İstasyonlarım
Babam o kadar severdi ki doğduğu büyüdüğü şehri, Tayin olduğu Yozgat Yerköy’de,
Bazı zamanlarda Tren istasyonuna gider, İstanbul’a kalkacak olan trenin gidişini seyredermiş.Devamı için tıklayınız »
Kamusal işletmecilik adına ulaşıma ve demiryollarına, insanca yaşam adına kente ve kültürümüze, insan hakları adına pozitif ayrımcılığa ve kadın haklarına sahip çıkıyor ve savunuyoruz.
Babam o kadar severdi ki doğduğu büyüdüğü şehri, Tayin olduğu Yozgat Yerköy’de,
Bazı zamanlarda Tren istasyonuna gider, İstanbul’a kalkacak olan trenin gidişini seyredermiş.Devamı için tıklayınız »
Karpuz kabuğu düşmeden girilmez vardı denize…İnanırdım, Nereden düşeceğini bilmezdim ama beklerdim yüzerek önümüzden geçmesini. Her yerinden girilirdi İstanbul’un, deniz banyosu için seçenekler ganiydi.Devamı için tıklayınız »
Söğütlüçeşme tren istasyonunda bir araya gelen Kadıköylüler, YHT Viyadüğü inşaatına karşı çıktı. İçeriği kamuoyuna açıklanmayan yeni proje ile ilgili “YHT için viyadük ve yeni bir hatta ihtiyaç yoktur. Bilimsel ulaştırma çalışmaları sonucunda gar olamayacağı kesinlikle belirlenen ve viyadük üzerinde yer alan Söğütlüçeşme İstasyonu’nun, mevcut demiryolu hatları ve yolcu peronları dışında yeni viyadükler yapılarak genişletilmeye çalışılması, neye hizmet ettiği belli olmayan bir çabadır; sonunda gelinen noktada ticari rant dışında bir anlam içermemektedir,” açıklaması yapıldı.Devamı için tıklayınız »
Trenin yemyeşil Kasaba Ovası’nda, siyah dumanlar yayarak ve ürkütücü sesler çıkararak gelişi önce ilgisini çeker. Meraklanırlar. “Cansız, demir tekerlekli bu araç neyin nesidir” derler. Bu gürültülü, tıs tıs ses çıkaran, heybetli araca önceleri binmek istemezler. Korkarlar.Devamı için tıklayınız »
Haydarpaşa Dayanışması’nın öncülüğünde ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS)’nin destekleriyle, BTS’nin dergi eki olarak yayınlanan “Yaşayan Haydarpaşa” kitabı da Haydarpaşa Garı’nın dokunduğu hayatlardan çoğalan bu hikayeleri, anlatıları ve belleği serimliyor.Devamı için tıklayınız »
Ümit Sarıaslan “Önüne gelenin eline geçeni sergilediği bir panayıra dönmüştür burası. Buna türlü “panel” vb. panayırı da dahildir! Bu “T-aşınabilir” Sanat dedikleri de onca derdin-ağrının teslim aldığı yaşamı ıskalayıp da k-aşınmanın bir çeşididir. Aşırma inorganik ürün pazarıdır.”Devamı için tıklayınız »
Samsun- Çarşamba arasında çalışan teksas filmine benzeyen buharlı küçük bir tren vardı. Yıllar geçmiş, bakımsız kalmış, yıpranmış zarar ediyor diye kaldırıldı. O yıllardaki insanların hafızasında trenin anıları kaldı. Bende bu yazımda sizlere o güzel anıların bıraktığı izleri anlatmaya çalışacağım.Devamı için tıklayınız »
Gülümser bir eda ile bana “dinle” dedi. Ayağa kalktım dinlediğimi belli ettim. Saymaya başladı. “Haydarpaşa, Söğütlüçeşme, Kızıltoprak, Göztepe ve Erenköy sırayla saymaya devam ediyordu. “Bir dakika dur” dedim. Trenlerin istasyonlara varış kalkış saatlerini gösteren 1.nolu afişin yanına gidip “şimdi say” dedim. Amacım doğru sayıp saymadığını kontrol etmekti. Amacımı anladı gülerek tekrar baştan saymaya başladı, doğru sayıyordu hayretim her geçen dakika artıyordu nereye kadar sayacaktı.Devamı için tıklayınız »