HEY GİDİ SOKAKLAR(sergi)
Çağlarer, 1980 öncesi sokak gösterilerinin fotoğraflarıyla aynı yerlerin bugün çekilmiş karelerini bir araya getirmiş
Fotoğraf sanatçısı Mehmet Çağlarer, "SONdakika" ve "Aşk Halleri"nden sonra "HEY GİDİ SOKAKLAR…" adlı sergisiyle Kadıköy D.M.S Sanat Galerisinde sanatseverlerle buluşacak. Çoğunluğu 1980 öncesi sokak gösterilerinde, cenaze törenlerinde çekilmiş siyah beyaz ve yaklaşık yirmi otuz yıl sonrasının gösterilerinde çekilmiş renkli fotoğraflardan oluşmak üzere toplam yetmiş eserin yer aldığı sergi 12-30 Eylül tarihleri arasında izlenebilecek.
Fotoğraf sanatçısı Mehmet Çağlarer’in yetmişinci sergisi fotoğraf meraklılarıyla buluşuyor. Hey Gidi Sokaklar adını verdiği sergideki eserleriyle sokaklarda değişen, karışan ve kırılan serüvenimizi dile getiriyor Çağlarer. Ömrünü deklanşörde anıya dönüştüren Çağlarer’in sergisinde, çoğunluğu 1980 öncesi sokak gösterilerinde, cenaze törenlerinde çekilmiş siyah beyaz ve yaklaşık yirmi otuz yıl sonrasının gösterilerinde çekilmiş renkli, toplam yetmiş fotoğraf yer alıyor.
30 Eylül tarihine kadar devam edecek sergiye girişte Mehmet Çağlaraer’in metni karşılıyor bizi: "Benim kuşağım… sokakları çok iyi bilirdi, karış karış" diye başlayan sanatçı, o günkü sokakları şöyle tanımlıyor: "Başka bir ruh, dostluk, inanç, enerji, dünyayı değiştirme arzusu, polis copu, kavga, dayak yemek, paylaşmak, sloganlar, türküler ve marşlar vardı."
Benim kuşağım ister sağcı, ister solun kırk küsur fraksiyonundan olsun sokakları çok iyi bilirdi; karış karış. Özellikle de nerelerinde "yazıya çıkılacağını", hangi aralıktan kaçılacağını, hangi bölgenin kimin elinde olduğunu, gecenin karanlığında "ekip otosunun" nerede sotalanacağını, nerelerin tekin olmadığını, "fırçaların/afişlerin" nereye zulalanacağı çok iyi bilirdi. Çünkü sokaklar bizimdi ve başka da bir şeyimiz yoktu.
O sokaklarda başka bir ruh, dostluk, inanç, enerji, dünyayı değiştirme arzusu, polis copu, kavga, dayak yemek, paylaşmak, sloganlar, türküler ve marşlar vardı. Sonra ölüm geldi o sokaklara. Benim kuşağım yalnızca ölmedi. Öldürdü de… O sokaklarda çok tabutlar taşıdık, çok ağıtlar yakıldı. Ben içinde ucuz film olan kırık dökük fotograf makinemle o sokaklardaydım…
Sonra 1980 yılının 12 Eylül sabahı herkes nasıl olduysa "radyoyu aç" sesiyle uyandı. Ve radyodaki ses "ölümler durdu" dedi. Sonra idamlar başladı ve çok gençlik zindanlarda çürüdü… Her şey değişti, sokaklar da. Tam da benim kuşağım her şeyi değiştirecekken. Sokaklar değişti ama ölümler ve kayıplar durmadı.
12 Eylül sonrası ise hüsran!..
"Her şey değişti, sokaklar da. Tam da benim kuşağım her şeyi değiştirecekken."
Fotoğraflar, hayatın 12 Eylül’le değişen yüzünü gösteriyor. Aynı mekanın farklı tarihsel anlarını aktaran kimi fotoğraflar çoğunlukla hüzünlendiriyor. Ama umut da yansıyor karelere. Hiçbir zaman gecenin tam karanlık olamayacağını, bir kez de Çağlarer’in fotoğraflarından anlıyoruz: 1970’lerin sonlarında 1 Mayıslarda İstanbul Taksim Meydanı’nı dolduran emekçilerin dünyayı değiştirmeye kararlı yüz çizgilerinin yerini, arada futbol takımlarına göre değişen renklere bezenmiş yüzler almış olsa da 2007 1 Mayısı’nda yeniden emekçilerin ve devrimcilerin haykıran ve hesap soran yüzleriyle buluşuyoruz.
Sözleştiğimiz vakitte karşılıyor bizi Çağlarer, yüzünde ’80 öncesinin mahzun, sımsıcak, fakat hüzünlü yüzüyle. "Hani soruyorlar ya, ben ’80 öncesine dönmek istiyorum" diyor, fakat bir kayıt düşerek; "Kimin kimi vurduğunun belli olmadığı boyutu hariç!.."
O günleri yaşamış olarak dostluklarını, paylaşımını, fedakarlığını, samimiyetini, güvenilirliğini özlüyor. İlle de dost sohbetlerini… Ve sınıf mücadelesinin gelişkinliğini…
Kendisinden söz etmeyi sevmese de sorumuz üzerine; beş yaşında elde ettiği kırık-dökük makinayla fotoğraf çekmeye başladığını belirterek, bugüne kadar açtığı sergilerden ve temalarından söz ediyor. Yedi yıldır sözleşmesi olduğu İş Sanat Merkezi’nde her iki ayda bir sergi açan Çağlarer, "yine aynı duruşunu korumayı, fakat yalnız çalışmayı" tercih ettiğini söylüyor.
Ve bu sergiyi açmak fikri ilk kez 1998 yılında "Cumartesi Anneleri"nin yanında, "Kayıp Otobüsü" nün içinde oluştu. Sonra başka mitingleri izledim.
Sözün yetmediği yerde fotoğrafların devreye girdiğine dikkat çekerek fotoğrafların yetmediği yerde neyin devreye gireceği sorumuzu, "Hayatın kendisi var zaten, ona bakacağız" diyerek yanıtlıyor. Çağlarer, sokak kavramının en gerçek anlamıyla özgürlüğü ifade ettiğini, birlikte ses yükseltmek anlamına geldiğini, "serginin amacının tam da şimdilerde sokakların ses vermemesi olduğunu" söylüyor. "Hey Gidi Sokaklar" başlığı bir serzenişi çağrıştırsa da, özlem ve hayıflanmayı da barındırıyor. Şimdiki ve eski mitingleri kıyaslayınca ister istemez diline bu cümle takılıyor Çağlarer’in.
Kendisini rahatsız eden şeyleri açığa çıkartmaya çalıştığını belirterek, sözü "Ben kendi sıkıntılarımı duvara astım" diyerek noktalıyor.
Yer: D.M.S Sanat Galerisi
Tarihler: 12.09.2007~30.09.2007
Telefon: (0216) 545 26 26
Adres: Osmanağa Mahallesi Mühürdar Fuat Bey Sokak. No:12 Kadıköy
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: www.kentvedemiryolu.com