Haydarpaşa Gar’a Meşalelerle Yürüdüler, Kapısına Kara Çelenk Bıraktılar
Toplum, Kent ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması çağrısı ile Kadıköy İskelesi önünde toplanan Cevizli Tekel Dayanışması, Kadıköy Kent Kayanışması, İstanbul Kent Savunması,Validebağ Gönüllüleri, Maltepe Formu, Komünist Parti, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Emekliler Dayanışması gruplarından oluşan yaklaşık 1500 kişilik bir grup Haydarpaşa Garın Gar olarak kalması talebi ile ellerinde meşaleler ve sloganlarla Rıhtım Caddesinden Haydarpaşa Gara protesto yürüyüşü yaptı.
Ellerinde meşalelerle “Haydarpaşa bizimdir, bizim kalacak”, “Haydarpaşa gardır Gar Kalacak”, “Savaşa hayır Haydarpaşa Gardır”, “Gar hastane Meydan Yok mu yağmayı durduran, yağma yok direniş var”, sloganları atan gruba, balkon ve pencerelere çıkan Kadıköylüler de alkışlarla destek verdi. Yürüyüşe CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt de katıldı.
Grup, Haydarpaşa’ya geldiğinde, gar binasının bölge müdürlük kapısına üzerinde “Haydarpaşa gardır gar kalacak” yazılı olan siyah çelenk bıraktı. Çelengi bırakırken Haydarpaşa Dayanışması aktivisti Ayşen Dönmez “Bu çelengi, UDH Bakanı ve TCDD Genel Müdürünü bir kez daha uyarmak için buraya bırakıyoruz, Haydarpaşa Garın işlevini değiştirmeyi akıllarından bile geçirmeyip çatıyı aslına uygun olarak biran önce onarsınlar” dedi.
Yürüyüşçüler garın merdivenlerinde yer aldıktan sonra BTS Genel Merkez Hukuk Sekreteri Coşkun Çetinkaya yaptığı açıklamada “TCDD devam eden özelleştirme ve yeniden yapılanma uygulamalarının bir parçası olarak gördükleri Haydarpaşa Garın Dönüşüm projesine karşı örgütlü gücümüzle karşı duracağız” dedi.
Toplum, Kent ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması adına Mimar Mücella Yapıcı tarafından okunan basın açıklamasında “Anayasa ve evrensel hukuk kurallarına aykırı yasalar, yönetmelikler, kararnameler, planlar, projeler tezgahlanmış; Haydarpaşa Garı ve çevresi, asli işlevlerinden, trenlerinden ve vapurlarından, kısacası halktan kopartılarak, kasıtlı bir yalnızlığa ve bakımsızlığa mahkum edilmeye çalışılmıştır. Bu konudaki bütün uyarımıza, savcılıklara yapılan suç duyurularımıza ve kamuoyunun büyük ilgisine rağmen, neredeyse kasıtlı olarak gerçekleştirilen özensizlik ve bakımsızlık sonucunda, Haydarpaşa Garı 28 Kasım 2010 günü dünyanın gözü önünde, TCDD’nin Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın raporlarına dahi yansıyan bir dizi tedbirsizlik, özensizlik, sorumsuzluk ve ihmal sonucu yanmış ve ciddi hasar almıştır” denildi.
148 haftadır Haydarpaşa’da her pazar günü nöbet tutan ve gösteri düzenleyen Toplum, Kent ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması üyeleri, basın bildirisinin ardından, müzik ve sloganlarla Haydarpaşa Garı’nın gar olarak kullanılmasına yönelik talebini dile getirdi.
Basın Açıklamasının tam metni aşağıdadır.
Değerli Basınımız,
Kamuoyunca da çok yakından izlendiği ve bilindiği gibi; İstanbul’un en önemli kültürel tarihi, simgesel değeri ve kent içi ulaşımın önemli bir unsuru olan tarihi ve kültürel varlığımız Haydarpaşa garı ve çevresinin uluslar arası emlak tacirlerine pazarlanma süreci 2003 yılından beri 11 yıldır kesintisiz olarak sürdürülmektedir.
Haydarpaşa Gar Liman ve çevresini Türkiye’nin en büyük özelleştirme projesi adı altında haraç mezat uluslararası pazara çıkaran iktidar tarafından bu yağma savaşın uğrunda hiçbir fırsat kaçırılmamış, kamuoyunu yönlendirmek amacıyla her türlü hile kullanılmış;
Anayasaya evrensel hukuk kurallarına aykırı yasalar, yönetmelikler, kararnameler, planlar, projeler tezgâhlanmış: Haydarpaşa garı ve çevresi, asli işlevlerinden, trenlerinden ve vapurlarından kısası halktan kopartarak kasıtlı bir yalnızlığa ve bakımsızlığa mahkûm edilmeye çalışılmıştır.
Bu konudaki bütün uyarılarımıza, savcılıklara yapılan suç duyurularımıza ve kamuoyunun yoğun ilgisine rağmen neredeyse kasıtlı olarak gerçekleştirilen özensizlik ve bakımsızlık sonucunda Haydarpaşa Garı 28.Kasım 2010 günü dünyanın gözü önünde TCDD’nin Teftiş Kurulu Başkanlığının raporlarına dahi yansıyan bir dizi tedbirsizlik, özensizlik sorumsuzluk ve ihmal sonucu yanmış ve çok ciddi hasar almıştır.
Tüm toplumun canını yakan yangın sonucunda gerekli yasal soruşturmanın yapılması ve suçluların cezalandırılması beklenirken; toplumsal tepkiler nedeniyle bugüne kadar gerçekleştirilemeyen ancak “bir türlü vazgeçilemeyen yağma projeleri, 28 Kasım 2010 tarihindeki yangın bahane edilerek yeniden gündeme getirilmiş, yangından sonra acilen ve bilimsel tekniklere uygun olarak yapılması gereken onarım sürecinde, “yeniden kullanım” adı altında “gar” işlevi ve binaya yeni işlevler verilmesi fikri tartışmaya açılmıştır.
Bu konuda; Haydarpaşa Dayanışması ve bileşenleri olarak; Haydarpaşa Garı çatısının yanmasından sonra hızla gerçekleştirilmesi gereken restorasyon uygulaması için yapılmakta olan işlemler hakkındaki kaygılarımızı kamuoyu ile paylaşmış; Restorasyon sürecinde garın “çekim merkezi” olması için “yeniden kullanım” adı altında “gar” işlevinin ve binaya yeni işlevler verilmesi fikrinin tartışmaya açılmasını, yağma projelerinin bir başka meşrulaştırma aracı olarak değerlendirdiğimizi tüm kamuoyuna ve ilgilere açık ve net olarak defalarca bildirmiştik.
Bütün bu uyarılara, sürdürülen yargı süreçlerine, bilimsel raporlara daha da önemlisi yıllardır sürdürülen “toplumsal direnişe” rağmen, iktidar vazgeçemediği yağma projesini, emrindeki sorumsuz ve duyarsız idareler ve işbirlikçileri eliyle Haydarpaşa Garının çatısından başlayarak hayata geçirmeye kalkışmaktadır.
Bu konuda başta TCDD yetkilileri olmak üzere kamusal görevlerini yerine getimeyen bütün yetkili ve ilgililerin cüret ve cesaretlerinin en önemli nedenlerinden birisi; üzere bugüne kadar bütün yanlış uygulamaların asıl sorumluları hakkında yapılan suç duyurularının, soruşturmaların, davaların cezasızlıkla sonuçlandırılması olmuştur.
Bu cesaret ve cüretin asıl nedeni ise: Ülkemizin ve kentlerimizin bütün yaşamsal değerlerini, garlarını limanlarını, ormanlarını, meydanlarını, parklarını, derelerini, tarım alanlarını kıyılarını, mahallelerini kısacası bütün yaşam alanlarını işbirlikçi sermayenin emrine sunmak için deprem yangın gibi afetleri dahi fırsat olarak kullanmaktan çekinmeyen iktidarın; hukuk, kural, bilim, teknik, kamu ve toplum yararı tanımayan ısrarcı tavrıdır.
Artık kaçınılmaz sona yaklaştığının farkına varan iktidar; sadece bu ısrarcı tavır ile yetinmeyip; kamusal görevini yapan yargıyı ve uzman kurulları baskı altına almak için en yetkili ağızlardan açıkça tehdit etmeyi, suçu ve suçluyu savunmayı, toplumu sindirmek için cana kıymak dahil her türlü şiddete başvurmayı ve toplumsal kesimleri birbirine düşman etmeyi mubah görüp özendirmektedir.
Ancak bu nafile çabayı sürdürenler bilmelidir ki tarihi, kültürel ve yaşamsal değerlerimizi korumaktan, bilimi, tekniği, hukuku ve yaşamı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz…
Boşuna uğraşmayın…
10 yıldır Haydarpaşa ve Limanının yağmaya açacak projelerinize geçit vermedik geçit vermeyeceğiz;
Bu nedenle Haydarpaşa Garını sermayeye devredecek projenizin ilk adımı olan ve 1. derecede tarihi eser olan Haydarpaşa Garında bilimsel, teknik ve hukuki olarak asla uygulanmaması gereken Garın fiziksel bütünlüğünü ve güvenliğini tehlikeye sokacak olan çatıyı restoran vb gibi ticari kullanım dayatmanızdan derhal vazgeçip biran önce Garımızı aslına uygun olarak derhal onarın…
148 haftadır süren Pazar nöbetlerimizle…
128 haftadır Perşembe geceleri devam eden etkinliklerimizle…
Danslarımızla, şarkılarımızla, türkülerimizle, şiirlerimizle…
Kentimizin ülkemizin yağmalanan her bölgesinde direnen halkımızla, dayanışmalarımızla…
Çok daha güçlüyüz…
Çok daha kararlıyız…
Toplum Kent ve Çevre İçin Haydarpaşa Dayanışması
Fotoğraflar için :Hazım Engin, Ertuğ Dinseven ve Ümit Üstaş’a teşekkür ederiz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu