Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Cumhuriyet Demiryolları Sporu da Kanatlandırdı

(yorumlar kapalı)

“1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nde kaç spor klubü vardı?”

“Spor kulübünden vazgeçtim, 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nde kaç futbol takımı vardı? Kaç tane sayabilirsiniz?”

İstanbul’da Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe,..

Başka?

İzmir’de? Ankara’da? Bursa’da, Adana’da, Samsun’da?..

Aklınıza mı gelmiyor?.. 

Cumhuriyetçiler, Osmanlı Ailesi’nden her alanda “yok bir ülke” devraldılar, dersek abartmış olmayız. Genel eğitimde yok, sporda yok! Ulaşımda yok, sanayide yok, nüfusta da neredeyse yok bir ülke!.. Mağrur Amerikalı “analist”lerin sıkça kullandıkları ve kayda değmez, söz etmeye, dikkate almaya değmez anlamındaki “negligible” sözcüğüyle… 

Demirsporlu-atletler.-1949-Halkevi-7500-metre-sokak-kosusunu-kazanan-takim.jpg

Demirsporlu atletler. 1949 Halkevi 7500 metre sokak koşusunu kazanan takım

Ulaşımda “demiryolu”nu1 seçen Cumhuriyetçiler, ülkenin topraklarına demirden yollar döşedikçe aynı yollar ve istasyonlar üzerinde spor klüpleri kurmayı düşlemişlerdi. Yavaş yavaş bu düşlerini de gerçekleştirdiler ve Türk sporuna müthiş bir alt yapı hazırlamış oldular. 

Bilinmeyen_Demirsporlu_futbolcular0001.jpgBir Demirspor futbol takımı, yöneticiler ve demiryolcular.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) bünyesinde kurulan Demirspor kulüpleri, başta futbol, güreş, atletizm ve yüzme olmak üzere birçok dalda ülkede ve dünyada şöhret olmuş şampiyon sporcular yetiştirdiler. 

Cumhuriyetçiler, ülkede spor etkinliklerini artırmak ve bir düzene sokmak için 1930’ların sonunda Beden Terbiyesi Kanunu’na bir madde koydular: 

Memur ve işçi sayısı 500’den fazla olan kuruluşlar ve fabrikalar, öncelikle kendi personeline beden eğitimi ve spor yaptırmak için spor tesisleri yapmaya ve antrenör tutmaya mecburdurlar

Tabii, bu madde sadece TCDD’yi bağlamıyordu, gelişmekte olan diğer Cumhuriyet kurumlarını da bağlıyordu. Bu madde, Gençlik Spor Müdürlüğü’nün 3289 sayılı kanununun 26. Maddesi olarak hala durmaktadır ama bu kanun maddesini anımsayıp, uygulayan kamu kuruluşu –kaldıysa tabii- var mı, bilinmez! Eskisehir_Demirspor_Kulubu_1938_senesi_Milli_Kume_harici_Turkiye_birincisi_olan_futbol_takimi.jpg

Eskişehir Demirspor Kulübü 1938 senesi Milli Küme harici Türkiye birincisi olan futbol takımı

Cumhuriyet’in demiryolu hatları ve istasyonları üzerinde kurulan ilk Demirspor, Eskişehir Demirspor‘dur, 1930’da, yani bu kanun maddesi çıkmadan önce kurulur ve 29 Haziran 1938’de diğer takımlarla aynı statüye gelmiş olur. 

İzmir Demirspor ise 15 Haziran 1931’de kurulmuştur. 1935 yılında Aydın Hattı’nın satın alınmasıyla Demirspor adını aldı. Daha sonra Türkspor’la birleşti ve Demirspor adı altında 1936’da liglere katıldı.Ankara Demirspor’un futbol sahasına ilk çıkışı 29 Mayıs 1932’dir. Resmi tescili ise 29 Ekim 1932.

Kayseri Demirspor’un kuruluş tarihi ise 1932. Kurum takımı olması ise 1942.Haydarpaşa Demirspor’un kuruluş tarihi 1937. 

Samsun-Demirspor-4-Bafra-Spor-3-Eylul-1947-Samsun.jpg

Samsun Demirspor: 4- Bafra Spor:  3 Eylül 1947 Samsun

Demirsporların en ünlüsü ise Adana Demirspor‘dur ve 1942 yılında kurulmuş ve 10 yıl boyunca bölge şampiyonluğunu elinde tutmuştur. 

Demiryolu ulaşım ağının önemli bir birleşme noktası olan Afyon Karahisarı’nda ise Afyon Demirspor 1942 yılında kuruldu. 

Samsun Demirspor’un resmi kuruluş tarihi 19 Şubat 1945 olmasına karşın, Samsun TCDD’lilerin 1929’da kurduğu bir takım var:Şimendifer Spor2

Ve peş peşe kurulan ve spor yaşamına başlayan diğer Demirsporlar: 1942’de Çatalağzı Demirspor (bugün Çatalağzı Belediye Demirspor), Malatya Demirspor (1942), Ceylanpınar Demirspor, Çankırı Demirspor, Gaziantep Demirspor, Karabük Demirspor, Kars Demirspor, Kıralan Demirspor, Kırşehir Demirspor, Kocaeli Demirspor, Sakarya Demirspor, Konya Demirspor (1953) ve diğerleri. 

Resmi kayıtlara göre 1942 yılında Türkiye’de tam 48 adet, evet tam 48 adet, etkin Demirspor var. 

Inanmasi-zor-de__il-mi.-DemiryollariUlus-gazetesi-eki-Sayi-38Yil-113.8.1938.jpg

İnanması zor değil mi. Demiryolları, Ulus gazetesi eki Sayı 38, Yıl 1, 13.8.1938

İşte, bu Demirsporlar ülke sporu için çok önemli bir alt yapı hazırlarken, kuruldukları bölgelerde de halkın sosyal yaşamını değiştirmişler ve renk katmışlardır. Nerede bir Demirspor varsa toplumsal etkinlikler ve birleşme artmıştır. Demirspor kulüplerinin lokalleri, lokantaları, dinlenme salonları, bahçeleri halkın rağbet ettiği yerler olmuştur. Demirspor kulüplerinin bazıları caz orkestrası bile kurmuştur. 

Demirsporlar, halkın Cumhuriyet’i ile buluşmasının diğer bir aracı konumuna yükselmişlerdir. 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) kayıtlarına göre bugün de 40’a yakın Demirspor kulübü var. Ancak, bunların bir kısmı kök olarak TCDD’den gelmiyor.  

Önemli Sporcular 

Günümüzün “endüstriyel futbolu“na (Ben buna “sermayedar futbolu” diyorum) sorgusuz sualsiz inananlar için yazacaklarımızı anlamak zor gelebilir: 

Cumhuriyet’in bir kamu kurumu olan TCDD’nin çatısı altında kurulup yeşeren ve verimli bir toprağa dönüşen Demirsporlardan nasıl bu kadar futbolcu ya da sporcu çıkabilir?

Bugün olmayan Cumhuriyet ruhu, Cumhuriyetçilik ruhu böyle bir şeydi işte! Anlaması zor değil mi? 

ADANA-DEMIRSPOR-YUZME---Kopya.jpgErdal Acet’i kaç kişi anımsıyor? Adana Demirspor’un ünlü yüzücüsü. 1976’da Manş Denizi’ni tüm zamanların en iyi derecesiyle geçmişti. Adana Demirspor su topu takımı 17 yıl aralıksız olmak üzere 29 yıl su topu Türkiye Şampiyonu olmuştu. Adana Demirspor futbol takımın bölgesel şampiyonluklarının yanı sıra I. Lig’de de önemli başarıları var. 

IMG_3558.jpgEskişehir Demirspor’un, 1939-1940 yılında bir Türkiye Şampiyonluğu var. Eskişehir Demirspor’un Türk futboluna yetiştirdiği futbolcular arasında Basri Dirimlili (Fenerbahçe), Gündüz Kılıç, Süreyya Özkefe, Rasim Kara, Fahri Sağınoğlu (Beşiktaş) sayabiliriz. 

Haydarpaşa Demirspor ise güreşçileriyle ünlü: Hamit Kaplan, Adil Atan, Mithat Bayrak, Salih Bora, Hamza Yerlikaya vd. 

Ankara Demirspor ise yıllarca atletizmde önder klüp olmuştur. Bu kulüpte yetişen atletler arasında Ekrem Koçak, Galip Darılmaz, Erdenay Oflas, Adnan Darılmaz, Aşkın Tuna, Çetin Şahiner vd. adları sayılabilir. Ankara Demirsporlu futbolcu Fikri Elma ise unutulmaz. Ankara Demirsporlu boksörler arasında Vedat Tutuk ve Atilla Aslan milli formayı giymiş sporcular arasındadır. 

Bu örnekler rahatlıkla çoğaltılabilir. Demirsporlar, nefesleri tüketilene kadar, Türk sporuna ve sonuç olarak 1923 Cumhuriyeti’ne hizmet etmişlerdir.

Gün ise “sermayedar sporu“nundur, ne yazık ki… 

***

Taraftar siyasidir

Şimdi soracağım soruyla başlığın alakası ne, diye soracaksınız, biliyorum. 

Soru şu:

Livorno’nun neyi meşhurdur, Hemşerim?“.

Livorno, Livorno… 

“…”

Livorno’nun tavuğu meşhurdur, tavuğu. Hani şu bolca yumurtlayan bembeyaz tavuğu. Bizde Ligorin derler, Ligorin. Bol bol yumurtlar, bembeyazdır. 

İyi de Livorno neresi, yahu?

Tabii, her taşralı Türk gibi Roma’yı bilirsiniz, Napoli’yi bilirsiniz, Milano’yu bilirsiniz, Venedik’i hayda hayda bilirsiniz, şarap ve yemek düşkünü zengin biri iseniz Toskana’yı, sanata meraklı iseniz Verona’yı ve çevresini…

 –

Livorno_harita.jpgYa Livorno, Hemşerim? Yolunuz bile düşmez değil mi?

Livorno, İtalya’nın kuzeyinde, Akdeniz kıyısında (Liguryan Denizi’ne sahildar) esas olarak bir liman ve sanayi kentidir. Kıyısından köşesinden turizm de vardır. İşte, bizim Ligorin dediğimiz tavuklar bu bölgeden çıkmıştır. İngilizler bu tavuğa Leghorn derler. Bilip bilmez her şeye sahip çıkan, sonradan görme Amerikalılar ise bu tavuğa önce “İtalyan tavuğu” demişler, sonra ataları İngilizlere güvenip Leghorn demeye başlamışlar. Ligorinlerin çeşitli renklerde olanları da üretilmiş ama esas olan bu bembeyaz olanları. Şakır şakır yumurtluyorlar, vallahi! 

A.S-Livorno-futbol-takiminin-amblemi.jpgBir liman ve sanayi kenti dedik ya, bir de futbol takımı var. 1915’de kurulmuş, yıllarca İtalya’da Seri A’da oynamış ve bu yıl Seri B’de top koşturan A.S. Livorno Calcio. Kuruluş olarak bir işçi takımı. Taraftarları ise bugün bile acayip sosyalist ve hatta komünist! Maçlarda devrimci sloganlar atıp, solcu pankartlar açıyor, Lazio taraftarları gibi İtalyan faşist futbol taraftarlarını –Roma, Verona ve Internazionale- bir güzel pataklıyorlar. 4

Bu arada, bir dönem çok güçlü ve dünyaca ünlü olan İtalyan Komünist Partisi (IKP) de Livorno’da kurulmuş, 1921’de. A.S. Livorno Calcio taraftarlarının lokalinin adı da 1921. Gördünüz mü “gomonis oyunu”nu?! 

Livorno kenti ve işçileri, Benito Mussolini faşizmine sonuna kadar direnen nadir İtalyan kentlerinden biri olmuş. İşte, böyle bir kentin takımının taraftarlarından başka ne beklenir?

Ya futbolcularından?: 

2005 yılında Lazio-Livorno maçı oynanıyor. Lazio takımının kaptanı ve golcüsü Paolo Di Canio, gol attıktan sonra Lazio seyircilerine dönüp faşist selamı verince ortalık birbirine giriyor. Vay anam, sen misin faşist selamı veren, Livorno taraftarları veriyor sopayı faşistlere. Ama, iş burada da bitmiyor. Maçın rövanşında, Livorno’nun 18.200 kişilik Armando Picchi Stadyumu orak çekiçli kızıl bayraklar, Che, Lenin afişleri ve devrimci sloganlarla dolduruluyor. Bütün stad bir ağızdan Ciao Bella söylüyor. Babası hala liman işçisi ve İKP üyesi olan Livornolu ünlü futbolcu Cristiano Lucarelli, Lazio’ya bir gol atınca stad çıldırıyor. Lucarelli, golden sonra sol yumruğunu havaya kaldırıp bir de taraftarlarını selamlıyor. Ertesi gün Başbakan Berlusconi’nin televizyon kanalları ve gazeteleri Lucarelli’yi “en sevimsiz futbolcu” ilan ediveriyorlar. 

Adana-Demirspor-ve-Livorno-maci.jpgİşte, böyle bir kentin ve taraftarlarının futbol takımı olan A.S. Livorno Calcio ile Adana’nın bir işçi takımı olan Adana Demirspor5 ile Adana’nın 5 Ocak stadında 4 Eylül 2009, Cuma günü karşı karşıya geldiler, haberiniz var mı bilmem?

Adana_Demirspor-Livorno1.jpg5 Ocak Stadı, Adana Demirspor’un kentte çok sevilen taraftar grubu “Şimşekler” tarafından Deniz Gezmiş ve Che afişleriyle ve kızıl bayraklarla süslenmişti. “Şimşekler”, “Yoldaş Livorno” ve “İtalya’nın asi çocukları hoş geldiniz” diye pankartlar açtılar. Yine Ciao Bella söylendi hep beraber. Stadyumda her nevi solcu grup vardı. 

Çekişmeli bir maç olmasına karşın 0-0 bitti. 

Livorno’nun turizm yanına gelince de şunu söyleyebiliriz: Fabrika bacalarının gölgesinde bir turizm! 

La-Prima-Cosa-Bella-Gordu__um-En-Guzel-Kadin.jpgİşte, bu yazının hazırlandığı günlerde İstanbul’da sinemalarda gösterilen “La Prima Cosa Bella”, Türkçe ticari çevirisiyle “Gördüğüm En Güzel Kadın” (İngilizcesi: The First Beautiful Thing) adlı filmin kapanış sözleri aşağı yukarı şöyle “Livorno’ya geleceksem mayomu yanıma alırım“.

1971-2011 arasında geçen ve seyircisini salya sümüğe bulamayan traji-komik bu İtalyan filmi, işçi ve sanayi kenti Livorno’da geçiyor. Livorno sokaklarını geziyor ve kentin kokusunu duyumsayabiliyorsunuz film boyunca. 

Esas amacı çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak olan saf ve çok güzel anne Anna, başta polis kocası ve sonra bir dizi sevgilisinden ne ruhunu ne de bedenini esirgiyor, ölüm anına kadar. Anna’nın ölümünün ardından uyuşturucu tutkunu öğretmen oğlu Bruno, sevgilisi ile Livorno’nun sularına dalıyor, arınmak için adeta. Geride fabrika bacalarının siluetleri… 

Adana_Demirspor-Livorno3.jpgHer neyse, konumuz spor: A.S. Livorno Calcio ve Adana Demirspor. Kökler hemen hemen aynı. İkisi de bir zamanlar işçi takımı. İlki sanayi işçilerinin ikincisi de demiryolcuların. Kulüpler, işçilerin elinde olmasa da, taraftarları ve hatta kimi sporcuları hala sıkı siyasi. 

Ne diyelim? 

Taraftar siyasidir, Hemşerim!

  1. Collection dergimizin 42. (Ocak-Şubat-Mart 2011) ve 43. (Nisan-Mayıs-Haziran 2011) sayılarında yer alan yazılarıma bakarsanız sevinirim.
  2. Cumhuriyetçiler’in kurduğu Demirsporların dünkü ve bugünkü durumlarıyla ilgili bakılması gereken makaleler şunlar: “Demiryollarında Sportif Faaliyetler ve Ankara Demirspor Kulübü”, H. İbrahim Uçak (Kebikeç, Sayı 11, Ss. 283-293), “İçinden Demiryolu Geçen Kulüpler: Demirsporlar”, Mehmet Yılmaz (Zaman gazetesi Sporvizyon eki, 15 Ağustos 2007) ve “Memleketin Demirsporları”, Yavuz Yıldırım www.kentvedemiryolu.com/icerik.php?id=301(14 Mayıs 2008)
  3. “Memleketin Demirsporları”, Yavuz Yıldırım.
  4. A.S. Livorno Calcio taraftarlarının Olimpik Marsilya ve AEK Atina’nın solcu taraftarlarıyla sıkı bir dayanışması var. Buna “Kardeşlik Üçgeni” diyorlar. Bu dayanışma ve bağ, sol ideoloji temelinde yükseliyor. Adana Demirspor’un “Şimşekler” adlı taraftarlarıyla da ilişki içindeler. Kuzey Avrupa ülkelerinde de “Livorno’nun İskandinavya Partizanları” adlı bir grup da kurulmuş durumda.
  5. Adana Demirspor, 1938 yılında TCDD’nin 6. İşletme Bölge Müdürlüğü bünyesinde kurulmuştur. Eşref Demirağ, Vasfi Ramazan, Hasan Silah, Hikmet Tezel, Feridun Kuzeybay, Seha Keyder, Emin Ersan, Esat Gürkan ve Kenan Gülgün kurucu üyelerdir. Futbolun yanı sıra, özellikle yüzme ve sutopu ile bisiklet ve güreş dallarında Türkiye’ye çok önemli sporcular yetiştirmiştir. Adana Demirspor’un renkleri mavi laciverttir. Kimi kaynaklara göre 1969 kimi kaynaklara göre ise 1979’da TCDD’den koparıldı ve özelleştirildi. Bugün üyeleri arasında TCDD’li olanlar varsa da daha çok belediye yardımıyla ayakta durabilmektedir, ne yazık.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: T.Arslan Bartu