yağmura rağmen emekçiler Kadıköy’de
06.04.2008 tarihinde SSGSS yasa tasarısında Hükümütle mutabakatımız yok diyen binlerce emekçi yağan yağmura aldırmadan 12.00 ila 17.00 saatleri arasında Kadıköy’de SSGSS yasa tasarısını ve Mutabakatımız var diyen Konfederasyonları protesto ettiler.
KESK’ e bağlı sendikalardan Eğitim-Sen herzaman olduğu gibi yoğun katılım sağlamıştı. Diğer Kamu çalışanı sendikalarından SES, BTS, Haber-Sen ve Yapıyol-Sen alanda yerlerini almıştı.
BTS de örgütlü olan veya Demard üyesi bulunan ve çıkacak olan SSGSS yasa tasarısı ile yıpranma hakları elinden alınacak olan ve geçtiğimiz günlerde "yıpranıyoruz" diye 12.30 ila 17.00 arası iş bırakan makinistlerden yalnızca 2 si Kadıköyde alana çıkarak seslerini yükselttiler.
İstanbul Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu tarafından Meclis’te görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasına karşı yapılan mitinge çoğunluğu İstanbul ve bölge illerinden gelen 30 binin üzerinde emekçi katıldı. Emekçileri ağır hak gaspları ile karşı karşıya bırakan yasanın geri çekilmesinin istendiği mitingde genel grev ve direniş çağrıları öne çıktı.
Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin pek çok ilinden gelen emekçiler ile halkın sağlık ve sosyal güvenlik hakkına sahip çıkanlar bugün Kadıköy’de buluştular. Pazar günü yağmur yağacağı günler öncesinden bilinmesine ve toplanma saatinden birkaç saat önce yağmurun kenti esir almasına rağmen binlerce emekçi öğle saatlerinden itibaren buluşma yerleri olan Tepe Nautilus ve Numune Hastanesi önünde toplanmaya başladı.
Saatler geçtikçe kalabalıklaşan kitle 14.30’da mitingin yapılacağı Kadıköy İskele Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. On binlerce kişinin sıralandığı miting kortejlerinin alana girişi saatleri buldu.
Sendikaların, sol örgüt, yapı ve partiler ile gençlik örgütlerinin tamamının alana ulaşmasının ardından miting programı başlatıldı.
Mitingin tertipleyicisi İstanbul Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu adına Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey yöneticisi Ali Çerkezoğlu bir konuşma yaptı. Konuşmasında hükümeti uyaran Çerkezoğlu AKP’lilere "İleride vebalini ödeyemeyeceğiniz piyasacı ve yoksullaştırıcı yasaları çıkarmaktan vazgeçin" diye seslendi. Dünyanın her yerinde güvencesizliğin ve kuralsızlığın kural haline getirilmeye çalışıldığına değinen Çerkezoğlu Türkiye’de de bu doğrultuda yasalar çıkarıldığını, SSGSS’nin ardından emekçilerin kıdem tazminatlarını gasp eden, bölgesel asgari ücret ve kiralık işçilik getiren paketin "mutabakat" havası verilerek geçirilmek isteyeceğini söyledi.
Bazı sendikal odakların AKP’nin arka bahçesi haline geldiğinin altını çizen Çerkezoğlu yasada yapılan değişikliklerin kozmetik değişiklikler olduğunu, çıkarılmakta olan yasanın yüzde birinde bile mutabık olmadıklarını ve emekçilerin artık bu numaraları yutmadığını söyledi.
"Bu yasayı uygulayanlara Türkiye’yi ve dünyayı dar etmek için elimizden geleni yapacağız" diyen Çerkezoğlu yasanın sorunları derinleştireceğini, sorun çözülmek isteniyorsa sistemin yolsuzluklardan arındırılması, emekçilerin kayıt dışı ve sigortasız çalıştırılmasının önlenmesi ve sigorta kurumlarında biriken paraların ucuz faizlerle sermayeye verilmesinin sonlandırılması gerektiğini söyledi.
Dün Tayip Erdoğan’ın söylediği "bu yasaya sadece solcular karşı çıkıyor" sözlerini de yanıtlayan Çerkezoğlu "Evet bu yasaya solcular karşı çıkıyor, emekli aylıklarının düşürülmesine, emekliliğin zorlaştırılmasına solcular karşı çıkıyor. Ama tek başlarına değil. Sendikalar, odalar, aydınlar ve halkla birlikte karşı çıkıyorlar" dedi.
AKP’nin yasanın ve sonuçlarının hesabını vermek zorunda kalacağını belirten Çerkezoğlu toplumun vicdanında müebbede mahkum olan bu yasanın geri çekilmesi gerektiğini söyledi.
Bu durumun merkezi örgütlere yeni ve ağır sorumluluklar yüklediğini söyleyen Çerkezoğlu "Yeniden Ankara’nın yollarını aşındırmanın, yeniden genel grevin ve direnişin zamanıdır" dedi.
Merkez örgütler adına kitleyi selamlayan Gençay Gürsoy, AKP’nin sosyal devlet ilkesini çiğneyerek anayasal bir suç işlediğini, yapılan mitingin AKP hakkında bir suç duyurusu olduğunu söyledi. Artık sözün bittiğini dile getiren Gürsoy genel grev ve direniş çağrısında bulundu. Gürsoy söylerini "Siz de söylüyorsunuz zaten şartel iner bu iş biter" diyerek noktaladı.
Mitingde Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer ve eyleme katılan Türk-İş’e bağlı sendikalar adına Harb-İş Anadolu yakası Şube Başkanı Hüseyin Över de bir konuşma yaptı.
SSGSS’ye Karşı Kadın Platformu adına bir konuşma yapan Meriç Eyüboğlu kadınların SSGSS’ye itirazlarını ve karşı taleplerini anlattığı konuşmasında "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısına kadınların da itirazı var!
Bu yasa hazırlanırken emek örgütlerinin taleplerine kulaklar tıkandı. Bu yasa hazırlanırken kadınların sözüne ise hiç kulak verilmedi. Ne yasa hazırlanırken, ne de yasada kimi tadilatlara gidilirken kadınlar bir taraf olarak muhatap alınmadı.
Oysa bu yasa kadınları birey olarak görmüyor.
Bu yasa kadınların toplumdaki eşitsiz konumlarını yok sayıyor.
Bu yasa kadınları babasına, kocasına bağımlı, onların himayesi altında varlıklar olarak değerlendiriyor.
En önemlisi bu yasa…. kadınların emek verdikleri ve karşılığını alamadıkları eviçi emeklerini yok sayıyor..
Oysa bu hizmetler kadının boynunun borcu değildir.
Çocuk, yaşlı, hasta bakımı ve ev işleri… bu hizmetlerin büyük çoğunluğu kamunun, işverenin ve erkeklerin yapması/üstlenmesi gereken ama yapmadığı/ üstlenemediği işlerdir.
Bu yasa kadınların yaptığı karşılıksız işleri görmediğinden; kadınları sonsuza kadar ev işlerini ve bakım hizmetlerini yapmaya mecbur kılıyor.
Bu yasa önümüzdeki günlerde tartışılmaya açılacak istihdam paketiyle birlikte değerlendirilmelidir. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, kadınlar için özel önlem getirilmemesi ve kreş, emzirme odası gibi işveren yükümlülüklerinin ortadan kaldırılması kadınların iş yaşamına katılımının önüne yeni engeller getirecektir. İstihdam paketinin de kadınların taleplerini görmezden gelinerek hazırlanıyor olması, kadınlar için sosyal güvencesizliği ve sağlık hizmetlerinden yararlanamamayı mutlaklaştıracaktır. Yasa bakım hizmetleri ile ilgili bir adım atmaya gerek görmeden hatta mevcut hali dahi geriye götürerek kadınları aileye mahkûm etmektedir.
Bu yasa neoliberal politikalarla zaten ezilen, sömürülen milyonlarca çalışan kadın/emekçi kadın için de yıkım getirmektir. Kadın işçilerin ağırlıkla sigortasız, güvencesiz ve kayıt dışı çalıştığı bir ülkede bu yasanın anlamı; kadınların çalışsa da; sağlık hakkından da, sosyal güvenlikten de yararlanamayacak olmasıdır. Bu yasa ile kadın emeği daha da değersizleşecektir.
Bu yasa kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizlikleri doğalmış gibi sunmaktadır. meclisten çıkarsa; kadınların aile içindeki ezilmelerini ve güvencesizliğini pekiştireceği için son yıllarda kadınların eşitlik yolundaki Medeni Kanun, TCK’da gibi kimi kazanımlarının kullanılmaz hale gelmesine de yol açacaktır. Kadınların, bu yasa aracılığı ile erkeğe bağımlılıklarının pekiştirilmesi, kadına yönelik aile içi erkek şiddetinin sistematik olarak artmasını da getirecektir.
Bu yasanın tamamında kadınlara söylenen ana söz "Haydi Kadınlar Evlere" sözüdür.
Yasanın kadınlara gösterdiği bu yola dolayısıyla bu yasaya esastan itirazımız var.
Tadilat yetmez.
Bu yasa emzirme parasının, cenaze parasının arttırılması ile düzelmez. Yasanın hem tüm çalışanları ilgilendiren temel parametrelerinin hem de erkek egemenliği üzerine kurulu yapısının esastan değişmesi gerekiyor.
Bizler;
Ev içindeki karşılıksız emeğimiz ortadan kaldırılıncaya dek kadınların evdeki çalışmalarının hesaba katılmasını istiyoruz.
Yani eşit uygulamalar değil, eşitlik sağlanana ve ev içi ilave emeğimiz kalmayana kadar kadınlar için geçici özel önlem istiyoruz. Kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz..
Bütün kadınlar evde çalıştıkları için; ücretli çalışan kadınlar için cinsiyete dayalı yıpranma payı ve buna bağlı kadınlara erken yaşta, erken hizmet süresinde ve düşük primle emeklilik hakkı verilmesini istiyoruz.
Evde ücretsiz çalışan kadınlar için sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı istiyoruz.
Ayrıca bu yasa ile sosyal güvenlik kapsamı dışında kalmaya devam eden ve dışına çıkarılan çoğunluğu kadın olan ev eksenli çalışanlar, gündelikçiler, tarım işçileri, ücretsiz aile işçisi, geliri asgari ücretin altında olan kadınlar için; çalışma süreleri ve çalışma yerlerine bakılmaksızın sosyal güvenlik hakkı istiyoruz.
Sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesine itirazımızı aynı zamanda bir kadın kurtuluş talebi olarak da tekrarlıyoruz. Çünkü sağlıkta katkı payı ve sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesi, bu hizmetlere herkesin erişebilmesini engeller. Birçok sağlık ve bakım hizmeti ev içinde çözülmeye çalışılır. Yani kadınların ev içi köleliğinin koşulları ağırlaşır.
AKP Hükümeti, kapitalizm ve erkek egemenliği işbirliğini bir kez daha yasallaştırıyor. Kadınlara "en az 3 çocuk doğurun" tavsiyeleriyle güçlendirilerek kadınların ezilmesi ve sömürülmesi kalıcı hale getiriliyor. Kadınların evlere hapsedilmek istenmesine hayır diyoruz.
Kadınların "ev kadını", "anne" ve "eş" kimliğini ve görevlerini kalıcılaştıran, kadınlara iş yaşamının önünü kapayan ve emekliliği hayal haline getiren bu yasaya esastan itirazımız var!
Ve son olarak tekrarlıyoruz.
Haydi kadınlar Sokağa, Eyleme, Özgürleşmeye
Tadilat yetmez! Geri Çekilsin!"
Yapılan konuşmaların ardından Grup Yorum’un söylediği parçalar eşliğinde halaylar çekildi.
Yürüyüş ve miting boyunca sık sık "Şartel inecek bu iş bitecek, Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek ve AKP yasanı al başına çal" sloganları atıldı.
Polisin Tayyip kuklasına tahammülsüzlüğü Halkevleri kortejinde taşınan Tayyip Erdoğan kuklası nedeniyle polis üç Halkevciyi gözaltına almaya çalıştı. Miting alanına girdikten sonra takip ettikleri Halkevi üyelerini alandan çıkarken gözaltına almaya çalışan polis, kürsünün ve miting katılımcılarının girişimleriyle serbest bıraktırıldı.
Eylemde taşınan kuklada Tayyip Erdoğan’a, emekçilerin sağlık ve sosyal güvenlik haklarını gasp ederek halkı ölüme mahkum ettiğini anlatmak için "Çığlık" filmindeki katil kostümü giydirilmişti.
Mitingden izlenimler
– Kendi programlarında olan İstanbul eylemini iptal ederek eylemlerini Platformun mitingiyle birleştiren Eğitim-Sen üyeleri mitingin en kalabalık kitlesini oluşturdular.
– AKP ile yasa konusunda "mutabık olan" ve yasa Meclis’te görüşülürken yapılan eylemlerin ciddiyet ve inandırıcılığını yitireceğini söyleyen Türk-İş Genel Merkez yönetimine rağmen Türk-İş’e bağlı Yol-İş, Harb-İş, Petrol-İş, Tümtis, Hava-İş, Tez-Koop İş, Haber-İş ve Basın-İş sendikalarının mitingde kitlesel bir şekilde yerlerini aldığı görüldü.
– DİSK kortejinde Birleşik Metal İş Sendikası kalabalık, Emekli Sen ve Dev-Sağlık İş ise canlı kortejleriyle dikkatleri çekerken Nakliyat-İş, Genel İş, Sine-Sen ve Genç-Sen de DİSK kortejindeki yerlerini aldılar.
– KESK pankartının arkasında ise Eğitim-Sen, SES, Kültür-Sanat Sen, BES, Tümbel-Sen, Tarım Orkam-Sen ve Tekstil-Sen üyeleri yürüdüler.
– Eczacı Odaları üyelerinin kitlesel şekilde katıldığı mitingde, Tabip Odaları ile Mühendis ve Mimar Odaları da yerlerini aldılar.
– Eyleme sol örgüt, yapı ve partilerin de kitlesel bir şekilde katıldığı gözlendi. Eyleme "Müşteri Değil Halkız" pankartıyla katılan Halkevleri renkli ve kalabalık kortejiyle alandaki yerini aldı. EMEP, Yurtsever Cephe, HÖC, BDSP, ESP ve DDSB kortejleri de kitlesellikleri ile dikkat çekti.
– Kentsel dönüşüme karşı barınma hakkı mücadelesi veren Başıbüyük Mahallesi halkı da "Evlerimizi yıktırmayacağız, sağlığımızı sattırmayacağız" pankartıyla eyleme katıldılar.
Sendika.Org-İstanbul
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu.com