Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

İstanbul Çevre Düzeni Planı ve Çevreye olan etkileri-Yrd. Doç.Dr. Gökhan Günaydın

(yorumlar kapalı)

19 uncu yüzyılda dünya üzerinde yalnızca iki büyük kent bulunurken bu sayı 20 inci yüzyılın başlarında 17, ortalarında ise 86’ya yükselmiştir. 21 inci yüzyılın başında büyük kent sayısı 387’ye ulaşmıştır. Bu bağlamda İstanbul, dünyanın sayılı metropolleri arasındadır.

Dünyada artan büyük kent sayısı, kırsal nüfusun kentsel kademelenme hiyerarşisinde "daha" büyük kentlere doğru yönelmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. 1970’lerde dünya nüfusunun 2/3’si kırsal alanda yaşarken, bu oran 1950 yılında %50’ye düşmüştür. 2020 yılına kadar dünya kırsal nüfusunun %44’e ineceği öngörülmektedir.

 kdBu sosyo politik ve ekonomik değişim, uzun yıllar boyunca "kırın itmesi—kentin çekmesi" temelinde açıklanmaya çalışılmıştır. Kırsal alanda ekonomik faaliyetlerin çeşitliliğinin azlığı ve yaratılan katma değerin düşüklüğü yanında fiziksel ve sosyal altyapı yetersizlikleri "itme" olgusunun gerekçelerini oluştururken, buna karşılık kentsel yaşamın sunduğu olanaklar "çekme" hanesine yazılmıştır.

Kolayca fark edileceği gibi bu açıklama, iradi bir tutum değişikliği üzerine temellendirilmektedir. Ancak Samir AMİN’in öngörüsü temelinde "azgelişmiş / gelişmekte olan çevre ülkelerinde 4 milyar köylünün gerçekleştirdiği tarımsal üretimin 40 milyon metropol tarım işletmesi tarafından üstlenileceği yeni düzen" için oluşturulan tarım politikaları, merkezden çevreye yapılan müktesebat transferi kapsamında makro ve mikro ekonomi — standart – bilgi – teknoloji – yönetim – eğitim ve nihayet ideoloji boyutunda çevrede oluşturulmakta, böylece kırdan kente göç olgusu iradi bir temelden çıkarak ekonomi politiğin zeminine oturmaktadır.

Yukarıda sunulan çerçeve, bu çalışma kapsamında gerçekleştirilecek İstanbul Çevre Düzeni Planı tartışmaları için uygun bir yaklaşım sunmaktadır. Çünkü İstanbul Çevre Düzeni Planı, bir taraftan Türkiye’de kırsal yaşamdan koparılmış eski köylü nüfusun yarattığı göç baskısını karşılamaya çalışırken, diğer taraftan "yarışan kentler – yarışan yerellikler" olgusu çerçevesinde merkezi kapitalist sermayenin gereksinimlerine ortaklık ilişkileri içinde en uygun yanıtlar sunmaya çalışan periferi sermayenin mekan — kaynak istemlerine çözüm sunma çabası içindedir. Bu çaba, doğal kaynakların (toprak, su, hava ..) ve hatta insan kaynağının giderek bir üretim faktörü niteliğine dönüştüğü ve bunun için organize edilip planlandığı bir üretim ortamı yaratma amacına odaklıdır.

Bildirinin tamamını indirmek için lütfen tıklayınız.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Yrd. Doç. Dr. Gökhan Günaydın-ZMO Başkanı