Demiryolu Grevleri
Padişah Abdülmecit’in 1856 yılında İzmir Aydın Demiryolu yapım ve imtiyazını bir ferman ile İngilizlere vermesi ülkenin demiryolu ile tanışmasının yanında tekere kanat takanların ekmek özgürlük mücadelesi de beraberinde getirmiştir. Ülkemizdeki demiryollarının yapım tarihi doğal olarak demiryolu çalışanlarının da tarihidir.
Demiryolu yapım aşamasından başlamak üzere demiryolu emekçileri, bir taraftan halka hizmet verirken, hak alma mücadelesini sürdürmekten de geri kalmamışlardır. Amele cemiyetleri ve dayanışma dernekleri olarak başlayan, 80’li yılların sonunda ise “grevli toplu sözleşmeli sendika haklar” talebine dönüşen demiryolu çalışanlarının mücadelesi anayasa değişikliğinin gündem de olduğu bugün de aynı kararlılıkla, aynı heyecanla sürmektedir.
NİSAN1872
İzmit demiryolu yapımında çalışan işçilerle ustabaşları arasında anlaşmazlık çıkmış ama greve dönüşmeden sorun çözümlenmiştir. Yine aynı tarihlerde, Ömerli demiryolu yapımında çalışanlar, yolun ölçülmesi ve bu ölçüm sonucunda alacakları ücret konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve grev yapmışlardır. Gerekli malzemeyi getiren trenlerin yolunu kesmişler, yol üzerine çadır kurarak tren trafiğini engellemişlerdir. Kimi işçilerin silahlı olması yüzünden Şirket işçilere dokunamamış işçileri mahkemeye vermekle yetinmiştir. Benzer bir olay İzmit demiryolu yapımında da yaşanmış, işçiler işverene karşı güç kullanmışlar ancak bu sefer hükümet işçilerin üzerine zaptiye bölüğü göndererek direnişi bastırmıştır.
MART 1872
Yarımburgaz-Ömerli arasında demiryolu inşaat işçileri greve gitmişlerdir. İşçiler kendilerine ödenen gündelik ücretin inşaatın genelinde ödenene göre daha az olduğunu öğrenince çalışmayı bıraktıkları gibi, döşenmesi bitmiş rayların ortasına bir çadır kurarak inşaat sahasına malzeme taşıyan trenlerin geliş gidişlerini engellemişlerdir. Grevciler arasında silahlı işçilerin bulunması nedeni ile şirket yetkilileri greve müdahale edememişlerdir. 20 günden çok süren bu grev sırasında Osmanlı güvenlik kuvvetleri de şirketin hukukuna tecavüz olur düşüncesi ile herhangi bir müdahalede bulunmamışlardır.
6 NİSAN 1872
Haydarpaşa İzmit demiryolu inşaatında çalışan işçiler greve çıkmışlardır. Burada inşaatı bizzat devlet gerçekleştirdiğinden güvenlik güçlerinin anında müdahalesi ile grev sonlandırılmıştır.
14 ŞUBAT 1876
İstanbul Tramvay işçileri greve çıktı.
28 ŞUBAT 1876
Haydarpaşa Demiryolu işçileri greve çıktı.
2 Mart 1876
Haydarpaşa demiryolu işçileri grevi önemli eylemler arasında sayılmaktadır.
1880
Haydarpaşa’da 75 kadar işçi ödenmeyen birikmiş ücretlerini istemişler üzücü olaylar olmuş şirket durumun daha da kötüye gideceğini anlayarak işçilerin haklarını vermiştir. Aynı yılın temmuz ayında Haydarpaşa demiryollarında çalışan Fransız, İngiliz, Belçikalı, Yunan kökenli işçiler La Turquie gazetesine bir mektup göndererek “çalıştıkları şirketin el değiştirmesi nedeniyle ücretlerini alamadıklarını ve sefil durumda olduklarını ” bildirmişlerdir.
14 AĞUSTOS 1908
Ağustosun ikinci haftasında başlayan grevler bilhassa İstanbul, İzmir ve Selanik Limanında etkili olur. Önce İzmir ve Selanik işçileri grev ilan ederler. Oralarda boşaltma yapamayan gemiler İstanbul limanına geldiklerinde burada da grev patlar. Liman işçileri taleplerinin mühim bir kısmını kabul ettirirler. Gazeteler, İzmir’de Liman işçileri ile işveren arasında varılan uzlaşmanın ana hatlarını 21 Ağustosta şöyle bildirirler. Yevmiyeler 35 ila 38,5 kuruş olarak tespit edilir. Önceleri 12 ila 18 kuruş yevmiye almakta idiler. Gece yarısına kadar yarım günlük mesai için tam yevmiye verilecektir. Gece yarısından sonra çalışanlar, Pazar günleri olduğu gibi çift yevmiye alacaklardır
31 AĞUSTOS 1908
Atlı tramvayların sürücüleri grev ilan eder. İşçiler bir gün önce hükümete başvurmuşlar, şikâyetlerini bildirmişlerdir. Bordrolarında gösterilen paranın çok altında yevmiye aldıklarını da işaret etmişlerdir. Tramvay şirketi yabancı sermayenin elindedir. Grevciler aynı zamanda müdür Perdicaris’in de azlini talep ederler. O gün akşam ittihat ve terakki delegeleri müdahalede bulunurlar ve uzlaşmaya varıldığını da ilan ederler. Grev sona erer.
O günlerde elektrikle işleyen Selanik tramvaylarının bütün işçileri de greve giderler. Gazeteler 16 Eylülde verdikleri bir haberde grevin sona erdiğini bildirirler. Grevciler yevmiyelerine 2 kuruş zam sağlamışlar ve ayrıca çalışma süresi de günde 10 saate indirilmiştir. Fazla mesainin ayrıca ödenmesi de kararlaştırılmıştır.
1 EYLÜL 1908
Ege bölgesi İzmir Kasaba hattında yapılan grev sonunda 2 Eylül tarihli gazeteler yevmiyelere zam geldiğini haftalık tatilin kabul edildiğini çalışma süresinin azaltılması talebinin kabul gördüğünü ve grevin son bulduğunu yazarlar.
5 Eylül 1908
5 Eylül’de başlayan Şark demiryolları grevini ise bastırmak kolay olmamıştır. Askeri birlikler demiryolunun bütün büro istasyon ve telgrafhanelerini kuşatmış, askerlerle işçilerin çatışması 10 Eylüle kadar devam etmiştir. Bu tarihte grev sona ermiştir.
5 Eylül 1908
Aynı tarihlerde hakkında fazla bir bilgi olmamasına karşın Balya-Karaaydın şimendifer işçilerinin ve Selanik demiryolu işçilerinin de grev yaptığını biliyoruz.
8 EYLÜL 1908
Eylülün ilk haftasında Selanik’ deki demiryolu işçileri ve memurları taleplerini sıralarlar. İstenilen zam % 40 nispetindedir. 8 Eylül 1908 de grev başlar.11 Eylül 1908 e kadar devam eder. Ve bir uzlaşma zeminine gidildiği bildirilir. Fakat İdare grevcilerin taleplerini karşılamaz. Bunların arasında şu talepte vardır. Pazar günü ve tatillerde çalışanlar çift yevmiye alacaklardır.
Yabancı sermayeye karşı girişilen bu hareket sadrazam Kamil Paşa’yı ürkütür. Harbiye nazırından asker ister.24 Eylül akşamı asker müdahale eder ve grevcileri dağıtır.
14 EYLÜL 1908
1908 yılında Meşrutiyetin ilan edilmesi ile birlikte, sınıfsal nitelikli örgütlenmeler ve siyasi partiler kurulmaya başlanmıştır. Artık grevler ve çalışanların mücadeleleri daha siyasi ve sınıfsal bir muhtevaya bürünmüştür. Bu dönem yapılan grevlerin nitelik ve nicelik açısından en önemli grevi ise Anadolu-Bağdat demiryollarında 14 Eylül’de başlayan grevdir.
Haydarpaşa-Eskişehir-Ankara-Konya-Bulgurlu hattını kapsayan Anadolu demiryollarında 14 Eylül’de greve başlanmıştır. Talep basittir. Ücret zammı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi. Çalışma koşulları o kadar ağırdır ki, “Haydarpaşa 1899 teşrinisani 7071 no’lu tahrirat: Teşrinisani iptidasından itibaren demirci, tesviyeci, marangoz, dülger, duvarcı, ocakçı ve sair amelenin ve muavinlerinin yevmiye hesabı saatle olacaktır. Azam mesai 11 saat olup, öğle yemeği, istirahat saati, namaz ve zaruri işlerde geçen müddet ücreti verilmeyecektir” imza Hat Mühendisi Dodriks. Örnek olması açısından Haydarpaşa demiryollarında çalışan bir işçi ayda ancak 160–220 kuruş alabilmektedir. Hat boyu işçilerinin gündeliği o tarihte 7–8 kuruştur. Yerli işçilerin ise 5 kuruştur. Şirkette yabancı ve yerli işçi ayrımı o kadar barizdir ki 1895’te şirket müdürü olan Fungelmann: “yerli işçi bir lokma kuru ekmek, iki çürük zeytinle geçinebilir” demektedir.
İşçiler greve gitmeden önce 17 Ağustosta “Bağdat Demiryolları Memurin ve Müstahdemin Cemiyeti Uhuvvetkarisi” yoluyla şirket yönetimine bir dilekçe vererek: “karanlık birer yoksulluk yuvası olan evlerinin şenlendirilmesini, dayanılmaz bir hal alan hayatlarına bir parça refah saçılmasını” istemişler ve şirketten aşağıda sıralanan taleplerinin karşılanmasını istemişlerdir:
1- İşçi derneğinin şirket tarafından tanınması,
2- Şube müdürleri erkânından başka bütün memurlara bir aylık tutarında ikramiye verilmesi, aynı zamanda memurlara kıdemleri oranında zam yapılması,
3- Yol işçileri gibi her dereceden işçilere günde 3 kuruş zam yapılması,
4- Gündelikçi memurlara ve uzman işçilere 4 kuruş zam yapılması ve iş süresi dışında çalıştırılmamaları,
5- Geceleri çalışanlara iki kat gündelik verilmesi,
6- Hasta olan memurların işten çıkartılmaması,
7- Memur tüzüğünün değiştirilerek, aylığından hastalık primi olarak %1.5 kesilen her memur ve ailesinin parasız tedavi edilmesi ve tedavi masraflarının şirket tarafından karşılanması.
Şirket yönetimi bu istekleri kabul etmemiş, o güne kadar değer vermedikleri işçilerin bu istekleri karşısında hayrete düşmüşlerdir. Alman gazeteleri bu isteklerin Alman kamuoyunda iyi bir etki bırakmadığını yazmışlardır.
İşçiler isteklerinin dikkate alınmamasına ve tehdit edilmelerine karşın 14 Eylül tarihinden itibaren greve başladılar. Bir gazete grev haberini : “Haydarpaşa-Ankara-Eskişehir-Bulgurlu hatları ile bütün Şubat’ındaki memurin ve amele grev yapmışlardır. Dün amele, önlerinde mızıka ve ellerinde bayraklarla Kadıköy ve civarını dolaşmışlar, tezahürat yapmışlardır. Bu gezintiden sonra Haydarpaşa istasyonunun kapısına astıkları bir beyannamede, akşam trenlerinin varışından sonra tekmil memurinin terki işgal edecekleri” diyerek vermektedir. Grevin başladığı gün, Harbiye Nezareti Haydarpaşa’ya askeri bir birlik göndermiş, işçilerin işgal ettiği telgraf odaları ve diğer birimler askerler tarafından ele geçirilmiştir. Grev devam ettiği müddetçe sözleşme gereği hükümet kilometre başına fazla teminat akçesi vereceğinden, Zaptiye Nazırı grevcilere işe başlamaları yönünde baskı yapmış böylelikle grev 3 gün sonra durmuştur. Bu arada grev komitesi ikiye ayrılmış, küçük memurlarla işçiler grevin devamından yana tavır koyarken, memur grubu grevin sona ermesi yönünde tavır geliştirmiştir. Grev sonunda işçiler kimi kazanım elde etse de ilk başta ki talepleri karşılanmamıştır.
14 EYLÜL 1908
Alman İdaresi altındaki demiryolu memurları ve işçileri arasında kıpırdanma başlar.22 Ağustosta Kadıköy Tiyatrosunda toplanırlar ve zam taleplerini görüşüp karara bağlarlar. Fakat mühim bir talepleri daha vardır. O da genel müdür Heguenin’in azlidir. Grevcilşer taleplerine cevap alamazlar.14 Eylül 1908 de grev başlar ve Haydarpaşa’dan hiçbir tren hareket etmez. Bu arada grevciler ellerinde bayraklar olduğu halde, Haydarpaşa ve Kadıköy sokaklarında gösteri yaparlar. Bu topluluğun hukuk müşaviri avukat adil bey’dir. 15 Eylülde Adil beyin sadrazama başvurduğunu, Anadolu Demiryollarına hükümetin el koymasını istediğini yazan gazetelerden MONITEUR ORIENTAL, bunu ” SOSYALİZM” olduğunu ve Kamil Paşa’nın da ihtilalci bir yola sapmayı reddettiğini ekler. İttihat ve Terakki delegelerinin müdahaleleri olduğu yazılır. Grev 3 gün devam ettikten sonra 16 EYLÜL 1908 akşamı son bulur ve ilk tren hareket eder. Demiryolu şirketinin yevmiyelere zam taleplerini kabul ettiği açıklanır. HUGUENIN’in değiştirilmesi bahis mevzuu edilmez. En düşük yevmiye günde 2 gümüş kuruştur.
16 EYLÜL 1908
İstanbul’daki 3 tramvay hattında (Aksaray, Beşiktaş, Şişli) çalışan bütün işçiler Şişli Deposu önünde toplanırlar, yeniden grev ilan ederler. Oraya giderek işe başlamalarını tavsiye eden Pera Jandarma Kumandanı Hüseyin Hüsnü Paşa’yı geri gönderirler. Nihayet müdür Perdicaris azledilir ve işbaşı yapılır.
16 EYLÜL 1908
İzmir Kasaba demiryolunda işçiler yevmiye olarak aldıkları paranın maaş olarak verilmesini isterler. Ayrıca emekli sandığının kurulmasını, gümüş olarak yapılan ödemelerin altın olarak yapılmasını talep ederler ki buda maaşlarda % 8 farka tekabül etmektedir.18 Eylülde uzlaşmaya varıldığı ve grevin durduğu açıklanır.
16 EYLÜL 1908
İngiliz sermayesi ile kurulmuş olan Aydın hattında grev başlar. Eylül sonunda bu grev sert gelişmelere yol açar. Hükümet elebaşlarının yabancı olduklarını açıklar ve bunların tevkifi için asker sevk eder. 1 Ekimde grevciler Develi’de bir treni yoldan çıkarırlar, maddi hasara yol açarlar. Bundan sonra kalabalık bir grevci topluluğu gara hücum eder ve orada tevkif edilmiş bulunan grevci elebaşlarını kurtarmak ister. Grevcilerden birinin tabanca ile ateş etmesi üzerine, asker cevap verir, süngü takıp grevcilerin üzerine gider. Bir grevci ölür, birkaçı yaralanır. Grevciler garları ve depoları yakacaklarını bildirirler.
Olayların bu dereceye gelmesinden ürken hükümet, İstanbul’dan Mecidiye zırhlısını İzmir’e göndermiş. Ve grev kanlı bir şekilde bastırılmıştır. İstanbul gazetelerinden MONTEUR ORIENTAL, grev tahrikçilerinden biri olarak Rum sosyalist ERGATE gazetesi yazarlarından Konjamani’ nin yakalandığını bildirir. Fransa’nın İzmir Başkonsolosu ise İzmir’den 24 Ağustosta yolladığı bir telgrafta, grev tahrikçilerinin umumiyetle yerli rum gazeteciler olduklarını, bunların bu şekilde gürültü yaparak Osmanlı Mebusan Meclisine seçilmenin yollarını aradıklarını, yoksa planlı bir sendika hareketi bulunmadığını bildirir.
İttihat ve Terakki liderleri, grev hareketlerinin ilk günlerinde işçilerin ve grevcilerin yanındadırlar. Hatta Enver beyin İzmir’deki olaylar sırasında grevcilere ateş emri veren subayı herkesin önünde cezalandırdığı dahi görülür. Fakat kısa zamanda ve bilhassa grev hareketlerinin demiryollarına sıçraması üzerine, bu işçi hareketlerini önlemenin çareleri aranır. Gazeteler 22 Eylül nüshalarında Ticaret nezaretinin grevlere dair bir kanun hazırlamakta olduğunu yazarlar. 8 Ekim de bu kanun yürürlüğe girer. Ticaret Nezareti 13 Ekimde kanunla ilgili bir tefsiri de yayınlar. Buna göre umum menfaatlerini ilgilen diren konularda grev yasaktır. Bu vaziyette demiryolları, tramvay, gaz, rıhtım, liman işçileri grev yapamayacaklardır. Diğer taraftan işçilerin taleplerini temsilcileri vasıtasıyla Ticaret Nezaretine duyurabilecekleri, işverenin teklifini kabul etmeyen grevcilerin çekilip gidecekleri, çalışmak isteyenlerin işe devam edebilecekleri bildirilir. Grev tahrikçileri ile işe mani olanlar için 1 yıla kadar hapis cezası da getirilir.
18 EYLÜL 1908
18 Eylül 1908 tarihinde başlayan Rumeli şimendifer işçileri grevi, Selanik’ten Manastır hattına oradan da Demirkapı, Üsküp ve Metroviçe kesimlerine sıçramıştır. Avrupa posta treni bu grev yüzünden başka bir yoldan gönderilmek zorunda kalır. İstanbul’da ki görüşmeler sonucunda önde gelen kimi grevcilerin grevden vazgeçtiklerini açıklamalarına ve Zaptiye Nazırının grevci işçilerin işten çıkarılacağını ve başka hiçbir yerde çalışmalarına müsaade edilmeyeceğini açıklamasına karşın işçilerin çoğunluğu bunu kabul etmeyerek grevi sürdürmüştür. Bu grevin gazete de yer alışı ise: “Şark şimendiferlerinde grev olacağı yazılmıştı. Terki eşgal için müzakeratta bulunmak üzere Filibe, Edirne ve Selanik’den birer heyeti mebussa davet edilmiştir. Filibe ve Edirne heyeti evvelki akşam gelmiştir. Selanik’den heyeti mebussa gelmemişse de bunlar, şartları havi, buradaki komiteye bir mektup göndermişlerdir. Selanik kısmı müstahdeminin amele hariç olduğu halde dermiyan ettikleri şerayet şunlardır:
Evvela makasçılar, yağcılar, odacılar, gece ve gündüz bekçileri, gardıfrenler, manevracılar ve muavinleri 10 kuruş yevmiye alacaklar, 10 sene hizmetten sonra gündelikleri azami 15 kuruşa yükselecek. Saniyen işletme memurlarının, katiplerinin, yol mubassırlarının, hattın teminatına memur mühendislerin, makinistlerin, diplomalı ve diplomasız ateşçilerin, vagon muhafızlarının vs. memurin-i muazzafanın maşatı tezyid edilecektir. 100 kuruş dan 600 kuruşa kadar alanlara ikametgah ücreti dahil olduğu halde %40, 5 seneden az hizmette bulunanlara %15, 10 seneden az hizmette bulunanlara %20, 10 seneden fazla hizmette bulunanlara %30 zam verilecektir. Grev alafranga saatle 6 da başlayacaktır. Viyana’ya telgraf çekilmişse de Şirket istekleri kabul etmeyeceğini bildirmiştir” şeklindedir.
Yine başka bir haberde: “Şark demiryolları memurları sendikası tarafından tamiman gönderilen telgrafname aşağıdadır: Metalibatımızdan bir kısmını terk ettiğimiz halde, Müdüriyet buna dahi razı olmadığından mah-ı cari efrenciyein 18. günü sabah saat 3’den itibaren bütün hatlar üzerinde umuman tatil-i eşgal mecburiyeti elimesinde bulunduğumuzu beyan ederiz. İntizam hiçbir veçhile ihlal edilmemelidir. Yaşasın İttihat” diye yer almaktadır. Grev 21 Eylül günü sona erer. İşçiler işbaşı yaparlar. Şirket işçilerin taleplerini Hakem Kuruluna sevk edeceğini ve Kurulun kararını tanıyacağını açıklar.
Bu grev aynı zamanda diğer demiryolu işletmelerinin çalışanlarını da ateşlemesi açısından önemlidir. Bu grevden sonra diğer işletmelerde de grevler başlamıştır.
23 EYLÜL 1908
Yabancı sermayenin işletmekte olduğu Şirketi Hayriye de grev hazırlığı başlar. Kaptanlar hariç bu şirkette çalışan diğer işçi ve memurlar, 14 Eylül de yaptıkları müracaatta, günde 14 saat çalıştırıldıklarını ve ortalama 8 kuruş yevmiye aldıklarını bildirirler. Bu durum düzeltilmediği takdirde grev ilan edeceklerini duyurular. On gün sonra grevciler Şirketi Hayriye’nin merkez binasını ele geçirirler, kapıları tutarlar.
1908 yılında yapılan grevler siyasi iktidarı ve şirket yönetimlerini oldukça rahatsız etmesi üzerine 15 Ekim 1908 tarihinde esasen grev ve işçi hareketlerini kısıtlamaya yönelik Tatil-i Eşgal kanunu çıkarılır. Kanun çıkmasıyla beraber grev sayısında belirgin bir azalma olmuş ancak çalışanların örgütlenmesi devam etmiştir.
1911
Bu dönemde 1911 yılında yapılan iki grevden söz etmek mümkündür. Birincisi Bulgaristan hattı şimendifer işçileri grevi, ikincisi ise İzmir-Karahisar demiryolu işçileri grevidir.
Çalışanlar açısından kimi talep ve eylemliliklerin sebebi sadece ücret ya da çalışma koşulları değildir. Örneğin 19 Eylül tarihli bir gazete haberine göre Aydın Şimendiferleri memur ve işçilerinin 3 yıl önce, şirketle aralarında yapılan anlaşmanın uygulanmasını istemektedirler. İşçilerin uygulanmasını istedikleri anlaşma maddelerinden birisi de işçilerin kurmuş olduğu “İleri Cemiyetinin” şirket tarafından tanınmasıdır.
Anadolu’da Milli Mücadele başladığında İstanbul’daki demiryolu çalışanları da açıkça Ankara Hükümetini desteklemiş ve bu desteklerini demiryolu şirketlerinin yabancılar tarafından yönetiliyor olması nedeniyle eylem ve etkinliklerinde sürekli ücret artışı talep ederek dile getirmişlerdir.
(Nafia Vekaletinin Konya’daki Anadolu-Bağdat Demiryolları Umum Müdürlüğüne Büyük Taarruzun başladığını bildiren telgrafı) “…Garp cephelerimizde harekâtı harbiye başlamıştır. İşbu dakikada bütün millet şimendiferlerimizi ve şimendifercilerimizi Allah’tan sonra yegâne muini zafer olarak tanımaktadır…” |
Cumhuriyetin ilk yıllarında gelişen eylemler ve örgütlenmeler daha çok demiryolu şirketlerinin yabancılar tarafından işletilmesiyle ilgili olmuştur.
26 0CAK 1921
İstanbul Tramvay işçileri greve çıktı.
2 Eylül 1922 Aydın Demiryolu grevi ve 21 Kasım 1922 Şark Şimendiferleri grevi en önemli grevlerdendir.
Aydın’daki grev sadece sonuçları açısından değil dayanışma ve örgütlenmeye de çok büyük katkı sağlamıştır. Grev süresince, daha önce etkinliği epey azalan “amele ve müstahdemlerin cemiyeti” yeniden canlanmış 1000 civarında yeni üye kazanmıştır. Yine grev süresince grevcilere İzmir-Kasaba Şimendifer Amelesi Cemiyeti para yardımında bulunmuş gerekirse destek grevi yapacaklarını da belirtmişlerdir.
Dönemin ruhuna da uygun olarak grevlerin ve işçi hareketlerinin “millici” karakterini en iyi ortaya koyan grevlerden biriside Şark Şimendiferleri grevidir.
Bu grevin örgütleyicisi ve önderleri arasında bulunan Üzeyir Avni Kuran bu grevi şöyle anlatır:
“Yıl 1920 Şimendifer idaresi Fransız askerlerinin elinden Fransız sivillerine geçmiş. 13 arkadaşımla beraber “Şark Şimendiferleri Cemiyetini” kurduk. Şirket Türkleri değersiz bir canlıdan ibaret görüyordu. Levantin adı verilen yabancı ve gayri Müslim personel, her bakımdan üstün haklar taşıyordu. En iyi işlerde çalıştırılıp, en yüksek ücreti alıyorlardı. Türk işçiler barakalarda yaşıyor, 75 kuruş gündelikle 11 saat çalıştırılıyorlardı. Hava muhalefeti yüzünden dışarıda çalışamayan işçilerin yevmiyesi kesiliyordu. Hava açıncaya kadar aç yaşamak zorunda kalınıyordu. İdarenin iç tüzüğü tüyler ürperticiydi:
1- İşçinin işe giriş tarihini, idare kendisi tesbit der. Gerçek girişe itibar edilmez.
2- Herhangi bir ihtilaf vukuunda kararı Fransız Başkonsolosluğu verir.
3- Şirket istediği anda ücretlerde indirim yapabilir.
İşte durum böyle iken 1922 yılının son günlerinde şirket ani bir kararla bütün ücretleri yarıya indirdi. İndirimli ücret ödemelerini aç kalmayı göze alarak kabul etmedik. İdareye de şartlarımızı söyleyerek grev yapacağımızı bildirdik. Şartlarımız şöyle idi: Çalışma saati 11’den 8’e düşürülecekti. Asgari ücret olarak 150 kuruş alacaktık. Hava muhalefeti sırasında ücret tam olacaktı. Resmi tatil günlerinde paramız, idare tarafından kesintisiz ödenecekti. Müstevli düşman ordularına casusluk, rehberlik eden, Türk izzet-i nefsine tecavüz eden gayri Müslim ve yabancı uyruklular aramızdan temizlenecekti.
İdare bu hakları vermeyi reddetti. Grev kararımızı vilayete bildirdik. Askeri komiser Albay Ali Rıza Bey son bir temas için 24 saat mühlet istedi. Bu süre zarfında da şirketin tavrında bir değişiklik olmayınca, “serbestsiniz, grevi yapabilirsiniz” dedi. Greve başladık. Aynı gece gelen Avrupa Ekspresini içinde kadınlar, çocuklar, hastalar olduğu için greve rağmen İstanbul’a kadar getirdik. Grev 10 gün sürdü. Sonunda şirket bütün isteklerimizi kabul etti.”
1923
Tramvay işçileri, Çatalca demiryolu işçileri grevi. 1400 işçiden 1200 ü greve katıldı. Grev 10 gün sürdü. Talepler arasında İşgalciler ile işbirliği yapanların işten uzaklaştırılması, İş süresinin 8 saate indirilmesi, Ücretlerin artırılması, Hafta Tatili ücreti, İş kazasında yaralananlara tedavi masrafı ve gündelik ödenmesi, İşten atılan makasçıların geri işe alınması,
Bu arada 1925 yılında Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarılmış, bu kanunla beraber grev sayısında (aynı 1908 yılında çıkarılan Tatil-i Eşgal Kanununda olduğu gibi) ciddi bir azalış yaşanmıştır.
1927 Adana Demiryolu İşçileri Grevi:
Bu dönemde en ilginç grevlerden birisi, 1927 Adana Demiryolu işçilerinin grevidir. Yenice-Nusaybin hattı tamamen ölü hale gelmiş, isteklerinin karşılanacağı vaadi ile grevciler grevi durdurmuş ancak karşılanmadığı için tekrar başlamışlardır. Bu grevde işçilerin eş ve çocukları da eylemlere katılmış hatta kadınlar birkaç grev kırıcının çalıştırdığı trenleri engellemek için rayların üzerine oturmuşlardır. Güvenlik güçlerinin kadınlara müdahale etmesi halktan büyük tepki almış, grevci işçileri greve daha çok bağlamıştır. Hattın Suriye’de bulunan Genel Müdürü özel trenle Adana’ya işçilerle görüşmeye gelmek istemiş, hatlar kapalı olduğu için grevcilerin özel izniyle tren Adana’ya kadar gelebilmiştir. Bu grevin bir başka özelliği de grev öncülerinden biri olan Alaaddin ustanın TKP üyesi olması ve grevi günlüğüne aktarmasıdır.
Temmuz 1928
1928 yılının Temmuz ayında Şark Şimendiferleri çalışanlarının greve girmesiyle beraber “Amele Teali Cemiyeti” ve benzeri işçi kuruluşları kapatılmıştır. Bu baskı ve suskunluk ortamı 1946 yılına kadar devam etmiştir.
Gerek Kurtuluş Savaşı döneminde olsun gerekse Cumhuriyetin ilk yıllarında olsun demiryolu çalışanları pek çok konuda öncülük etmişlerdir. Mesela 1922 yılının 1 Mayıs kutlamasını Ankara’da çok canlı bir şekilde Ankara İstasyonu yakınlarında eş ve çocuklarıyla toplantı düzenleyerek kutlamışlardır.
Yine dayanışma ve yardımlaşma amaçlı olarak 1926 yılında “Demiryolu memur ve müstahdemlerinin kaza, maluliyet, muayyen yaş ve hizmet süresi sonunda görevden ayrıldıkları zaman kendilerine ve ölümü halinde varislerine yardım amacıyla Devlet Demiryolları Tasarruf Sandığı ” kurulmuştur. Yani bugün işleyen emeklilik kurumlarının ilk örneğini demiryolu çalışanlarında görmekteyiz.
Benzer gerekçelerle 1932 yılında, üye olan memur ve hizmetlilerden toplayacağı aidatlarla vefat eden personelin yakınlarına bir defaya mahsus yardım etmek amacıyla “Demiryolcular Ölüm Yardım Cemiyeti” kurulmuştur. Bu dernek halen “TCDD Çalışanları ve Emeklileri Sosyal Yardımlaşma Vakfı” adı altında faaliyet sürdürmektedir.
25 ŞUBAT 1933
Vagon Lee Şirketinin Fransız Müdürünün çalışanlara Türkçe Konuşmayı yasaklaması üzerine büyük katılımlı grev ve direnişler yapıldı.
1946’DAN SONRA Vagon lee binası
1946’dan sonra kamudaki ve devlet yapısındaki değişikliklere uygun olarak işçi-memur ayrımı netleşmiş, çıkacak ilk sendika yasası da sendikalarda sadece işçilerin sendikalaşmasına izin vermiştir.
1947’de sendikalar yasası yürürlüğe girince işkolunda ilk sendika “Eskişehir Devlet Demiryolları Sanayi İşçileri Sendikası” adıyla Eskişehir’de kurulmuştur. Bunu 1949’da Sivas’ta, İzmir’de, 1951’de Haydarpaşa’da, 1950’de Adapazarı’nda kurulan sendikalar takip etmiştir. Bu sendikalar 1952’de bir araya gelerek “Türkiye Demiryolları İşçi Sendikaları Federasyonu’nu” kurmuşlardır. Bu federasyon bu günkü DEMİRYOL-İŞ‘in temelini oluşturmuştur. 1970’li yıllara gelindiğinde ise TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların dışında: Ankara’da “Devrimci Demiryolu Yapım, Bakım, Onarım İşçileri Sendikası, Türkiye Devlet Demiryolları Yapım, Bakım, Onarım ve Taşımacılığı İşçileri Sendikası, Türkiye Demiryolları Liman ve Deniz Taşımacılığı ve Yapımı İşçileri Sendikası, İstanbul’da Türkiye Ulaştırma İşçileri Genel Sendikası işkolunda faaliyet gösteren diğer işçi sendikaları olmuştur. 12 Eylül 1980’den sonra ise sadece DEMİRYOL-İŞ kalmıştır. Bu gün işçi sendikası olarak tektir.
Memurlara sendikanın yasaklanması bu dönemde memur derneklerini gündeme getirmiş, ilk dernek, “Demiryolcular arasında samimi işbirliği, karşılıklı yardım ve bağlılık hislerini takviye suretiyle demiryolculuk mesleğinin yükselme ve inkişafı uğrunda gayretler sarf etmek, ilgili makamlar nezdinde lüzumlu temas ve teşebbüslerde bulunarak demiryolcuların fert ve kitle olarak maddi ve manevi huzur ve refahını sağlamak, mesleki bilgilerini ve kültür seviyelerini yükseltmek çarelerini aramak, ölüm, doğum, tahsil, tekaütlük, maluliyet ve felaket gibi hallerde sosyal yardımlarda bulunmak gayesiyle” 1949 yılında İzmir’de “Türk Demiryolcular Derneği” adıylakurulmuştur.
Bu dernekle TCDD Genel Müdürlüğü arasında 1958 tarihinde yapılan toplantıda altı ayda bir ortak toplantı yapılması kararlaştırılmış, ilk ortak toplantıda da İzmir’deki büro personeline öğle yemeği verilmesi ve lokal tadilatı derneğin talebi olarak TCDD yönetimi tarafından kabul edilmiştir.
Dernek 1960’dan sonra da faaliyetlerine devam etmiş özellikle memurlara sendika hakkının tanınması sürecinde TBMM üstünde baskı grubu olmuş, yasanın grev ve toplu sözleşme içermeden çıkmasını da eleştirerek bu görüşlerini yazılı olarak ta milletvekillerine bildirmiştir.
Yasanın bu güdüklüğüne karşın demiryolu çalışanları, yasanın yürürlüğe girmesiyle beraber 1965 yılında 13, 1966 yılında 3, 1967 yılında 7, 1968 yılında ise 12 sendika kurmuşlardır. Bu kadar parçalı olmasının sebebi büyük ölçüde, Osmanlı döneminde her hattın ayrı bir işletme olması ve dolayısıyla her işverene karşı işyeri sendikası kurma geleneğidir.
1966’da bu parçalılığı giderme ve daha güçlü olma amacıyla 16 sendikayı bünyesinde toplayan TCDD Personel Sendikası Federasyonu kurulmuştur. 1950’li yıllarda faaliyet gösteren Türk Demiryolcular Derneği Türk Demiryolcular Sendikası‘na dönüşmüş, şubelerini sendikaya çevirmiştir. 1968 yılında da iki federasyon birleşerek Türk Demiryolcular Memur ve Hizmetlileri Sendikaları Federasyonu’nu oluşturmuştur. Bu federasyon 1971 yılına kadar varlığını sürdürmüş ancak etkin bir örgütlenme sağlayamamıştır. Kapanmasından sonra 1980’e kadar sendikalar dernek olarak faaliyet göstermiştir.
1980’Lİ YILLAR
1983 yılında çıkarılan 2908 sayılı yasayla beraber Memurlar Derneği Federasyonu münfesih duruma düşmüştür. Demiryolu çalışanlarının ilk günden bu güne biriktirdiği örgütlenme geleneği burada da kendini göstermiş, bu gelişmelerle beraber federasyon yerine faaliyet yürütmek üzere 12.05.1986 yılında Ankara’da kısa adı DEMED olan “Demiryolu Memurları Derneği” kurulmuştur. “Kanun ve mevzuat çerçevesinde TCDD Memurları arasında samimi ve yakın işbirliği kurmak, yardım, bağlılık hislerini takviye etmek, Demiryolculuk mesleğinin yükselmesi ve gelişmesi hususunda çalışmak, mevzuatın yanlış ya da farklı uygulanışı nedeniyle üyelerinin zedelenen, ihlal edilen veya zedelenmesi veya ihlal edilmesi ihtimal bulunan haklarının korunmasına, yanlış ve noksan tatbikatın önlenmesine çalışmak, üyelerine daha iyi sosyal, kültürel, sağlıkla ilgili imkânlar temin etmek amacıyla tüm demiryolcuların üyeliğine açık olan dernek ilk başlarda varlık gösterememişse de sendikalaşma çalışmalarının başlamasıyla beraber faaliyetlerini sendika kurmaya yoğunlaştırmıştır.
Demiryollarında faaliyet gösteren önemli örgütlenmelerden birisi de, 1972 yılında Ankara’da kurulan ve kısa adı DEMARD olan “Demiryolları Makinist Ateşçi ve Revizörler Derneğidir. Dernek amacını: “TCDD İşletmesi bünyesindeki, Makinist, Ateşçi ve Revizörlerin başta Anayasa olmak üzere mer’i kanunlar ve insan hakları evrensel beyannamesi içinde demokrasi, sosyal adalet ve Atatürk ilkeleri ışığı altında iktisadi, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerini korumak, özellikle mesleki gelişmeyi ve aralarındaki yardımlaşmayı sağlamak” olarak belirlemiştir.
1986 yılında üyelerinin üretimden gelen güçlerini kullanmasını örgütleyen dernek DEMARD adıyla bir de dergi çıkarmıştır.
1986 yılında Ankara’da kurulan DEKAD (Demiryolları Katarcılar Derneği) ise adından da anlaşılabileceği gibi, katar personelinin üyeliğini hedeflemiştir.
İstanbul’da ise, 1985 yılında “demiryolcuları bir dernek çatısı altında toplayarak birlik ve beraberliği sağlamak ve örgütlü mücadele vermek” amacıyla Demiryolu Faal Memurlar Derneği (DYFM-DER) kurulmuştur. 1990 yılında yapılan genel kurulunda dernek adını Demiryolu Çalışanları Derneği (DEÇAD) olarak değiştirdi. 1986 yılındaki makinist eylemlerinde öncülük eden dernek sendikal oluşumlarda da aktif rol almıştır.
ŞUBAT 1986 EYLEMLERİ
“DEMARD İstanbul Şubesi ve DYFM-DER Genel Merkezi öncülüğü ve kontrolündeki bu başkaldırış basın tarafından kamuoyuna(demiryolculardan sözederek) ÇAĞDAŞ KÖLELER adıyla lanse edildi”
Vagonların elektrikli ısıtılmasına geçilmesi, beraberinde bir dizi sorun getirmişti. Talimatnamelerde “kuplingi elektrik revizörü denetiminde işçi bağlar” denmesine karşın yönetim bu bağlantıyı makinistlerin yapmasında ısrar edince, bu tutum makinistlerce tepkiyle karşılandı. DEMARD’ın makinist olan Haydarpaşa şube yöneticileri kuplingi bağlamadı. Görevden alınıp yerlerine verilen makinistlerinde bağlamaması üzerine makinistler suspantü edildi(görevden el çektirildi).
İki gün içinde 10 fazla makinist suspantü edildi. Genel Müdürlüğün bu tutumuyla iyice bilenen çalışanlar “talimatlara uygun ” çalışmaya başladı. 8 saatten fazla çalışmama, el fenersiz lokomotif almama, havasız manevra yapmama gibi direniş etkinlikleri iki aydan fazla sürdü. Tren seferlerinde aksamalar oldu. Bu direniş nedeniyle onlarca personel suspantü oldu, sürgüne yollandı, birçok demiryolcu mahkemelerde yargılandı para ve hapis cezalarına çarptırıldı. Basında da yankı bulan bu eylemlilik süreci demiryolu çalışanlarının mücadelesi açısından bir dönüm noktası olmuş ve 86 direnişi sendika çalışmalarının önünde ışık olmuştur.
25 TEMMUZ 1990
Hükümetin Kamu çalışanlarına %25 zam yapması üzerine bu sefalet zammına karşı çıkmak için Haydarpaşa garda yapılan basın açıklamasına 1500 demiryolu çalışanı katılmıştı. Demiryollarında katılımın en yüksek olduğu eylem olarak tarihe geçmiştir.
3 OCAK1991
TÜRK-İŞ’in aldığı 1 günlük iş bırakma eylemini desteklemek amacıyla demiryolu emekçisi memurlar Haydarpaşa’ da yemek boykotu yapma kararı aldılar ve yemekhanede çok geniş katılımla yemek boykotu gerçekleştirdiler. Bildiriler okundu. Bu boykottan sonra mücadelenin önde gelen kişilerinden bazıları ülkenin değişik yerlerine sürgün edildi.
1991 Yılından Sonra Memur Sendikaları
1990 yılına kadar dernek çatıları altında yürütülen mücadele diğer işkollarındaki hareketlilikle beraber demiryollarında da başlamıştır. Dernek çatıları altında Ankara, İstanbul ve İzmir’de sendikal haklar komisyonları kurulmuş, sendika kurma çalışmaları derneklerin tüzel kişiliği altında bu komisyonlar aracılığıyla yürütülmeye başlanmıştır. Komisyonlar sadece demiryollarında bir faaliyet yürütmemiş, diğer kamu çalışanları örgütleriyle ilişki kurmuş, hatta 1991 yılı Ocak ayında Zonguldak büyük madenci grevini desteklemek üzere Zonguldak’a gitmiş, bu eylemi destek için TÜRK-İŞ’in 3 Ocak günü yapacağı genel eyleme, Ankara, İstanbul ve İzmir’de yemek boykotu yaparak desteğini göstermiştir.
Yıl boyunca değişik platformlarda sürdürülen çalışmalar sonucunda 1991 yılı 13 Kasım’ında İstanbul’da TÜM RAY-SEN, 10 Aralık 1991 tarihinde Ankara’da DEM-SEN kurulmuştur. Her iki sendikada diğer Kamu Çalışanları ile ortak etkinliklere girişmiş, mücadelenin ortaklaştırılması ve güçlendirilmesi amacıyla oluşturulan Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu’nda (KÇSP) hem DEM-SEN hem de TÜM RAY-SEN yer almıştır. KÇSP ilerleyen yıllarda Kamu Çalışanları Sendikaları Koordinasyon Kuruluna dönüşecek, 1995’de ise Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) kurulacaktır. Demiryolu çalışanlarının sendikaları bütün bu süreçlerde etkin yer almış, pek az sendikanın başarabildiği iş bırakmaları büyük bir başarıyla geliştirmiş ve hak alıcı eylemlere imza atmıştır. BTS’ de ilk günden beri yer aldığı Konfederasyonlaşma sürecinin gereğini yerine getirerek KESK kuruluşunda aktif rol oynamıştır.
1991 ve 1992 yılları her iki sendikanın birbirini kötülemeden örgütlenme çalışmalarıyla geçmiş ancak her örgütlenme çalışmasında iki ayrı sendika olarak faaliyet sürdürmenin zorluğu ile karşılaşılmıştır. Bu tespitin tabanda olduğu kadar her iki sendikanın yöneticilerince de benimsenmesi üzerine birleşme görüşmeleri başlamış ve nihayetinde 6–7 Şubat 1993 tarihinde yapılan birleşme kurultayı ile DEMİRYOL-SEN oluşturulmuştur. Bu sendikada daha sonra TÜM HAVA-SEN’le birleşerek BTS’ yi oluşturmuştur. 2002 tarihine kadar Genel Merkezi İstanbul’da olan BTS o tarihten sonra Genel Merkezini Ankara’ya taşıyarak faaliyetlerini burada sürdürmektedir.
15 Mart 1994 yılında DEMİRYOL-SEN adına ITF ‘ye yapılan üyelik başvurusu kabul edilerek o tarihten bu yana BTS Uluslar arası Taşımacılık Federasyonu (ITF) ve Avrupa Taşımacılık Federasyonu (ETF) üyesidir.
26 OCAK 1992
Diğer kamu çalışanları ile birlikte Şişli’ de yüksek katılımlı Sendikal haklar mitingi gerçekleştirildi.
23 MART 1992
Bodro yakma eylemi
16 HAZİRAN 1992
Kamu çalışanlarının Sendikal hak ve Özgürleri ile ilgili olarak yaptığı ilk Ankara yürüyüşü 6 gün sürdü. 21 Haziranda Ankara Çiftlik kavşağında polislerin saldırısı üzerine birçok emekçi yaralandı. Ancak Ankara Kızılay meydanında miting gerçekleştirildi.
16 HAZİRAN 1993
Kamu çalışanlarının GSMH’ den daha fazla pay almak için kitlesel basın açıklaması yaptı.
27 HAZİRAN 1993
Şişli’de Sendikal hak ve Özgürlükler için miting yapıldı.
1 TEMMUZ 1993
Sendikal hakların gasp edilme politikalarına karşı gerçekleştirilen ikinci büyük Ankara yürüyüşü yapıldı. Bu yürüyüşün Ankara’ya giriş tarihi 3 Temmuz 1993 idi. Ve aynı tarihte olan Sivas Katliamındaki siyasi iktidarın beceriksizliğinin sorumluluğu kamu çalışanlarının üzerine atılmaya çalışıldı.
15 TEMMUZ 1993
Toplu sözleşme taleplerine karşın hala yapılmaya devam edilen yüzdelik zam uygulamasına karşı kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi.
22 TEMMUZ 1993
Haydarpaşa’da Demiryol-Sen üyesi 100’ü aşkın demiryolcu sendikal hak ve özgürlük talebi ile viziteye çıkarak iş bırakıyordu.
22 KASIM 1993
Demiryol-Sen, çalışanlarının katılımıyla hazırlanan Toplu Sözleşme Taslağı Türkiye’nin her yerinden gelen demiryolcularla Ankara’da TCDD Genel Müdürüne verdi.
13 OCAK 1994
Tüm kamu çalışanlarının kendi işlerlerinde gerçekleştirdikleri kitlesel basın açıklamaları demiryolcular tarafından da gerçekleştirildi.
22 ŞUBAT 1994
Demiryolcular işlerlerinde uygulanan antidemokratik uygulamalara karşı Demiryol-Sen önderliğinde yüksek katılımlı vizite eylemi gerçekleştirdiler. TCDD Yakacık Hastanesinde basın açıklaması yaptılar.
20 TEMMUZ 1994
Vizite eylemi ve Kitlesel basın açıklaması yapıldı.
26 EKİM 1994
BTS üyesi demiryolcular DEMARD’ın tüm eylem kırıcı girişimlerine rağmen Vizite eylemi yapıyorlar. Posta çalışanlarının da aynı günlerde eylemde olması ülke gündemini değiştiriyor.
22 KASIM 1994
BTS üyesi demiryolcular yine sendikal talepleri uğruna Ulaşım-Sen ile beraber Vizite eylemi yapıyorlar.
20 Aralık 1994
Ülke genelinde kamu çalışanlarının aldıkları ortak bir kararla üretimden gelen güçlerini kullanan demiryolcular birbirlerine kenetlenmiş bir amaç uğruna yüreklerini birleştirmiş ve ilk fiili grevlerini gerçekleştirmişlerdir. TCDD’ de bünyesinde ve özellikle Haydarpaşa’da eylem 24 saat devam etmiş hiçbir tren çalışmamış Haydarpaşa gara “bu işyerinde grev var” pankartı asılmıştır.
16–17 ŞUBAT 1995
Maaşların gecikmeli olarak ödenmesinin bir gelenek haline gelmesine karşı BTS önderliğinde Demiryolcular Haydarpaşa’da iş bırakarak 2 gün trenleri durdurmuşlardır. Bu eylemden sonra Demiryolcular maaşlarını zamanında almışlardır.
20 NİSAN 1995
Antidemokratik uygulamalara ve baskılara karşı ikinci grev gerçekleştirilmiştir. BTS önderliğinde ülke çapında yüksek katılım sağlayarak trenleri durduran demiryolcular bu greve adlarını altın harflerle yazdırdılar.
5 MAYIS 1995
BTS Adana Şube Başkanı Mehmet AKDEMİR ve DEMARD Adana Şube Başkanı Nurettin TOPLAR’ın valilik kararıyla sürgün edilmesi üzerine bayram arifesi olan 5 Mayıs 1995 tarihinde ülke çapında protesto grevleri gerçekleştirildi ve iş bırakıldı. Eylem birçok bölgede baskı ile kırılmasına rağmen Haydarpaşa’da saat. Bayram arifesi olması nedeni ile eylem 14.00 kadar devam ettirildi ve sendika genel merkezinin kararı doğrultusunda bitirildi. Mehmet AKDEMİR daha sonra mahkeme kararı ile görev yerine döndü.
18 HAZİRAN 1995
Tüm kamu emekçileriyle birlikte demiryolcular da Ankara Kızılay direnişine katıldılar 150 bin emekçi tek yumruk tek yürek oldu ve 2 gün boyunca Kızılay meydanını işgal ettiler
Ancak eylem kitlenin istediği gibi devam etmemiş ve bitirilememiştir. Bunun üzerine kamu emekçileri iş bırakma kararıyla işyerlerine döndüler. Bu eylemden sonra Anayasanın kamu çalışanlarının Sendikalaşmasıyla ilgili maddesi değiştirildi.
20-21 HAZİRAN 1995
Kızılay meydanında alınan karar doğrultusunda demiryolcular ülke genelinde iş bıraktılar bu eylem kararı 1 gün için alınmıştı ancak Haydarpaşa’da bölge müdürünün sendika Şube yönetimini sürgün etmesi ve 79 üyeyi görevden uzaklaştırması üzerine demiryolcular bu işlemler iptal edilene kadar eylemi uzatma kararı aldılar.
Öylesine büyük bir inanç ve güvenle direniliyordu ki, eyleme katılan emekçiler çocuklarıyla birlikte trenlerin önüne oturmakta bir an bile tereddüt etmediler. Eylemlerini 1 gün gerçekleştiren diğer kamu çalışanlarının demiryolculara olan desteği dayanışma adına görülmeye değer bir tabloydu.
17 EKİM 1995
iş bırakma
18 NİSAN 1996
BTS üyesi demiryolcular Antidemokratik uygulamalar ve baskılara karşı 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
13 EYLÜL 1996
Kadıköy’de kitlesel basın açıklaması.
19 EKİM 1996
ŞİŞLİ Abide-i Hürriyet meydanında yapılan KESK bölge mitingi.
14 ARALIK 1996
Ankara mitingi.
5 KASIM 1997
5–14 Kasım arasında Haydarpaşa yemekhanesinin özelleştirilme girişimine tepki amacı ile BTS İstanbul 1 nolu şube yönetimi getirdiği yemeği personele dağıtarak TCDD yönetimini protesto etti.
14 KASIM 1997
BTS önderliğinde Demiryolcular Tramvayın Anadolu yakasından kaldırılışını Kadıköy’e yapılan yürüyüş ve basın açıklaması ile yapılan basın açıklaması ile protesto ettiler.
16 KASIM 1997
Haydarpaşa yemekhanesinin özelleştirilmesi ve maaşlara yapılan yüzdelik sefalet zamma karşı basın açıklaması yapıldı.
18 KASIM 1997
Haydarpaşa’da personel yemekhanesinin özelleştirilmesini protesto için 12.00 İLA 14.00 saatleri arasında 2 saat iş bırakılarak trenler durduruldu.
11–12 ARALIK 1997
KESK’in aldığı karar doğrultusunda 1 günlük iş bırakma eylemi başlıyor, BTS önderliğinde demiryolcular haklı talepleri için eylemi 2 günde de devam ettiriyorlar, Genel Müdürün taleplerin kabul edildiğine dair yazılı talimat vermesi üzerine eyleme 24.00 da son veriliyor.
24 OCAK 1998
Ankara da KESK mitingi.
4–5–6 MART 1998
Sahte Sendika yayasına karşı Ankara’da direnen sendika yöneticilerine destek vermek için işyerlerinde iş bırakıldı. Bu eylemde sendikanın kadrolarından birçoğu Bölge Müdürünün ihbarıyla gözaltına alındı. Ancak ağırlıklı olarak kadın üyeler Raylara oturarak trenlerin hareketi engellediler ve eylemin başarıya ulaşmasını sağladılar. Taksim ve Kadıköy’de oturma eylemleri BTS den gözaltına alınan emekçiler serbest bırakılana kadar devam etti. Sonuçta sahte yasa meclisten geri çekildi.
11 HAZİRAN 1998
KESK Kadıköy yürüyüş ve mitingi.
13 ŞUBAT 1999
KESK Ankara mitingi.
5 MART 1999
Haydarpaşa gar önünde yapılan basın açıklamasında Bölge Müdürünün uyguladığı baskılar protesto edildi.
8 MART 1999
Haydarpaşa personel yemekhanesinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinliklerini gerçekleştirmek isteyen demiryolu çalışanlarına bölge müdürünün ihbarıyla polis saldırdı. Birçok demiryolcu yaralandı birçoğu da gözaltına alındı.
28 MART 1999
Yeniden yapılanma adı altında TCDD Yakacık Hastanesinin satılmasını protesto etmek için Hastanenin bahçesinde 250 kişi ile basın açıklaması yapıldı.
15 HAZİRAN 1999
KESK’in bordro eylemi ve kitlesel basın açıklamasının, TCDD Yakacık Hastanesinin satılmasına karşı yapılacak basın açıklaması ile beraber Haydarpaşa’da yapma kararı alındı. Polis eyleme izin vermediği gibi 34 emekçiyi gözaltına aldı.
22–26 HAZİRAN 1999
Başta Yakacık Hastanesinin satılması olmak üzere özelleştirmeyle ilgili kararların geri alınması için Haydarpaşa’dan İzmit’e kadar rayların üzerinden bir yürüyüş gerçekleştirildi. Her gün değişen katılımcılar gelip geçen trenlerdeki personelin yürüyüşçülere su, yiyecek ve çiçek vermesi halkın alkışları ve başarı dilekleri yürüyüşün unutulmaz anlarıydı. 26 Haziranda İzmit’te düzenlenen mitingle yürüyüş sona erdi.
24 TEMMUZ 1999
Tahkim yasası ve Mezarda Emeklilik yasasını protesto için Ankara Kızılay’da kitlesel miting yapıldı. Mitinge 350 bin emekçi katıldı.
6 AĞUSTOS 1999
Emek platformunun aldığı karar gereği 2 saatlik iş bırakma eylemi yapıldı.
13 AĞUSTOS 1999
Mezarda emeklilik yasasının mecliste görüşülmeye başlanması üzerine 1 gün iş bırakıldı.
4 ARALIK 1999
KESK Ankara Mitingi.
21 MART 2000
9 Ayrı koldan Ankara’ya ” Demiryollarının Geliştirilmesi ve Haklarımız için Yürüyoruz” talebiyle demiryolu yürüyüşü gerçekleştirildi.
7 KASIM 2000
KESK 5 ayrı koldan Ankara yürüyüşü başlattı.
11 KASIM 2000
KESK Ankara mitingine 70 bin emekçi katılıyordu.
1 ARALIK 2000
Emek Platformunun aldığı karar doğrultusunda kamu emekçileri 1 gün iş bıraktılar. Demiryolcuların eyleme katılımı ve genel anlamda başarılı bir direniş sergilemeleri ülke çapında büyük ses getirdi. Eyleme Ulaşım-Sen de katıldı.
21–26 MAYIS 2001
Sahte sendika yasasına karşı İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş yapıldı 7. Haziran ve 25 Haziran tarihleri arasında devam etti.
7 HAZİRAN 2001
Ankara’da KESK öncülüğünde sahte yasasına karşı direniş yapıldı.
25 HAZİRAN 2001
Sahte sendika yasasına karşı yapılan direnişlere polis coplarla, biber gazlarıyla ve tazyikli sularla saldırarak dağıtmaya çalıştı. Tüm Direnmelere rağmen,bu sahte yasayı destekleyen Devlet Güdümlü Sendikalar ve Hükümetin işbirliğiyle bugün kamu çalışanlarının başına bela olan 4688 sayılı yasa çıkartıldı.
15 MAYIS 2003
Tasarruf Teşvik hesabında biriken paraların bilinen adı ile ZORUNLU TASARRUF Nema’ların noksan ödenmesine karşı Haydarpaşa ve Sirkeci’ de viziteye çıkılarak tren seferleri durdurulmuştur. Ödemelerin noksansız yapılacağının tel emri ile bildirilmesi üzerine saat 14.00 da iş başı yapılmış nemalar noksansız olarak alınmıştır.
10 ARALIK 2003
Bütçe ve personel yasasına karşı viziteye çıkılmıştır. Bu eylem nedeni ile Haydarpaşa gar manevracılarının sicilleri bozulmuş ancak mahkeme kararı ile bu işlem iptal ettirilmiştir.
11 ARALIK 2003
KESK’ in Bütçe ve personel yasasına karşı iş bırakma eylemi Haydarpaşa garda polisin ve işverenin baskısı ve eylem kırıcı davranışlar nedeniyle başarılamamış, 7 BTS Kadrosu hakkında tren önüne oturdukları gerekçesi ile açılan dava kazanılmış ancak işveren Yargıtay’a temziye götürmüştür.
21 HAZİRAN 2005
Haydarpaşa dayanışmasının basın açıklaması ve şenlik
NOT:
Ömer Tolga Sümerli’nin “Millileştirme Öncesi Ege Bölgesi Demiryolcu Grevleri” adlı dosyası http://kentvedemiryolu.com/icerik.php?id=308 link adresindedir.
KAYNAK:
¨ Sedat Demirsoy, Demiryolu Taşımacılığı İşkolunda İşçi-Memur Eylemleri Ve Örgütleri 1993 Ankara Uzmanlık Tezi,
¨ Oya Baydar, Türkiye İşçi Sınıfının Doğuşu
¨ 1967 İstanbul Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi 1995 İstanbul
¨ Atatürk ansiklopedisi
¨ BTS Genel Merkezi 100. Yıl Sergisi
¨ Şeyda Oğuz, 1927 Adana Demiryolu Grevi
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu