Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Haydarpaşa’nın Son Halvet Günü

(yorumlar kapalı)

elms-mustafa-duygun.jpgTrenlerin çalışacağı son gündü. Fatih ekspresi ile gidecektim. Eskişehir’in Kırmızı Toprak mahallesinde ki evimden istasyona gitmek için yola koyuldum. Gece saat 01. 50 sularıydı. Hava çok sertti ısı sıfırın altında -10 dereceye yakındı. Kütahya caddesini geçip, Porsuk üzerindeki Porsuk-5 köprüsünü atlayıp Tülomsaş önünden, Zübeyde hanım hastanesi yanından, müze ve eğitim merkezi binasını takiben elimde çantamla gara ulaşacaktım.

On, on beş yıl önce, makinist olarak aynı yoldan giderdim. Kütahya Caddesi: Basın Şehitleri caddesi, eski demir köprü: Porsuk-5 köprüsü, ELMS: Tülomsaş, Demiryolu hastanemiz: Zübeyde hanım hastanesi, Şube Şefliği: Demiryolu Müzesi, iki yıl okuduğum Demiryolu Meslek Lisesi: Eğitim merkezi olmuştu.

Tek değişmeyen, Ulaştırma bakanı gelecek, kargalar perona pislemesin diye, temizlik işçisinin elindeki boş tenekeye sopayla vurup gürültü çıkartıp kovaladığı kargaların mesken tuttuğu çok büyük ve yaşlı atkestanesi ağacıydı.

Basın şehitleri caddesinde kenara bırakılan iki kişilik eski kanepe, yola fırlayan jant kapağı, köprünün başında elinde telefonla konuşan gece çöpçüsü gecenin yalnızlığını paylaştığım figürlerdi. Tren on beş dakika tehirli olarak geldi. Hüzünlüydü. Yolcularda buruktu. Kapanacaktı Haydarpaşa sevgili trenlerine. Herkes farkındaydı.

haydarpasa-mustafa-duygun.jpgPamuk ovada başlayan kar ve tipi Haydarpaşa ya kadar devam etti. Yolcular el saldı içlerinden hüzünle trene ve sevgilisi Haydarpaşa’ya Deniz kabardı, martılar çığlık çığlığa, Şirketi Hayriye’nin vapurları buruk çaldı düdüğünü, iskele baktı her zaman yanında olan heybetli arkadaşı Haydar paşaya, Tur-Yol motorları şaşırdı gelişler gidişler nerde diye. Büfeciler yolcu aradı küçük suyu bir liraya satmak için. Yankesiciler işsiz kaldı, şaştılar yolcular trenler nerede diye. Kar tanecikleri ağlaştı Haydar paşanın çatısına dokunurken, Haydarpaşa alırdı tüm trenleri koynuna bir sevgili gibi, gönderirdi onları Anadolu’ya tekrar dönsünler diye. Dönerlerdi tüm trenler ona. Ayırdılar iki sevgiliyi. Şair demiş ayrılıklarda sevdaya dahil diye bu ayrılık başka bir ayrılık, asla bir daha görüşmemek. Son trende terk edecek az sonra Haydar paşayı sessizlik ve yalnızlık.

Olacak belki Sümbül ağa otel yada, Gül ağa rezidans. Sevgilileri tüm trenleri elinden alınınca hadım edilmişti Haydarpaşa…

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Mustafa Duygun