O Tren Bu Gara Gelecek
100 yılı aşkın geçmişinde tarihimizin önemli olaylarına sahne olmuş ve Anadolu’nun batıya açılan kapısı konumuyla toplumsal belleğimizde çok özel bir yer edinmiş ve kamu mülkiyetinde ve kullanımında bulunan Haydarpaşa Gar binası, tarihi, kültürel değerleriyle İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 21.08.1997 gün ve 4542 sayılı kararı ile “1. grup korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
4 Aralık 2004 tarihli gazetelerde “Haydarpaşa Manhattan olacak” başlığı altında Haydarpaşa Limanı ve çevresi için hazırlanmakta olan bir proje ile Haydarpaşa Garı ve Limanı’nı da içine alan söz konusu alanın dünya ticaret merkezi olarak planlandığı ve bu konuda 17 Eylül 2004 tarihli ve 5234 sayılı bir kanun çıkarılarak hazırlıklara başlandığı, hükümetin bu projeden 5 ila 10 milyar dolar arasında gelir beklediği konusunda haberler yayınlanmıştır.
Mart 2005’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin toplam 20 “Vizyon Projesi” ile Cannes şehrinde toplanacak Dünya Gayrimenkul Fuarı’na katılacağı ve bu projeleri uluslararası emlak piyasasının ve yatırımcıların ilgisine sunacağı ilan edilmiştir. Haydarpaşa Gar ve Liman Sahası da uluslararası emlak piyasasına sunulan projeler arasında yer almıştır. Bu arada Haydarpaşa Gar Liman ve çevresi Türkiye’nin en büyük özelleştirme projesi olarak ilan edilmiştir (kaynak: invest.gov.tr).
Haydarpaşa Gar ve çevresindeki 1 milyon m2 lik kamusal alan ve üzerindeki endüstriyel işlevin sürdürülmesi ve bu alanın sermayenin kullanımına devredilmesine karşı mücadele etmek üzere yürütmesinde BTS ve Mimarlar Odasının bulunduğu ve 80’e yakın sivil toplum örgütünün desteklediği “Haydarpaşa Dayanışması” kurulmuştur.
Bu haberlerin ardından; kamuoyunda da büyük bir tepki ile karşılanan ve planlama alanını ticaret ve turizm alanı olarak yapılaşmaya açan 7 adet 70 katlı gökdeleni içinde barındıran 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar koruma kuruluna iletilmiştir. İletilen bu planlar İstanbul 3 Numaralı Koruma Kurulunun 04.05.2005 tarih ve 585 sayılı kararı ile “bölgeye öngörülen yoğunluklarda kentsel peyzaj, altyapı dengeleri ve kültürel dokunun gözetilmediği” gerekçesi ile uygun görülmemiştir. Buna karara rağmen tarihsel, kültürel ve işlevsel olarak son derece önemli evrensel ve ulusal değere sahip planlama alanını kurvaziyer liman, ticaret ve turizm alanı olarak yağma ve yapılaşmaya açmayı öngören bu planlar; Devlet Demiryolları işletmesi Genel Müdürlüğü Taşınmaz Mallar Dairesi Başkanlığı tarafından ilgili kurullara 07.06.2005 gün 3566 sayılı yazı ekinde Kadıköy-Üsküdar (İstanbul) Haydarpaşa Gar ve Liman Sahası Yaklaşım Planı adı altında 1/3000 ölçekli plan ile 1/1000 ölçekli İmar Planı olarak tekrar iletilmiştir.
Bu planlar da, ilgili İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 20.07.2005 gün ve 438 sayılı; İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 20.07.2005 gün ve 792 sayılı kararları ile 2863 sayılı yasa kapsamında yeniden değerlendirmek üzere uygun görülmemiştir. Bu kararlar üzerine Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü; İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20.07.2005 gün 438 sayılı kararı ile tescil edilen 240 ada, 1 parseldeki 3 adet kagir yapı, 4 adet çınar ile 2 adet sedirin korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliği taşımadığından tescilli kararının yerinde olmadığı; 240 ada, 14 parselin koruma alanı olarak belirlenmesinin uygun olmadığı iddiasıyla anılan planları tekrar ilgili kurullara iletmiştir.
Haydarpaşa Garı ve Çevresi Kentsel ve Tarihi Sit Alanıdır
Haydarpaşa Gar ve Liman Sahası 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planı değişikliklerine ilişkin TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve 26 Nisan 2006 gün ve 85 sayılı karar ile Haydarpaşa Garı ve çevresi Kentsel ve Tarihi Sit olarak tescil edilmiştir.
Fakat bu karar 6 ay boyunca ilgili mercilere dağıtılmamıştır. 21 Haziran 2006 tarihinde Kültür Bakanlığı, 26.4.2006 tarihli 85 no’lu tarihi kararı tekrar görüşülmek üzere İstanbul 5 no’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na geri gönderdi. Ancak Kurul, 21.06.2006/167 sayılı kararı ile alınan sit kararının doğru olduğuna ve değiştirilmesine gerek olmadığına; söz konusu alana ilişkin alınan kentsel ve tarihi sit tescil kararının devamına, bu alana ilişkin taleplerin değerlendirilebilmesi için Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanmasının esas olduğuna, Koruma Amaçlı İmar Planı’nın ivedilikle hazırlanarak Kurula iletilmesine, Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanıncaya kadar bu alanda hiç bir şekilde yeni yapılaşmaya gidilemeyeceğine karar verilmiştir.
25 Haziran 2007’de TCDD yönetimi tarafından; Anayasal görevini yerine getiren kurulun yetkisizliği ve sit kararının Haydarpaşa Garı sahasının ülke ekonomisine kazandırılması konusunda engel teşkil etmesi gerekçeleri ile İstanbul 1 No’lu İdare Mahkemesine başvurularak üç kez onaylanan kurul kararının iptal edilmesi için dava açılmıştır. İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 30.01.2008 gün ve E:2007/1294, K:2008/67 sayılı kararında dava reddedilmiş, Davacı TCDD tarafından karar temyiz edilmesine rağmen Danıştay 6. Daire’nin 25.06.2010 gün ve E:2008/9172 K:2010/6709 sayılı kararı ile bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararı onanmıştır.
Haydarpaşa Gar için TCDD’nin 5535 sayılı yasanın 32. Maddesine Dayanarak İBB’ye Planlama Yetki Devri Yapması
Anılan kurul ve yargı kararları üzerine; 30.11.2007 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında 1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Ve 1/1000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Yapımına ilişkin bir protokol imzalanmıştır.
Söz konusu protokole dayanılarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve İBB Meclisinin 14.05.2013 tarih ve 912 sayılı kararı ile kabul edilen ve 07.02.2014 ile 07.03.2014 tarihleri arasında askıya çıkan plan 1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptali için Haydarpaşa Dayanışması bileşenleri idari yargıya başvurarak kamu yararı olmayan bu planın iptali için dava açmışlardır.
Açılan bu davayı kadük duruma düşürmek isteyen İBB Plan notlarına; 2.1.2.6 Ticaret alanı (T) tanımına ek olarak TCDD Alanının çevresindeki T tanımlı ticaret alanı olarak belirlenen bölgelerin zemin altı altında komu kullanımına yönelik otopark yapılabilir. • Plan Notlarının 2.1.2.9 maddesinin sonuna “TCDD Alanının doğusunda yer alan aktif yeşil alan olarak belirlenen bölgede toplu taşıma peron alanları düzenlenecektir” notu eklenmiştir.
İmar Planları değişikliği ile 1 milyon m2 lik kamusal alanı endüstriyel demiryolu işlevinin dışına çıkartarak imar rantı elde etmeyi isteği 28 Kasım 2010 tarihinde çıkan yangını ve yangın sonrası hazırlanan restorasyon projesi ile Gar binasının çatı katına ticari fonksiyon verilerek binayı otel yapmanın önü açılmak istemiştir. Ancak gösterilen tepkiler üzerine Anıtla Yüksek Kurulu çatıya ticari fonksiyon veren restorasyon projesinin bu hükmünü iptal etmiştir.
Ulusal duyguları ve olimpiyat ruhu kullanılarak Haydarpaşa Gar ve Liman arazisi üzerine kurulacak tesisler projelendirilmiş ve 2020 olimpiyat oyunlarına aday olunmuştur. Ancak İstanbul’un kentiçi ulaşımındaki yetersizliğini gören olimpiyat değerlendirme komitesi adaylık başvurusunu reddederek Haydarpaşa gar ve çevresindeki kamusal alanın dönüşümüne karşı sürdürülen mücadeleye istemeyerek de olsa katkı sunmuştur.
Yukarıda kısaca aktardığımız planlama süreci ile ilgili gelişmelerden de anlaşılacağı üzere; sadece Türkiye ve İstanbul için değil dünya için de tarihi, kültürel, sosyal, işlevsel ve simgesel değer niteliği ile bir endüstri mirası niteliği taşıyan Haydarpaşa Gar Liman Ve Çevresinin planlamasında ilgili idareler ve özellikle TCCD yönetimi tarafından esas alınan amacın, alanın taşıdığı tarihsel işlevsel ve kültürel değerlerin geliştirilip korunmasından daha çok kısa vadeli ekonomik çıkarlar adına alanın rant kabiliyetinin ve yapılaşma kapasitesinin arttırılarak özel kullanıma sunulabilmesi olduğu son derece açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
2014 yılında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından ülke notu düşürülünce Maliye Bakanı şimşek “bizim elimizde Haydarpaşa ve Milli Piyango var” diyerek asıl niyeti tüm açıklığı ile ortaya koymuştur.
1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptali için Haydarpaşa Dayanışması tarafından açılan davada Liman alanı için mahkemenin planı bu bölümünü iptal etmiştir. Gar sahası için ise geçtiğimiz ay bilirkişi incelemesi tamamlanmış olup mahkemenin iptal yönünde karar vereceği beklentimiz dev am etmektedir. Ayrıca Kadıköy Belediyesinin CHP’li meclis üyeleri tarafından Kadıköy Meydanına panayır alanı fonksiyonu veren planın iptali için açılmış davada mahkeme planın iptali yönünde karar vermiş yapılan itirazı da red ettiği için karar kesinleşmiştir.
Haydarpaşa Gar Ve Liman Alanı İle Geri Sahası (Harem, Haydarpaşa ve Kadıköy), coğrafik konumu, eskiden beri yüklendiği ulaşım yükü (Harem Otogarı, Haydarpaşa Limanı, Denizyolları, Toplu Taşıma Durakları ve Haydarpaşa Garı) ve barındırdığı mevcut kullanımlar (tarihsel merkez) itibariyle İstanbul Metropoliten Alanının en önemli odak noktalarından birini oluşturmaktadır. Bölge Anadolu Yakasındaki en uç indirme-bindirme ve aktarma noktası olması sebebiyle, iki yaka arasındaki deniz, kara ve demiryolu taşımacılığının metropol içindeki en merkezi iki bölgesinden biridir.
Söz konusu planlama alanı kamu mülkiyetindedir. Tarihsel süreç içinde ülkenin demir yolları ihtiyacını karşılamak üzere yıllar süren büyük bir özveri ile kamulaştırmış bu alanların konumunun stratejik önemi nedeniyle, kamu mülkiyetinde ve kullanımında kalması gerekmektedir. Ayrıca bu gereklilik İstanbul bütünün gerekse Anadolu Yakası’nın açık alan gereksinmeleri bağlamında da büyük önem taşımaktadır. Planlama alanının kamu mülkiyetinde kalmasıyla birlikte, Tarihi, kültürel, coğrafi ve stratejik önemi nedeniyle, İstanbul metropoliten alanının tümüne hizmet edecek ve toplumsal faydayı en üst noktaya taşıyacak şekilde bir kamusal açık alan kullanımı yaklaşımı benimsenmelidir. Kentsel belleğe katkı sağlayacak ve onu sürekli canlı tutacak; endüstriyel miras kavramını koruyarak öne çıkaracak ve bu mirası kamuya en iyi şekilde sunacak bir alan olarak da işlevlendirilmeli ve tasarlanmalıdır.
Haydarpaşa Garın Özelleştirme İdaresine Devri
Ancak; yaklaşık sekiz yıldır süregelen bu talihsiz planlama operasyonundaki tek amaç tamamıyla TCDD ve hazine mülkiyetinde olan İstanbul ve ülkemiz için son derece önemli bu stratejik tarihsel ve kültürel alanı alanı sadece kısa vadeli ekonomik çıkarlar adına satış kabiliyetini sağlayan işlevler ile donatılması için planlama aracını amacı dışında kullanmak olmuştur.
Bu konudaki en büyük kanıt ise; planlama çalışmalarının tamamlanma süreci ile aynı zamanda TCDD İşletmesi Yönetim Kurulu’nun 12 Eylül 2012 tarihinde yaptığı toplantıdaki “Haydarpaşa. Gar, Liman ve Geri sahasında Kuruluşumuz mülkiyetinde bulunan yaklaşık 1.000.000 m2 taşınmazın, İstanbul’un kültürel ve sosyal yapısıyla bütünleşerek ülkemiz ve Kuruluşumuz açısından gelir getirici yönden değerlendirilmesine yönelik olarak 4046 Sayılı Kanun ile 5793 sayılı kanunun (Değişik 5335 sayılı kanunun 32. maddesi) 43.maddesi kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bildirilmesi için Genel Müdürlüğe yetki verilmesi hususu olmuştur.
Haydarpaşa Gar ve Limanın Belleklerdeki Yerinin Silinmesi
Haydarpaşa gar ve limanın belleklerdeki endüstriyel işlevinin silinmesi için önce tren işletmeciliğinin devam ettiği esnada tren seferleri Söğütlüçeşme’de sonlandırılarak garda Fuar düzenlenmiştir. Marmaray projesi nedeni ile trenlere kapatılan Haydarpaşa Gar düğünlere sergilere, yılbaşı eğlencelerine, sempozyuma ve kahve festivaline tahsis edilmiştir. Sinema filmlerinin ve TV dizilerinin çekimi için film stüdyosuna çevrilmiştir.
Haydarpaşa Gar ve Liman Olmazsa Olmaz mı?
TCDD’nin elindeki tüm limanların özelleştirme kapsamında satışı/devri planlanırken Haydarpaşa Limanı özelleştirme dışında bırakılarak gelir getirici projeler uygulanarak dönüşüme tabi tutulmak üzere işlevsizleştirilme uygulamaları devreye sokulmuştur.
Haydarpaşa Limanı lojistik bakımdan yetersiz olmadığı gibi Marmara Bölgesinin 1. ülkenin 3.büyük limanıdır. Ülke ihracatının % 50’sinin bu limandan gerçekleştirilmekte idi. Haydarpaşa Limanı, yılda 59,9 milyon dolar (2006 yılı) geliri vardı, Trakya bölgesinin kargo gereksinmelerinin büyük bölümünün Haydarpaşa Limandan karşılanmakta idi.
Dokuzuncu Kalkınma Planında(2007-2013) “Başta İzmir yöresi, Marmara ve Akdeniz olmak üzere, liman kapasiteleri artırılacaktır… Dünya sıralamasında 18. sırada yer alan Türk Ticaret Filosu, son yıllarda 24.sıraya gerilemiştir…” İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile BİMTAŞ’a bağlı İstanbul Metropolitan Planlama Bürosu raporunda, “Haydarpaşa limanının her hangi bir nedenle devre dışı kalması sadece İstanbul için değil, bölge ve ülke açısından ciddi riskler taşımaktadır” tespitlerinin yapıldığı bir durumda Haydarpaşa limanını kapatmanın kamu yararı açısından doğru bir uygulama olduğu aşikardır.
TCDD bünyesinde 1975 yılında 66,446 personel istihdam edilmişken bu sayı 1996 yılında 44958’e gerilemiştir. 1983 yılında TCDD’nin giderleri arasındaki personel payı %43 iken 1996 yılında %29’a gerilemiştir. Bu hem daralan istihdam ve 12 Eylül 1980 darbesi sonucu ücretlerde yaşanan gerileme ve hak kayıplarındandır. Yine 1983-1996 arası dönemde TCDD’nin gelirlerinin Giderlerini karşılama oranı 1983 yılında %99,8 iken 1996 yılında %37’ye düşmüştür. Personel sayısındaki azalmaya rağmen personel başına düşen taşıma oranları ise 1980 yılında Yük Trenlerinde 188,8 iken 1996 yılında 330.3 ton’a Yolcu trenlerinde personel başına düşen yolcu 1.812 den 2.005′ adet yolcuya yükselmiştir. Aynı dönem yani 1983-1996 yılları arası TCDD Giderleri içinde Faaliyet dışı giderlerin (faiz ödemeleri) payı ise %9’dan %41’e yükselmiştir.
Yukarıda vermiş olduğumuz rakamlarda da görüleceği üzere personel sayısındaki azalmaya rağmen personel verimliliğindeki artış TCDD’nin aktüeryal dengesindeki bozulmayı engelleyememiştir. Çünkü TCDD özel banka ve kredi kuruluşlarına yüksek faizle borçlandırılmış bu nedenle de faaliyet dışı giderleri kurumu içinden çıkılamaz bir borç batağına itmiştir.
TCDD’yi içine düştüğü bu durumdan kurtarmak için Dünya Bankasından alınan kredi ile 1995 yılında yine bir Dünya Bankası kuruluşu olan Booz-Allen Hamilton Firmasına bir etüd çalışması yaptırıldı. Firmanın hazırladığı “TCDD’nin Yeniden Yapılandırılması” adlı raporda TCDD’nin 1996 yılında 44958 olan personel sayısının 2005 yılına kadar %50 azaltılarak 20250’ye düşürülmesini bu amaçla Fabrikaların Limanların Hastanelerin elden çıkarılması istiyordu. 2011 yılına gelindiğinde TCDD bünyesindeki personel sayısı 32802 ye gerilemiştir.
Her ne kadar Booz-Allen Hamilton firmasının öngördüğü personel sayısına inilememiş ise de TCDD’nin elindeki Sivas, Eskişehir ve Yakacık hastanelerini devir yolu ile yine elindeki yedi adet Limandan Derince, Mersin, Samsun ve Bandırma Limanlarını özelleştirme yolu ile elden çıkardı. İzmir Limanın özelleştirme yolu ile satış süreci devam etmektedir. Haydarpaşa Limanı ise Haydarpaşa gar ile beraber elden çıkarılması planlandığı için düşük kapasite ile çalıştırılmaktadır. Haydarpaşa Limanın 2007 yılı Yükleme ve boşaltma tonu 3.928.000 ton iken 2011 yılı yükleme ve boşaltma işlem hacmi 1.898.000 tona düşmüştür. TCDD Liman özelleştirmelerini yapmadan önce 2007 yılında Limanların toplam geliri 324.297.886 TL iken Mersin, Samsun ve Bandırma Limanlarının elden çıkmasından sonra 2011 yılı Liman gelirleri 255.187.575 TL’ye düşmüştür.
Yapılan Liman özelleştirmeleri, Personel sayısındaki azalma ve devletten alınan sübvansiyonlardaki % 100 artışa (2007 yılında 563.086.367 TL 2011 yılında 1.016.210.917 TL) rağmen TCDD’nin zararı 2007 yılında 630.266.880 TL iken 2011 yılında 733.327.389 TL’ye yükselmiştir.
TCDD’ye verilen sübvansiyonların miktarı 2010 yılında 2009 yılına göre %16 oranında artarak toplam gelirler içindeki payı 2009’de %35 iken 2010 yılında %43 olmuştur. Buna rağmen Kuruluşun 2010 yılı toplam gelirleri ise 2009 yılına göre %5 oranında azalarak 2.007.205.089 TL olarak gerçekleşmiştir..
Oluşan bu olumsuz tabloyu TCDD 2010 yılı Faaliyet raporunda “2010 yılında TCDD’nin esas faaliyetleri olan yolcu, yük ve liman faaliyetlerinden 865.493.911 TL zarar edilmiş, faaliyet dışı işlemlerinden ( faiz, kur farkı, kıdem tazminatı vb) 842.857 TL faaliyet dışı zarar edilmiş ve sonuçta Kuruluşumuz 866.336.767 TL zarar etmiştir. Bu zarar esas itibariyle işletme gelirlerinin işletme giderlerini karşılayamamasından kaynaklanmaktadır” şeklindeki bir savunmayla açıklamaktadır.
Canac Raporundaki önermeler doğrultusunda Özelleştirme Yüksek Kurulunun 30.12.2004 tarih ve 2004/128 sayılı kararıyla Kuruluşumuzca işletilen Haydarpaşa Limanı hariç 6 limanın (Derince, Mersin, İskenderun, Samsun, Bandırma, İzmir) işletme hakkının devri, kiralama ve/veya mülkiyetinin devri dışındaki diğer yöntemlerle özelleştirilmesine karar verilerek çalışmalara başlandığı, 11.05.2007 tarihinde Mersin Limanı’nın ve 31.03.2010 tarihinde Samsun Limanı’nın, 18.05.2010 tarihinde Bandırma Limanı’nın işletme hakları 36 yıllığına devredildiği TCDD 2010-2023 Stratejik Planında ifade edildikten sonra şu can alıcı tespit yapılmıştır. “Limanlarımızda gelirin gideri karşılama oranlarını incelediğimizde liman faaliyetlerinin kuruluşumuz açısından taşıdığı önem daha iyi anlaşılacaktır.”
Madem TCDD’nin gelir/gider dengesi için liman faaliyetleri ve buralardan elde edilen gelirler bu derece önemli ise neden elden çıkartılıyor diye sormayalım mı?
30 Ocak 2004 tarihinde TCDD APK Dairesinden Genel Müdür Yrd. Erol İnal imzası ile UB DLHİ Genel Müdürlüğüne gönderilen yazıda 2020 yılı dahilinde şehirlerarası yolcu ve yük tahminleri, planlanan tren işletim sayıları ve hızlı tren işletme planları gönderilirken Ankara İstanbul koridorunda 2020 yılında 9.550.724 adet yolcu 5.443.000 ton yük 2030 yılında ise 12.835.375 adet yolcu 6.637.000 ton yük taşımanın planlandığı, bunun içinde 2020 yılında 25 çift yolcu treni 12 çift yük treni 2030 yılında 25 çift yolcu treni 18 çift yük treni Haydarpaşa kalkış Ankara varışlı olmak üzere 18 çift Hızlı Treni Haydarpaşa Adapazarı arasında ise 11 çift Adapazarı treni çalıştıracağını bildirmiştir.
TCDD APK Dairesinin Haydarpaşa Gar için yapmış olduğu bir çalışma sonucu elde edilen veriler 27 Nisan 2007 tarih 22292 sayılı yazı açıklanmaktadır.
Söz konusu yazıda;
TCDD’nin kullandığı CAF hızlı tren setlerinin uzunluğu 158,920 metredir. İki set birleştirilerek tek set olarak da çalıştırılabilir.
CAF marka YHT’lerin yolcu kapasitesi 419 kişidir.
Hızlı Tren Ana Bakım Atölyesinin Ankara’da, Hızlı Tren Servis Bakım Ünitesinin Haydarpaşa’da inşa edilecektir.
Ayrıca servis harici olan Hızlı tren setlerinin güvenli bir şekilde beklemesini teminen atölye sahası içinde işletim trafiğini etkilemeyecek şekilde yeterli sayıda bekleme (gare) yolları yapılacaktır.
TCDD Ankara İstanbul arasında Yüksek Hızlı Trenlerle günlük 25.000 yolcu taşınması hedeflemektedir.
Marmaray Tüp’deki pik (yoğun) saatler göz önünde bulundurularak bazı Yüksek Hızlı Trenlerin Haydarpaşa bazılarının ise Halkalı çıkışlı/varışlı olması planlanmıştır.
İstanbul arasında karşılıklı toplam 40 trenin çalıştırılması bunların yarısının Haydarpaşa diğer yarısının ise Halkalı çıkış/varışlı olması planlanmıştır.
Marmaray projesi kapsamında Haydarpaşa Söğütlüçeşme arasında tüpe girmeden ve en yakın gare noktası olarak gare edilecek diziler için tahsis edilecek en az 2 adet yolun işletilecek yük trenleri için faydalı yol uzunluğunun 750 metre olması gerekir.
Yük trenleri tüp geçide belli saatler dışında giremeyeceğinden Haydarpaşa’da minimum 750 metre boyunda en az 4 adet yola ihtiyaç vardır.
İstanbul Haydarpaşa’da 180 metre uzunluğunda 2o metre genişliğinde 2 yollu servis ünitesine ihtiyaç vardır.
Konvansiyonel, bölgesel ve hızlı tren işletme planları 3 aşama halinde değerlendirildiğinde;
Ankara Eskişehir, Eskişehir İstanbul, Ankara Konya Hızlı Tren Hatlarının tamamlanma durumuna göre trenlerin işletme projeksiyonu:
1.Aşama: Ankara Eskişehir Hızlı Tren Hattının tamamlanması ile
Boğaziçi ekspresi, Başkent Ekspresi, Cumhuriyet Ekspresi, Anadolu Ekspresi, Ankara Ekspresi, Fatih Ekspresi, Doğu Ekspresi Transasya Ekspresi, Toros Ekspresi, Pamukkale Ekpresi, Meram Ekspresi, İçanadolu Mavi Treni, İstanbul Ankara arasında sefere konulacak 2 adet tren Haydarpaşa-Adapazarı ekspres trenleri Haydarpaşa Garda sonlandırılacak/hareket ettirilecektir. Güney/Vangölü Ekspresi Ankara’da sonlandırılacak yolcuları aktarma edilecektir.
2.Aşama Ankara-Eskişehir İstanbul Hattının Tamamen bitirilmesi ile
a-)Yolcu ihtiyaçları için eski yoldan Ankara Haydarpaşa Ankara arasında 1 tren ve Doğu ekspresi eski yoldan çalıştırılarak Haydarpaşa Gar’da sonlandırılacak/hareket ettirilecektir.
b-)Ankara Eskişehir İstanbul Ankara arasında tarifeli hızlı trenler yeni yoldan çalışır.
c-)Hatta Eskişehir’den girecek trenlerden Toros Ekspresi Eskişehir’de sonlandırılacak yolcular hızlı trenlere aktarma edilecektir. İç Anadolu, Meram, Pamukkale Ekspresleri Haydarpaşa’ya çalıştırılması planlanmakla beraber bu konu üzerinde bir araştırma yapılacaktır.
d-)Haydarpaşa Adapazarı ekspresleri çalışmaya devam edecektir.
3.Aşama Ankara Eskişehir İstanbul Polatlı Konya hattının tamamen bitirilmesi ile
a-)Yolcu ihtiyaçları için eski yoldan Ankara haydarpaşa arasında 1 tren ve Doğu ekspresi eski yoldan çalıştırılarak Haydarpaşa Gar’da sonlandırılacak/hareket ettirilecektir.
b-) Ankara Eskişehir İstanbul Ankara arasında tarifeli hızlı trenler yeni yoldan çalışır.
c) Haydarpaşa Adapazarı ekspresleri çalışmaya devam edecektir.
d-)Ankara Konya Hızlı tren hattının tamamlanmasıyla Konya İstanbul arasında (3X3:6 tren) 3 çift tren sefere konulacak 2 sefer Halkalı’da 1 sefer Haydarpaşa’da sonlandırılacak/hareket ettirilecektir.
e-) Adana-Gaziantep-İstanbul trenleri Konya’da hızlı trene aktarma edilir.
f-) Pamukkale ekspresi Haydarpaşa Gar’da sonlandırılacak/hareket ettirilecektir.
Gerek bu yazılarda söylenilen taşıma planlarına gerekse 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurasında ilan edilmiş olan Demiryolu sektörünün yük taşımacılığında yüzde 20’ye, yolcu taşımacılığında ise yüzde 15’e ulaşılması için diğer sektörlerle kıyasıya rekabete girilecektir. Bu rekabette Demiryollarını öne çıkartan avantajlı duruma getiren ise kentlerin merkezindeki garlarıdır. UDHB tarafından devam etmekte olan demiryolu projelerinde Haydarpaşa ve Sirkeci garın fonksiyonlarını üstlenecek yeni bir gar projesi olmadığı gibi İstanbul’da bu kapsamda gar inşa edilebilecek bir boş alanda bulunmamaktadır.
Haydarpaşa Gar, Liman ve Geri sahası planının geri çekilmesi
Söz konusu 1/5000 ölçekli Haydarpaşa Gar, Liman Ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı yargıdan geçiremeyeceğini anlayan İstanbul Büyük Şehir Şehir Belediyesi kamuoyunda da meşruiyet bulmayan dönüşüm planı geri çekmek zorunda kalmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadıköy Belediyesini, İBB Meclisinin CHP’li üyelerini de yanına alarak kamuoyunu ikna edeceği yeşil görünümü öne çıkartılan bir plan ile yeniden kamusal alan ele üzerinden rant elde etme çabası içine girmiştir.
Basına yansıyan haberlerde hazırlanacak yeni planda kamunun kullanımına ait alanlar ile yeşil alanlar arttırılacak, YHT Haydarpaşa Gara gelecek, kalan alanlar için kentsel tasarım projeleri uygulanacak denilmektedir.
Zaten eski planda; Yüzyılı aşkın bir süredir ulusal ve uluslararası trenlere gemilere vapurlara hizmet veren kentimizin ana tren garının tüm işlevleri kaldırılarak Ankara İstanbul arasında işleyecek YHT için hizmet edecek küçük bir istasyona dönüştürülmüş, ülkemizin en korunaklı kapasitesi en büyük limanı ise kruvaziyer liman fonksiyonu verilmişti.
Ancak İBB Meclisinin planı geri çekme kararına dayanak olan İBB İmar ve Bayındırlık Komisyonunun 12.02.2016 tarih 173 nolu raporunda “UDHB tarafından yürütülmekte olan projelerin son durumuna göre planın revize edilerek TCDD’nin ihtiyacı kadar alan ayrılması, kamuya açık alanın artırılması, geri kalan alanlar için kentsel tasarım projeleri hazırlanması” gibi eski plandan farklı olmayan hatta birebir önermeler içermektedir.
Haydarpaşa Gar ve Liman kurtuldu diyebilmemiz için; Haydarpaşa Gar ve Liman sahasını gelir getirici projeler için Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devir eden TCDD İşletmesi Yönetim Kurulu’nun 12 Eylül 2012 tarihli kararının ve yine Haydarpaşa Gar ve Liman sahasını gelir getirici imar planları hazırlanması için TCDD ile İBB arasında 30.11.2007 tarihinde imzalanmış olan protokolün iptal edilmesi ve kamuoyuna ilan edilmesi gereklidir.
Bu nedenle Haydarpaşa Dayanışması olarak 11 yıldır sürdürdüğümüz meşru ve haklı alan ve hukuk mücadelemiz Haydarpaşa Gar ve Liman endüstriyel işlevini tam kapasite ile sürdüreceği ilan edilene kadar devam edecektir.
NOT: Bu makale daha önce Demiryol Meslek Okulu Derneği yayın organı olan KARDELEN dergisinde yayınlanmıştır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Tugay Kartal