Siz Gıdıgıdı’yı bilirmisiniz?
 Gıdıgıdı Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası işçilerini fabrikaya, iş dönüşü de evlerine taşıyan servis aracına, Sümerbank personeli tarafından, çalışırken çıkardığı seslerden yapılan benzetmeyle takılmış isimdi. Türkiye’de TCDD’ye ait olmayan ve şehir içinde hizmet veren tek özel banliyö treniydi.
Gıdıgıdı Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası işçilerini fabrikaya, iş dönüşü de evlerine taşıyan servis aracına, Sümerbank personeli tarafından, çalışırken çıkardığı seslerden yapılan benzetmeyle takılmış isimdi. Türkiye’de TCDD’ye ait olmayan ve şehir içinde hizmet veren tek özel banliyö treniydi.
 Atatürk, deniz yoluyla ulaştığı liman şehirleri dışındaki her yere trenle giderdi. Demiryolu ile yaptığı uzun yurt gezilerinde kullandığı 2 no.lu servis vagonu zamanla yetersiz kalınca 1935 de Almanya’da (Breslau) bulunan LHV.Linke Hofman-Werke fabrikasına tarihe "Atatürk’ün Beyaz Treni" olarak geçecek bir tren ısmarlandı. Tren pencerelerin altına kadar lacivert üst kısmı beyaz olduğu için "Beyaz Tren" diye söylendi halk arasında.
Atatürk, deniz yoluyla ulaştığı liman şehirleri dışındaki her yere trenle giderdi. Demiryolu ile yaptığı uzun yurt gezilerinde kullandığı 2 no.lu servis vagonu zamanla yetersiz kalınca 1935 de Almanya’da (Breslau) bulunan LHV.Linke Hofman-Werke fabrikasına tarihe "Atatürk’ün Beyaz Treni" olarak geçecek bir tren ısmarlandı. Tren pencerelerin altına kadar lacivert üst kısmı beyaz olduğu için "Beyaz Tren" diye söylendi halk arasında. Maltepe İstasyonunun doğu ucunda km 14+840’dan güneye doğru saparak eski TMO silolarının önünden kıvrılarak geçen demiryolu km 15+799 da Maltepe İskele Şefliğinin üç yollu istasyonuna ulaşırdı. Yol daha sonra iki hat olarak denize uzanan iskele üzerinde km 16+080 de son bulurdu. Günümüze bu demiryolundan hiçbir tarihi yapı intikal etmediği gibi tarihe tanıklık edecek bir fotoğrafta bulunmamıştır.
Maltepe İstasyonunun doğu ucunda km 14+840’dan güneye doğru saparak eski TMO silolarının önünden kıvrılarak geçen demiryolu km 15+799 da Maltepe İskele Şefliğinin üç yollu istasyonuna ulaşırdı. Yol daha sonra iki hat olarak denize uzanan iskele üzerinde km 16+080 de son bulurdu. Günümüze bu demiryolundan hiçbir tarihi yapı intikal etmediği gibi tarihe tanıklık edecek bir fotoğrafta bulunmamıştır. Bu yazımızda çoğumuzun bilmediği hatta fotoğrafını bile görmediği 1930 lu yıllarda Adana-Tarsus-Mersin arasında çalışan "buharlı otomotrisleri" tanıtacağız. Almanya’dan alındığı dönemde Ankara banliyösünde de çalıştırılması düşünülen bu araçlar için Haydarpaşa banliyösünde çalışmasına olumlu referans verilmemiştir.
Bu yazımızda çoğumuzun bilmediği hatta fotoğrafını bile görmediği 1930 lu yıllarda Adana-Tarsus-Mersin arasında çalışan "buharlı otomotrisleri" tanıtacağız. Almanya’dan alındığı dönemde Ankara banliyösünde de çalıştırılması düşünülen bu araçlar için Haydarpaşa banliyösünde çalışmasına olumlu referans verilmemiştir. TCDD 1965 yılında DE 21500 lokomotiflerden 40 adet satın almıştır. Bu serisinden son kalan 21505 nolu lokomotif 2006 yılında Karabük Depo’da ıskat edilmiştir. DE 21500 tipi lokomotifleri yakından tanımanız için genel bilgileri ve kullanma talimatını yayınlıyoruz. Hadi iyi sanal sürüşler.
TCDD 1965 yılında DE 21500 lokomotiflerden 40 adet satın almıştır. Bu serisinden son kalan 21505 nolu lokomotif 2006 yılında Karabük Depo’da ıskat edilmiştir. DE 21500 tipi lokomotifleri yakından tanımanız için genel bilgileri ve kullanma talimatını yayınlıyoruz. Hadi iyi sanal sürüşler.  1970’li yılların ortasında TCDD Sivas Eğitim Merkezinde Seyrüsefer öğretmeni olarak görev yapan Ali Hoca treni "bir veya birkaç çeken araç ile bir veya birkaç çekilen araçtan oluşan iki istasyon arasında sefer yapan lokomotif veya diziler" şeklindeki genel tanımının dışında  "tren eşittir fren" şeklinde belletirdi öğrencilerine. "Fren olmadan tren olmaz" derdi.
1970’li yılların ortasında TCDD Sivas Eğitim Merkezinde Seyrüsefer öğretmeni olarak görev yapan Ali Hoca treni "bir veya birkaç çeken araç ile bir veya birkaç çekilen araçtan oluşan iki istasyon arasında sefer yapan lokomotif veya diziler" şeklindeki genel tanımının dışında  "tren eşittir fren" şeklinde belletirdi öğrencilerine. "Fren olmadan tren olmaz" derdi.  Devlet Demiryollarında yolcu taşımaya mahsus motorlu vagonların ilk defa sefere konuşu 1934 senesine rastlar. Otuz dört kişilik oturma yeri bulunan benzin motorlu bu ilk altı vagondan alınan tecrübe ve memnuniyet üzerine 1935 yılında beş adet dizel motorlu ve 47 kişilik oturma yeri olan motorlu vagon alınmış ve servise verilmiştir. 1938 senesinde ise bunların arkasına bağlı olarak çalıştırılmak üzere beş tane 53 kişilik römork alınmış ve hizmete konmuştur.
Devlet Demiryollarında yolcu taşımaya mahsus motorlu vagonların ilk defa sefere konuşu 1934 senesine rastlar. Otuz dört kişilik oturma yeri bulunan benzin motorlu bu ilk altı vagondan alınan tecrübe ve memnuniyet üzerine 1935 yılında beş adet dizel motorlu ve 47 kişilik oturma yeri olan motorlu vagon alınmış ve servise verilmiştir. 1938 senesinde ise bunların arkasına bağlı olarak çalıştırılmak üzere beş tane 53 kişilik römork alınmış ve hizmete konmuştur. Çocukluğumuzda en keyif aldığımız olaylardan biri idi Çarşamba treni ile seyahat. Genellikle Pazar günü İstasyon’dan binerdik bu dar hatlı trene. Yaz aylarında bazen Derbent durağında bazen de Kirazlık durağında iner ve denize giderdik. Samsun-Çarşamba arası tren ile 38 km. idi. Dümdüz bir hatta ağaçlar arasında seyahat edilirdi. Çarşamba’ya kadar gittiğimiz ancak birkaç kezdir.
Çocukluğumuzda en keyif aldığımız olaylardan biri idi Çarşamba treni ile seyahat. Genellikle Pazar günü İstasyon’dan binerdik bu dar hatlı trene. Yaz aylarında bazen Derbent durağında bazen de Kirazlık durağında iner ve denize giderdik. Samsun-Çarşamba arası tren ile 38 km. idi. Dümdüz bir hatta ağaçlar arasında seyahat edilirdi. Çarşamba’ya kadar gittiğimiz ancak birkaç kezdir.