Tango Haydarpaşa Garda Merdivenlerden Sokağa İndi
AKP iktidarı 2004 yılından itibaren Haydarpaşa Gar ve Liman ile çevresindeki 1.000.000 (birmilyon) m2′ lik kamusal, kentsel ve tarihi sit alanı olan bölgeyi “ticaret ve iş merkezi” ne dönüştürmek istemektedir. Bu yağma uygulamasına da “Marmaray Projesi ile Haydarpaşa Gar zaten işlevsiz kalacak” şeklinde gerekçelendirip halkı kandırmaktadır.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinde kabul edilerek askıya çıkartılmış olan 1/5000 ölçekli Haydarpaşa Gar ve çevresi hakkındaki Koruma Amaçlı Nazım İmar Planına göre Gar binasına KÜLTÜR, KONAKLAMA (OTEL) işlevi verilmiş, giriş katına da TCDD faaliyetleri için kullanılabilir denilmiştir.
2012 yılı Şubat ayından itibaren de gerek İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı, gerekse Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalarda Haydarpaşa Gar’ın artık işlevini yitirdiği demiryolunun Haydarpaşa gara ihtiyacı olmadığı, ancak Ayrılıkçeşme ile Haydarpaşa arasında nostaljik tren işletilebileceği açıklanmıştır.
Haydarpaşa’nın trensizleştirilerek yalnızlaştırılması ve yağma projelerin uygulamasının önünü açmak için TCDD, Gebze/Köseköy arasındaki Yüksek Hızlı Tren projesi çalışmalarını gerekçe göstererek 1Şubat 2012 tarihinden itibaren de Haydarpaşa Gar’a gelen ve giden tüm anahat (Şehirlerarası) trenlerinin seferlerini sonlandırdı.
104 yıldan beridir gar olarak hizmet veren ve İstanbul’un simgesi haline gelmiş dünya kültür mirası olan Haydarpaşa Gar’ın ve Liman’ın endüstriyel işlevini devam ettirmesi ayrıca bu bölgede uygulanmak istenen yağma projelerinin hayata geçmemesi için Haydarpaşa Dayanışması olarak;
Her Pazar 13;00 – 14;00 saatleri arası Haydarpaşa Gar Merdivenleri’nde ailelerimizle nöbet tuttuk tam 69 hafta. Dayanışmanın sanattan, edebiyattan kopuk olmaması için; her Perşembe 20;00 – 21;00 saatleri arasında, şarkılı, türkülü, folklorlu, keman dinletili, jonglörlü, danslı amatörce etkinlikler düzenledik tam 50 kez.
31.05.2013 tarihinde 50. Perşembe eylemimizde ise S.O.S Çevre Gönüllüleri şiir ve türküler ile destek oldular. Eylemde “Haydarpaşa bizim Taksim bizim”, “Haydarpaşa gardır gar kalacak”, “Savaşa Hayır Haydarpaşa Gardır”, “Gar Otel olursa girmek parayla” sloganları sıkça atıldı, aktivistlerin Haydarpaşa gar için besteledikleri türkü ve şarkılar söylendi. Saat 21.00 dan itibaren ise İstanbul’da bulunan tango sanatçıları dans gösterilerini sundular.
Burada belki de neden tango, yada Taksim gezi parkında bir direniş sürerken sırası mı? diye sorusu akla gelebilir.
Yanıtımıza tangonun tarihsel sürecini anlatarak başlayalım.1800’lü yıllarda işçi sınıfından birçok kişi, büyük umutlarla Fransa’dan, İtalya’dan, Macaristan’dan, İspanya’dan ve Portekiz’den; Güney Amerikaya göç etmiştir. Yabancı oldukları bir kıtada yaşanan, başta ekonomik ve sosyal sıkıntılar, beraberinde hayal kırıklıklarını getirmiştir. Bu hayal kırıklıkları, geleceğe ait büyük umutlar ve geçmişten getirilen kültürle, harmanlanarak Tango müziğini oluşturmaya başlamıştır. Tango, Buenos Aires’de, o dönem alt sınıf olarak adlandırılan, fakir ve en temel sosyal haklardan bile yararlanamayan, bu insanlar tarafından yaratılmıştır. Böylece belirgin bir şekilde 1865 ile 1880 arası ortaya çıkan Tango müziği, içerisinde hırçınlık, asilik, küstahlık gibi bazı duygular ile kalp kırıklıkları ve paramparça olan hayaller neticesinde melonkoliyi taşır. Eşlerini, çocuklarını, yani ailelerini geçmişte bırakarak tek başlarına bu yabancı topraklara gelen göçmenler, doğal olarak erkek nüfusunun arttırmasına ve cinsiyetler arası büyük bir sayı farkı oluşmasına neden olmuştur. Boenos Aires’deki kadın nüfusunun bu azlığı, beraberinde fahişeliği gelişen bir endüstri haline getirmiştir. Böylelikle genelevler artarak kısa sürede işçi sınıfının eğlence mekanları halini almıştır. Bu mekanlarda da kadın sayısının az olması kapılarda uzun kuyruklar oluşmasına neden olurken, sırada bekleyen erkekleri eğlendirmek için küçük Tango müzik grupları çalıştırılmaya başlanmıştır. Genelev mekanları fakir kesimin yanı sıra orta ve daha üst kesimin de uğrak yeri olmuş her iki kültür burada birbirlerini tanımıştır. Böylelikle alt kesimin sokakta yarattığı Tango üst kesim tarafından bu mekanlarda tanınmıştır.
Evet; alt kesimin sokakta yarattığı tangoyu Haydarpaşa garda sokağa taşımak, göçlere ayrılıklara, yabancılıklara şahit olmuş Haydarpaşa gar merdivenleri önünde yapmak memleketimden insan manzaralarına yeni bir manzara eklemek gibiydi. Bununla birlikte S.O.S Çevre Gönüllüleri bünyesindeki yaşları 80’in üzerinde birçok şaire ayrıca Milango Tango grubu ve İstanbul’daki bir çok tango sanatçısına daha önceden bu etkinlik için davet gönderilmiş ve davete icabet edeceklerinin teyidi alınmışken 50. Perşembe gar merdiven etkinliğini gerçekleştirmek zorundaydık.
Haydarpaşaa garda Tongo gösterisi devam ederken Anadolu’dan misafir olarak gelen 120 Muhtarını tekne ile İstanbul’un tarihi yerlerini gezdiren Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk tekneyi motor iskelesine yanaştırarak misafirleri ile birlikte etkinliğe katıldı. Kısa bir tango gösterisi de sunan belediye başkanı Sayın Öztürk yapmış olduğu konuşmada “Haydarpaşa gara sahip çıkan eylemcilere teşekkür ediyorum, Haydarpaşa Gar binasının otel yapılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Haydarpaşa ve çevresinin rantsal dönüşümünü sağlayacak olan sözde koruma amaçlı nazım imar planı askı sürecinde yapılan itirazların İBB Meclisinde değerlendirilmesi ve Mimarlar Odası, BTS ve Liman-İş Sendikalarının açmış oldukları iptal davası hala sonuçlanmamıştır. Bu gelişmelere ilaveten ise TCDD Yönetim Kurulu’nun, aldığı resmi bir karar ile Haydarpaşa’nın gelir getirici projelerde değerlendirilmesi için Özelleştirme İdaresi’ ne başvuruda bulunduğu gerçeğidir. Haydarpaşa Gar ve çevresindeki dönüşüm planlarını hayata geçirmek ve kamuoyu gözünde meşrulaştırmak amacıyla mevcut alanın tamamının “2020 Olimpiyat Oyunları” na tahsis edilmesi son günlerin yeni bir saldırı girişimidir.
Emekçi ve alt gelir gruplarının yaşam alanlarını yok ederek nüfuslarını zorla çeperlere süren, kamusal alanları kavşaklaştırıp, AVM’ leştirip, özelleştirip erişilmez kılan Neoliberal Belediyecilik, anlaşılan rant beklentisiyle alt gelir gruplarına bu kentin kıyılarını da çok görüyor. (Gerçekleştirilen Beşiktaşta Kadıköy İskelesinin satışı gibi)
Paranın demokrasisi tarafından birer ikişer zapt edilerek elimizden alınan mahalleleri, kentsel mekânları, kamusal alanları ve son kertede tüketilecek koskocaman bir metaya dönüşecek kentin kendini geri kazanıp “kent hakkı”nı tesis etmek için, başta Taksim, Haydarpaşa, Galata, Kuşdili Çayırı, Yenikapı ve Maltepe Dolgu alanları olmak üzere tüm kamusal alanları, yıkım tehdidi altındaki mahalleleri, pikniklerle, şenliklerle, toplantılarla doldurmanın zamanıdır şimdi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Haydarpaşa Dayanışması Aktivistleri