Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Çalışınca oluyor(muş)!

(yorumlar kapalı)

Yerel yönetim harikalarından bir örnek; "Kocaeli Büyükşehir Belediyesi"!

Merkezi idarelerden nispeten farklılık taşıyan yerel yönetimler, halk tarafından seçilirken en çok değerlendirme konusu yapılan, altyapı, su ve ulaşım sorunlarıdır. Belediyelerin bu konuda neler yapıp yapmadığı, bir yolla yerellerdeki halk tarafından takip edilip, seçim dönemlerinde değerlendirmeye alınır.

Bu madalyonun bir yüzüdür. Diğer yüzünde ise, farklı konular değerlendirme konusu olmaktadır. Bu konuların başında yerel yönetimin muhatap olduğu il, ilçe, beldenin spor kulüplerine, pardon "futbol" kulüplerine olan ilgi gelir. Genelde belediye başkanları muhatap oldukları bölgenin en büyük futbol kulübünün başkanlığını da yaparlar. Bir diğer konu ise, park, bahçe düzenlemeleridir. Yerel yönetimler gözlere hitap etmek için, olur olmadık her yere iki tane fidan dikip, meşhur birinin adını vererek parklar kondururlar. Bir de bunun reklam yönü vardır ki, bu konuda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yönetimi dillere şenliktir.

 

"Çalışınca oluyor(muş)"

Böyle demektedir Kocaeli Büyükşehir Belediyesi… Nerde demektedir derseniz; buldukları her köprüde, bina cephelerinde, ilanlarında, sitelerinde. Yani kısacası Kocaeli sınırına girdiğiniz andan itibaren "gözünüze sokulmak istercesine" her yerde devasa büyüklüklerde "çalışınca oluyor" yazısını görürsünüz.

Tabi belediyelerin çevre temizliği ile ilgili yasal sorumlulukları da vardır. Çevreyi kirletenlere ceza kesilir belediyelerce! Tabii ki bir belediyenin; şehrin her yerine astıkları, yazdıkları "çalışınca oluyor" sözlerinin ve bol reklamlı görüntü kirliliğinden başka hiçbir şey ifade etmeyen reklam pankartlarının cezasını "kendisine" kesmesini hiç kimse beklemez herhalde! Beklemeye beklemez ama böyle bir yönetim zihniyetinin, vatandaşı "çevreyi kirletiyorsun" diye suçlaması da, hani amiyane ifade ile "abesle iştigal" olur herhalde!

Neyse, konumuza dönmek gerekirse, son dönemdeki yerel yönetim zihniyeti ve bu zihniyetin bağlı bulunduğu siyasi irade, "yerelleri yönetme" konusunda, madalyonun diğer yüzünü seçmiştir. Bu konuda da Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesini dahi solda sıfır bırakmış durumdadır.

Şehrin her yeri kazı alanına çevrilmiştir. Battı-çıktı kavşaklar, köprülü kavşak inşaatları hızla devam etmektedir. Kocaeli’ye İstanbul yönünden gelip de E-5’den giriş yapmak isterseniz haliniz haraptır, çünkü Kocaeli’nin girişi kazı alanına dönmüştür. Ama siz siz olun, bu hatayı yaparsanız, hiç kızmayın ve trafikte bekleyip, inşaat alanlarının tozlarını yutarken vakit geçirmek için "çalışınca oluyor" yazılarını okuyun ve gönlünüzü ferah tutmaya çalışın. Eğer ki daha ilk gördüğünüz inşaat alanlarında kızmaya başlarsanız, şehrin içinde görecekleriniz karşısında sinir krizi geçirebilirsiniz. Çünkü, şehre girdiğinizde tam fuar ve eski Gölcük yolu ile şehri bağlayan yerde bir köprülü kavşak inşaatı daha göreceksiniz. Aylardır devam eden bu inşaatı, eğer ki seçimden önce gördüyseniz işiniz çok zor. Çünkü seçimden önce, yapılan bir köprü ayağının her iki tarafında "Adalet Köprüsü yakında hizmetinizde-Çalışınca oluyor" şeklinde devasa iki pankart vardı. Bugün onlar artık yok ama inşaat hala devam ediyor! Yani, "seçime kadar çalışınca olmuyormuş" …

 Bu yanıltıcı reklam tarzının diğer örnekleri de "dünya harikası" Sekapark’a yapılan 2 adet köprülü kavşak çalışmasında yaşanmıştır. Bu kavşaklar seçimden birkaç önce, şatafatlı törenlerle hizmete açılırken, kimse seçimden sonra ne olacağını kestirememiştir herhalde. Ama akla gelmeyen başa gelmiş, açılıştan birkaç gün sonra bu kavşaklar trafiğe kapatılmıştır, çünkü inşaatı hala devam etmektedir. Tabi burada, "park içine köprülü kavşak niye yapılıyor" sorusuna bir cevap bulmak gerekir ama öncelikle "Sekapark"ın yapılışını da bir hatırlatmakta fayda vardır…

Sekapark yüzyılın olayı gibi lanse edilip, Başbakanın da katılımıyla açılmıştır. Açılmıştır açılmasına ama ortada ciddi bir sorun vardır. Bu sorun, her yere devasa büyüklükte "çalışınca oluyor" şeklinde yazılırken, bu açılış zamanında minicik bir ifade ile "1.etap" diye yazılmasıdır. Yani bu park bitmeden açılmıştır. Gerçi bu yönetim zihniyetinin ve siyasi iradenin yaptıkları birçok açılış, bu durumdan farklı olmamış, inşaatlar bitmiş gibi gösterilmiştir, tıpkı en son yaşanan "Ankara-Eskişehir hızlı tren seferleri başladı" şeklindeki gerçek dışı reklamlarda olduğu gibi…

Hani madalyonun diğer yüzünü seçti dediğimiz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, halkın beklentilerine nasıl cevap verdiğinin en büyük örneği de Sekapark’tır. Adı üzerinde SEKA’nın parkı olması gereken "Sekapark", SEKA kapatılarak yapılmıştır. Dışa bağımlı olmama konusunda ender kalelerden birisi olan kağıt üretiminin yapıldığı SEKA Fabrikası kapatılır ve bir üretim kompleksi devre dışı bırakılırken, park yapma öncelik halini almıştır. Ancak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yönetiminin de hakkını yememek lazımdır, çünkü yönetim, SEKA’nın istasyon girişindeki 2 büyük bacasını yıkmamıştır ve geceleri aydınlatarak halka nostalji yaptırmaktadır! Üretimi yok etme nostaljisini yaşamak isteyen herkes artık, gelip bu bacalara anlamsız anlamsız bakabilmektedir.

Hani halkın sahilde dolaşmaya hakkı yok mudur, vardır ama bu bir "duygu sömürüsü" aracı olarak kullanılmamalıdır. Eğer kullanılırsa, sonuç Sekapark’ta olduğu gibi olur. Ve vatandaş olarak "ne güzel parkımız" oldu derken ve "çocuklarımız oynarlar, gezerler" diye sevinirken, aynı yönetim "dakika bir gol bir" deyip, 3 tane köprülü kavşaktan karayolu geçişi verir parkınıza ve sizin parkınız olur "Sekapark Sahil Yolu"… Çocuklarınız artık oynar mı, koşar mı, yoksa trafik canavarı adındaki sanal kahramana malzeme mi olur bilinmez ama biraz önce bahsettiğimiz yarım açılışlı bu köprülü kavşaklar bölgeyi sahil yolu yapmak için inşa edilmiştir. Belki bir zamanlar İstanbul halkı da güney sahilinde inşa edilen sahil yolları inşaatını da aynı gerekçelerle, sessizce izlemiştir. Ama bugün İstanbul’da sahil yok, bir zamanlar denize girilen İstanbul’da!

Tabi yerel yönetimler arasında "dünyalar harikası" olmaya namzet olan Kocaeli Büyükşehir yönetiminin bu konuda da pankartları hazırdır; "34 yıl sonra Kocaeli’de denize giriliyor, halk sahiline kavuştu-Çalışınca oluyor"

 Yerel yönetimin "çalışınca"ları biter mi sanıyorsunuz? Bitmez, çünkü onlar çalışıyor ve ne oluyorsa o an oluyor ve karşınıza "Sekapark Monoray" çıkıyor! Hani şehirler arası yola çevrilen SEKA Parkında, güya toplu taşımacılık yapılacakmış gibi, toplu olmayan "mono" taşımacılık gündeme getiriliyor. Şehir içi trafiğini akıl edip de, "tramvay ile çözmeyi düşünmeyen" ve her yere köprüler, kavşaklar inşa eden yerel yönetim, bol bol harcama yetkisini aldığı kaynakları heba etmek için projeler üretiyor. Halk daha "monaray" adını telaffuz etmekte zorlanırken, işin şov kısmı bitiriliyor. Tabii ki, onlar "çalışıyor ve oluyor"

Madalyonun diğer yüzünde ise "su sorunu" var ama yerel yönetim bunu yine madalyonun diğer yüzünden gösteriyor. Herkes biliyor, Yuvacık Barajından su verilmeye başlanmasından beridir, Kocaeli halkının en pahalı suyu kullandığını ve Tahkim yasaları ile özelleştirme gereği yabancı bir firmaya yaptırılıp işletilen baraj nedeniyle ülke ekonomisinin ne kadar zarar gördüğünü ancak, sorun için, "pahalı su" olmaktan öte, "su yok" deniliyor. Ve başlanıyor, "geçmiş yönetim şöyle yaptı, böyle yaptı" diye tersten reklam yapılmaya …

Her şey bir kenara, "baraj suyunun birden nasıl tükendiği" açıklanmıyor. Hadi tükendi, "hadi kapaklar bilerek açıldı" iddiaları da yalan olsun, peki bu barajın suyu bitmiş ve küresel ısınma yüzünden değişen iklim dengeleri nedeniyle yağış olmazken, baraj birden bire nasıl doluyor. Haftalarca suları kesen ve halkı perişan eden yerel yönetim, "su şunun bunun yüzünden bitti" diye anlatırken, aradan geçen zamanda barajın nasıl birden bire dolduğunu anlatmıyor. Hadi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, "su bitti, ilahi adalet diyor da, Kocaeli ne diyecek!" Ve sonra ortada iddialar gezmeye başlıyor. "Sırf Sapanca gölünden su getirilmesi ve bunun inşaatının siyasi iradede önemli yerlere sahip bazı kişilere yakınlığı olan bir firmaya verilmesi için bu kesintiler!", iddianın birisi bu, diğeri ise, "Sekapark inşaatını yapan firma ile Sapanca Gölünden su getirme projesini alan firma aynı!" Kocaeli Büyükşehir yönetimi bu iddiaları cevaplar mı bilinmez ama "duş almayın, şu kadar ton su tasarrufu yapın-çalışınca oluyor" pankartları çoktan asılmış bile. Hele bir de, "çamaşırı makinede yıkayın, şu kadar su tasarrufu yapın" pankartları asılmış ki, akıllara durgunluk verir nitelikte! İnsanın, "ey belediye yönetimi sen halka çamaşır makinesi, deterjanı, kireç çözücüsünü verdin ve makinenin kullandığı elektriği finanse ettin de, biz kullanmadık mı" diyesi gelmiyor da değil!

Bunlar birkaç tane "harikalar harikası" belediyecilik örneği işte… İşin sadece reklama döküldüğü bir yönetim tarzı.

Yarın bir gün, "yağmur çok yağar, sel olur ya da deprem olur şehir perişan olur, o zaman alt yapı ne oldu sorusu akla gelir" ama onlar Samsun’ da olduğu gibi, "doğal afet" derler. Çünkü onlar çalışıyor ve bakın işte "çalışınca oluyor". Şimdi asıl sorun ve soru şu; "Başkan sırada ne var?" Sırada kentsel dönüşüm var! Pardon kentsel yağma!

Bu şehirde yaşayanlar, bunları gördükçe yaşadıkları şehri terk etmek istiyor olabilirler, ancak sakın bunu duymasınlar, yoksa "beğenmeyen vatandaşlıktan çıkar gider ya da ananı al git" derler…

Ne olur ne olmaz, siz siz olun sakın unutmayın; "çalışınca oluyor!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu.com