Demiryollarının Geleceği
İstanbul Ticaret Odası (İTO), Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) ve İstanbul Barosu Lojistik ve Taşıma Hukuku Komisyonu iş birliğiyle düzenlenen “Demiryollarının Serbestleştirilmesi, Taşıma ve Sigorta Hukuku Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı panelde sektör yetkilileri demiryollarının geleceğini tartıştı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, “Demiryollarındaki serbestleşmeden sonra, demiryolu kullanımının yaygınlaşması ile birlikte yatırımlar artacak, buna paralel olarak da taşıma maliyetleri düşecek. Demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesine yönelik adımları ticaret alemi olarak büyük bir hevesle bekliyoruz” dedi.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Eldener ve İstanbul Barosu Lojistik ve Taşıma Hukuku Komisyonu Başkanı Egemen Gürsel Ankaralı ile birlikte toplantının ev sahipliğini yapan İTOO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, açılıştaki konuşmasında Avrupa’da 2. Dünya Savaşı sonrası karayolu araçlarının ve karayolu ağlarının gelişmesiyle, karayolu taşımacılığının gelişim gösterdiğini anımsatarak şunları söyledi:
“Avrupa Birliğinde (AB) 1960 yılında yüzde 60 olan yük taşımacılığında demiryolunun payı, 1970’de yüzde 20,1’e, 2000’de yüzde 8,1’e düşmüştür. Dünya ve AB’de son 30 yılın ulaşım politikaları incelendiğinde köklü değişimlerin yaşandığı ve bu kapsamda demiryollarına verilen önemin yeniden ön plana çıkarıldığı görülmektedir. AB ulaşım politikalarının öncelikli amaçları arasında, ulaşım türleri arasındaki dengenin sağlanması için demiryolu payının yükseltilmesi yer almaktadır. Ülkemizde de demiryolu ulaşımındaki seviyeyi artırmaya yönelik çabaların ön plana çıkarılması gerektiği sonucuna varılarak, karayolu ağırlıklı ulaşım politikası değiştirilmiş ve başta demiryolları olmak üzere diğer ulaştırma türleri geliştirilmeye başlanmıştır.”
Avrupa Komisyonuna göre, önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa içi yük taşımacılığı pazarında yüzde 38, 2020 yılında demiryolu ile yük taşımacılığının pazar payında da yaklaşık yüzde 8 ile yüzde 15 arasında artış olacağını aktaran Orduhan, Türkiye’nin 2014 yılı sonu verilerine göre, yaklaşık bin 196 kilometresi hızlı trenler için olmak üzere yaklaşık 12 bin 466 kilometre uzunluğunda demiryolu ağına sahip olduğunu ve bu hatların Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından işletildiğini anımsattı.
Hakan Orduhan, serbestleşmeden sonra demiryolu kullanımının yaygınlaşması ile birlikte yatırımların artacağı, buna paralel taşıma maliyetlerinin düşeceği değerlendirmesinde bulunarak, büyük miktarda taşımaların yapılabildiği ve çevre dostu olan demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesine yönelik adımları ticaret aleminin büyük bir hevesle beklediğini aktardı.
Kombine taşımacılıkta demiryollarının büyük önem taşıdığına işaret eden Orduhan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu çerçevede, taşıma hizmetlerinin etkin, verimli, ekonomik, çevreye duyarlı, emniyetli bir şekilde sağlanmasına ve de yük taşımacılığında kombine taşımacılık uygulamalarının geliştirilerek demiryolunun payının artırılmasına çalışılmaktadır. Keza Başbakanımız tarafından açıklanan 64’üncü Hükümet 2016 yılı Eylem Planı’nda da 6 ay içinde hayata geçmesi hedeflenen reformlar arasında TCDD’nin yeniden yapılandırılmasının tamamlanması ve demiryolu işletmeciliğinin serbestleştirilmesine de yer verildiğini hatırlatmak isterim.”
Demiryollarının serbestleştirilmesinde sigorta esasının da önemli olduğuna vurgu yapan Orduhan, havayolu taşımacılığının serbestleştirilmesinin ardından yakalanan kayda değer gelişimin, demiryollarının serbestleşmesine de güzel bir örnek teşkil edeceği değerlendirmesinde bulundu.
CİM hukuku iç hukukta da uygulansın
Toplantı kapsamında Türk Ticaret Kanunu’nu hazırlayan komisyonun üyesi Prof. Dr. Kerim Atamer yaptığı sunumda demiryoluyla taşımalara uygulanacak hükümler ve reform ihtiyacı hakkında katılımcılara bilgi verdi. Prof. Dr. Kerim Atamer “Uluslararası yük ve yolcu taşımalarında COTİF’in A ve B eklerine tabiyiz. Yurt içinde ise Rumeli Demiryolu Taşıma Nizamnamesi ve İşletme Nizamnamesine tabiyiz. Yük taşımalarında yeknesaklığın/hukuk bütünlüğünün sağlanması için eşya taşımalarında CİM hukuku iç hukukta da uygulansın” dedi.
-“Serbestleşme ve yeniden yapılanmayı heyecanla bekliyoruz”
TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış da paneldeki sunumunda 35 yıldır demiryollarında çalıştığı bilgisini vererek, demiryollarında serbestleşme ve yeniden yapılandırma konularının ilk ifade edildiği andan bu yana TCDD’de bir heyecan olduğunu, serbestleşme ve yeniden yapılandırmayı heyecanla beklediklerini belirtti.
64’üncü Hükümet 2016 yılı Eylem Planı’nda, 6 ay içinde bu çalışmanın hayata geçeceğinin yer almasını “Tünelin ışığı gözüktü” diye yorumlayan Kayış, Haziran ayına kadar tamamlanması planlanan yeniden yapılanma ve serbestleşme dolayısıyla duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Yaptığı sunumda demiryollarının tarihsel gelişimi ve altyapı ile ilgili katılımcılara bilgi veren Adem Kayış, demiryollarının 2023 vizyonu çerçevesinde hedeflerini şu şekilde anlattı:
“Uygun maliyet ile daha etkin ve kaliteli hizmet sunmak, demiryollarının rekabet gücünü artırmak, taşımacılıkta dengeyi yeniden demiryolları lehine kurmak, demiryolu payını yolcu taşımalarında yüzde 10, yük taşımalarında yüzde 15’e çıkarmak, AB ile yasal ve yapısal uyum sağlamak, küresel demiryolu sektörü içinde Türk demiryolu yan sanayisinin yer alması, geliştirilmesi ve etkin bir aktör haline gelmesini sağlamak istiyoruz. Yine 2023 vizyonumuz çerçevesinde, 2023 yılına kadar yaklaşık 50 milyar dolarlık yatırım planlanıyor.”
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Emniyet ve Yetkilendirme Dairesi Başkanı İbrahim Yiğit de sunumunda demiryollarında serbestleşmenin amacı, yapılacak düzenlemeler, sektörün öngörülen kurumsal yapısı, yasal düzenlemeler ve yakın zamanda yapılacak düzenlemeler hakkında bilgi verdi.
Yapılacak reformları sadece serbestleşme süreci olarak almamak gerektiğini dile getiren Yiğit, “Demiryollarındaki serbestleşmenin amacı, uygun maliyet ile daha etkin ve kaliteli hizmet sunmak, demiryollarının rekabet gücünü artırmak, sektörde düzenleme-denetleme yapan bağımsız bir yapı oluşturmak, AB ile yasal ve yapısal uyumu sağlamak olarak özetleyebiliriz” diye konuştu.
Panelin ilk oturumundan sonra TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış’a “yapmış olduğunuz sunumda şehir merkezindeki garları şehrin dışına çıkarılacağını ifade ettiniz. Bu açıklamanız UDH Bakanı Binali Yıldırım’ın TCDD’nin resmi yayını olan raillife adlı derginin Şubat 2016 sayısındaki ifadesi ile çelişmiyor mu? Yine açıklamanızda demiryollarının rekabet gücünü arttırarak 2023 yılında yolcu taşımasındaki payın %10’a çıkartılacağını ifade ediyorsunuz. Demiryolu ulaşımının diğer ulaştırma sektörleri ile rekabetinde elinde bulundurması gereken ön önemli avantaj şehrin merkezlerindeki garlarıdır. Haydarpaşa ve Sirkeci garlarını gelir getirici imar projeleri ile dönüştürüp demiryolu ulaşımından kopartarak 2023 hedefinize nasıl ulaşacaksınız. Haydarpaşa ve Sirkeci Garların dönüşüm planlarını iptal ederek bu garlara trenlerin gelmesini sağlayacak mısınız? sorusu yöneltilmiştir.
TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış bu soruya verdiği yanıtta Garların şehir dışına çıkartılacağını ifade ederken yük tren garlarını yani lojistik merkezlerini kast ettiğini belirterek Haydarpaşa Gara yolcu trenlerinin geleceğini söylemiştir.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Emniyet ve Yetkilendirme Dairesi Başkanı İbrahim Yiğit’e de dört soru yöneltilmiştir.
1-) Railway Gazette Internet sayfasında 15 Temmuz 2015’de çıkan habere göre Alman ve Avusturya Demiryolu Yük Taşımacılığı Şirketleri fiyatlarda anlaşarak 2004-2012 yılları arasında kartel kurdukları için AB Komisyonluğunca yüklü miktarda para cezasına çarptırılmışlardır. Kontrollerin yoğun olduğu AB’de bile firmalar kendi aralarında anlaşarak fiyat tekeli oluşturabiliyorlarsa bunun ülkemizde olmayacağının garantisi var mıdır?
2-) Avrupa’da özelleştirme sonrasında yaşanan bölgesel şirket tekelleşmeleri ve bunların doğurduğu anti rekabet ortamında müşterilerin hizmet ve fiyat kalitesinde isteneni alamaması halen sorunken ülkemizde yapılacak serbestleşme/özelleştirme sonucu bu durumun oluşmasını engelleyecek ne gibi yapılanma ve ya tedbirler bulunacaktır.
3-) AB’de bazı bölgelerde yoğun modern ve yüksek kapasiteli demiryolu hatları mevcutken bile aynı hattı kullanacak şirketlerin öncelik sıralamasında sorunlar yaşanırken bizdeki kısıtlı hatlarda şirketlerin hat kullanım talepleri çakışırsa çözüm nasıl sağlanacaktır. Şirket kayırmalarının önüne nasıl geçilecektir.
4-) AB Komisyonluğu Almanya İngiltere Belçika ve Fransa’nın da aralarında olduğu 8 ülkeye özelleştikten sonra şirketlere yapılan devlet sübvansiyonlarının devlet işletmeciliği dönemindeki harcamalara yakın olduğu sebebiyle uyarı vermiş ve akabinde mahkemeye sevk etmiştir. Daha sonra ülkeler durumlarını düzeltme yoluna gitmiş şirketlere yapılan devlet yardımı sübvansiyonlar kesilince taşıma ücretlerinde ciddi artışlar olmuştur. Bu durum müşterileri etkilemiştir. Fakat asıl mesele olan ödenen vergilerle devletin doğrudan halka kamusal hizmet sunması yerine şirketlere destek olması “devlette kalsa daha iyi olurdu” tartışmasını başlatmıştır. Ülkemizde şirketlere sağlanacak desteğin ölçüsü ne olacaktır? Bu sorunları yaşamamak için ön çalışma yapılmış mıdır?
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Emniyet ve Yetkilendirme Dairesi Başkanı İbrahim Yiğit’e de kendisine yöneltilen bu dört soruya şu yanıtları vermiştir.
Uzun süreli hat kapasite kullanım anlaşmaları yapılma yolu tercih edilecek, aynı hat kesimine ve zaman dilimine talep olduğu takdirde firmaların kendi aralarında uzlaşmaları beklenecek uzlaşamaz iseler Bakanlıkta oluşturacağımız kurul değerlendirme yapacak
TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış’a, Karma ekonomik sistem ve hükümetlerin vitrine oynama realitesini de göz önüne alınarak sorulan soruda “mevcut 12500 km demiryollarımızın 1500 km’si hızlı tren hattıdır. 2023 hedeflerinizde 13000 km hızlı tren, 12000 km konvansiyel hat olmak üzere 25000 km demiryolu hedeflenmektedir. Yani mevcut konvansiyonel hatlara 500 km ilave demiryolu yapmayı hedefliyorsunuz. Yük taşıması için konvansiyonel hat yapılmadan ana merkezlere yeni güzergahlara demiryolu götürülmeden yük taşımacılık hedefinize nasıl ulaşılacaksınız?
TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış bu soruya “yapılacak hızlı tren hatlarında da yük tren işletmeciliği yapılarak ulaşılacaktır” yanıtını vermiştir.
TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış’a yöneltilen diğer bir soru ise “13.000 km YHT, 12.000 km konvansiyonel hatta gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz yolcu taşımasında %10 yük taşımasında %15 payı için personel istihdam politikanızda planlamaya giderek gerekli işgücünü temin ediyor musunuz?
TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış bu soruya da “her yıl toplamda 300 adet makinist ve mühendis alımı yapılmaktadır” yanıtını vermiştir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu