İstasyon Kedileri
Fotoğraf:Hilmi Duman ve Kedisi
Demiryolcular mı kedi sever kediler mi demiryollarını sever bilmiyorum ama garlarda, istasyonlarda, bekleme salonlarında kediler hep vardır.
Demiryollar Dergisinde Londra’nın Paddington istasyonunun kedilerini okuyunca bizim istasyon kedilerini de yazmak farz oldu.
"Paddington istasyonunun meşhur alaca bir kedisi var. Onun adı Jim olup yolcular ve şimendifer memurinince maruftur. Jim’in yurdu lokantalı vagon dairesindedir. Fakat her gün istasyonu gezmeği bir vazife telakki eder.Jim’in bilet dairesinin 1 numaralı masasında meşrubat odalarında, merkez dairesi koridor ve geçitlerinde dolaştığı veya taksilerin gelişini seyrettiği görülür.
Jim, tabii surette bir nöbetçi kedidir; yalnız vazife saatleri haricinde bir huysuzluğu var; akşamları bira içmeği süt, çay ve sair içilecek şeylere tercih eder.
Fakat Jim, Paddington istasyonunun biricik kedisi değildir. Otelin çamaşırlığında yaşayan bir de Joe adlı bir kedi vardır. O, çamaşır araba veya küfesine binmekten hoşlanır ve tamir için kullanılan dikiş makinesi iğnesinin nasıl çalıştığını seyretmekten asla yorulmaz.
Diğer bir kedide kızlara mahsus salonun meşrubat odasında yaşayan Smokey adında bir İran kedisidir. Smokey, Paddington kedilerinin aristokratı olup paket masaları üzerinde bir gezinti yapmak için asansörle aşağıya inemezse hatlardan yüksekte bulunan damlardan treni seyretmeği tercih eder."
Paddington istasyonundan Haydarpaşa Garı’nın kedilerine gelelim. Gar Lokantasının iki kedisi var. Akşamcı olan saat 17.00 den sonra kapının kenarında yerini alıyor, ne müşterilere sırnaşıyor ne de lokantadan içeri giriyor. Beyaz kedi ise içkiyle arası pek hoş değil anlaşılan öğlenleri lokantanın etrafında dolaşıyor diğer zamanlarda bekleme salonunda kaloriferin üstünde uyuyor. Uluslararası Demiryolu Sempozyumunun hazırlıkları yapılırken bir O nu atamadılar dışarı.
Bir zamanlar İşletme binasında ve diğer işyerlerinde de kedilerimiz olurdu..Farelere karşı en etkili yöntemlerden oldukları için Ermitage Müzesinin kadrolu kedileri gibi özellikle alınır bazen sayıları artardı..Kedi sevmeyen yöneticiler gelince sokağa atıldılar.
İstanbul Demiryolu Müzesine 1927-1950 yıllarının fotoğraf albümlerini bağışlayan Hilmi Duman da Meydan İstasyonunda görev yaparken (1936) bir kedisi olduğunu anlatmıştı..Bu kedi trenin gelişini çok önceden hisseder eğer istasyon şefinin odası kapalıysa kapıyı, pencereyi tırmalar dışarı çıkar, tren gidene kadar da peronda beklermiş.
Turistlerin sevgilisi İstanbul Gar’ın sarman kedisi (Yerli Garfield) karnı doyduktan sonra birinci peronun ortasına yatardı, kimse kıpırdatamazdı.O şimdi ev kedisi oldu..Bir de İstanbul Demiryolu Müzesi’nin kedisi var: Loko..Objelerin ortasına oturup turistlere poz vermeyi, ilgi çekmeyi çok seviyor.Rehber sanıyor kendini.Kapıda miyavlayarak karşılıyor istediklerini, müzeyi gezdirip uğurluyor..Müze gezmeyi sevenler de kedi seviyor sanırım bugüne kadar kötü davranan olmadı Loko’ya.
Kediler şahane yaratıklardır. Onları tanımayanların söylediği gibi nankör de değillerdir. Kendisine yemek veren sahibine kul köle olmamalarından olsa gerek bu özellik üstlerine kalmıştır. Kedilere yakın olanlar bilir onların ne kadar kişilikli ve özgür olduğunu. Kedilerin çok bilinmeyen bir özelliği de yaşam yeri olarak bulundukları ortamın en rahat en güvenli bölümünü seçmeleridir. Haydarpaşa ve İstanbul Gar’da "Koruma(ma) Amaçlı Plan" yapanlara duyurulur… Doğru yolda mısınız, siz bir de Haydarpaşa ve İstanbul Garlarının kedilerine sorun!!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Ruhan Çelebi/ Kentvedemiryolu