Eylem

(yorumlar kapalı)

Tüketiciyi Koruma Derneği İstanbul Şube Genel Kurulu 14 Mart 2010 tarihinde yapıldı. Kazım Özgenç Başkanlığındaki TÜKODER İstanbul Şube Yönetim Kurulu üyeliğine BTS İstanbul 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ersin ALBUZ’da seçildi. TÜKODER İstanbul Şubesi seçimin ardından Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlanan 15 Mart’da Altıyol’dan Kadıköy’e yaptığı yürüyüş ve basın açıklaması ile ilk eylemini gerçekleştirdi.

resim

ŞUBE GENEL KURULU

Tüketiciyi Koruma Derneği İstanbul Şube Genel Kurulu 14 Mart 2010 tarihinde Kadıköy Eğitim-Sen toplantı salonunda yapıldı. Genel Kurula yoğun bir katılım olduğu gözlemlendi ve konuşmacılar tarafından da bu durum dile getirilerek salonun yetersiz kaldığı söylendi.

Yapılan saygı duruşu ve Divan oluşumunun ardından TÜKODER Genel Başkanı Avukat Ali Er genel kurula hitaben yaptığı konuşmasında Tükoder’in tüketici haklarının korunmasında, tüketici bilincinin oluşturulmasında ilk kurulan örgüt olduğunu ve tüm yurt çapında örgütlü olduğunu ancak yaşanan bazı yetersizlikler nedeni ile son dönemde fazla etkin bir çalışma sergileyemediklerini belirtti.

TÜKODER İstanbul Şubesinin 16.03.2008 -14.03.2010 Dönemi Faaliyet raporu Şube Başkanı Kazım GENÇ tarafından okundu.

Faaliyet raporunda; "Tüketici haklarının korunması ve geliştirilmesi yönünde çalışmalarını sürdürmekte olan Derneğimizin kongresi, Dünyanın ve ülkemizin ciddi sorunlar yaşadığı bir ortamda yapılıyor. Kapitalist-emperyalist sistemin, yapısında var olan krizi, yoksul ülkelere ve halklara yıkma yolunda önemli adımlar attığını biliyoruz. Yoksullar ve çalışanların hakları giderek daralırken, geçim şartları zorlaştırılırken, hak arama yolları engellerle donatılırken, para babalarının karlarına kar ekleyip şiştikleri apaçık ortadadır. Kendi sömürü mekanizmalarının yetmediği yerlerde, emperyalist metropoller de bile, yoksullara harcanacak paraların, zora düşmüş şirketlere aktarıldığını görüyor ve biliyoruz.

Emperyalist-kapitalist kampın kenar ülkelerinden olan Türkiye de durum farklı değil. Ülkemizde sömürü ve soygunun en hayasız boyutlara ulaştığı, meydanda işçilerin ekonomik demokratik örgütleri olan sendikaların çok cılızlaştığı açıktır. Bu cılız örgütlenmelere bile tahammül edemeyen hakim sınıflar, kölelik ücreti denebilecek ücretlerle sömürülerini devam ettiriyorlar. Kamu sözleşmelerinde ve emekli maaş artışlarında %3-5 gibi komik bile denmeyecek rakamlar verilirken, büyük şirketlerin karları her yıl birkaç misli artıyor.

2002 yılında sadece 5 kişi olan Türkiyeli dolar milyarderlerinin sayısı 2010 yılında tam 36 kişiye çıkmıştır.

Para babaları bu hayasızlıklarını suni gündemlerle çok güzel gizlemeyi de biliyorlar. Yazılı ve görsel basın özellikle krizin halk üzerinde ki etkilerini ve tepkilerini yansıtmamak için her gün değişik bir gündem maddesini abartarak sistem içi görevlerini layıkıyla yapıyorlar.

Sömürünün, soygunun ve hayasızlığın bu kadar ayyuka çıktığı bir ortamda tepkilerin de yükselmesi kaçınılmazdır.

80 gün en zor koşullarda direnen tekel işçileri, halen direnmekte olan Tariş işçileri bunun örnekleridir. Özellikle tekel işçilerimiz her türlü baskıya ve zorbalığa karşı önemli bir medya kesiminin de görmezden geldiği, ya da karşı durduğu ortamda bile hak ve demokrasi mücadelesin de en önde olacakların toplumun her kesiminden dostluk ve dayanışma kampanyalarıyla birlikte göstermiştir.

Derneğimizin üyelerinin büyük çoğunluğu da bu demokrasi ve hak arama mücadelesini yürekten desteklemişlerdir. Derneğimiz işsizliğe ve yoksulluğa karşı mücadelesini bu anlamda her geçen gün daha da yükseltmeye kararlıdır.

Faaliyet ve etkinliklerimiz.

· Şubemiz 31.05.2008 Tarihinde genel merkezimizin elektrik zamlarına karşı yapılan basın açıklamasına katılarak destek vermiştir. Daha sonraki tarihlerde genel merkezimizin elektrik ve doğalgaz zamlarına karşı yapılan eyleme İstanbul şube olarak desteklerini sürdürmüştür.

· 12.10.2008 Tarihinde Genel merkezin düzenlediği Sohbetli kahvaltıya geniş bir katılımda bulunuldu.

· 30.06.2009 Tarihinde İstanbul BDDK önünde kredi kartları ile ilgili eyleme katılarak destek verilmiştir.

· 31.10.2009–1.11.2009 Tarihlerinde Ankara ‘da yapılan başkanlar kurulu toplantısına Şubemizi temsilen, Şube Başkan yardımcısı Ayşe ÇAMALAN katılmıştır.

· Ocak ayı içinde Beşiktaş şubesinin GDO’lu ürünlerin Zararları konulu panele katılarak önemli bilgiler edinilmiştir.

· Özelleştirme sonucu 4c adlı kölelik anlaşması olan maddeye karşı çıkarak yaklaşık 80 gün direnen tekel işçilerine Şube Başkanı Kazım Özgenç iki kez ziyarete gitmiştir.

· 4-6 Eylül 2009 Tarihlerinde TÜDEF in düzenlediği akaryakıt fiyatlarını poretesto etmek için yapılan bisikletli eylemi duyurmak için el ilanları dağıtılmış ve basın açıklamasında destek verilerek eylem gerçekleştirilmiştir.

· Baz istasyonlarına karşı yürüttüğü mücadele desteklenmiştir.

· "15 Mart Dünya Tüketici hakları günü" kutlama etkinlikleri ön çalışmalarına destek verilmiştir.

· Elektrik, Doğalgaz, alaşıma yapılan zamları protesto etmek için yoğun şekilde bildiriler dağıtılmıştır.

· Yönetim Kurulumuzun çalışma dönemi olan 16.03.2006 dan 14.03.2010 Tarihine kadar şubemize 5472 kişi bireysel tüketici şikâyeti başvurusunda bulunmuştur

Bu şikâyetlerin:

% 64 ü kapıdan satış (3502 tüketici), %27 si ayıplı mal (1477 tüketici), %7 si ayıplı hizmetler, (383 tüketici), %2 si diğer (110 tüketici) dir. Genel şikâyetlerin cinsiyet durumuna göre dökümü: Bayan % 65, Erkek %35 dir. Şubemiz gelir giderleri, tekdüzen muhasebe sistemine uygun olarak bilgisayar ortamında tutulmaktadır. Genel Merkez ile aynı mekânı paylaşmamız nedeniyle giderler Genel Merkez tarafından karşılanmaktadır. Bu nedenle gelirlerimizin tamamına yakını Genel Merkeze aidat ve bağış payı olarak aktarılmaktadır. Aynı zamanda Tükoder İstanbul Şubesi olarak da Genel Merkez’e en fazla mali destek sağlayan şubeyiz. Maalesef bu dönem içerisinde Yönetim Kurulumuz üyeler arasında sosyal ilişkileri geliştirmek açısından yeterli faaliyet gösterememiştir. Gelecek dönemde seçilecek yönetim kurulunun eğitim, hukuk, gıda, sağlık, çevre vb. konularda dernek üyeleri, uzman ve akademisyenlerden oluşan çalışma komisyonları kurarak en az iki ayda bir bu komisyonlarla birlikte toplantılar düzenlemesi bu eksikliği giderecektir. Şube Yönetim Kurulu olarak üyelerimizin bu dönemde bize gösterdiği ve katkılar için teşekkür eder saygılarımızı sunarız." denildi.

Şube Faaliyet ve Mali raporu ile denetim kurulu raporunun ibra edilmesinden sonra seçimlere geçildi. Seçimler aday olan tek liste ile yapıldı. Seçimin sonunda Tükoder İstanbul Şube başkanlığına Kazım ÖZGENÇ yönetim kurulu üyeliklerine ise Alaattin ÖZTÜRK, Ayşe ÇAMALAN, Nurcan BAŞARAN, Ersin ALBUZ, Emine GÜNEY ve Halet ATAŞ seçildiler. 82 kişiden oluşan üst kurul delegeleri arasında ise BTS İstanbul Şubeden Ersin ALBUZ ve Tugay KARTAL’da bulunmaktadır.

Faaliyet raporunda da dile getirildiği üzere Tükoder İstanbul şubeye intikal eden tüketici şikâyetlerinde kadınların ağırlıklı olması gözden kaçmamıştır. Bununla birlikte şikâyet türlerine baktığımızda ve dernek yöneticilerine sorduğumuzda ise bugüne kadar tren yolcularının TÜKODER’e şikâyette bulunmadıklarını öğreniyoruz.

resim
Videoyu izlemek için aşağıdaki linke gidiniz.

Ya ülkemizde demiryollarının yolculara verdiği hizmet kusursuz, ya da kusurlu hizmeti alan yolcular TÜKODER aracılığı ile haklarını aramanın yollarını bilmiyorlar. Özellikle tren tehirleri ve seferden kaldırılan trenler ayıplı bir hizmet olmasının yanında tüketici hakkının ihlali kapsamındadır. Tükoder İstanbul Şube yönetiminde hem demiryolcu hem de hukukçu kimliği ile görev alan Ersin ALBUZ, ayıplı ulaşım hizmeti alan demiryolu müşterilerinin (tüketicileri) haklarını aramaları için bir şanstır.

Genel Kurul 15.03.2010 tarihinde Kadıköy Altıyol’da yapılacak olan eylem ve etkinliği çağrı yapılması ile son buldu.

15 MART DÜNYA TÜKETİCİ HAKLARI GÜNÜNDE KAZIKLI EYLEM

resimTÜKODER üyeleri, Kadıköy Altıyol’da bir araya geldi. TÜKODER Genel Başkanı Avukat Ali Er, 15 Mart 1962 tarihinde ABD başkanı John Kennedy’nin Temsilciler Meclisinde tüketici haklarına ilişkin geniş yer veren bir konuşma yapmasının ardından 15 Mart’ın, Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlanmaya başladığını hatırlattı.

Tüketicilerin haklarına yönelik saldırıları sıralayan Er, şöyle konuştu: "Tüketiciyi koruma çabalarının geçmişine bir göz atarsak Hamurabi Kanunlarına kadar giden eski bir tarihe sahip olduğunu görürüz. Biraz daha yakın çağlara gelindiğinde ise İngiltere’de 1215 yılında Manga Carta’da tüketicinin korunması kavramıyla karşılaşıyoruz. Sanayileşmiş ülkelerde 2. Dünya savaşı sonrasında tüketicilerin artan satın alma gücü ile paralel olarak mal ve hizmet arzında da patlama olmuş, dolayısıyla gelişmiş Batılı ülkelerde toplum artık "tüketim toplumu" kavramıyla bütünleşmiştir. İletişim araçlarının en ücra yerleşim birimlerine kadar kolaylıkla ulaşır hale gelmesi bu gelişmeyi hızlandırmıştır. Bu gelişmede reklâmcıların payını da görmezden gelemeyiz. Tüketiciyi koruma önlemlerinin M.Ö. 18. yüzyıla kadar giden kökleri olmasına rağmen ilk örgütlü hareket 1928 yılında ABD’den gelmiştir. Amerikan Standartları Bürosunda mamullerin kontrolü için yapılan test sonuçlarının "Tüketici Raporu" adıyla yayınlanmaya başlaması bu konuda atılan en önemli adımlardan biridir. Bu tarihten sonra hareket ABD’de çığ gibi büyümüş, özellikle 1960 sonrasında şaşırtıcı boyutlara ulaşmıştır. 15 Mart 1962 yılında ABD eski Başkanlarından John Kennedy, Temsilciler Meclisinde bu konuya geniş yer veren bir konuşma yapmış, o tarihten sonra da 15 Mart, Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Ülkemizdeki uygulanan tarım politikaları nedeniyle her geçen gün sağlığımızdan olmaya devam ediyoruz. Denetimsiz olarak üretilen sağlıksız gıdalar nedeniyle her geçen gün onulmaz hastalıkların pençesine düşüyoruz. Halkına değer veren gelişmiş ülkelerin yasakladığı GDO’lu ürünler ülkemizde özgürce piyasada dolaşabilmektedir. Ülkemiz yöneticileri halkın sağlığının hiçe sayılmasına seyirci kalmaktadırlar. Sağlıklı gıdalara ülkemizdeki gelir dağılımının adaletsizliği nedeniyle mutlu azınlığın dışında kalanların erişebilme olanağı yok edilmiştir. Ülkemizde işsizlik had safhaya ulaşmıştır. Üniversite mezunları  bile iş ve aş peşinde koşmaktadırlar. Ülkemiz üniversitelerinin eğitim fakültelerinden mezun olan üç yüz binin üzerinde öğretmen adayları atama beklerken, siyasi iktidarlar gece kondu üniversiteleri açmaya devam ediyorlar. Ülkemiz insanları nefes almakta zorlanmaktadırlar. Çünkü iğneden ipliğe her şeyden alınan tüketim vergileri (ahlaksız vergiler) belimizi bükmeye devam ediyor.

· Hala dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanmaya devam ediyoruz.

· Elektriğe yapılan fahiş zamlar nedeniyle karanlıkta oturmaya devam ediyoruz.

· Doğalgaz faturaları yüzünden battaniyeye sarılarak yaşamaya devam ediyoruz.

· İletişim ücretlerinin yüksekliğinden dolayı Kızılderili metodu olan dumanla haberleşmeyi öğrenmeye çalışıyoruz.

· Haksız ve hukuksuz olarak alınan sabit ücretlerle ( telefon, elektrik, su ve doğalgaz ) yaşamaya devam ediyoruz.

· Yüksek yargı kararlarıyla haksız ve hukuksuz olduğu tespit edilen Banka ve kredi kartları aidatlarını ödeyerek yaşamaya devam ediyoruz.

· Füze gibi fırlayan et fiyatları nedeniyle proteinsiz yaşamaya devam ediyoruz.

· Tükettiğimiz sağlıksız gıdalar nedeniyle yavaş yavaş ölmeye devam ediyoruz." dedi.

Avukat Ali Er, "tüm bu olumsuzluklarla mücadele edebilmek için tüm tüketicilerin örgütlü mücadeleye katılmasını" istedi.

resim

Tükoder üyeleri Ali Er’in basın açıklaması metnini okumasından sonra Tükoder bayrakları, özel olarak yapılan görsel malzemeler, pankart ve flamalarla Kadıköy iskele meydanına kadar yürüdüler. Yürüyüş anında halka ve esnafa yoğun olarak bildiri dağıtıldı ve sloganlar atıldı. Basın açıklaması ve yürüyüş anında tüketicilerin yoğun ilgileri ve sempatileri ile karşılaşıldı. Eylem İskele meydanında sona erdi

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu