Haydarpaşa Gar Olmadan Olur mu?
1903 yılında hizmet vermeye başlayan Haydarpaşa Limanı ve 1908 yılında hizmet vermeye başlayan Haydarpaşa Gar binasının da içinde bulunduğu yaklaşık 1 milyon m2 lik kamusal alan için TCDD’ye gelir getirici imar planları hazırlanmak üzere 2007 yılında TCDD ve İBB arasında bir protokol imzalanmıştır.
TCDD’nin elindeki tüm limanların özelleştirme kapsamında satışı/devri planlanırken, Haydarpaşa Limanı özelleştirme dışında bırakılarak dönüşüme tabi tutulmak üzere işlevsizleştirilme uygulamaları devreye sokulmuştur.
Haydarpaşa Limanı lojistik bakımdan yetersiz olmadığı gibi Marmara Bölgesinin birinci, ülkenin üçüncü büyük limanıdır. Ülke ihracatının % 50’si bu limandan gerçekleştirilmekteydi. Haydarpaşa Limanının 2006 yılındaki geliri 59,9 milyon dolardı. Trakya bölgesinin kargo gereksinmelerinin büyük bölümünün Haydarpaşa Limandan karşılanmaktaydı.
Dokuzuncu Kalkınma Planında(2007-2013) “Başta İzmir yöresi, Marmara ve Akdeniz olmak üzere, liman kapasiteleri artırılacaktır….., dünya sıralamasında 18. sırada yer alan Türk Ticaret Filosu, son yıllarda 24.sıraya gerilemiştir…”denilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile BİMTAŞ’a bağlı İstanbul Metropolitan Planlama Bürosu raporunda, “Haydarpaşa limanının her hangi bir nedenle devre dışı kalması sadece İstanbul için değil, bölge ve ülke açısından ciddi riskler taşımaktadır” tespitlerinin yapıldığı bir durumda Haydarpaşa limanını kapatmanın kamu yararı açısından doğru bir uygulama olmadığı aşikardır.
TCDD bünyesinde 1975 yılında 66,446 personel istihdam edilmişken bu sayı 1996 yılında 44,958’e gerilemiştir. 1983 yılında TCDD’nin giderleri arasındaki personel payı %43 iken 1996 yılında %29’a gerilemiştir. Bu hem daralan istihdam ve 12 Eylül 1980 darbesi sonucu ücretlerde yaşanan gerileme ve hak kayıplarındandır. Yine 1983-1996 arası dönemde TCDD’nin gelirlerinin giderlerini karşılama oranı 1983 yılında %99,8 iken 1996 yılında %37’ye düşmüştür. Personel sayısındaki azalmaya rağmen personel başına düşen taşıma oranları ise 1980 yılında Yük Trenlerinde 188,8 iken 1996 yılında 330.3 ton’a Yolcu trenlerinde personel başına düşen yolcu 1.812 den 2.005′ adet yolcuya yükselmiştir. Aynı dönem yani 1983-1996 yılları arası TCDD Giderleri içinde Faaliyet dışı giderlerin (faiz ödemeleri) payı ise %9’dan %41’e yükselmiştir.
Yukarıda vermiş olduğumuz rakamlarda da görüleceği üzere personel sayısındaki azalmaya rağmen personel verimliliğindeki artış TCDD’nin aktüeryal dengesindeki bozulmayı engelleyememiştir. Çünkü TCDD özel banka ve kredi kuruluşlarına yüksek faizle borçlandırılmış bu nedenle de faaliyet dışı giderleri kurumu içinden çıkılamaz bir borç batağına itmiştir.
TCDD’yi içine düştüğü bu durumdan kurtarmak için Dünya Bankasından alınan kredi ile 1995 yılında yine bir Dünya Bankası kuruluşu olan Booz-Allen Hamilton Firmasına bir etüd çalışması yaptırıldı. Firmanın hazırladığı “TCDD’nin Yeniden Yapılandırılması” adlı raporda TCDD’nin 1996 yılında 44,958 olan personel sayısının 2005 yılına kadar %50 azaltılarak 20,250’ye düşürülmesi bu amaçla Fabrikaların Limanların Hastanelerin elden çıkarılması isteniyordu. 2011 yılına gelindiğinde TCDD bünyesindeki personel sayısı 32,802 ye gerilemiştir.
Her ne kadar Booz-Allen Hamilton firmasının öngördüğü personel sayısına inilememiş ise de TCDD elindeki Sivas, Eskişehir ve Yakacık hastanelerini devir yolu ile yine elindeki yedi adet Limandan Derince, Mersin, Samsun ve Bandırma Limanlarını özelleştirme yolu ile elden çıkardı. İzmir Limanın özelleştirme yolu ile satış süreci devam etmektedir. Haydarpaşa Limanı ise Haydarpaşa gar ile beraber elden çıkarılması planlandığı için düşük kapasite ile çalıştırılmaktadır. Haydarpaşa Limanın 2007 yılı Yükleme ve boşaltma tonu 3.928.000 ton iken 2011 yılı yükleme ve boşaltma işlem hacmi 1.898.000 tona düşmüştür. TCDD Liman özelleştirmelerini yapmadan önce 2007 yılında Limanların toplam geliri 324.297.886 TL iken Mersin, Samsun ve Bandırma Limanlarının elden çıkmasından sonra 2011 yılı Liman gelirleri 255.187.575 TL’ye düşmüştür.
Yapılan Liman özelleştirmeleri, Personel sayısındaki azalma ve devletten alınan sübvansiyonlardaki % 100 artışa (2007 yılında 563.086.367 TL 2011 yılında 1.016.210.917 TL) rağmen TCDD’nin zararı 2007 yılında 630.266.880 TL iken 2011 yılında 733.327.389 TL’ye yükselmiştir.
İstanbul’un iki merkez garından biri olan Haydarpaşa Gar binası ve Liman alanı 2005 yılından buyana Anayasa ve evrensel hukuk kurallarına aykırı yasalar, yönetmelikler, kararnameler, planlar, projelerle Haydarpaşa Garı ve çevresi, asli işlevlerinden, trenlerinden ve vapurlarından, kısacası halktan kopartılarak, kasıtlı bir yalnızlığa ve bakımsızlığa mahkum edilmeye akabinde de sermayenin kullanımına aktarılmaya çalışılmıştır.
Kamusal bir alanın halkın elinden kopartılmasına karşı kurulan Haydarpaşa Dayanışması Sokak ve hukuk mücadelesini inatla sürdürmektedir. Gar ve Liman sahasının dönüşümü için hazırlanan ilk plana yapmış olduğu itiraz ile söz konusu alan için “kentsel ve tarihi sit alanı” kararının çıkartılmasını sağlamıştır.
Kentsel ve Tarihi Sit Alanı olan bu kamu alanı için hazırlanan sözde koruma amaçlı nazım imar planı ile Haydarpaşa Gar binasına TCDD, Konaklama ve Kültür fonksiyonu verilerek bina otele çevrilmek istenmiştir. Bir milyon m2 lik alana ise kültür ticaret konaklama, limana ise kurvaziyer liman fonksiyonu verilerek rantsal dönüşüme altlık hazırlanmıştır.
Söz konusu plana yargıda yapmış olduğumuz itirazlar sonucu ilk aşamada mahkeme lehimize karar vermiş olup, temyiz aşaması sürmektedir.
Haydarpaşa Garı 28 Kasım 2010 günü dünyanın gözü önünde, TCDD’nin Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın raporlarına dahi yansıyan bir dizi tedbirsizlik, özensizlik, sorumsuzluk ve ihmal sonucu yanmış ve ciddi hasar almıştır” denildi.
Yangın sonrası hazırlanan restorasyon projesinde de binaya çatı katında ticari fonksiyon verilmiş, ticari fonksiyona müşteri erişimi için binaya ilave asansör ve yükler eklenerek şark kurnazlığı yapılmak istenmiştir.
Restorasyon projesinin uygulanması için yapılan ihale sürecinin tamamlanmasının ardından inşaat ruhsatı için Kadıköy belediyesine yapılan başvuruya belediyenin 1.derece tescilli tarihi esere ilave fiziki yükler eklenmesini doğru bulmayarak ruhsat vermemesi üzerine konu Anıtlar Yüksek Kuruluna taşınmıştır. Anıtlar Yüksek Kurulu, binanın orijinal halinin korunarak onarılmasına karar vermiştir.
Haydarpaşa Gar, İstanbul’un merkez garıdır. Merkez gar olmadan YHT ve konvansiyonel tren işletmeciliği yapabilmenin olanağı yoktur. TCDD’nin inşa etmekte olduğu YHT ve Marmaray projelerinde de Haydarpaşa ve Sirkeci garın işlevini üstlenecek bir gar projesi de bulunmamaktadır. Haydarpaşa’da gar Liman arazileri üzerinde iktidarın rant arzusuna karşı kentli olmanın verdiği hassasiyetle garın ve limanın endüstriyel tarihi işlevini sürdürmesi için inadımız sürmektedir.
NOT: Bu yazı daha önce Demard İzmir Şube Dergisinde yayınlanmıştır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Tugay Kartal