Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Hani Entegrasyon Sağlanarak İstanbul Şehiriçi Ulaşım Hizmetleri Tek Elden Aksatılmadan Yürütülecekti

(yorumlar kapalı)

resimİBB Mülkiyetinde bulunan ve İstanbul Gemi Siciline kayıtlı 28 adet yolcu vapuru, 13 adet arabalı vapur, 5 adet deniz otobüsü, 2 adet hızlı feribot, 1 adet römorkör, 2 adet hizmet motoru, 1 adet yakıt gemisi ile 6 adet yüzer iskele olmak üzere toplam 58 adet deniz vasıtasının İntifa Hakkı karşılığı işletilmesi işi ihalesi bugün 30.07.2010 tarihi saat 10.00 da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Encümen Salonu Saraçhane/İstanbul adresinde yapılacağı İBB’nin ihale ilanı ile duyurulmuştur.

http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/IhaleIlani.aspx?IhaleID=8916

İhale Sürecine Nasıl Gelindi

İBB Kaynak Geliştirme Daire Başkanlığı’nın, İDO ve İGDAŞ’ın özelleştirilmesini öngören teklifi 17.08.2009 tarihli meclis oturumunda ele alınmıştı. Teklif üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Plan Bütçe Komisyonu’nca hazırlanan raporda İDO ve İGDAŞ’ın özelleştirilmesinin gerekçesi ise şöyle açıklanıyordu.

"Şehir içi doğalgaz dağıtımı hizmetinin ve deniz yolu ile toplu taşımacılık hizmetinin etkin şekilde yürütülmesi için yapılan yatırımların İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin görev hizmet alanlarında etkin, nitelikli ve verimli kamu hizmeti sunabilmesi için belediyeye kaynak sağlanması, kamu menfaatlerinin ve genel kamu yararının tesisi için; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bağlı kuruluşları ve iştiraklerinin sermayesinin yüzde 100’üne sahip olduğu İDO ile İGDAŞ’ın özelleştirilmesi uygun olacağı belirtilmiştir"

 

Uzun tartışmaların ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, belediyenin en gözde iki şirketi İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) A.Ş. ile İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (İGDAŞ) özelleştirilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a yetki vermişti. İki şirketin özelleştirilmesinin yolunu açan karar, oyçokluğuyla kabul edilmesi üzerine CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Hakkı Sağlam, "Bu iki özelleştirmenin hangi gerekçelerle yapıldığını anlayamadık. Eğer nedeni belediyenin kaynak yetersizliği ise bu doğru değil. Bu kadar büyük bir özelleştirme kamuoyu ile paylaşılmalı, sendikalar, sivil toplum örgütleri ile tartışılarak ortak karar alınmalı" şeklinde beyanat vermişti.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin bir BİT oluşumu olan İDO’nun özelleştirilmesi için İBB Meclisinin Başkanı Kadir Topbaş’a yetki vermesinin ardından İBB Mülkiyetinde bulunan ve İstanbul Gemi Siciline kayıtlı 28 adet yolcu vapuru, 13 adet arabalı vapur, 5 adet deniz otobüsü, 2 adet hızlı feribot, 1 adet römorkör, 2 adet hizmet motoru, 1 adet yakıt gemisi ile 6 adet yüzer iskele olmak üzere toplam 58 adet deniz vasıtasının İntifa Hakkı karşılığı işletilmesi işi ihalesini irdeleyelim.

İstanbul’un deniz ulaşımı, 06.04.1987 yılına kadar büyük ölçüde TDİ Şehir Hatları İşletmesi (ŞHİ) tarafından sağlanırken, bu tarihte İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından İstanbul Ulaşım ve Ticaret A.Ş. kurularak deniz ulaşımını sağlayan ikinci bir kuruluş ortaya çıkmıştır. 02.09.1988 tarihinde şirkette unvan değişikliği yapılmış, işletme  İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret  A.Ş.  (İDO) adını almıştır. Ve bünyesindeki Deniz Otobüsleri ile Marmara denizinde ve de boğazda deniz taşımacılığı yapmaya başlamıştır.

İDO’nun resmi web sayfasında "İDO sermayesinin büyük bölümü İBB’ye ait olduğu, özel hukuk hükümlerine tabi bir belediye iştiraki olduğu,  Belediye İktisadi Teşekkülleri (BİT) 1580 sayılı "Mahalli İdareler Kanunu" ve 3030 sayılı "Büyükşehir Belediyeleri Kuruluş Kanunu"nun verdiği yetkiye göre kurulduğu, Bu kanunun belediyelere, görev alanlarına giren konularda gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek imkânını verdiği, ayrı bir tüzel kişiliğe ve bütçeye sahip,  ticari nitelikte, ancak yerel yönetim ile koordineli olarak çalışan özel amaçlı bu kuruluşlar aracılığıyla birçok hizmet yürüttüğü, BİT’lerin sermayesinin belediyeye ait olduğu üretilen hizmet  belediye adına gerçekleştirildiği" ifade edilmektedir.

Bu cümlede kendi içinde bir biri ile çelişen çok önemli bir nokta vardır. Cümlenin başında İDO’nun sermayesinin büyük bölümünün İBB’ye ait olduğu söylenirken, cümlenin sonlarına doğru BİT’in sermayesinin tamamının Belediyeye ait olduğu belirtilmektedir.

2005 Şubat ayında İBB,  Özelleştirme Yüksek Kurulu ile bir protokol yaparak ŞHİ’yi devralmıştır. Böylece İstanbul’da deniz ulaşımı hizmeti yapan en büyük kuruluş İBB olmuş ve İBB bu hizmetin yürütülme işini  İDO’ya devretmiştir.

Şimdi bu devir işinde biraz ayrıntıya girelim.

Özelleştirme Yüksek Kurulunun 31.01.2005 tarih 2005/03 sayılı kararında "10.03.1993 tarihinde özelleştirme kapsamına alınan 1995 yılında özelleştirme stratejisi belirlenen TDİ’nin şehirhatları İşletmesi ve Deniz Yolları İşletmesine ait hatlardan İstanbul Boğaz, Haliç, Sirkeci, Adalar-Yalova, Eskihisar-Topçular, İstanbul-Avşa-Marmara-Erdek-Tekirdağ hatlarında faaliyet gösterdiği yolcu ve araç taşıma hizmetlerinden çekilmesine, İstanbul Şehir içi ulaşımın entegrasyonunun sağlanarak bu hizmetlerin tek elden aksatılmadan ve güvenli bir şekilde yürütülmesini teminen bu hizmetlerin ve anılan bölgede deniz yoluyla şehir içi ulaşımda kullanılan araç, gemi, demirbaş ve yedekleri ile birlikte bu kararın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren 3 yıl ödemesiz 7 yıl içinde ödenmek üzere toplam 21.820.000 ABD Doları bedelle, iskelelerin ise bila bedelle belediye devredilmesine karar verilmiştir.

Bu karar çerçevesinde İBB ve TDİ arasında 15.03.2005 tarihinde imzalanarak yürürlüğe giren protokolün

6.9 maddesinde "tahsis edilen iskele ve hizmet binaları tahsis amacı dışında kullanılamaz"

9.12 maddesinde "Belediye’ye devredilen gemiler, iskeleler, terminaller bu protokolün amacına uygun olarak Belediye tarafından üçüncü şahıslara, iştiraklere işlettirilebilir veya kiraya verilebilir"

 

Söz konusu protokolün eki olan "Haliç Tersanesinin İşletilmesine Yönelik Ek 2 Protokol"ün maddelerinden

Madde 9-Devir’de "protokol kapsamındaki işin tamamı yada bir kısmı, Belediyenin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde ve hiçbir gerekçe ile özel ve tüzel 3. şahıslara devredilemez. Ancak Belediye, tersanenin işletilmesi ve bu protokoldeki yetki ve sorumluluklarının bir kısmını veya tamamının devrini sermayesinin yarısından fazla hisseye sahip olduğu şirketlere bırakabilir"  

İDO’nun sahip olduğu deniz araçları, iskeleler ve tersaneler ile deniz işletmeciliği hakkı zaten bir özelleştirme programı gereği verilmiş olup özelleştirmenin özelleştirmesi olmaz.

TDİ deniz araçları iskeleler tersaneler İstanbul Kent içi ulaşımda entegrasyonu sağlamak ve ulaşımı tek elden planlamak koordine etmek amacı ile İBB’ye verilmiştir. Özelleştirme Yüksek Kurulunun bu devir hakkındaki kararı ve imzalanan devir protokollerindeki hükümler yok sayılarak yada görmezden gelinerek İDO ve bünyesindeki TDİ taşınmazları deniz araçları iskeleler tersaneler yeni bir özelleştirme hareketi ile İBB Başkanı tarafından ihale düzenlenilerek satılamaz/devredilemez.

İDO’nun satılması konusunda İBB Meclis kararı ile Belediye Başkanına verilen yetkide kararın içeriği tam olarak bilinmemekle beraber satışın Likidasyon (Varlık Satışı) yöntemi ile yapılacağı sinyalleri verilmektedir. Yani bu satışla İDO’nun asıl varlığının tamamı satılacaktır. Peki, İDO’nun işlettiği vapurlar iskeleler kendi varlığımıdır yoksa kullanım hakkı kendisine devredilen varlıklar mıdır? Tabiî ki bu varlıklar İDO’ya işletilmek üzere devredilmiş varlıklardır. İBB illaki İDO’yu satacağım diyorsa yalnızca İDO’nun kuruluşu ile sahip olduğu Deniz otobüslerini ve işletmesini satabilir. TDİ’den Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı gereği kendisine işletmek üzere devrolmuş deniz araç tesis ve işletme hakkını satamaz. Kaldı ki bu devir karşılığı İBB’nin TDİ ye yapacağı ödeme 2005 yılında sonra 3 yıl ödemesiz 7 yıl içinde ödenecek şartı dikkate alındığında borcun ödeme süresi 2015 yılında dolmaktadır.

İBB bu devir bedelini ödemiş midir?

Vaktinden önce ödemesi zor görünmektedir. Kaldı ki belediye mali kriz içinde bulunduğu metro yatırımlarını sürdürmek için bu satışı yaptığı ifade edilmektedir.

Gerek Özelleştirme Yüksek Kurulunun devir kararındaki ", İstanbul Şehir içi ulaşımın entegrasyonunun sağlanarak bu hizmetlerin tek elden aksatılmadan ve güvenli bir şekilde yürütülmesini temin" ifadesi gerekse İDO’nun resmi web sayfasındaki "İDO, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren bir anonim  şirket olmasına rağmen, kamu kaynağı kullanıyor olması nedeniyle kamu yararını gözetmektedir. Dolayısı ile üretilen hizmetler  kamu hizmeti niteliğini taşımaktadır" tanımlama İDO’ya kamu hizmeti yapma sorumluluğunu yüklemektedir. Bu nedenledir ki İBB bu sorumluluğnu İDO’yu satarak yok sayamaz.TDİ ve İBB arasında imzalanan protokolün 9.12 maddesinde "iskele ve gemiler 3.şahıslara işlettirilebilir kiraya verilebilir" hükmündeki satış (tekrar özelleştirme) kısıtlaması İBB Meclisindeki iktidar partisi çoğunluğu tarafından görmezden gelinerek İDO’nun tüm varlığı ile satışı için İBB Başkanına yetki verilmiştir.

TDİ ve İBB arasında imzalanan protokolün Protokolün 9.15 maddesi "bu protokolün yürürlüğe girmesinden sonra doğacak ihtilafların halli için Beyoğlu Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir" hükmü gereği prtokol hükümlerine aykırı olan İBB Meclis kararının iptali için belirtilen mahkemelere ve İdarenin alacağı her türlü işlem ve karar İdari yargının kapsamına girdiğinden İdare mahkemelerine İBB Meclis kararı hakkında dava yolu açıktır.

Özelleştirme Yüksek Kurulunun 31.01.2005 tarih 2005/03 sayılı kararının 7. maddesindeki "…devir işleminde veya ileride ortaya çıkabilecek husuların çözümü amacıyla gerek görüldüğü takdirde Özelleştirme İdaresi Başkanlığının uygun görüşü alınarak ek protokoller düzenlenerek yürürlüğe konulmasına" hükmü gereği de Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bu tartışmalı konu bir yazı ile taşınmalıdır.

İBB Meclisinin İDO’nun satışı yolunda İBB Başkanına yetki vermesi ve satış yolunu açmasından düzenlene bu intifa hakkı ihalesi sonucunda İstanbul’da deniz ulaşımından yararlanan halkı olumsuz olarak etkileyecektir. Çünkü özel sektör kendi belirlediği karlı hatlarda ve zaman dilimlerinde hizmet vereceği için çalıştıracağı gemilerde müşteri memnuniyetini baz alacak kamu yararı ikinci plana atılacaktır. İDO’nun kar getirmediğini ileri sürerek kamusal yararı hiçe sayarak uzun yıllar halkın yararlandığı İstanbul Yalova ve Adalar, boğaz vapur seferlerini iptal ettiği daha hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır.

Denilebilir ki İBB denetim ve düzenleme görevini yerine getirsin. İDO kendine bağlı bir BİT iken bu mümkündür. Sefer ve fiyat politikasını kamu adına denetleyebilir karar sürecine katılabilirsin. Ancak parayı verip İDO’yu alan şirketin yönetim ve ticaret yaşamını belirleme yetkisinin İBB de bulunabileceğini söylemek veya sanmak ticaretin kurallarını ya bilmemek yada bu işlerin ahbap çavuş yandaş sermaye aracılığı ile karşılıklı anlayış içinde yürütüleceğini önceden planlamak olarak izah edilebilir.

Deniz Ulaşımındaki kamusal yarar şirketlerin insafına bırakılamaz.

İstanbul’da Ulaşım kargaşasına son vermek için Ulaşımı tek elden yönetilmelidir diyerek TDİ’yi özelleştirilerek İBB’ye devredildi. Bu yaklaşıma ulaştırma bilim adamları da beyanatları ile destek verdiler. Şimdi İDO özel sektöre satılarak ulaşım tek elden yönetilmekten vazgeçiliyor, ne için metro yapacağız diye. Peki TDİ’nin mal varlığı İBB’nin eline geçmese idi metro yapmayacak mıydı?

Yada İDO’nun satışından elde edilecek para ile kaç km metro yapılabilir? İstanbul’un metro ihtiyacı bu kadar mı? İDO satışından elde edilecek para bitince metro yapılmayacak mı?

Bu soruları kim sorması lazım?

Basın değimli?

Sordu mu peki?

Sormadı.

Birileri kızacak ama bu "İntifa Hakkı" devir ihalesi iptali için yargıya taşınmalıdır.

 

Behiç AK’ın gözlem ve tespiti:

Vapurların tamir bakımının yapılablidigi tek yer olan Halic tersanesi ise, konser ve fotograf sergilerinin mekani oldu bu aralar. Müze olmasi kesinleşecek gibi. Yani sonuçta vapurlar tek tek kalkarken yerini motorlara bırakacak.

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu