Sağlık İstasyonu Tarihtir Yıkılamaz
Türkiye’nin ilk demiryolu hattı olan İzmir-Aydın hattı işletmeye açıldığından buyana demiryolu kayıtlarında Sağlık köyünün istasyonu, “Cellat” olarak adlandırılmakta idi.
İstiklal Savaşı’mızın kazanılmasından sonra kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimi kazanılan zaferin iktisadi zaferler ve kalkınma ile sürdürülebileceği bilincindeydi.
Atatürk İzmir’e dolayısı ile Ege’ye yurt gezisinin programı dahilinde yada her yıl gerçekleştirilen Ege Manevraları nedeni ile gelmekte idi. Aydın ilinin Söke, Ortaklar, Germencik ilçesini de kapsayan arazide muzaffer ordumuzun bizzat Atatürk gözetimindeki tatbikatı ulusal basının olduğu kadar yabancı basınında dikkatini çekiyordu.
Cumhuriyet öncesinde önemli miktardaki bir dış borçlanma ile gerçekleştirilen ilk demiryolu hattımıza ait borcun son taksitleri 2000’li yıllarda ödenerek tamamlandı. Milliyet gazetesinin 90’lı yılların sonuna doğru gazetenin yanında fasiküller halinde verdiği ekinin adı “Tarihte Bugün” idi. Kaynak kitapta demiryollarımızın inşasına başlanmasına ait fotoğraflar ve dış borcun yıllara göre ödeme planı yer almakta idi.
Torbalı ilçesi adını ilçeden alan Torbalı İstasyonu ve yine adını ilçenin en eski yerleşim yeri olan Tepeköy’den alan, Tepeköy İstasyonu olmak üzere, iki tren istasyonuna sahip bulunmaktadır. Tepeköy istasyonundan Aydın yönüne giden demiryolu hattının yaklaşık 4 km’lik bölümü, 1930’lu yıllarda, Cellat Gölü’nün içinden geçmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında basılan haritalarda, Cellat Gölü olarak adlandırılan göl, o günkü teknoloji ve araçları kullanılarak kurutulmuştur.
Küçükmenderes Havzası’nın ekonomik kalkınmasına önem veren Gazi hazretleri İzmir’e her gelişinde Torbalı ve çevresindeki havzanın iktisadi kalkınma durumu ile yakından ilgilenmiş, vilayette dönemin İzmir Valisi’nden bu konuda validen izahat ve bilgi almıştır.
İzmir-Aydın Demiryolunu inşa eden İngiliz şirketince hattın Cellat Gölü içinde kalan bölümü temeline yaklaşık olarak 50-60 cm’lik kaya parçaları döşemek sureti ile güçlendirilerek yükselti sağlanmıştır.
Koca Ali’de demiryolu hattının inşasında çalışan, Torbalı’lı bir işçidir. Osmanlı Devleti’nin farklı cephelerinde; düşmanla savaşmış olan bu kişiye İngilizlerin emrinde çalışmak zor gelmekte onuruna dokunmaktadır. Bugünkü hattın temelinde Koca Ali’lerin emeği vardır. 1930’lu yıllarda; Atatürk bir yurt gezisi için, Aydın iline seyahat etmektedir.
Atatürk’ün özel treni gölün içinden geçişi sırasında duraksar. Odasında uyumakta buluna Atatürk uyanır ve sorar:
– Neden durduk ?
– Paşam gölün içinden geçiyoruz.
– Burası neresi ?
– Cellat Gölü,
Kompartıman penceresini aralayıp dışarı bakan Atatürk trenin gölün içinden adeta bir vapur gibi suları yararak ilerlediğini görür. Atatürk Ahmetli köyünün bir mahallesi olan Cellat Gölünü kurutmaya karar verir. Cellat’ta bir kahve içecek kadar mola veren gezi treni ve Atatürk’ün beraberindekiler o gün tarihi bir olaya tanıklık ederler. Kahvesini yudumlayan Atatürk dağ rüzgarı ile savrulan saçını eli ile düzelttikten sonra tekrar Cellat Gölü’ne bakarak şöyle der.
-Bu göl kurutulacak ve burasının adı da Sağlık olacak.
Ege’de kahvehanesinde Atatürk’ün bir fincan kahve içtiği tek köyün adı Sağlık olur böylelikle. Açılan tahliye kanalları ile göl sularının Küçükmenderes Nehri’ne akıtılması sağlanmıştır. Yakın bir zaman kadar Aydın, Denizli yönüne giden yada İzmir’e gelen trenler mutlaka Sağlık köyünde dururlardı.
Basmane Tren Garı’nda Bölge trenlerini ve bilet fiyatlarını gösteren tarifede Cellat istasyonunun adı yıllarca yer aldı. Orada Cellat adı ile belirtilen yer, Sağlık köyüdür. Denizköy, Yoncaköy vb. tatil sitelerini hatırlatır bir “Sağlık Köy” adlandırması. Köyün geçmişten gelen tarihi anısı ile bir çelişkidir. Çünkü yöre insanı ve demiryolcular, Sağlık köyü demektedirler. Bu yüzden; köy mezarlığının giriş kapısındaki yazı da, aslına uygun olarak yeniden yazılmalıdır.
Atatürk’ün ziyaret ettiği ve kahve içerek şereflendirdiği Cellat’ın anısını sahiplenmek sorumluluğu sadece Ahmetli köyünün değil, tüm Torbalı ilçesinindir. Her ne kadar günümüzde mahalle olarak adlandırılsa da, Sağlık köyü, Torbalı ilçe tarihinin önemli bir yerleşim yeridir.
Günümüzde orta ölçekteki bir kenti andıran ve tüm büyüme tahminlerini, şaşırtıcı bir biçimde aşan Torbalı ilçesi, şimdilerde İZBAN’ın Selçuk ilçesine kadar yapılması planlanan yeni demiryolu banliyö hattı için, değişim ve dönüşüme uğramaktadır. ( http://www.selcukhaber.com/tarihi-istasyon-yikilacak.html#.VP1nnfmsW-0 )
Aradan geçen onca zamandan sonra İngiliz şirketinin döşediği rayların yanına yerli bir şirket tarafından, banliyö hattının rayları tesis edilecektir.
Sağlık köyünün hemen üstünden geçen Aydın-İzmir Otoban Yolu’ndan Torbalı Ovası’na bakıldığında, Göller mevkiinde yağışlar sonucu haftalardır çekilmeyen sular yeniden Cellat Gölü’nü gündeme getiriyor Sağlık İstasyonu gibi.
İzmir-Aydın Demiryolu Hattı’nın inşası sırasında çalışan Koca Ali kim idi? Torbalı’da kimlerden idi? Günümüzde bunu yanıtını bulabilmek adeta bir mucize olur. Cephelerde savaştığı İngilizlerin yanında çalışmak Koca Ali’nin ağırına gitse de, ekmek parası için mecburen çalıştı. Koca Ali’ni bu durumdan dolayı oluşan onun tepkisel ileri-geri konuşmalarını duyan İngiliz amele çavuşu, kendisinden işine bakmasını istermiş.
Bu yol çift hatta olsa, Atatürk’ün, ”Cellat” adını ”Sağlık” olarak değiştirmesi gerçeğini silemeyecektir. İngiltere’de bir karayolu projesinde planlanan yol üzerinde bir ağaç var ise proje değiştirilip yol büklümlenerek ağacın yanından geçer yeşil böylelikle korunurmuş.
İZBAN projesi çerçevesinde yıkılması planlanan Sağlık Köyü Tren İstasyonu , Torbalı ilçesinin Sağlık köyünün hatta Kozpınar İstasyonu ile bağlandığımız Selçuk ilçesinin ortak tarihsel bir kültür mirasıdır.
O halde kültürel miras birlikte sahiplenilerek korunmalıdır. Avrupa’daki demiryolu istasyonları binaları hatta makasçı kulübeleri bile korunurken yıkmaktaki bu acelemiz neden?
Böylelikle Torbalı ve Selçuk ilçesinin kent belleklerinde unutulmaz ve bilinçlerden silinemez bir mekanı olmalıdır Sağlık Tren İstasyonu, el ve gönül birliği ile.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Hasan ÇAKALOĞLU