Dr. Çağatay Üstün’ün Mototrenlere Değin O Güzel Yazısının Anımsattığı (*)
Demiryolu ile ulaşımda “hız ve konfor” konusu, ta cumhuriyet demiryolculuğunun kuruluşundan beri konuşulup, tartışılmıştır. Kurtuluş Savaşı içinde, kendisi ve yanındakileri cepheye taşıyacak trenin “daha hızlı” gitmesini isteyen Mustafa Kemal‘e, ulusal demiryolculuğumuzun kurucu Genel Müdürü Behiç Erkin‘in, “Demiryolunun daha hızlı gitmeye uygun olmadığını, katarın gidebildiğinden daha hızlı yürütülmesi durumunda raydan çıkabileceğini” belirterek karşı çıktığı günlerden başlar. (Bkz.: Ölümünün 40. Yılında Ulusal Demiryolculuğumuzun Kurucusu Behiç Erkin, Demirağlardan Örümcek Ağlarına içinde)
Tarihin tozlu sayfalarını araladığınız zaman ancak gerçeklerle yüzleşmek mümkündür. Kimi zaman belli bir konu hakkında sanki ilkmiş ya da daha öncesi olmamış gibi düşünebiliriz. Bir süre sonra tarihi araştırmış birisinin aynı konu hakkındaki bir bilgisi ile uyanıldığı zaman hata yapıldığı anlaşılır. Aynı demiryollarımızın geçmişinde unutulmuş bir gerçeğin hatırlanmadığı gibi…
Anadolu’da ilk demiryolu hattının başlangıç noktası olan, İzmir ilinin kültürel miraslarından biridir Alsancak Gar. Hem bir ilk olması, hemde kademe kademe gelişerek, ekonomi ve şehir planlaması alanlarında çok önemli bir rol oynamasıyla ön plana çıkar. Bu zamana kadar bazı araştırmacıların konusu olmuştur İzmir-Aydın hattı. Benim anlatacaklarım ise, rahmetli dedem Ömer Razi Sümerli’nin, özellikle, Alsancak gar ve İzmir içi istasyonları ile ilgili bana anlattıklarıdır
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR, 22 Temmuz 2004 tarihinde meydana gelen Pamukova “hızlandırılmış tren” kazasının 7. yıldönümü dolayısıyla demiryolu ulaşım politikaları üzerine yaptığı yazılı açıklamada; ulaştırma ana planının bir an önce hazırlanmasını, demiryolu taşımacılığının özelleştirilmesi için hazırlanan kanun taslağının geri çekilmesini, performansa dayalı hizmet üretiminden vazgeçilmesini de içeren bir basın açıklaması yaparak, ülkenin kentlerin geleceğini etkileyen projelerde üniversitelerin meslek odalarının görüşlerinin alınmasını talep etti.
Osmanlı döneminde Haydarpaşa Geniş bir çayırlıktı. Bu çayırlıktan geçen ve iki yanında ulu ağaçların yer aldığı dere bugün kapalı olan Et Balık Kombinasının bulunduğu yerde denize dökülürdü. Dönemin nice büyük aşkları da bu çayırda tomurcuklanmıştı. O zamanlar henüz otomobil dünyaya gözlerini açmamış olduğundan kupa, landon, fayton gibi atlı arabalarla çayıra gelen hanımlara fesli, redigotlu İstanbul efendileri çapkın bakışlar atar, gözlerin flörtünden doğan aşklar daha sonra mektup alıp vermelerle, yemyeşil çayırlar üzerinde tenhalarda kuytularda gizli buluşmalarla sürüp alevlenirdi.
Bosna’da ilk demiryolu Osmanlı döneminde demiryolu 1872’de Banja Luka-Dobrlinja arasında İstanbul-Viyana hattının bir parçası olmak üzere inşa edilmişti. 101 km.lik bu hat standart genişlikteydi. 1878 Berlin kongresi ile Bosna’yı ele geçiren Avusturya_Macaristan imparatorluğu derhal demiryolu inşaatlarına başladı. Kurulan demiryolu işletmesi Avusturyalı sivil ve askeri personel tarafından yönetiliyordu.
Cumhuriyet, demiryollarıyla kanatlandı. Demiryolculuğun çelik tekerliğinin kanatlarıyla Anadolu’nun her köşesine konmaya başlamıştı Cumhuriyet. Elbette Trabzon’a da konacaktı, Antalya’ya da… Cumhuriyetçiler böyle planlamışlardı ve hedeflerine ulaşacaklardı. Cumhuriyetçilerin düşledikleri ve planladıkları demiryolu ağı, gerçekleştirebildiklerinden çok daha gelişmiş, karmaşık, birbirine sıkı sıkıya bağlı, bağlantılı bir demiryolu ağıydı.
Haydarpaşa Gar’da tren teşkil memurlarının (manevracı) çalışma koşullarının sağlık sorunlarına olan etkisine dair bakış açılarını belirlemek üzere 2007 yılında Dr. Elif ALTUNDAŞ, Dr. Gül ARSLAN, Dr. Ziya AKINGÖL Dr. Neslihan YAZICI, Dr. Armağan VAROL, Dr. Can TURAN, Doç. Dr. Sibel KALAÇA’dan oluşan bir ekip tarafından çalışma yapılmıştır.