Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

SUNAY AKIN’A DEMİRYOLCULARDAN İKİ AÇIK MEKTUP

(yorumlar kapalı)

sunay-akin.jpgHaydarpaşa ve Sirkeci Garlarının işlevlerinin değiştirilmesinin gündeme geldiği günden beri toplumumuzdaki “Çok Ünlü Kişi” lerin dillendirdiği bir söylem var “Haydarpaşa Gar Müze Olsun”…Bu en az Otel olsun kadar tehlikeli bir söylemdir. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları anıt garlardır. İstanbul’un merkez garlarıdır. Demiryolculuk kent içi taşımacılık değildir. Anadolu’dan Avrupa’dan gelen trenler şehrin merkezine girmelidir. Demiryolculuk ciddi iştir, demiryolu işletmeciliği uzmanlık gerektirir, bunu da demiryolcular bilir. Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının yol sayılarının arttırılması modern ulaşıma göre düzenlenmesi gerekir. İşleyen hattı rehabilite etmek yerine kent içi ulaşım olan Marmaray’ı aynı hat üzerine inşa etmek kolaycılıktır, geri dönülemeyecek hatadır, halka yapılan haksızlıktır. 

Haydarpaşa ve Sirkeci Garları kültürel ve endüstriyel mirastır, işlevleri bitmemiştir, sürmektedir. Gar içinde elbette müze olur ama Gar müze olmaz… Eğer İstanbul’da diğer Avrupa ülkeleri gibi 5-6 tane merkez gar olsaydı işlevi biten birinin müze olması düşünülebilirdi. 

“Haydarpaşa Gar Müze Olsun” diyen sanatçı ya da aydın diyemeyeceğimiz bu “Çok Ünlü Kişiler” kendi işleri ile ilgilenip Garları halka ve demiryolculara bıraksınlar… 

“Haydarpaşa Gar Müze Olsun” söylemini ilk ortaya atan Şair ve Oyuncak Müzesinin sahibi Sunay AKIN’dır. Sunay AKIN’ın bu konuda basına yansımış iki beyanatı aşağıdadır. 

Sunay Akın “Haydarpaşa Garı Anadolu’nun gardırobudur. Türkiye’nin her köşesinden, her mevsiminden milyonlarca insanın kıyafeti bu gardırobun askılarında asılıdır. Bu yüzden, Haydarpaşa Garı Anadolu medeniyetine ışık tutacak, bir arada yaşama kültürünü güçlendirecek bir müze olarak düşünülmelidir. (1)  

Kadıköy Belediye Meclisi, 7 Temmuz 2009’da, o dönem meclis üyesi olan yazar-müzeci Sunay Akın’ın önerisiyle, tarihi istasyonların “Kültür Hattı” olarak müze veya kültür merkezine dönüştürülmesi için Kadıköy Belediyesi’ne bırakılması talebiyle bir önerge kaleme aldı. Amaç bu tarihi istasyonların korunarak Kadıköy’ün sanat yaşamına kazandırılmasıydı. Oy birliğiyle kabul edilen bu önerge Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün imzasıyla 29 Temmuz 2009’da Başbakanlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na gönderildi. TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nden gelen, 2 Ekim 2009 tarihli yanıtta söz konusu istasyonlarda bulunan lojmanlarda hala işlemekte olan hatta çalışan personelin ve akde dayalı sözleşmeli kiracıların bulunduğu belirtilerek ihalesiz ve bedelsiz yer tahsisi yapılmasının mümkün olmayacağı ifade edildi. Marmaray projesi faaliyete geçtikten sonra bu istasyonların nasıl kullanabileceği konusunda ise Sunay Akın, “Çok kaygılıyım. Boğazdaki Çırağan Sarayı otel olarak kullanılıyor. Birçok tarihi mekânın sonu bu oldu. Açıkçası istasyonların da rant anlayışının kurbanı olacağı kaygısını yaşıyorum. Avrupa’da tematik müzeler çok büyük ilgi görüyor. Biz de bunu yapabilseydik İstanbul’a büyük bir yatırım yapmış olacaktık. Devlet, bu projeyi kabul etmeyerek neyi reddettiğinin farkında mı? Diye sordu. Sunay Akın, kendisiyle 2010 yılı Haziran ayında yaptığımız bir söyleşide Kadıköy’e tematik müze yapılacağı müjdesini vermişti. Kadıköy Belediye Meclisi’nin bu öneriyi oy birliğiyle kabul etmesinden büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Akın, projeyle ilgili şunları söylemişti: ”Kızıltoprak istasyonunu Kurbağa Müzesi haline getirmek istiyorum. Çünkü kurbağa bu bölgeye adını veren bir hayvandır, biliyorsunuz Kurbağalıdere de bu bölgededir. Mitolojideki kurbağadan tutun da masaldaki prense dönüşen kurbağaya kadar uygarlık tarihinde kurbağanın anlatıldığı bir müze kurmak projelerimden biri. Diğer 5 istasyonla da ilgili ilginç fikirlerim var ama bırakın bunlar da sürpriz olsun” (2) 

Sunay AKIN’ın beyanatları üzerine kendisine yazılan iki mektubu başta Sunay AKIN olmak üzere “Haydarpaşa Gar müze olsun” diyenlere yanıt olması amacıyla  kentvedemiryolu sayfamızda paylaşıyoruz.. 

 

Sayın Sunay AKIN, 

31 Mayıs 2007 tarihinde katıldığınız “Biri Bana Anlatsın” adlı programda Haydarpaşa Gar binası ile ilgili talihsiz açıklamalarınızı izlemiş bulunmaktayım. Keza bu açıklamanızın benzerini, geçtiğimiz aylarda TV8′ de yayınlanan programda da yapmıştınız. 

Sayın Sunay AKIN, 

Siz de çok iyi bilirsiniz ki, müze kavramının genel karşılığı; “Müze sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapılardır. 

Müzeler, toplumların bilim ve sanat ürünleri ile yeraltı ve yer üstü zenginliklerini sergilemek, tarihin eski dönemlerinde yaşamış toplumları bilim ve sanat açısından inceleyerek, hem günümüzü hem de geleceği aydınlatmak, bireylerin geçmişi daha iyi tanımalarına olanak sağlamak amacıyla oluşturulmuş kurumlardır.” şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklamadan da görüleceği üzere, müzeler; tarihin eski zamanlarında var olan kültürler ile bu kültürlere ait her türlü materyali tanıtmak ve unutturmamak için oluşturulan yapılardır…  

Haberiniz yoktur belki ama Haydarpaşa Tren Garı, tarihin eski zamanlarında var olan bir gar değil, tarihe meydan okuyan, endüstriyel ve tarihi bir miras olduğu gibi, yürüttüğü işlevle de demiryollarının göz bebeği olan bir tren garıdır… Ve halen de bu işlevini tüm canlılığı ile sürdürmektedir. Aynı zamanda Anadolu yakası açısından da önemli bir ulaşım ve aktarma merkezi olup, vapur + tren kombinasyonunun en güzel örneğinin olduğu bir yerdir Haydarpaşa garı…  

Bu tarihi ve endüstriyel garı birileri otel yapamadığı için, “müze yapalım” gerisini otel yapalım diyebilmektedirler. Ve sizin bu garip ve sermaye gruplarının söylemlerine denk düşen sözlerinize şahit olmak zorunda kalmak istemiyoruz.  

Birçok kitabınızda denizlerden vapurlardan bahseden siz, Haydarpaşa’daki vapur ve tren bağını göremiyorsanız, hiç değilse susun da, halkı yanlış yönlendirmeyin.  

Belki siz müze işletiyorsanız diye, bilinçli olarak tartıştırılan her yerin müze olmasını isteyebilir hatta burada işletici olmak bile isteyebilirsiniz ama unutmayın ki, İstanbul’un ve ülkenin değerleri sizlerin “aydın olma” adına söylediğiniz bilinçsiz sözlere rağmen sahipsiz değildir… 

Eğer olur da ısrarla devam ettiğiniz bu hatanıza son vermek istiyorsanız, bir akşamüstü Haydarpaşa Garına gelin ve merdivenlerde oturup iskeleye yanaşan vapurlardan yolcuları seyredin, garın içine gidip trenleri seyredin ve ondan sonra o heybetli ve İstanbul’un siluetlerinden biri olan Haydarpaşa Gar binasına bakıp, “ÖZÜR DİLEYİN”…  

Bu tren garını ve işlevini sürdürmek için yüzyılı aşkın süredir hizmet veren demiryolu emekçilerinden ve bu bölgenin rantiyecilere kurban edilmemesi için 3 senedir mücadele eden duyarlı insanlardan özür dilemenize gerek yok. Çünkü bu insanlar sizin gibilerin sözlerini çok duydu ve dikkate almıyor. Ama hiç değilse, bir şair ruhuyla davranıp, harabe muamelesi yaptığınız Haydarpaşa Gar Binasından özür dileyin. 

Demiryolu emekçisi ve Haydarpaşa Dayanışması üyesi Soner ÖNAL 

    

   Sayın Sunay Akın,  

“Kule Canbazı” adlı köşenizde “Defterdeki Sürpriz” başlıklı yazınızı okudum. Oyuncak trenler bölümü belki de müzenizin en etkileyici odasıdır. Tasarımı yapan Ayhan Doğan ama o malzemeyi size bedelsiz veren hatta İstanbul’a kadar taşıyan da TCDD ve TUVASAŞ’tır.  

Ayhan Doğan’ın” Sakarya’dan getirttiğini” söylediğiniz malzemenin hikâyesini size hatırlatayım…  

Kendisi bize malzeme temini için gelmişti. Sunay Akın adını ve Oyuncak Müzesi’ni duyunca kendisine yardımcı olacağımı söyledim ve o dönem TUVASAŞ Halkla İlişkiler Müdürü Müjgan Zaman’ı telefonla aradım, randevu aldım… Kutay Akın ve Ayhan Doğan’la Mithat Paşa’daki Fabrikaya gittik… Müjgan Hanım ekibinize çok yardımcı oldu ve gerekli izinleri sağlayarak Ayhan Doğan’ın istediği her malzemeyi verdi. Ben de o dönemde İstanbul Demiryolu Müzesinin hazırlıklarını yapıyordum ama pek çok “demiryolu eskisi” nde önceliği size verdim (Belirtmekte yarar var hurda bile olsa biz de her isteyene malzeme verilmez, kuralları vardır bu işlemlerin)

Taşımada da kolaylık olsun diye trenle getirdik malzemenizi… Bir bayram günü geldi vagon… Tatil günü gelip eşyanızı teslim ettim Ayhan Doğan ve Kutay Akın’a…  

Sizinle ilgili ilk hayal kırıklığımı da müzenin açılışında yaşadım. Belki çorba da bizim de ufakta olsa tuzumuz bulunduğundan -davetiye gönderilmemişti ama Ayhan Bey’in telefonla nazik daveti üzerine- heyecanla gelmiştim açılışa. Çok başarılı ve etkileyici bir tasarımdı tren odası ancak oda da Siemens’in ürettiği vagonların reklamını görünce üzülmüş Ayhan Bey’e de düşüncelerimi söylemiştim. Bu odanın dekorasyonunda katkısı olan Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi eski adıyla Adapazarı Vagon Fabrikasının ürettiği vagonların resmi daha çok yakışırdı o duvara. 

Son yazıda da “Ayhan Doğan’ın Sakarya’dan getirttiği” cümlesini okuyunca yazmak istedim size… Biz gönülden yapmıştık katkımızı teşekkür beklemedik ama biraz vefalı davransaydınız mutlu olurduk demiryolcular olarak. 

Ruhan ÇELEBİ /TCDD1.Bölge Eğitim Müdür Yrd./İstanbul Demiryolu Müzesi Sorumlusu 

(1)http://arsiv.sabah.com.tr/2008/09/20/ct/sakin.html

(2)http://www.gazetekadikoy.com.tr/haberDetay.aspx?haberID=2179

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu