Buharlı Lokomotifler İçin Muhtar İlhan’a Açık Mektup
Temmuz 2009 ayı sonunda gerek yerel ve gerekse ulusal basında (Haber Türk) "Soma gar sahasında bulunan Tren hurdalığı mahalle sakinlerini rahatsız ediyor" başlıklı haber üzerine Soma İstasyon Mahallesi Muhtarı İbrahim İlhan’a kültürel ve endüstriyel mirasımız buharlı lokomotiflere sahip çıkılmasına önderlik yapması için açık mektup yolladık.
Soma İstasyon Mahallesi Muhtarı
Sayın İbrahim İlhan’a
Açık Mektup
Temmuz 2009 ayı sonunda gerek yerel ve gerekse ulusal basında (Haber Türk) "Tren hurdalığı mahalle sakinlerini rahatsız ediyor" başlığı altındaki haber, kültürel ve endüstriyel mirasımıza duyarlı vatandaşlar olarak bizleri üzmüştür.
Haber içeriğinden, çocukluğumuzdan beri TCDD Soma Gar sahası içinde atıl halde duran hurda trenlerin( 7 adet buharlı Lokomotif) İstasyon Mahallesi’nde yaşayan vatandaşları rahatsız ettiğini, mahallenin tren hurdalığına döndüğünü ve görüntü kirliliğine neden olduğunu öne süren mahalle sakinlerinin şikâyetlerini Ulaştırma Bakanlığı’na bildirerek Lokomotiflerin Selçuk’taki Müze’de veya Uşakta sergilenmesini talep ettiğinizi öğrendik.
Kentinizdeki demiryolu mirasının korunmasında önderlik yapacağınız düşüncesi ile bu konudaki görüşlerimizi sizinle paylaşmak istedik.
Buharlı Lokomotifler 1980’li yıllara kadar ülkemizde faal olarak çalışıyordu. Bu emektar lokomotiflerin hurda ya da görüntü kirliliği yarattığı gerekçesi ile aşağılanması doğru bir tespit değildir.
Doç. Dr. Sabri Bodur ve Doç Dr. Rahim KUCUR’un 1994 yılında "Görüntü Kirliliği" üzerine yazdıkları makalede şu tespitleri yapmaktadırlar.
Önemi giderek artan çevre kirliliğinin bir boyutu da göze hitap eden yönü, yani görüntü kirliliğidir. Genel olarak çevre kirliliğinin insan sağlığına çeşitli kategorilerde incelenen zararları vardır. Bunlardan bir kısmı da, yalnızca görmekle insan sağlığı üzerinde oluşturduğu etkilerdir. Bu etkilerin bazısı hoşnutsuzluk, veya uyarılmada azalma gibi hafif belirtiler olabileceği gibi, bazısı ruhi travma ve psikosomatik hastalıklarda artışla sonuçlanabilir. İnsan yaşamın bir parçası olarak kendini ve çevresini beş duyu ile hissetmeye ve anlamaya başlar. Beş duyu içinde en geniş ve derin tanımayı göz sağlar. İnsan merkezli düşüncede insanın sağlık ve mutluluğu esas olduğuna göre, görme alanına girdiğinde insan tabiatına hoş gelen onu rahatsız etmeyen görüntüler güzel aksine de çirkin denilir. Bu anlamda tabiatta çirkinlik yoktur. Bu noktadan hareketle fiziki çevre ve insanla ilgili eşyanın insan eliyle doğal çevre ve insan tabiatıyla uyumsuz ve sağlıklı insanları rahatsız edici hale getirilmesine "görüntü kirliliği" olarak tanımlanmaktadır.
Yaşamımız esnasında maruz kaldığımız görüntü kirliliklerini 4 ana başlık altında gruplandırıyoruz.
· Geniş çevrede istenmeyen görüntüler
· Kentlerdeki kirli görüntüler
· İç mekânlardaki kirli görüntüler
· İnsan ve İnsanla ilgili görüntüler
Konumuzun gereği olarak kent yaşamında insanları etkileyen kirli görüntüleri sayacak olursak
1. Hava Kirliliği,
2. Yeşil alan yokluğu,
3. Monoton ve iç içe yapılaşma,
4. Görüş alanı darlığı,
5. Dış Cephe görüntüsündeki karmaşa,
6. Enkazlar(afet, savaş)
7. Düzensiz trafik
8. Gelişi güzel atıklar
9. Levha ve tabelalardaki oransızlık ve gelişi güzellik.
Genel olarak düzensiz ortamlar insanda hoşnutsuzluk bezginlik meydana getirir ve düşünce konsantrasyonunu bozar. Bunun içindir ki psikiyatri kliniklerinde tabiatla uyumlu göze hitap eder tarzda düzenlemeler yapılarak, ortamın tedavide yardımcı olması sağlanır.
Sayın İlhan Bey; şimdi bu akademik tespitler üzerine bir kamu kuruluşu olan Soma Gar sahası içindeki tarihi buharlı lokomotiflerin görüntü kirliliği yarattığını nasıl iddia edebiliriz.
Yukarıda "görüntü kirliliği" üzerine yazılan makaleden yapılan alıntıda kent yaşamında insanları etkileyen kirli görüntüler sayılırken Hava Kirliliği birinci sırada sayılmıştır. Bu yönü ile temsil ettiğiniz Soma İstasyon Mahallesi sakinleri birinci dereceden ilçenizde 50 yılı aşkın süredir süren hava kirliliğinin yarattığı görüntü kirliliğine maruz kalmaktadır ki bu kirlilik zaman zaman yaşamı katlanamaz kılmaktadır. Bu hava kirliliğinin mahalleniz sakinleri üzerinde yaratmış olduğu travmanın nedenini tarihi buharlı lokomotiflere yükleyemezsiniz.
Kasabanızda yaşanan görüntü kirliliğini (hava kirliliği) anlatan birçok makale olmakla birlikte biz Dr. GÖKHAN ORHAN 28.05.2007 tarihli makalesinden bir bölümü buraya aktarmayı uygun bulduk.
"Soma’da başta hava kirliliği olmak üzere hemen her türlü çevre sorunu mevcut. 20. yüzyılın ilk yarısında işletmeye alınan kömür işletmelerinin açık işletmeleri sayesinde Soma civarında dağlar düzlenmiş, dereler doldurulmuş ve kraterleri andıran çukurlar açılmış durumda. Bu madenlerden çıkan linyit 50 yıldan fazla bir süredir elektrik üretimi için kullanılıyor. Belki gelip geçerken görmüş olabileceğiniz tesisler sadece o bacalar, kazanlar, türbinlerden ve termik santral binalarından da ibaret değil. Kömür depolama alanlarını ve kül barajlarını da göz önüne alırsak, bütün bu elektrik üretim tesisleri Türkiye’nin en verimli tarım alanlarından biri olan Bakırçay Ovası’nın ciddi bir bölümünü kaplamış durumda. Belki Soma yer seçimi bakımından Yatağan kadar bahtsız değil. Bir vadide kurulu olduğu için hakim rüzgarlar tozu dumanı alıp (diğer bahtsız) çevre ilçe ve hatta illere götürüyor. Ama rüzgârın olmadığı bir günde ya da ters yönden şehrin üstüne estiği bir günde Soma yaz ortasında bile yaşanmaz bir yer haline dönebilir. Kış günlerini ise eminim düşünmek bile istemezsiniz. Su kirliliği konusunu sanırım en iyi bilebilecek olan insanlar Bakırçay’ı tarımsal sulama için kullanma durumunda olan çiftçiler. Sadece Soma değil Bakırçay’ın geçtiği hemen her yerde bu Soma’dan kaynaklanan kirlilik kendisini hissettiriyor. Hatta kömür tozlarının Ege denizine kadar ulaştığı söyleniyor. Soma’da rüzgârsız ya da ters rüzgârlı bir günde yaşamak çok zor."
Bu tespitler üzerine doğru yönden esen rüzgarınız bol olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Buraya kadar söylediğiniz iki konuyu eleştirmekle beraber 7 adet buharlı lokomotifin kesilip parçalanması yerine Çamlık veya Uşak’ta sergilenmesi öneriniz içinde sizi kutlamadan geçmiyoruz.
Yalnız şunları da bilmenizi isteriz.
Soma gar sahasında bulunan 7 adet buharlı lokomotif ülkemizin endüstriyel demiryolu mirasının bir parçasıdır. Başta bu nedenden ötürü korunmalı gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Peki, nedir bu endüstriyel demiryolu mirası diyecek olursak.
Yrd. Doç. Dr. Yonca Kösebay Erkan Eylül 2008 tarihli İTÜ mimarlık, planlama, tasarım dergisinde yayınlanan "Anadolu Demiryolu mirası ve korunması" adlı makalesinde endüstriyel demiryolu mirası ve korunması üzerine şu tespitleri yapmaktadır.
Demiryolu Endüstrileşmeyi olanaklı kılan en önemli faktörlerden birisi olan demiryolunun, toplumlar üzerindeki sosyal, tarihsel, ekonomik ve fiziksel etkileri tüm dünyada inceleme konusudur. Günümüzde Demiryolu Mirası, endüstriyel arkeoloji, endüstri mirası gibi kavramlarla birlikte anılmaktadır. Tarihi demiryollarının günümüze ulaşan yapıları ve araçları endüstri mirasının en büyük temsilcileri olup, demiryolu mirası adı altında bir alt başlıkta incelenmeleri daha doğrudur.
Demiryolu, 19. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkmış ve burada en zengin örneklerini vermiştir.(Cossons, 1997: 3). Buradaki demiryolu yapıları büyük oranda korunduğundan, demiryolu mirasının İngiltere’de nasıl ele alındığı dikkatle incelenmelidir. Demiryolu mirası, günümüze gelene dek, İngiltere de dahil olmak üzere hak ettiği ilgiyi tam anlamıyla bulamamıştır. 1960’larda kömür madenlerinin işlevsiz kalmasıyla kapatılan birçok demiryolu hattı, dolayısıyla yitirilen yapılar, demiryolu mirası konusunda İngiltere’de bir bilinç oluşmasına neden olmuştur.
1977 yılında ‘SAVE Britain’s Heritage’ kapsamında düzenlenen "Off the Rails" adlı sergi İngiltere’de demiryoluna olan ilgiyi arttırmış, bu tarihten sonra mimari, ya da tarihsel öneme sahip demiryolu yapılarının ve demiryolu hatlarının vede araçlarının korunmaları gündeme gelmiştir.
Neden demiryolu yapıları korunmalıdır? Peter Burman "demiryolu mirası nedir?" diye sorulduğunda William Morris’in 1877 yılında yayınladığı manifestosundaki şu sözlerin hatırlanması gerektiğini belirtir (Burman, 1997: 19):
"..sanatsal, tarihi, antik değeri olan her ürün, kısacası eğitimli, sanatçı kişilerin üzerinde konuşmaya değer bulduğu her şey… Ancak söz konusu olan demiryolu mirası olduğunda yolcu binaları, vagon depoları, daha az bulunan sinyal kulübeleri, su depoları gibi demiryolu yapıları ile yaratıcı beyinlerin ürünleri olan teknik donanım, köprü ve viyadükler anlaşılmalıdır"
Trenlerin özellikle de buharlı lokomotiflerin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok s hayranı bulunmaktadır. Bir lokomotifi bir demiryolu tesisini görmek için tren severler pek çok zahmete katlanmakta, uzaklıkta sınır tanımamaktadır. Bu gün ülkemizde görülmese de Amerikada ve Avrupada trenseverler kendi aralarında oluşturdukları dayanışma gruplarını yarattığı maddi ve manevi sinerji ile atıl vaziyetteki lokomotifleri istasyon binalarını tekrar faaliyete geçirmektedirler. Ülkemizdeki tren sevdasının bu boyutlara ulaşmamasındaki en büyük etken tren ve lokomotif sevdalılarının dayanışmasından yeterince maddi olanaklar yaratılamamasıdır ki, bir gün bu da olacaktır, eğer elimizdeki hazinenin kıymetini bilirsek.
Yani sözünü ettiğiniz 7 adet buharlı lokomotifi Mahallenizde görüntü kirilliği yaratan araçlar olarak görmeyin. Aslında onlar sizin kültürel mirasınızdır. İstendiği takdirde turizme bile hizmet ederek mahalleniz sakinlerine turizm geliri sağlaması mümkündür.
Nasıl mı?
Dietmar Kramer Roonstr. 23 38102 Braunschweig Tel. 0049 172 5447219 Mail: kramer.dietmar@web.de Dampf in der Türkei 56 548 (BR 52) auf der spektakulärsten Strecke der Westtürkei Alasehir-Usak Samstag 19.09.2009 – Dienstag 22.09.2009 Kurzfristig hat sich die Möglichkeit ergeben 56548 im September vom Depo Usak aus mit einem authentischen Zug auf der Strecke von Alasehir nach Usak einzusetzen. Bisher war die im Jahr 2008 vollständig aufgearbeitet Lok von einem Touristikunternehmen angemietet, dieser Vertrag ist nun ausgelaufen. Mehr als sieben Jahre nach den letzten Dampffotozügen von mir in der Türkei besteht womöglich letztmalig die Gelegenheit die Lok auf ihrer alten Stammstrecke vor einem typischen Güterzug zu erleben. In Zukunft wird es bei der TCDD keine geeigneten Güter- oder Personenwagen für authentische Züge mehr geben, da alle Güterwagen ihr traditionelles braunes Farbkleid verlieren, viele erstrahlen bereits in der neuen Farbe hellgrau. Die Strecke Alasehir-Esme-Usak bietet insbesondere im Anstieg aus dem Tal von Alasehir auf das Hochplateau nach Esme einmalige Motive. Drei große Stahlträgerbrücken, 20 Tunnel und eine kurvenreiche Streckenführung bieten Motive vom Feinstem, nicht nur bei der anstrengenden Bergfahrt sondern auch hinab in das Tal. Besonders erwähnt sei in dieser Fahrtrichtung der Felsentunnel bei der alten Wasserstation Türkmentepe. Strecke und das Depo Usak sind noch vollständig wie zur Dampflokzeit erhalten. Das Depo mit Drehscheibe, Wasserturm und vierständigem Lokschuppen wird u.a. die Kulisse für Nachtaufnahmen sein. Neben anderen Maschinen sind hier die 44 071 (pr. G8) und 55 043 (pr. G10) kalt vorhanden die wir ebenfalls in Szene setzen werden. Die Eckpunkte des Programms in Stichworten: Samstag 19.09.2009 Abends Nachtaufnahmen im Bw Usak Sonntag 20.09. 2009 Bw Usak und Talfahrt nach Alasehir Montag 21.09.2009 Zweimal Bergfahrt nach Güneyköy und zurück Dienstag 22.09.2009 Bergfahrt von Alasehir nach Usak Wir werden an allen Tagen insbesondere die tief stehende Sonne am frühen Morgen und späten Abend nutzen. Sinnvoll ist die An- und Abreise über Izmir, günstige Charter- oder Linienflüge sind direkt oder über Istanbul möglich. Inlandsflüge in der Türkei, z.B. Istanbul-Izmir sind mit Atlas Jet oder anderen Fluggesellschaften für ca. 36 Euro zu bekommen. Eine Busfahrt dauert 9–10 Stunden und kostet etwa den gleichen Preis! Treffpunkt für eine gemeinsame Anreise ab Izmir ist der Bahnhof Izmir-Basmane am Samstag dem 19.09.2009 um 12.00 Uhr. Von hier erfolgt ein gemeinsamer Bustransfer nach Usak. Hotels in Usak und Alasehir können ebenfalls über mich reserviert werden. Die Kosten für den Bustransfer betragen 30 Euro/Person und pro Übernachtung im Doppelzimmer 28 Euro. Einzelzimmer auf Anfrage diese Kosten sind noch nicht exakt bekannt. In der Türkei sind die Preise noch immer recht moderat. Eine Mahlzeit ist für ca. 5 Euro zu bekommen. Unsere Sonderzüge werden in bewährter Weise wie in der Vergangenheit auch, gemeinsam mit meinen langjährigen Freunden Erol Demir (Hauptlokführer aus Izmir) und Naci Akdag (Lokführer aus Izmir) durchgeführt. Wir waren noch erfolgter Wasserdruckprobe, die jährlich vorgeschrieben ist, Ende Mai einen Tag mit 56 548 unterwegs. Der Kessel wurde 2008 in Istanbul von einer Kesselbaufirma komplett aufgearbeitet, es ist unglaublich in was für einem guten technischen Zustand die Lok ist! Die Maschine hat einen Wannentender und besitzt keine Windleitbleche. Der äußere Zustand für unsere Fotozüge wird ‘gepflegt betriebsmäßig’ sein. Kosten für die Sonderzüge: 480 Euro pro Person Eine Anmeldung ist ab sofort möglich. Höchstens: 25 Teilnehmer Mehr Kapazität hat unser Güterzugbegleitwagen nicht, da wir im Zug mitfahren. Bankverbindung: Postbank Hamburg BLZ 200 100 20, Konto 568 447 206 Ausland: IBAN DE85 2001 0020 0568 4472 06, BIC PBNKDEFF Anmeldeschluß: 31.07.2009 Wer genügend Zeit hat sollte sich die sehenswerten Museen in Camlik nahe Kusadasi (Badeort am Mittelmeer/Entfernung 8 km), das Rami Koc Museum in Istanbul oder den Dampflokpark in Ankara am Hauptbahnhof ansehen. Zwischen Istanbul Haydarpasa und Ankara beträgt die Fahrzeit mit dem neuem Hochgeschwindigkeitszug ‘Hizli Tren’ inzwischen nur noch 5 ½ Stunden. Ankara und Izmir sind mit Nachzugverbindungen verbunden. Hier einige Webseiten zu 56548 und den Museen: http://www.rmk-museum.org.tr/turkce/index.htm http://www.vereine.minden.de/mem/camlik.htm http://www.tcdd.gov.tr/genel/ankbuharli.htm http://kisi.deu.edu.tr/berent/tren/26subat/ Wer Fragen hat oder weitere Informationen benötigt wende sich an mich. Mit freundlichen Grüßen Dietmar Kramer 08.06.2009 |
Evet, yukarıdaki ilanda da gördüğünüz üzere Ege bölgesinde 19.09.2009 ila 22.09.2009 tarihleri arasında 56548 nolu buharlı lokomotifle yapılacaktır. Bu tura Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden tren severler katılacaklardır.
Somada atıl görüntü kirliliği yaratıyor diye eleştirdiğiniz 7 adet buharlı lokomotif bakımları ve çevre düzeni iyi sağlanırsa hatta bir tanesi faal hale getirilirse sizin Soma İstasyon mahallesine yerli ve yabancı tren severler davet etmenize bile gerek kalmadan- geleceklerdir. Soma’daki hava kirliliğine rüzgârın hangi yönden estiğine bakmadan misafiriniz olacaklardır.
Bu sebepledir ki gerek yerel gerekse ulusal basında mahallenizdeki endüstriyel demiryolu mirası hakkında çıkan yakışıksız haberleri düzeltmenizi, bu lokomotiflerin Soma’da koruma altına alınarak en az bir tanesinin faal hale getirilmesi için TCDD ve Ulaştırma Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulmasına önderlik etmenizi bekliyoruz. 14.08.2009
Demiryolu bizler için bir sevdadır
Buharlı Lokomotifler ise kara sevda
www.kentvedemiryolu.com yürütücüleri
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu