Malul Makinistten Makul 1 Mayıs’a
Osmanlı topraklarında 1909 yılında Üsküp’te başlayan 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları yasaklar engellemeler ile süre geldi. 1922 1 Mayıs’ı akşamı Ankara’da yapılan kutlamalarda Demiryolu işçileri aktif olarak yer aldılar, hissi dram ve 4 perdeden oluşan "Malul Makinist" isimli oyunu sergilediler. 2009 1 Mayıs kutlamalarına damga vuran sözcük ise "Makul" oldu.
İşçiler, 1 Mayıs Bayramını, Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk kez 1909 yılında Üsküp’te kutladılar. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Bulgar, Sırp ve Türk işçilerin katılımıyla yapılan bu kutlamada yüz kadar işçi kızıl bayraklarla yürüdü. Selanik’te ise Bulgar sosyal demokratları bildiri dağıttılar ve İmparatorluğun bütün tebasına seçme ve seçilme hakkı tanınması, emeği koruyacak yasaların çıkarılması ile grev mevzuatının değiştirilmesini istediler.
İvrem Keskinoğlu’nun Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’nde verdiği bilgiye göre, 1909’u izleyen yıllarda da 1 Mayıs dolayısıyla Selanik, İstanbul, Edirne ve bazı Trakya kentlerinde kutlamalar yapıldı.
İstanbul’da 1 Mayıs 1912’de Dersaadet Tetebuatı İçtimaiye Cemiyeti (İstanbul Toplumsal İncelemeler Derneği) ve ona bağlı işçi dernekleri, Pangaltı’daki Belvü bahçesinde kutlama yaptılar. Selanik’te ise yedi binden fazla işçi, iş bıraktı, konuşmalar yapıldı. Bir parkta toplanmak isteyen göstericiler asker, jandarma ve polis tarafından dağıtıldı.
1913 ve 1914 yıllarında 1 Mayıs gösterileri yasaklandı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında da 1 Mayıs gösterisi yapılamadı.
1920 yılında ise işgal altındaki İstanbul’da 1 Mayıs’ın kutlanmaması kararlaştırıldı. Trabzon ve birkaç Karadeniz kentinde düzenlenen gösteri ve yürüyüşlerde ise Lenin ve Enver Paşa övüldü, Yunan işgali protesto edildi.
Tarih 27 Nisan 1921 İstanbul İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harington, komutanlığına bağlı İstanbul Zabıta Komisyonu Reisi Miralay Ballar’a kesin talimatını verdi:
"1 Mayıs’ta amele miting yapmayacak!"
O yıllarda sadece Rusya’yı değil Avrupa’yı da sarsan işçi hareketleri İngiliz Komutan Harington’u korkutuyordu. İşçilerin 1 Mayıs’ı bahane edip isyan çıkarmalarından çekiniyordu.
İstanbul’da 40 bin işçi vardı. Ve bunların ne kadarının sosyalist/ "kızıl" olduğu bilgisine sahip değildi.
Zabıta Reisi Miralay Ballar aldığı emir üzerine hemen bir talimat yayınladı:
1. Her türlü siyasi veya diğer mitingler, gösteriler askeri kumandanın emriyle yasaklanmıştır.
2. Bu emri ciddiye almayarak eyleme kalkışanlar yakalanarak cezalandırılacağı ahaliye beyan edilir.
3.Gerek 1 Mayıs münasebetiyle ve gerek diğer gösteriler için herhangi bir müracaat nazar-ı itibara alınmayacaktır.
Çıkardığı gazeteden dolayı "İştirakçi Hilmi" diye bilinen Hüseyin Hilmi, "Türkiye Sosyalist Fırkası" lideriydi. Şirket-i Hayriye, Tramvay Kumpanyası, Haliç İdaresi gibi yerlerde güçlü bir işçi desteğine sahipti. Partinin 17 bin üyesi vardı.
Ve parti 1 Mayıs’ı miting yaparak kutlama konusunda kararlıydı. İstanbul’da "Bilumum İstanbul Amelesine" başlıklı bildiri dağıttılar. Bildiride işçilerin 1 Mayıs’a katılmalarının bir görev olduğu belirtiliyor ve elektrik idaresindeki işçiler dışındaki tüm çalışanların 1 Mayıs günü işi bırakarak mitinge katılmaları isteniyordu:
"Türkiye Sosyalist Fırkası’ndan: Mayıs’ın birinci günü amelenin en mukaddes bayram günüdür. Bu mukaddes bayramı kutlamak bütün amele için bir vazifedir. Yasalara saygılı olan ve yasalara hep uygun davrandığını ispat etmiş olan partimiz, sadece elektrik idaresinde çalışan işçilerin çalışmalarına müsaade eylemiştir."
İkdam, Vakit gibi dönemin gazeteleri 1 Mayıs’a geniş yer ayırdı. İstanbullular da uyarıldı: Amelenin bayram yapması halinde vapur ve tramvay hizmetleri aksayabilir.
Bu arada işgal güçleri işçilerin kararlı olduğunu görünce, katılımın sayısını düşürmek için tehditler savurmaya başladı: Her türlü suikast ve siyasi eylemlere girişme teşebbüsünde bulunanlar; fabrikalarda alet ve edevatı tahrip edenler veya ameleyi işinden alıkoyan kişiler, askeri mahkemelerde yargılanacaktır!
İstanbul 1 Mayıs gününe gergin uyandı. İşgal güçleri gece yarısından itibaren önlemlerini sıklaştırmıştı. İşçiler işyerlerine gitmedikleri görüldü. Fatih, Aksaray, Harbiye hatlarında tramvaylar çalışmadı. Haydarpaşa- Pendik ve Sirkeci -Çekmece banliyö hatlarında tren seferleri durdu. Şirket-i Hayriye vapurları seferlerini iptal etti. Baruthane, Feshane, Zeytinburnu fabrikaları gibi birçok işyerinde üretim yapılamadı. Sadece elektrik şirketindeki işçiler görevlerinin başındaydı. İşçilerin bir bölümü Kâğıthane’deki mesire yerlerine giderek günü geçirdiler. Miting ısrarından vazgeçen Türkiye Sosyalist Fırkası, Babıali Caddesi’ndeki genel merkezi önünde bir tören yaptı. Genel merkezde büyük bir kızıl bayrak asılıydı. Bando sabah saatlerinden itibaren Enternasyonal Marşı (Beynelmilel Marşı) çalmaya başladı. İşçiler mavi gömlekler giymişlerdi. Boyunlarında kırmızı bir boyunbağı vardı; yakalarında ise kırmızı bir rozet. İşçiler -tıpkı dini bayramlarda olduğu gibi- birbiriyle bayramlaştı. Partinin çevresi işgal kuvvetleri tarafından sarılmıştı. Ancak hiçbir olay çıkmadı. Miting yapılamamış ama işçilerin işyerlerine gitmeleri engellenmişti. Ancak işçiler kararlıydı; gelecek yıl 1 Mayıs’ta mutlaka miting yapacaklardı.
Prof. Dr. Mete Tunçay "Türkiye’de Sol Akımlar" adlı eserinde 1 mayıs 1921 gününü şu şekilde aktarmaktadır. İstanbul’un hemen bütün işçileri, "özellikle Şirket-i Hayriye, Seyrüsefain, Haliç İdaresi ve Tramvay kumpanyası’nda çalışanların hepsi tatil yaptılar. "Milli Mücadele’ye karşı olumsuz tavır takındığı" belirtilen Türkiye Sosyalist Fırkasının (TSF) çağrısı üzerine İstanbul işçileri, TSF merkezindeki bayramlaşmadan sonra, genel başkan Hüseyin Hilmi (İştirakçi Hilmi) Bey ve üç delege, mavi işçi gömleği ve kırmızı kravatlı giysileriyle Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’yı ziyaret ettiler. TSF, o gün "Bilumum İstanbul Amelesine" başlıklı bir bildiri de yayımladı.
Keskinoğlu’nun aktardığına göre, Kağıthane’de yapılan kutlamada ise bir bando eşliğinde marşlar çalındı, bazı yerlerde kırmızı bayraklar açıldı; kutlamaya mavi gömlekli kırmızı kravatlı, kızıl rozet takmış işçiler katıldı.
Ve bir yıl sonra…1922 1 Mayıs’ı
İstanbul hala işgal altındaydı… Bir yıl öncesi olaylar tekrarlandı; işgal güçleri 1 Mayıs mitingini engellemek için yine talimatlar çıkarılmasını sağladı. Hatta işyerlerine gitmek isteyen işçilere her türlü kolaylığı ve güvenliği sağlayacağını da bildiriyle duyurdu. Ancak işçiler bir önceki yıla kadar daha örgütlüydü. 1 Mayıs Komisyonu kurdular. Komiteye katılan örgütler şunlardı: Türkiye Sosyalist Fırkası, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Sosyal Demokrat Fırkası, Ermeni Sosyal Demokrat Fırkası, Türkiye İşçi Derneği, Beynelmilel İşçiler İttihadı gibi…
1 Mayıs Komisyonu bayram programını bildiriyle çalışanlara duyurdu:
1-İstanbul’da mevcut bütün işçiler kadın erkek ve bir teşkilata mensup olsun olmasın bu bayrama davetlidir.
2-Toplanma merkezi Pangaltı’dır. Bayrama iştirak edecek bütün arkadaşlar saat onbirde Pangaltı’da bulunacaklar ve kollarında kırmızı pazubent bulunan heyet-i tertibiyye tarafından karşılanacaktır.
3-Grup halinde gelecekler şehir dahilinde yürüyüşlerinde hiçbir nümayiş yapmayacaklar ve proletarya şuuruna yakışacak bir vakar ve sükunetle olacaklardır.
4-Bayram Pangaltı’da başlayacak ve bütün gruplar toplu olarak saat onbir buçukta önde bando olduğu halde Pangaltı’dan hareketle Kağıthane’ye doğru yürüyecekler ve arkadaşlar mızıka ile birlikte işçi şarkıları terennüm edeceklerdir.
5-Kağıthane’de 1 Mayıs bayramının ehemmiyeti ve tarihi hakkında söz söyleyecek arkadaşların nutukları dinlenecek, bayram saat beşe kadar devam edecek sonra arkadaşlar yine sükun ve vakarla dağılacaklardır.
6- 1 Mayıs Komisyonu polise karşı bütün sorumluluğu üzerine aldığından bütün arkadaşların heyet-i tertibiyyenin ihtarına uyması ve işbu program haricine çıkılmaması rica olunur."
İşçi Bayramı’na katılan işçi sayısı bir önceki yıla kadar hayli arttığı gözlendi. 1 Mayıs Ramazan ayına denk geldiği için geçen yıl pikniğe giden işçiler de mitinge geldi. İşgal güçlerinin güvenlik önlemleri abartılıydı. Yine işçiler ayaklanacağından korkuyorlardı. 1 Mayıs Komisyonu’nun bildirisinde yazdığı gibi, işçiler Pangaltı’da buluştu. Kimi işçiler aileleriyle birlikte geldi. Ellerinde Türk bayrakları ve flamalar vardı.
"Türkiye Amelesi Sendika İster!"
"Türk Amelesi İrticaya Karşı Amansız Bir Mücadele Açmalıdır"
"Burjuvazinin Zulmünü Protesto Ediyoruz!"
"8 Saat İş 8 Saat İstirahat 8 Saat Uyku"
"Mürteciler, Muhtekirler, Kapitalistler, Emperyalistler Kahrolsun"
"Bütün Dünya İşçileri Birleşin!" Bu pankartın altında Karl Marks’ın resmi vardı.
Tanışsın tanışmasın tüm işçiler birbiriyle bayramlaştı. Türkiye Sosyalist Fırkası’na mensup işçiler yine mavi gömlek giyip boyunlarına kırmızı boyunbağı takmışlardı. Yakalarında yine fırka rozetleri vardı. Mızıka Enternasyonal Marşı çalmayı hiç kesmedi. Konuşmacılar, Ankara Hükümeti’ni öven sözler söylediler. 1 Mayıs İşçi Bayramı bu konuşmalarla bir anda bağımsızlık mitingine dönüştü. İşçiler, Ankara’daki dava arkadaşlarının yanında olduklarını hiç sakınmadan ifade ettiler. 1 Mayıs bayramı aynı gün ulusal kurtuluş savaşının merkezi Ankara’da da, bir mitingle kutlanıyordu…
Ankara’daki 1922 1 Mayıs mitingini bakınız Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi nasıl yazdı: Önde; Kuvay-ı Milliye’ye gönül vermiş kalpaklılar, bazı milletvekilleri, bakanlar, arkasında; İmalat-ı Harbiye işçileri saat 09.00’dan itibaren İstasyon civarında toplanmaya başladı. Sonra şimendifer ve dekovil işçileri alana iltihak etti. Saat 11.00’e doğru fabrika haricinde çalışan umum işçiler meydana geldiler. İzmir mebusu Yunus Nadi, Menteşe Mebusu Tevfik Rüştü, İstanbul mebusu Numan beylerle Ticaret Müdir-i umumisi Vehbi, fabrika müdürü Nuri Beyler, Rus elçiliğinden bazı memurlar ve matbuat çalışanları hazır idiler. Evvela İstanbul Mebusu Numan Efendi nutuk söyleyerek Bir Mayısın umum amele için şuurlu bir gün olarak tesit edildiği bu günden maksat amelenin hürriyete kavuşması ve amele hukukunun muhafazası olduğunu söyledi. Menteşe Mebusu Tevfik Rüştü Bey söze başladı. 1 Mayıs bayramının tarihçesinden ve ihtilallerden bahsederek, gerek memleket dahilinde ve gerek haricinde ölen işçilerin ruhuna bir vesile-i hürmet olmak üzere iki dakika ayakta sükutu teklif etti ve kabul olundu. Bu iki dakikalık saygı duruşu herkes üzerinde derin bir tesir husule getirdi. Tevfik Rüştü Bey konuşmasında, ameleleri birleştirecek bir dernek ile, bir tüketim kooperatifi kurulması teklifinde bulundu. Amelenin hukukunu muhafaza eden bir hükümetimiz olduğundan ve ona destek olunması gerektiğini beyanla sözlerine nihayet verdi. Sonra sucu ustası Osman Alp Efendi konuşma yaptı. Bu toplantıdan dolayı hükümete teşekkür etti. Bugünkü hükümetin emperyalizm ile kapitalizme karşı mücadeleye devam edeceğini ve hükümet emperyalizm ile çarpıştıkça ordusunun ön saflarında köylü ve amelesini bulacağını izah etti. Rus Sefarethanesi memurlarından yoldaş Zornberg, Rusya Şuralar Cumhuriyeti ve amelesi namına bayramı selamlayarak, burada emperyalist ve kapitalistlerle çarpışılırken Rusya’nın da bunlara karşı savaş halinde olduğunu söyledi. Konuşmalardan sonra Numan Efendi’nin teklifi üzerine dernek ve kooperatif tesisi için çalışmalarda bulunmak üzere, Tevfik Rüştü Bey ile Numan, Osman Alp, şimendiferden Nusret, Esliha fabrikasından Eşref efendilerle, mürettiplerden Kamil, Ahmet ve Nuri efendilerden mürekkep bir heyet teşkili münasip görüldü.Bütün dünya amelesinin 1 Mayıs bayramını tebrik için Moskova’ya telgraf çekilmesi kararlaştırıldı. Sonra Ankara’daki Rus Sefarethanesine yirmibeş – otuz kişilik bir grup giderek bayramlaşma yapılmasına karar verildi.
1 Mayıs işçi bayramı münasebetiyle Rus Sefarethanesi fevkalade bir surette süslenmişti, Sefarethane haricine bir büyük Türk sancağıyla bir Azerbaycan sancağı ve müteaddit Rus sancakları ve portreler asılıydı. Sefarethane’nin içerisi de Karl Marks ve Lenin yoldaşın çiçekler içindeki büstleri, Troçki, Zinovyev ve sair devrimcilerin resimleri asılıydı. Sefarethane’de sırasıyla Menteşe Mebusu Tevfik Rüştü Bey, Rus Sefiri Aralov cenapları, İmalat-ı Harbiye’den Osman Alp Bey tarafından nutuklar irad etti, grup halinde fotoğraf çektirildi. Akşam Millet Bahçesinde hasta ve malul işçilere sarf olunmak üzere yardım sandığı menfaatine bir müsamere icra edildi, "Malul Makinist" piyesi oynandığı gibi manzume ve monolog okundu, fabrika hayatına ait canlı tablo gösterildi. Akşam rengârenk fenerlerle eğlence düzenlendi. Ankara ışıl ışıldı… (Hâkimiyet-i Milliye, 3 Mayıs 1338)
Prof. Dr. Mete Tunçay 1922 1 Mayıs’ını "Türkiye’de Sol Akımlar" adlı eserinde şu şekilde aktarır. Ankara’da ise Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkileri çerçevesinde 1 Mayıs 1922’de ilk işçi bayramı kutlandı. İmalatı Harbiye, demiryolu işçileri ve mürettipler, eş ve çocuklarının da katıldığı bir toplantı yaptılar. İzmir Mebusu Yunus Nadi (Abalıoğlu), Menteşe Mebusu Tevfik Rüştü (Aras) ve Rus elçiliğinden bazı memurların katıldığı bir tören yapıldı ve akşam da Millet Bahçesi’nde eğlence düzenlendi.
Ankara’daki 1922 1 Mayıs kutlamalarını Gülseren Mungan Yavuztürk bizlere aşağıdaki bilgi ve belgelerle aktarır.
Ekteki duyuruya, Ankara’nın eski sinemaları konusunda araştırma yaparken Kurtuluş Savaşı yıllarında yayınlanmış Anadolu’da Yenigün gazetesinin 1 Mayıs 1922 tarihli sayısında rastlamıştım.
Ne yazık ki söz konusu etkinlikle ilgili daha fazla bilgiye sahip değiliz. Örneğin İsçinin 1 Mayıs Manzumesi olarak anılan şiirin metni nasıldı? Programdaki sinema gösterisinde günün anlamına uygun hangi film yer alıyordu? Fabrika hayatına ait tabloda acaba nasıl bir sahne canlandırılmıştı? Hiçbirini bilmiyoruz.
Fakat hiç belli olmaz; bir gün bakarsınız eski bir kitabin arasında unutulup gitmiş bir broşür, tüm bunları aydınlatıverir. Hatta belki su an, demiryolu müzelerimizden birinde böyle bir belge bulunmakta bile olabilir.
Bütün bunlar bir yana, gazetedeki duyurudan kesin olarak öğrendiğimiz, 1 Mayıs 1922 günü akşamı, Ankara’daki Millet Bahçesi Sineması’nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliği, demiryolu emekçilerinin aktif katılımıyla gerçekleştirilmişti. Kendi çalışma hayatlarından kesitler sunan bir piyeste rol almışlar, emeği konu alan şiirler okumuşlar ve cer atölyelerindeki üretim surecini anlatan canlı bir tablo sunmuşlardı.
Anadolu’da Yenigün, 1 Mayıs 1922
Fevkalade Müsamere
Şimendifer İşçileri Teavün [yardımlaşma] Sandığı Menfaatine
1 Mayıs 1338 (1922) Pazartesi günü akşamı, saat 10.00’da
Millet Bahçesi Sineması’nda
"MALUL MAKİNİST"
|
Program |
1-Bando muzıka, 2-İnce saz, 3-"Malul Makinist", hissi dram, 4 perde Şimendifer işçileri tarafından Şimendifer işçilerinin hasta ve malul kalanlarıyla muhtacına muavenet [yardım] maksad-ı insanisile teşekkül eden Türkiye Şimendifer İşçileri Teavün [yardımlaşma] Sandığı menfaatine işçiler arasında mevcud aktörler tarafından temsil edilecektir. 4-İnce saz, 5-İşçinin 1 Mayıs manzumesi, 6-Sinema, 7-Tablo (fabrika hayatına ait) 8-Arz-ı teşekkür." |
1923 1 Mayıs’ı İstanbul, Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlandı. Artık Ankara Hükümeti’nin yönetimine girmiş olan İstanbul’da, İstanbul Umum Amele Cemiyeti gösteri düzenledi; Mustafa Kemal Paşa ve enternasyonallere telgraflar çekildi.
Cumhuriyet’in ilanından sonra ise 1924 1 Mayıs’ı hükümetçe yasaklandı. 1925 yılında Doğu’da baş gösteren isyanlar üzerine çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu da kutlama yapılmasına olanak vermiyordu. Bu yıldan sonra kutlamalar salon toplantıları şeklinde ya da gizlilik içinde yapılabildi.
1927 yılında 1 Mayıs mitinginde okunan Marş
Hoş geldin Bir Mayıs işçinin günü
Dağıt rüzgár gibi gönülden gamı
Karakış günleri yansın kül olsun
Kırmızı çiçekli bahar uyansın
Hoşgeldin. Bir Mayıs ey ulu münci
Kurtuluş yolunun ilk dönemeci
Bir Mayıs bize şiar getirmiş
Yaşasın yaşasın sekiz saat iş
İş sekiz saat, uyku sekiz saat
Sonra sekiz saat ders ve istirahat
Bir Mayıs Bir Mayıs ilk dileğimiz
Yaşatacak seni tunç bileğimiz
v 27 Mayıs 1935 tarihli "Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun" ile 1 Mayıs "Bahar Bayramı" olarak kabul edildi. v 50 yıllık aradan sonra ilk açık 1 Mayıs kutlaması, 1975 yılında İstanbul Tepebaşı’nda bir gazinoda yapıldı.
v 1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim’de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun organizasyonu altında gerçekleşti.
v 1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve emekçilerden 34’ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti.
v 1978 de 1 Mayıs yüz binlerce kişi tarafından Taksim Meydanı’nda kutlandı.
v 1979’da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul’da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında yüz binlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlandı.
v 1981’de Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs’ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.
v 1989’da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.
v 1996’da Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy’de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy’de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı.
v 2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12.00 sularında Rıhtım Caddesi’ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16.00 sularında gruplar tamamen dağıldı.
v 2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası ile orantısız güç kullanarak durdurmaya çalıştı. 100’den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700’e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.
v 2008 Nisan’ında, hükümet 1 Mayıs’ı "Emek ve Dayanışma Günü" olarak ilan etti. 2008 yılında sendikaların hükümetle 1 ayıs’ı Taksim’de kutlama konusunda uzlaşamaması ve 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına önce Başbakan’ın "Ayakların başları yönettiği bir yerde kıyamet kopar" beyanıyla karşı çıkışı ardından, "Taksim’e çıkmak Anayasaya karşı gelmektir"e kadar uzanan demeçlerin ardından sendikalar, Taksim’e yürüme kararı aldılar. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30’dan itibaren Şişli’de, Osmanbey’de,Pangalaltı’da Nişantaşı’nda, Okmeydanı’nda, Dolapdere’de ve Kurtuluş’ta olaylar çıktı. Polisin DİSK binası önündeki ve ÖDP binasındaki tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı. Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı’nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara’da Sakarya Meydanı’nda yapılan kutlama olaysız sona erdi.
v 1 Mayıs’ı tatil ilan etmenin maliyetinin 2 Milyar YTL olduğu, Türkiye’de zaten çok sayıda tatil olduğu gibi gerçekleriyle 2008 de Kabul görmeyen 1 Mayıs’ın tatil edilmesi talebi 2009 yılında yeniden gündeme geldi. 2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1981’den sonra "1 Mayıs" tekrar resmi bayram olarak kabul edildi. 2009 1 Mayıs’ta DİSK ve KESK’in "makül" sayıda üyeleri ile Taksim’e çıkmasına izin verildi. Taksime çıkan emekçilerin makül sayıda olup olmadıkları çok sıkça tartışılmış olmakla beraber, makul sayı dışında kalan ve 1 Mayısta Taksimde olmak isteyenler yine emniyet güçlerinin tazyikli su, gaz bombalarına maruz kalıp bu yıl yine "malul" ları oynadılar.
Yararlanılan Kaynaklar
- Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’nde İvrem Keskinoğlu’nun anlatımı.
- "İlk 1 mayıs gösterileri işgal güçlerine karşı yapıldı" Soner Yalçın.
- Gülseren Mungan Yavuztürk arşivi.
- "Türkiye’de Sol Akımlar" Prof. Dr. Mete Tunçay
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu