Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Sapanca tenezzüh trenleri

(yorumlar kapalı)

 kd

 

Cumhuriyetin ilk yıllarında yazları hafta sonlarında halkın demiryolu tutkusunu artırmak, doğa ve tatil seyahat imkanını birlikte sunmak amacı ile TCDD tüm bölge müdürlükleri bünyesinde "tenezzüh trenleri" çalıştırmıştır.

 

 

TCDD 1.Bölge Müdürlüğü bölgesinde ise Sapanca’ya tenezzüh trenleri çalıştırılmıştır. 1993 yılında Sapanca tenezzüh treni Çerekezköy deponun 46018 buharlı lokomotifi ve Haydarpaşa vagon bakım onarım atelyesinde yeniden dizayn edilen tarihi yolcu vagonları ile "SAPANCA NOSTALJİK TRENİ" adı altında birkaç sefer yapmıştır.

 

 kd

Nostaljik trenin teşkilatındaki yolcu vagonlarının Çerkezköy depoda çıkan yangında yanması Sapanca Nostaljik trenin sonunu getirmiştir. Daha sonra TCDD nin elindeki mevcut yolcu vagonlarıyla turizm şirketlerinin istekleri doğrultusunda bu tren "Nostaljik tren turu" adı altında zaman zaman çalıştırılmıştır.

 kd

Not: Bu ve yazının sonuna eklenecek olan nostaljik tren vagon fotoları Haydarpaşa Cer Müdürlüğü arşividir.

12 Eylül 1980 ihtilalden sonra 1 Mayıs kutlamalarının yasaklı olduğu yıllarda TCDD de örgütlü bulunan DYFM-DER üyeleri de 1 Mayıs ı kutlamak amacı ile Sapanca’ya trenle gitmişlerdir.

 KD

TCDD de örgütlü bulunan BTS’nin İstanbul 1. Nolu Şubesi de 1997 yılında ve 1998 yılında mevcut ada trenlerine vagon ilave ettirerek üyelerini Sapanca’ya ( piknik yapmaya götürmüştür. BTS daha sonra ki yıllarda Sapanca göl kıyısında ki tesislerde dayalı yapılaşma ve piknik yapmanın elverişsiz olması nedeniyle Hereke’yi piknik yeri olarak seçmiş ve her sene düzenlenen piknik artık "Geleneksel Hereke Pikniği" adını almıştır.

 

Şimdi aşağıda 1934 yılında Sapanca Tenezzüh trenine ait Yekta Ragıp’ın Demiryollar Dergisindeki makalesini, fotoğraflarını, Nostaljik tren turlarına ilişkin gazete haberlerini, nostaljik trenin tarihi vagonlarının fotoğraflarını, bulacaksınız.

Son olarak da Sapanca " Sapanca İstanbul’un sayfiyesi olacak" söyleminin Sapanca’da ve göl çevresinde süren yapılaşma nedeniyle sayfiye alanı olmaktan çıktığını hatta gölü besleyen akar sulardan ve gölden bilinçsiz olarak su alımı gölü kuruma tehlikesi ile baş başa bıraktığını gözler önüne seren gazeteci Necati DOĞRU’nun yazısını bulacaksınız. .

 

Sapanca tenezzüh trenleri

Devlet Demiryolları idaresinin 18 mayıs 1934 tarihinden itibaren Haydarpaşa ile Sapanca arasında %80 den fazla indirimli tarifesi her cuma ve tatil günleri işletmesine karar verdiği hususi tenezzüh trenleri büyük bir rağbet görmüştür.

18 mayıs 1934 tarihi cuma günü ve ilk olmasına rağmen, İstanbul ve civarından ve İzmit’ten bin kişiye yakın bir halk topluluğu bu tenezzühe iştirak etmiş ve 25 mayıs 1934 cuma günü ise tenezzühe iştirak edenler 3000 kişiyi geçmiştir. Bu rakamlara Adapazarı, Geyve ve civarından mütenezzihini görmek üzere Sapanca’ya gelenler dahil değildir. Bu yolcular da dört yüz kadardır.

Denilebilir ki Sapanca, bu tenezzüh münasebeti ile, İstanbul ve civar halkı ile Kocaeli halkını bir araya toplamış ve bunların güzel bir gün geçirmelerine vesile olmuştur. Bu rağbetten cesaret alan Sapanca halkı, ileride mütenezzihinin daha ziyade istirahatlerini temin için bir çok tertibat almağa başlamışlardır. Memleketimiz halkının birbirileri temaslarını ve güzel bir gün geçirmelerini temin eden ve herkeste tenezzüh ve seyahat arzularını uyandıran bu teşebbüsten dolayı Demiryolları İdaresine teşekkür edilmektedir.

Gölde gezinti için motorlar ve sandalların adedinin artırılmasının yanında temiz gölde banyo ve plaj yapmaya teşebbüs edilmiştir.

Devlet Demiryolları idaresi yalnız Sapanca için değil, güzergahtaki şehirler ve kasabalar arasında ve mesirelere kadar iyi tarife ile tenezzüh trenleri işletilmesine ve bu meyanda Ankara ile Çankırı arasında da mühim nispette tenzilli bir tarife ihdası ile cuma ve tatil günleri tenezzüh trenleri çalıştırılmasına karar vermiştir.

Vakit gazetesi bu treni aşağıdaki şekilde haber yapmıştır.

Devlet’ Demiryolları idaresi memlekette seyahat zevkini uyandırmak için çok güzel tedbirler alıyor. Bundan yirmi gün evvel %50 tenzilatlı bir tren Ankara’ya bir çok İstanbul’luIarı ,götürdü, getirdi.

İdare bunu takiben hem Yeşil Sapanca’yı tanıtmak ve hem de İstanbul’luIarın Cumalarını göl kenarında, yeşillikler içinde geçirmelerini temin etmek için Sapanca’ya bir gezinti treni işletmeğe karar verdi.

Ankara’ya ve Konya’ya giden ve oradan gelen trenler Sapanca’dan geçerken bir kaç dakika durur, trenden inen yolcular yazın bu istasyondan erik, kiraz, elma, armut, üzüm alırlar ve trenin duruşu esnasında istasyonun hemen kenarında bulunan göle, yeşilliklere hasretle, içlerini çeke çeke bakarlar;

Ah ne güzel yer, ne olur, tren şurada biraz fazla kalsa da bahçelerde, gölde gezsek diye düşünürler.

İşte evvelki günkü gezinti, bu hasretlerin güzel cevaplardan birisi oldu ..

Tren 08,30 da kalkacaktı. Sapanca’ya gitme ilanı çıktığı gün karar verdiğim için, erkenden kalktım, 07.00 vapuru ile Haydarpaşa’ya geçtim. Tren geceden hazırlanmıştı. Saat 08.00 a doğru vagonların kapıları açıldı. Denizi görecek taraf pencerelerden birinin önüne oturdum. Trene yarım saat evvel giriştim. Benim gibi Sapanca’ya gidecek olan elli kadar kadın ve erkek uyuyamamışlar, erkenden gelmişlerdi.

 

 kd

Saat 08.10 da İstanbul’dan bir vapur gelince istasyondan trene doğru halk arasında bir yarış başladı. Herkes ellerinde sepetleri, pencere önüne oturabilmek için koşuyordu. Bazı şişman erkek ve kadınların hali ise görülecek şeydi. Bir çoğu tıkanmış koşamıyorlardı. Bir çok yolcu ayakta kalmıştı. Yer bulanlar koşanlara gülerek bakıyorlar hallerine acıyorlardı.

Vagon kafi gelmiyordu!

Nihayet ihtiyaten dört vagon açıldı. Kafi geldi. Katar’ın başına dört vagon daha ilave edildi.

Herkes yer buldu, oturdu. 16 vagondan ibaret koca katar saat 08.30 da halkın sevinci ve alkışları arasında kalktı. Haydarpaşa – Pendik arasındaki evleri selamlaya, selamlaya geçtik. Saat 09.30 da Gebze’ye vardık. Beş dakika sonra buradan kalkan tren 10.00 da Hereke’ye vardı. 11.00 da İzmit’te idik. Trene, İzmit belediye mızıkası da bindi. Nihayet 11.50 de Sapanca istasyonuna girdik.

Yoldaki istasyonlardan binenlerle yolcu sayısı 1100′ ü bulmuştu. Herkes pencerelerden bakıyordu. Tren istasyonda durunca geniş sahayı doldurmuş olan yüzlerce Hereke’li köylü «hoş geldiniz» diye bağırıyor, bizi alkışlıyorlardı. Alkış dakikalarca sürdü. Bir Hereke’li genç hemen yüksek bir yere çıkarak:

-Hoş geldiniz İstanbul’lular.. Hereke sizin, gezin, eğlenin, dedi.

Bu samimi hitap bütün yolcuları memnun etti. Yolculara Sapanca belediyesinin dokuz maddelik bir beyannamesi dağıtıldı. Bunda «hoş geldiniz» denildikten sonra görülecek en küçük müşkülatın belediyeye ihbar edilmesi bildiriliyor ve deniliyordu ki:

"İçecek sulardan para alınmaz, köylere girilmek istenirse kolları yeşil bantlı rehberlerden istifade edilir. Kirazın kilosu 10, erik 7 kuruştur. Araba, gölde sandal ve motor tarifeler! de yazılmıştı. Trenden inenler hemen göl kenarına, bir kaç gün evvel hazırlanmış olan güzel korulara, bahçelere dağılıverdiler. On dakika sonra istasyon bomboştu."

 kd

Sapancalıların kadınları ve erkekleri İstanbul’lulara çok misafirperverlik gösterdiler. Bir aralık hafif yağmur serpeledi. Fakat kendilerini göl kenarına, korulara atmış olanlar bu yağmura ehemmiyet bile vermediler. Kuzular pişti, kirazlar yendi, buz gibi sular içildi. İstanbul’luIarın geleceklerini işitebilen iki yüz kadar kadın ve erkek köylüler Sapanca’ya inmişler göl kenarında ufak bir pazar kurmuşlardı. Köylülerin bakraçlarla getirdikleri temiz yoğurtları çok nefisti. Bu yoğurtları yemeyen kalmadı gibi .. Karınlarını doyuranlar gölde sandal ve motorlarla gezdiler.

 kd

Nahiye müdürü Hakkı Beyin çok çalıştığı görülüyordu. Yolların muhtelif yerlerine. bahçelerin mevkilerini gösteren siyah levhalar koydurmuştu. Tüccardan Ahmet Şükrü Bey de büyük bir koruluğu tanzim ettirmiş, İstanbul’luIarın takdirini kazanmıştı. Saat altıya kadar Sapanca’yı benim gibi bütün gelenler gezdi, eğlendi, pazardan taze yumurta, peynir, yağ, yoğurt aldı. Saat 17.30 da trene binilmeye başlandı.

 

Sapanca İstanbul’un sayfiyesi olacak

Sapancalılar gösterdikleri misafirperverlik kafi gelmiyormuş gibi akşamüstü gene istasyonda toplandılar. Altıya kadar milli oyunlar oynadılar. Oynayan gençler:

İstanbul’luların şerefine diye haykırıyor, içten gelen heyecanla oyunun cazibesini arttırıyorlardı.

 kd

Nahiye müdürü Hakkı Beyle tanıştım: dedi ki: "Biz Sapanca’ya bu kadar rağbet olacağını tahmin etmemiştik. Trenden inince şaşırdık. Gelecek hafta Sapanca’yı daha değişmiş bulacaksınız. Koruların hepsini hazırlayamadık. Göl kenarında banyolar ve istirahat pavyonları yapacağız. Korulara giden yolları açacağız. Gölde yüzme, kayık yarışları tertip edeceğiz. On güne kadar meyvelerimiz da bollanacağı için yeşil Sapanca’mız cidden gezilecek, görülecek bir sayfiye olacak. Sapanca’yı İstanbul’un sayfiyesi yapacağız."

Saat altıyı geçiyordu. Kampana çaldı.Vagonlar gene doldu.Biraz sonra da ağır ağır hareket etti. Altı saat kalınan Sapanca’da İstanbullular, Sapanca’lılar o kadar ahbap olmuşlardı ki, herkes birbiri ile veda ediyor,

– Gene buyurunuz, diye çağırılıyordu. Tren yeşillikler arasından ilerlerken bir günlük gezintinin bilançosunu yaptım:

– 110 kuruşa Sapanca’ya gitmiş, güzel bir nahiye merkezi görmüş, gezmiş, yemiş, eğlenmiştim. Sapancalılar ve köylüler de alışverişten kazanmışlardı. İstanbul’da kalsam 110 kuruşla ne yapabilirdim. Buna verecek cevap bulamadım.

Bu "güzel gezintileri düşünmek ve tatbik ettirmekle Nafıa Vekili Ali Beyle Devlet

Demiryolları Umumi müdürü İbrahim Kemal Bey İstanbul’luIarı cidden

sevindirmişlerdi.

Yazımı bitirirken yolcuların bir isteklerine de tercüman olacağım:

– Sapanca’da hiç olmazsa sekiz saat kalınması temin edilse …..

Yekta Ragıp

 

Nostaljik tren gezisi 22.06.2002

GONCA KANBER
Sapanca’da doğayla iç içe, yazarlar, şairler ve sanatçılarla birlikte göl kenarında nostaljik bir gün geçirmek isterseniz, Haydarpaşa Garı’ndan 16 Haziran Pazar günü saat 10.30’da hareket edecek trene binebilirsiniz. Birleşik Rehberler Turizm’in düzenlendiği gezide, gitar eşliğinde canlı müzik de olacak. Öğle yemeğinden sonra göl kıyısında ve kentte gezinti yapılacak. Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu tarafından karşılanacak grup, yine müzik eşliğinde saat 19.30’da geri dönecek.

Geziye konuk olarak Leyla Erbil, Cengiz Bektaş, Hulki Aktunç, Agah Özgüç, Metin Üstündağ ve Seyyit Nezir katılacak. Etkinlik kapsamında söyleşiler, şiir dinletileri düzenlenecek ve yazarlar kitaplarını imzalayacak.

Sapanca’ya 1993 yılında dört kez düzenlenen nostaljik buharlı tren gezisi, halkın büyük ilgisini görmüş, iki yüz kapasiteli tren gezisine iki yüz yirmi beş kişi katılmıştı. Gezilere konuk olarak Erdal Atabek, Gani Müjde, Duygu Asena, Atilla Dorsay, Tarık Dursun K., Füsun Önal, Necati Güngör, Salah Birsel, Nevzat Çelik, Refik Durbaş gibi sanatçılar, yazarlar ve şairler eşlik etmişti.

1990’dan bu yana İzmir’de Selçuk Şirince’ ye de devamlı gezi düzenlenleyen Birleşik Rehberler Turizm’e, Ege Kültür Platformu destek veriyor. BRT’ nin bir sonraki durağı Çatalca… İleride düzenlenecek gezilere, konuk olarak yeni yazarlar eşlik edecek.

Rezervasyon: Birleşik Rehberler Turizm
• (212) 252 65 78
• Son rezervasyon tarihi: 15 Haziran 2002
• Gezi fiyatı: 30.000.000 TL.
http://www.milliyet.com.tr/2002/06/22/sanat/san20.html

MEDYADA MİMARLIK

Medyasını Arayan Mimar, Mimarını Arayan Medya – I

Ahmet Turhan Altıner
Mimar, Yayın Komitesi Başkanı.

   kd

Gün, 2 Kasım 1991… Arkitekt dergisi adına "Tarihsel Kentlerde Değişim ve Yenileşme" diye bir panel düzenlemişiz… Bilin bakalım nerede? Haydarpaşa – Sapanca arasında işleyen çuf çuf nostaljik buharlı trende… Tek vagonlu trende konferansa katılım ve devamlılık tam. Tavsiye ederim. Panele davet ettiğim 43 mimar, eh sonunda tekerleği döndürdük, diye coşku içindeyiz… Panelin bir noktasında "…Türkiye, mimarlarını önemsiyor" demiştim ve "mimarlara gözlerini ve kulaklarını açmış şekilde mimarları izliyor" demiştim. "Aramızda basından arkadaşlar var. TRT’den, gazetelerden, dergilerden arkadaşlar var. Yine aramızda bulunan Anadolu Ajansı’na verilecek olan basın bülteninde herkes ne diyeceğimizi bekliyor…" demiştim. Trende kaleme almaya başladığımız "Türk mimarı makus talihini nasıl kıracak" mealindeki Sapanca Deklerasyonu’nu İstanbul’a döner dönmez dört dilden yayınlamıştık…

http://old.mo.org.tr/mimarlikdergisi/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=8&RecID=188

Sapanca da Film

 kdBilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü 4.sınıf öğrencileri "Hikayeci" adlı kısa metraj filmlerini Sapanca istasyonunda Sapanca Kültür ve Tiyatro Topluluğu oyuncularıyla birlikte çektiler. Kendileri için hem bir tez çalışması hem de uluslar arası yarışmalara katılacakları "Hikayeci" adlı filmin çekimlerini 3 gün boyunca Sapanca’da sürdürdüler.Çekimlerde Saküt oyuncularından Cemal Karaağaç,Ekrem Pehlivanoğlu, Emrah Pehlivanoğlu, Gökhan Kösemen, Şafak Başoğlu, Ömer Kavrut, Ruhi Cem Orhon, Gürcan Salihoğlu yer aldı.(Şafak Başoğlu)

http://www.sapancali.com/db/haberler/ayrinti.asp?HaberNo=137

                                 Bir doktor Sapanca Gölü’nün geleceğini sordu!

Necati DOĞRU 23.12.2007 Vatan

 kdBir doktor, tek başına sivil toplum örgütü gibi çalıştı. Bilgilenmek, belgelenmek, problemin köküne inmek, belediyeyi, bakanlığı, hükümeti, iktidarı, muhalefeti dürtüp harekete geçirmek istedi.

 

 

Adını da vereyim.

Dr. A. Zeki Atun. Ankara’da Çevre Bakanlığı’na, Adapazarı ve İzmit’te valiliklere yazı yazdı. Durumu anlattı.

Şunları sordu:

Son beş yıldır; arkası olan, hamili kart sahibi, partiye yakın, Ankara ile sarmaş dolaş olmuş bazı kişiler; Sapanca Gölü’nü besleyen doğal su kaynaklarını, yerel yönetimlerden de izinli olarak, Maliye’ye bağlı Milli Emlak’tan kiralıyor. Çok ucuza.
Yok pahasına. Sonra da ruhsatları özel sektörün büyümüş, marka olmuş su şirketlerine milyon dolara satıyorlar. Özel su şirketlerinden bazıları da bu ruhsatları "yabancı küresel su şirketlerine" satarak ortaklık kuruyor. Vadilerin suyu. Yaylaların kaynakları. Pet suyuna dönüşüyor. Başta İstanbul, Ankara olmak üzere büyük kentlerde 1.5 litresi bakkalda, bayide, markette 1 YTL’ ye satılarak 1.2 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor. Sapanca Gölü pörsüyor. Canı çekiliyor.

 

***

 kd

Dr. Zeki Atun, bu gözlemleri aktardıktan sonra sorulara geçti ve şunları sordu:

Ruhsatlar ilk kime verildi?

Kimlere, nasıl verildi?

Onlar niçin devretti?

Ruhsatlar verilirken uyulması gereken şartlara göre davranıp davranılmadığı kontrol ediliyor mu?

Çok ucuza aldıkları ruhsatları su şirketlerine kaça sattılar?

Ruhsatlar; "doğal su kaynaklarından saniyede ancak 2 litre su çekilecektir" şartına göre verilmesine rağmen şu anda bütün şirketlerin, gece-gündüz çalışarak saniyede 15–20 litre su çektiği, bu yolla hem Sapanca Gölü’nün suyunu kalitesizleştirdikleri ve hem de vergi kaçırdıkları iddiaları araştırıldı mı? Ayrıca yakında Kocaeli Belediyesi, kuraklıktan kuruyan Yumurtalık Barajı’na akıtmak için Sapanca Gölü’nden yılda 30 milyon metreküp su çekmeye başlayacak. Buna Adapazarı Belediyesi’nin yılda çektiği ve halka şehir suyu olarak sattığı 40 milyon metreküpten fazla su da eklenince gölün durumu ne olacak?

***

Çevre Bakanlığı, Dr. Zeki Atun’un bu gözlem ve soruları üzerine konuyu Adapazarı Valiliği’ne ve İl Özel İdaresi’ne, İzmit Valiliği’ne yazdı. Adapazarı Valiliği, Adapazarı Büyükşehir Belediyesi ile Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne yazdı. Giden evrak. Gelen evrak. Dr. Zeki Atun, kendisine gönderilen yazıları okuyunca şoke oldu. Kurumların birbirinden haberi yoktu. Sapanca Gölü’nü besleyen su kaynakları, birlikte plan yapılmadan, ortak çözüm bulunmadan, gerekli etütler ve projeler hayata geçirilmeden veriliyor. Kiralama miktarları ve kullanım şartları iyi denetlenmiyor, son derece riskli yeni kiralamalar yapılıyor.

Sapanca Gölü öldürülüyor. Yerli su şirketleri. Yabancı su şirketleriyle sarmaş dolaş, çıkar birliği kuruyor. Gölü besleyen kaynaklara aşırı ölçüde yüklenip, büyük kazançlar uğruna gölün kanını emiyorlar.

Hükümet susuyor.

Parti göz yumuyor.

Muhalefet kör olmuş.

Valileri sağır.

Belediye başkanları dilsiz.

Zavallı güzel göl.

Eşi bulunamaz Sapanca!

NOSTALJİK TREN FOTOLARI

 

 KD

 

 KD

 KD

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kdf

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

 kd

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu.com