Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

ITUC

(yorumlar kapalı)

 kdUluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) dünyanın en büyük sendikal örgütü. ITUC’a ülkemizden KESK, Türk İş, Disk ve Hak İş üye. ITUC her yıl yayınladığı Sendikal Hak İhlalleri Raporunda Türkiye ye yine geniş yer ayırdı. Raporda, sendikamız KESK tarafından yapılan toplusözleşmelerin engellenmesi de yer aldı.Uluslararası Sendikalar Konfederasyonun (ITUC)ilkeler bildirgesini (1-3 Kasım, Viyana) ve ITUC’un Sendikal Hak İhlalleri Raporunun Türkiye Bölümünü  yayınlıyoruz.

 

 

 

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu

ITUC

İlkeler Bildirgesi

1-3 Kasım, Viyana

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) sendikal mücadeleleriyle sosyal adalet, özgürlük, demokrasi, barış ve eşitlik için savaşan kadın ve erkek işçilerin nesiller boyunca elde ettikleri kazanımları ve ödedikleri bedelleri selamlar. Onların, çalışanların eşit hak ve özgürlüklere kavuşması; tüm insanların onur ve haklarının güvence altına alınması; herkesin refahını sürdürebilmesi, çalışma hayatında ve toplumdaki potansiyellerinin farkında olması için yürüttükleri mücadeleyi ileri taşımaya ant içer.

Konfederasyon, bu amaca engel olan sosyal, ekonomik ve siyasi yapıların ve ilişkilerin acilen değiştirilmesi gerektiğinin farkındadır. Yoksullukla, açlıkla, sömürüyle, baskıyla ve eşitsizlikle mücadele görevini, küresel ekonominin gerektirdiği uluslararası eylemlerle ve sermayenin çıkarlarından üstün tuttuğu emek çıkarlarına yönelik demokratik yönetimiyle yerine getirmeyi üstlenir.

Konfederasyonun varlık amacı, her yerde ve her koşulda çalışanların etkin biçimde temsil edilmesini sağlayan dünya sendikacılığının bağımsız ve demokratik güçlerini bir araya getirmek ve harekete geçirmektir. Bu hedefe ulaşılması ve emeğin küresel stratejilerinin sermayenin küresel stratejilerine karşı koyması için gereken her türlü dayanışmayı sağlamayı görev bilir.

Konfederasyon işçi haklarının evrensel boyutunu ve insana yakışan adil bir işte çalışabilmeyi adaletli ve sürdürülebilir bir kalkınma için vazgeçilmez sayar. Bunların herhangi bir yerde yadsınması insan güvenliği için her yerde tehlike oluşturmaktadır.

Konfederasyon, evrensel, birbirinden ayrı düşünülemez ve devredilemez niteliklere sahip tüm insan haklarından herkesin yararlanabilmesi için gerekli koşulları sağlayan demokrasinin tüm dünyada güçlendirilmesi ve korunması amacıyla eylemler gerçekleştirmeyi görev bilir. Her yerde düşünce, ifade ve toplanma özgürlüğünü de kapsayan, kolektif hakları ve bireysel özgürlükleri savunur..

Konfederasyon her yerde ve özellikle yoksulluğun ve sömürünün en fazla görüldüğü yerlerde çalışanlar için kapsamlı ve adil ekonomik ve sosyal gelişmeyi güvence altına almayı görev bilir.

Konfederasyon her türlü ayrımcılığı insanlığın onurunu ve eşitliğini aşağılama sayar. Tüm insanların bu onur ve eşitlikle doğduğunu ve bu şekilde yaşamaya hakkı olduğunu vurgular. Çalışma hayatında ve toplumda çeşitliliğe saygı duyulmasını destekleyeceğini taahhüt eder.

Konfederasyon barışın korunmasını ve güçlendirilmesini gayretle destekler ve kendini kitle imha silahlarından arındırılmış bir dünyaya ve genel silahsızlanmaya adar. Tüm halkların kendi kaderini tayin hakkını ve kendi seçtikleri hükümet altında çatışmadan ve totalitarizmden uzak yaşama hakkını savunur. Anlaşmazlıkların çözümünde savaşa başvurulmasını reddeder, terörizmi, sömürgeciliği, militarizmi, ırkçılığı ve cinsiyet ayrımcılığını lanetler.

Konfederasyon, Birleşmiş Milletler’in ilkelerine, üstlendiği role; tüm uluslararası toplumun katılımını ve saygısını sağlayarak barışı, güvenliği ve kalkınmayı etkin güvence altına almak konusundaki eşsiz meşruiyetine tereddütsüz destek verdiğini ifade eder.

Konfederasyon birleştirici ve çoğulcu yapısıyla demokratik, bağımsız ve temsil gücü bulunan sendikaların üyeliğine açıktır. Onların bağımsızlıklarına, esin kaynaklarının çeşitliliğine ve örgütsel yapılarına saygı gösterir. Konfederasyon kuralları, iç demokrasiyi, üyelerin tam katılımını ve yönetici birimlerinin ve temsilcilerinin bu çoğulcu karaktere saygı göstermesini güvence altına alınmak amacıyla konmuştur.

Konfederasyon kararları, – devlet kaynaklı, siyasi kaynaklı, işveren kaynaklı, dini, iktisadi ve diğer – tüm etkilerden bağımsız olarak alınır ve yine bu etkilerden bağımsız olarak uygulanır.

AMAÇLAR

Konfederasyon’un esin kaynağı; demokratik ve bağımsız sendikalar halinde örgütlenmenin ve toplu pazarlık etmenin, çalışanların ve onların ailelerinin refahı, güvenlik, toplumsal ilerleme ve sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez olduğu inancıdır.

Sendikacılığın tarihi rolü ve bugünkü görevi; çalışma koşullarını ve çalışan kadın ve erkeklerin ve onların ailelerinin yaşam koşullarını iyileştirmek; insan hakları, sosyal adalet, cinsiyetler arası eşitlik, barış, özgürlük ve demokrasi için mücadele etmektir. Enternasyonalizm, tarihte eşine rastlanmamış bir şekilde dizginlenemeyen kapitalist küreselleşmeyle karşı karşıya kalmıştır. Sendikacılığın gelecekte güçlü olması ve görevini yerine getirebilmesi için etkin enternasyonalizme her zamankinden daha çok gereksinim vardır.

Konfederasyon tüm dünyanın işçilerini kendi saflarında birleşmeye ve Konfederasyonu kendilerine ve tüm insanlığa daha iyi bir gelecek sağlamaya yarayacak bir araç haline getirmeye çağırır.

Konfederasyonun daimi görevleri şunlardır:

Çalışan tüm insanların haklarını ve çıkarlarını ayrım gözetmeksizin savunmak ve geliştirmek; çalışma hayatında ve toplumda, saygın, adaletli ve güvenli koşullarda, emeklerine adil bir karşılık almalarını sağlamak.

— Konfederasyon, çalışma hayatı ile ilgili temel hakların evrensel saygı görmesi için her tür çocuk işçiliği ve zorunlu çalışma ortadan kaldırılana kadar, çalışanlar arasında ayrımcılığın önüne geçilene ve tüm işçilerin sendikal hakları her yerde tam olarak uygulanana kadar mücadele eder.

— Konfederasyon, örgütlenme hakkının, sınır ötesi eylemleri de kapsayan grev hakkının, toplu sözleşme hakkının ihlal edildiği durumları açığa çıkartır ve bu ihlalleri sona erdirmek için uluslararası dayanışmayı harekete geçirir.

— Konfederasyon, herkesin özgürce seçtiği, üretici bir işe ve sosyal güvenliğe kavuşması için mücadele eder.

— Konfederasyon, cinsiyet, din, renk, milliyet, etnik köken, cinsel yönelim, cinsel kimlik, politik görüş, yaş ya da engel nedeniyle yapılan ayırımcılığı sona erdirmek için hareket eder.

Bağımsız ve demokratik sendikacılık hareketinin büyümesini ve güçlenmesini sağlamak.

— Konfederasyon, uluslararası kalkınma yardımının eşgüdümlü olarak sağlanması yoluyla, ulusal sendikacılık hareketlerinin üyeliğini ve kapasitesini güçlendirecek somut destek verir.

— Konfederasyon, kayıt içi ekonomide çalışanlar gibi kayıt dışı ekonomide çalışanların da üye olmasıyla, tehlikeli ve güvencesiz işlerde çalışanlara tüm hakların ve korunmanın sağlanmasıyla ve sendikalara strateji ve eylem belirlemeleri için yardım ederek sendikaların temsil gücünü artıracak eylemleri başlatır ve destekler.

Zenginliğin ve gelirin ülkeler içinde ve arasında adaletli dağılımını güvence altına almayı, çevrenin korunmasını, kamu mal ve hizmetlerinden herkesin faydalanmasını, kapsamlı sosyal güvenliği, herkese yaşam boyu öğrenme ve adil iş fırsatı sağlanmasını kendine görev edinmek ve küresel ekonomide karşıt bir güç haline gelmek.

— Konfederasyon, ILO’nun üstlendiği rolü güçlendirmeye, uluslararası çalışma standartlarının belirlenmesi ve evrensel olarak uygulanmasına, diğer uluslararası ve bölgesel örgütlerde temsiliyet kazanarak onların politikalarını ve etkinliklerini adil iş, sosyal adalet ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun hale getirmeye çalışır.

— Konfederasyon, Küresel Sendika Federasyonları’yla ve (OECD) Sendika Tavsiye Komitesi’yle işbirliği içinde çalışarak çokuluslu şirketlere ilişkin uluslararası sendikacılık politikaları ve eylemleri ile uluslararası işveren örgütleri arasındaki sosyal diyalogu destekler.

Sendikal hareketi kapsamlı ve küresel işgücünün her sektörünün gereksinim ve görüşlerine yanıt verebilecek hale getirmek.

  • Konfederasyon, kadın haklarını ve cinsiyetler arası eşitliği ileri taşır, kadınların sendikalara tam katılımını güvence altına alır ve yönetim kademelerinde ve her seviyedeki etkinliğinde cinsiyet eşitliğini tam olarak sağlar.
  • Konfederasyon, ırkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla ve dışlamayla mücadele eder, göçmen işçilerin ve ailelerinin haklarını ve çıkarlarını savunur, farklı kültürler arasında hoşgörü, eşitlik ve diyalog sağlanması için çalışacaktır.
  • Gençlerin sendikal harekete tam katılımını sağlar, uygun eğitim ve öğretime ulaşmalarını, adil işe sahip olmalarını destekler ve güvencesiz çalışma hayatına karşı çıkar.
  • Kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirir ve emekli işçilerin adil gelir hakkını savunur çıkarlarını geliştirmek için çalışır.
  • Çalışan engelli kadın ve erkeklerin haklarını savunur ve geliştirir.

Bu hedeflere ulaşabilmek için üye sendikaların ve onların üyelerinin gücünü, enerjisini, kaynaklarını ve yeteneklerini harekete geçirmek ve sendikal enternasyonalizmi günlük çalışmanın bir parçası haline getirmek.

  • Bu amaç için gerekli gördüğünde eylemler ve dayanışma etkinlikleri, eylem günleri ve diğer hareketleri düzenler, mevcut olanları destekler; etkin ve zamanında küresel dayanışma sağlanması için gerekli bilgilerin toplanması ve dağıtılması görevini üstlenir.
  • Demokratik ve bağımsız uluslararası sendikacılık hareketinin farklı düzeylerdeki etkisini ve uyumunu artırmak için kendisiyle aynı amacı paylaşan diğer sendikal örgütlerle mümkün olan en iyi işbirliği anlaşmalarını kurmaya çalışır.
  • Sendikal bağımsızlıktan ve konfederasyonun amaçlarından ödün vermeksizin, diğer sivil toplum örgütleri ve siyasi gruplarla bağ ve işbirliği kurar.

Konfederasyon bu hedefler yolunda kararlılıkla ve sendikacılığın değişmez ‘dayanışma, demokrasi ve adalet’ ilkelerine bağlı kalarak ilerlemeyi başlıca görevi kabul etmektedir. İlerleme düşmanlarının elde ettiği kazanımlar onun yılmasına ve geri çekilmesine neden olamayacaktır. O, çalışanların kendi geleceklerini belirleme hakkına sahip olduklarından şüphe duymayacaktır.

 

 

ITUC Sendikal Hak İhlalleri Raporu / Türkiye Bölümü

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) dünyanın en büyük sendikal örgütü. ITUC’a ülkemizden KESK, Türk İş, Disk ve Hak İş üye. ITUC her yıl yayınladığı Sendikal Hak İhlalleri Raporunda Türkiye ye yine geniş yer ayırdı. Raporda, sendikamız KESK tarafından yapılan toplusözleşmelerin engellenmesi de yer aldı.

Dünya genelinde 168 milyon işçiyi temsil eden, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC, 153 ülkeden 305 üye sendikasından derlediği bilgilerle hazırladığı Küresel Sendikal Hak İhlalleri raporunu açıkladı. ITUC’un raporuna göre 2006 yılında toplam 144 sendikacı, işçi haklarını korurken öldürüldü, 800’ü işkence gördü. 5,000 işçi tutuklandı ve 8,000’i sendikal faaliyetlerden dolayı işten çıkarıldı.

ITUC tarafından her yıl hazırlanan "Sendikal Hak İhlalleri Raporunun" Türkiye ile ilgili bölümünde, gerek özel gerekse kamu sektöründe sendikal hareketin çeşitli zorluklarla karşılaştığı savunuldu. Raporda, Türkiye’de çalışma hayatı ve sendikal haklara ilişkin kanunların uluslararası standartlara uygun hale getirilmesine yönelik hiçbir ilerleme kaydedilmediği öne sürüldü.4688 Sayılı Kamu Çalışanları Sendikaları Kanunu’na göre avukatların, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan sivil personelin, ceza kurumlarında çalışan personelin, özel güvenlik personelinin, rektörler ve yüksek okul yöneticilerinin sendikalara üye olamadığı belirtilen raporda, bu konudaki düzenlemenin, yaklaşık 450 bin kamu çalışanını ilgilendirdiği bildirildi. 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun grev konusunda ayrıntılı sınırlamalar içerdiği ifade edilen raporda, 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun da sendika üyeliğinden istifada noter şartını zorunlu kıldığı kaydedildi.

İKİLİ BARAJ SİSTEMİ

2822 sayılı yasaya göre, bir işçi sendikasının toplu sözleşme imzalayabilmesi için hem iş yerinde hem de iş kolunda belli bir üye sayısını elde etmesi gerektiğine işaret edilen raporda, bu yasaları değiştiren kanun taslaklarının hazırlandığı, ancak taslakların da Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine aykırı olduğu savunuldu. Toplu sözleşmelerden faydalanan iş gücünün çok düşük olduğu belirtilen raporda, "Bunun sebebi yasalarca belirlenen toplu pazarlık barajlarıdır. İş sözleşmesine tabi 11 milyon çalışanın sadece 1 milyonu toplu sözleşme kapsamındadır" denildi.Raporda, sendikaların toplantı ve yürüyüşler için resmi izin almak zorunda olduğu kaydedildi.

GREV HAKKI

ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesinin 2822 sayılı kanunun toplu pazarlık prensiplerine uygun bir şekilde düzenlenmesi ve grev hakkına riayet edilmesi tavsiyesine rağmen bu konuda harekete geçilmediği savunulan raporda, gerek işçi gerekse memur sendikalarının grev hakkı konusunda ciddi sınırlamalara tabi olduğu ifade edildi.Kamu görevlilerinin toplu pazarlık hakkına sahip olmadığı belirtilen raporda, kanunun, toplu sözleşme yerine, "toplu görüşmeleri" öngördüğü ve grev hakkının tanınmadığı hatırlatıldı. Bu durumun ILO’nun 98 sayılı sözleşmesinde yer alan toplu pazarlık tanımına uymadığı ifade edilen raporda, kanunun, "karar alma gücünü hükümete bıraktığı" savunuldu. İşçi sendikalarının toplu sözleşme görüşmelerine başlaması ile greve kadar olan sürecin çok uzun olduğu kaydedilen raporda, sendikaların bu süreçte birçok prosedürü yerine getirmeleri gerektiği ifade edildi.

İŞTEN ÇIKARMALAR

"Sendikal gerekçelerle" olduğu iddia edilen işten çıkarmalara da yer verilen raporda, bir tekstil firmasında DİSK’e bağlı Tekstil sendikasına üye 35, bir İngiliz ambalaj firmasında TÜMKA-İŞ’e üye 22 işçinin işten çıkarıldığı kaydedildi.Antalya’daki bir Alman firmasında çalışan ve yüzde 98’ini kadınların oluşturduğu 300 işçinin greve gittiği belirtilen raporda, şöyle denildi: "Grev, işçileri başarılı bir şekilde örgütledikten 18 ay sonra Petrol-İş Sendikası tarafından başlatıldı. Şirket 1 yıl boyunca sendikayı tanımadı, tanıdığı zaman sendika ile toplu pazarlık masasına oturdu. Sendika gelmeden önce iş yerindeki çalışma koşulları çok kötüydü. Kadın çalışanlar evlenmek için izin almak zorundaydılar. İş esnasında konuşmak yasaktı. Sendika çalışanları örgütledikten sonra bazı koşullar iyileştirildi. Fakat idare çalışanlara sendikadan ayrılmaları için sürekli baskıda bulundu. Grevi kırmak için şirket 60 grev kırıcı tuttu."

İstanbul Tuzla’daki bir firmanın, 55 dok çalışanının iş akdini feshettiği ve alacaklarını ödemeyi reddettiği belirtilen raporda, bunu protesto eden işçilere polisin müdahale ettiği, 6 işçinin yaralandığı ve Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve sendika yöneticisi Kamber Saygılı da dahil olmak üzere 16 işçinin gözaltına alındığı anlatıldı. Dinç ve Saygılı’nın 40 gün hapiste tutuldukları hatırlatılan raporda, "aylar süren mücadelenin ardından iki sendikacının serbest bırakıldığı ve işçilere alacaklarının ödendiği" kaydedildi.

DİĞER KONULAR

Raporda, yer alan diğer tespitler ise şöyle:"İş Güvencesi Yasası’nın uygulanabilmesi için iş yerinde çalışan işçilerin sayısı en az 30 olmalıdır. Taşeronluk ve süreli iş sözleşmeleri gibi uygulamalar sonucu iş yerlerinin yüzde 95’inde çalışan sayısı 30’un altındadır. Sendikal haklara riayet etmeyen işverenlere uygulanan para cezaları çok düşüktür ve bu sebeple caydırıcı olmamaktadır. Fakat geçen yıl Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerle bu durum düzeltilmeye çalışılmıştır. Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye’nin AB’ye katılımı nedeniyle Kasım 2006’da hazırlanan İlerleme Raporu’nda sendikal hakların tesisi konusunda problemlerin devam ettiği belirtilmektedir.

KESK’E BASKILAR DEVAM EDİYOR

Kamu sektöründe örgütlü olan KESK ve üyelerinin tüzüklerine müdahalede bulunulmuştur. Özel sektör işvereni kanunları göz ardı ederek sendikaları zayıflatmak ve yok etmek için sendikal faaliyetlerinden ötürü işçileri işten çıkartmaktadır. Sendikal faaliyetlerinden dolayı işten çıkartılan işçilerin işe geri dönme hakları bulunsa da, uygulamada mahkeme kararları işverenlere sadece tazminat ödemeyi zorunlu kılmaktadır. Çalışanlar sendika üyelikleri nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmakta ve sırf bu yüzden diğer şehirlere tayin edilmektedirler. Sendikal faaliyetler dolayısıyla 2006 yılında 15 kamu çalışanı başka iş yerlerine tayin edilmiş, 402 kamu çalışanı disiplin cezası almış, 4 kamu çalışanı hapse mahkum edilmiş, 131 kamu çalışanı mahkemece suçlu bulunmuş ve 9 kamu çalışanı da para cezasına tabi tutulmuştur. 2 kamu sendikasının tüzüklerini değiştirmeleri istenmiştir. 14 değişik iş yerinde sendikaların bürolarını kullanmaları engellenmiş ve 3 sendika bürosu yasal sendikal faaliyetlerini hayata geçirirken zorla boşaltılmıştır. KESK’in "toplu pazarlık" kavramının yer aldığı tüzüğe Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca müdahale edilmektedir. Bakanlığa göre bu kavram Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda yer alan "toplu görüşme" kavramı ile bağdaşmamaktadır. Bakanlık, Kültür Sanat-Sen, ESM, Haber-Sen ve SES gibi sendikalardan da tüzüklerini değiştirmelerini istemiştir. KESK üyesi Tüm Bel-Sen tarafından belediyelerde son 12 yıldır imzalan 130’un üzerindeki toplu sözleşmelerin uygulanmaması için yerel idarelere baskı yapıldığı belirtilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sendika lehine karar vermesine rağmen bakanlık bu politikasından vazgeçmemiş ve 8 belediyede imzalanan toplu sözleşmeler ihlal edilmiştir."

http://www.ituc-csi.org/

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: www.kentvedemiryolu.com