Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Haydarpaşa’da Sözü ve Gözü Olanlar

(yorumlar kapalı)

resimTMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesince düzenlenen "Haydarpaşa İçin Sen De Bir Söz Söyle" başlıklı etkinlik 12 Ocak 2010 tarihinde İTÜ Taşkışla’da gerçekleştirildi. Haydarpaşa Gar ve çevresini, korumaya, planlamaya ilişkin sunumlar ve tartışmaların gerçekleştiği oturumların yer aldığı etkinlikte, İBB tarafından hazırlanıp İBB Meclisinden oy çokluğu ile geçerek Belediye Başkanı Topbaş’ın onayını bekleyen Haydarpaşa Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı çevresinde yoğunlaştı.

 

resim

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesinin 30.12.2009 tarihli etkinlik çağrı yazısı ekinde programına göre konuşmacılar arasında İBB Ulaşım Planlama Müdürlüğü, DLH Bölge Müdürlüğü, Liman İşletmeleri, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası, Liman İş Genel Başkanı Muzaffer Akpınar, Prof. Dr Nur AKIN, Mimar Mücella Yapıcı, Mimar Karikatürist (Vapurlarımızı Vermiyoruz Sözcüsü) Behiç AK, TCDD’nin bulunduğu duyurulmuştu.

resim12 Ocak 2010 tarihinde İTÜ Taşkışla’da 127 nolu salona girerken stand masasından aldığımız etkinlik programına göz attığımızda yukarıda isimlerini belirttiğimiz katılımcı kişi ve kuruluşların konuşmacılar arasında olmadığını görüyoruz. Haydarpaşa dönüşüm projelerine karşı "Haydarpaşa Dayanışması" adı altında mücadele eden sivil toplum örgütlerinin "Haydarpaşa İçin Sen De Bir Söz Söyle" adlı etkinliğe katılmamaları dikkatlerden kaçmadı.

Toplantı İTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Handan Türkoğlu ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Erhan Demirdizen’in açılış konuşmaları ile başladı. Etkinlikte Haydarpaşa ve çevresine ilişkin sunumlar ile "Haydarpaşa’yı Anlamak" ve "Haydarpaşa’yı Planlamak" başlıklı iki oturum gerçekleştirildi.

Haydarpaşa Garı ve Çevresi dönüşüm projesi tartışmaları sürerken kapalı kapılar ardında hazırlanarak İBB Meclisinden oy çokluğu ile geçen Haydarpaşa Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı ve Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı çalışmasının değerlendirilmesi amacıyla düzenlendiği ifade edilen etkinliğe gerek konuşmacı olarak beklenen kişi ve kurumların katılmaması gerekse etkinliğin düzenlendiği mekânın aktörleri arasında bulunan mimarlık öğrencilerinin ilgisizliği ve de üzerinde planlama yapılan arsanın sahibi olan TCDD’nin sözcüsünün bulunmaması gözlerden kaçmadı. Katılımcı bir platformda değerlendirilmesi ihtiyacından ortaya çıktığı ifade edilen etkinlik, akademik ve mesleki çevreden uzmanlarla, yerel yönetim temsilcilerini bir araya getirirken sivil toplum örgütü ile kurum temsilcilerinin konuşmacılar arasında bulunmaması bir eksiklik olup, eleştiriyi sahiplerine iletme imkânı da olamadı.

Haydarpaşa Garı ve Çevresi plan sürecinin katılımcı olmaması konuşmacılar tarafından başlıca eleştiri konusuydu. Haydarpaşa Limanına ve verilecek işlevin Kruvaziyer de olsa, yatlar için de olsa, yolcu limanı işlevinin kent siluetini olumsuz yönde etkileyeceği ifade edildi. Şimdiye kadar uygulanan uluslararası liman alanı dönüşüm projelerinden planlamanın yaklaşık 15 seneye yayıldığı bizimde bu planlama sürecinden dersler çıkarmamız gerektiği söylendi.

Etkinlik Oturumları Öncesindeki Sunumlar

ü Haydarpaşa’nın Planlama Sürecine Bir Bakış

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar Özden, "Haydarpaşa’nın Planlama Sürecine Bir Bakış" adlı sunumunda, Haydarpaşa’da dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi için 1980’lerden beri devam eden yasal süreci özetledi. Özden, İBB’nin 2000 yılında açtığı ve daha sonra rafa kaldırdığı "Kadıköy-Haydarpaşa Limanı Kentsel Tasarım Yarışması"na vurgu yaptı. Haydarpaşa için yapılan 7 adet 70 katlı gökdelenle devam eden projeleri, bu projenin koruma kurulunda kabul görmeyerek Haydarpaşa gar ve çevresi için SİT kararı verilmesini, TCDD’ye planlama yetkisi veren 5335 sayılı, "kruvaziyer liman" tanımını getiren 5398 sayılı yasalar gibi önemli yasal değişiklikleri sıralayarak 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nın hazırlanmasına uzanan süreci aktardı.

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar Özden’in 1980’lerden başlayarak ait anlattığı süreç içersinde "Haydarpaşa Dayanışması" adı altında sivil toplum kuruluşlarının sürdürdükleri mücadeleyi ve bu mücadele sonucunda Haydarpaşa gar ve çevresi için Kentsel ve Tarihi Sit Alanı kararının alındığını ifade etmemesi izleyicilerin çoğunun dikkatlerinden kaçsa da biz burada belirtmeden geçemeyeceğiz.

ü Dünya Limanlarından Örnekler ve Haydarpaşa için Dersler

Etkinliğin ikinci sunumunda Doç. Dr. Zeynep Enlil’in "Dünya Limanlarından Örnekler Haydarpaşa için Dersler" başlığı altında uluslararası örneklerden yola çıkarak Haydarpaşa için çıkarılabilecek dersleri anlattı. Tüm dünyada limanların, kent merkezindeki atıl alanlar olarak emlak projelerinin odağında yer aldığına dikkat çekerek, İstanbul’da faal olan Haydarpaşa Limanı’nın, lojistik bakımdan yetersiz kalması nedeniyle dönüşüme kendiliğinden ihtiyaç duyduğunu, bu yönüyle de batı kentlerinden farklılaştığını belirtti. Enlil dönüşümün kaçınılmaz olduğunu doğruladı, ancak bunun çok aktörlü, uzun soluklu, katılımcı ve esnek bir planlama sürecinde ele alınması gerektiğini savundu.

Yapılan sunumlardan sonra verine arada Haydarpaşa Liman üzerine sunum yapan Doç. Dr. Zeynep Enlil ile sohbet etme imkânı bulduk. Sohbet esnasında Haydarpaşa Limanının lojistik bakımdan yetersiz olmadığını, Haydarpaşa Limanının Marmara Bölgesinin 1., ülkenin 3.büyük limanı olduğunu ülke ihracatının % 50’sinin bu limandan gerçekleştirildiğini, Haydarpaşa Limanı, yılda 59,9 milyon dolar (2006 yılı) geliri olduğunu, Trakya bölgesinin kargo gereksinmelerinin büyük bölümünün Haydarpaşa Limandan karşılandığını, Dokuzuncu Kalkınma Planında(2007-2013) "Başta İzmir yöresi, Marmara ve Akdeniz olmak üzere, liman kapasiteleri artırılacaktır… Dünya sıralamasında 18. sırada yer alan Türk Ticaret Filosu, son yıllarda 24.sıraya gerilemiştir…" İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile BİMTAŞ’a bağlı İstanbul Metropolitan Planlama Bürosu raporunda, "Haydarpaşa limanının her hangi bir nedenle devre dışı kalması sadece İstanbul için değil, bölge ve ülke açısından ciddi riskler taşımaktadır" tespitlerinin yapıldığı bir durumda Haydarpaşa limanını kapatmanın kamu yararı açısından doğru olmayacağını ifade ettik. (1)

ü Yaşayan Kentsel Bir İmge: Haydarpaşa

Oturumlardan öncesi son sunum, Yrd.Doç. Dr. Yonca Kösebay Erkan’ın "Yaşayan Kentsel Bir İmge: Haydarpaşa" başlıklı sunumuydu. Koruma uzmanı olarak konuyu ele aldığını ifade eden Erkan, Haydarpaşa’nın, koruma için gerekli olan estetik, ekonomik, tarihsel, işlevsel değerlerin tümüne sahip olduğunu, dönüşümün asıl nedeninin Marmaray projesi olduğunu belirterek bilgisayar ortamında canlandırma ile Marmaray’dan sonra Gar ve İstasyonların nasıl bir görünüme sahip olacağını izletti. Haydarpaşa çevresindeki yapılardan örnekler vererek, alanın yalnızca tescilli yapıların korunarak yâda yıkılmış eski yapıların yeniden yapılandırılarak canlandırılmasının yanlışlığına değindi. Haydarpaşa dönüşüm projesinin bu güne kadar uygulanma imkânı bulunmamasında sivil toplum örgütlerinin verdikleri mücadelenin önemli olduğunu, bu kapsamda "Haydarpaşa Dayanışması" adlı sivil toplum örgütleri birlikteliğinde yapılan mücadelenin SİT kararının alınmasında etkin rol aldığını belirtti. Halkalı Gebze arası demiryolunun "endüstriyel demiryolu mirası" olarak koruma altına alınması için Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS)ve ICOMOS tarafından Koruma Kurullarına başvuru yapıldığını, Haydarpaşa Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planının Haydarpaşa’daki endüstriyel demiryolu mirası ve işlevini korumaktan uzak olduğunu ifade etti.

İzleyiciler arasında bulunan Alan Yönetimi Başkanı Yüksek Mimar İhsan Sarı tarafından sunumu yapan Yrd. Doç. Dr. Yonca Kösebay Erkan’a "Siz planı gördünüz mü" sorusu yöneltildi. Erkan’da " ben görmedim ama salonda görenler var" cevabı üzerine "kimler gördü el kaldırsın" denildi. Bunun üzerine kalkan birkaç elin sahibine "askıya çıkmadı nerde gördünüz" sorusu yöneltildi. Kalkan ellerin sahiplerinden birinin "Mimarlar Odasında Kozmik Odada gördüm" demesi gülüşmelere neden oldu. Ardından "ya salonda Belediyeci arkadaşlar yok mu onlar açıklasınlar planı ona göre eleştiri yapalım" dendi. Birkaç dakika beklenildi belediyecilerden ses çıkmayınca soru salonda izleyiciler arasında bulunan İBB Şehir Planlama Müdürlüğünden Uğur İnan’a yöneltildi. İnan’da sunum sırası gelince kürsüde planı açıklayacağını söyledi.

Ø I.OTURUM HAYDARPAŞA’YI ANLAMAK

Sunumların ardından ilk oturum yürütücülüğünü Doç. Dr. Zeynep Enlil’in yaptığı "Haydarpaşa’yı Anlamak" tı. Oturum başkanının zaman darlığı nedeni ile konuşma sürelerini belirlenmesi için yaptığı pazarlık sonucunda her konuşmacı için 6 dakikalık sürede anlaşıldı.

Oturumda sırayla Prof. Dr. Zekai Görgülü, Doç. Dr. Can Binan, Yrd. Doç. Dr. Yonca Kösebay Erkan, Doç. Dr. Gülsün Tanyeli ve Prof. Dr. Cengiz Eruzun söz aldı.

Görgülü, Haydarpaşa’nın nasıl ele alınacağının on yıl önce düzenlenen yarışmayla verilmiş olmasına rağmen, hâlâ zaman ve bütçe harcandığının altını çizerek, sonuçlardan yararlanmak için geç olmadığının altını çizdi.

Binan, demiryolu ağı ve kültürü üzerinden Haydarpaşa’yı değerlendiren, korumanın bir uzlaşma olduğunu vurguladı ve konunun toplum tarafından anlaşılması için paylaşılması ve yinelenmesi gerektiğini ifade etti.  Hicaz ve Bağdat demiryollarının başlangıç noktası olan Haydarpaşa için en uygun işlevin müze olduğunu, demiryolu mirasını içeren ve koruyan bir müzenin İstanbul ve ülke için ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.

Erkan’da koruma ve demiryolu mirası üzerine konuşan Binan’ın sözlerine ilaveten "Demiryolu mirası" kavramının tarihçesini aktardıktan sonra, 1. Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep olan demiryolu ağının başlangıcı olan Haydarpaşa Gar ve Haydarpaşa Gebze demiryolu hattının "endüstriyel demiryolu mirası" kapsamında korumaya alınması gerektiğini belirtti.

Tanyeli, İstanbul’da endüstri mirası olan birçok tarihi yapı, makine ve üretim araçlarının korunamadığını kentin karnesinin bu konuda zayıf olduğunu, kamu yapılarında korumaya en iyi örnek olarak bilgi üniversitesi içindeki elektrik santrali yapılarının gösterilebileceğini, Haydarpaşa’yı değerlendirirken dikkatli olunması gerektiğini, ancak konunun bütünleşik olarak ele alınmadan, sürecin kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşılmadan süregeldiğini ifade etti.

İlk oturumun son konuşmacısı İstanbul 5 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu eski başkan yardımcısı ve Haydarpaşa’yı Kentsel ve Tarihi Sit olarak tescil eden 26.04.2006 / 85  sayılı kararın altındaki imzalardan birinin sahibi olan Prof. Dr. Cengiz Eruzun konuşmasını izleyiciler arasından yaptı. Haydarpaşa’nın, sit alanı ilan edilmesi için koruma kurulunda verilen mücadele sürecini dinleyicilerle paylaştı. Haydarpaşa SİT kararı için yapılan kurul toplantılarına TCDD yetkililerinin de katılarak "Haydarpaşa’yı dönüştürmeye buradan para kazanmaya ihtiyacımız var çünkü buradan kazanacağımız para ile yeni demiryolu hatları yapacağız" dediklerinde kendilerine "karayolcular karayolu yaparken parayı bu şekilde mi buluyorlar onlar nasıl buluyorsa sizde öyle bulun" dediğini söyledi. Eruzun, neticede alınan SİT kararının siyasi iktidarın baskısı ile ilgili taraflara tebliğ edilmeden uzun süre bekletildiğini belirtti. Yönetimlerin hoşuna gitmese de koruma kurullarının korumanın evrensel kuralları dışında karar almaması gerektiği, bu yönde davrandığı için görevden alındığını, yargıya başvurduğunu kazandığı için görevine geri iade edilmesini beklediğini, koruma kurulu kararlarının uygulanması için kurulları koruyan ayrı bir mekanizmaya daha ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Ø II. OTURUM HAYDARPAŞA’YI PLANLAMAK

İkinci oturum başlamadan önce oturum başkanı Yrd.Doç. Dr. Pınar Özden’den kısa bir sunum yapmak için izin isteyen Prof. Dr. Cengiz Giritlioğlu kendi çektiği İstanbul siluetini gösteren fotoğraflardan oluşan bir slayt izletti. Haydarpaşa dönüşüm projesini, İstanbul Metropolitan Planlama Merkezindeki plan çalışmaları sırasında inceleyebildiğini belirten Giritlioğlu, Haydarpaşa Limandaki dönüşüm sonucu yapılacak kruvaziyer limandan, İstanbul’un siluetinin olumsuz yönde etkileneceği nedeniyle karşı çıktığını belirterek, dönüşüm planlarının katılımcı ve uzun soluklu olması gereğini tekrarladı.

Yrd. Doç. Dr. Pınar Özden’in yürütücülüğünde gerçekleşen ve Haydarpaşa’nın nasıl planlanması gerektiği masaya yatırıldı. İkinci oturumda, İBB Şehir Planlama Müdürü Uğur İnan, Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Erol Özyurt, Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Eski Başkanı Ahmet Turgut, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Erhan Demirdizen konuyla ilgili görüşlerini aktardılar.

Oturum yürütücüsü Yrd.Doç. Dr. Pınar Özden’in zaman azlığı ve bir konuşmacının etkinliğe gelememesi nedeniyle etkinliğin değerlendirme bölümünün iptal edilerek Prof. Dr. Zekai Görgülü’nün bu oturumda değerlendirme yapmasını istedi ve ilk sözü Görgülü’ye verdi.

Görgülü, Haydarpaşa’nın nasıl ele alınacağının on yıl önce düzenlenen yarışmayla verilmiş olmasına rağmen, hâlâ zaman ve bütçe harcandığı yönündeki görüşlerini burada da yineleyerek "Haydarpaşa ve çevresiyle ilgili ranta yönelik planlamadan vazgeçilmesi gerektiğini, kamusal yararın parasal karşılığı olamayacağını" ifade etti.

Haydarpaşa Koruma Planı beklenirken Plan Taslağı açıklandı

Şimdiye dek ilgililerle paylaşılmadığı için eleştirilen ve İBB meclisinde oy çokluğu ile onaylanan Haydarpaşa koruma imar planının tartışılacağı etkinliğe İBB Şehir Planlama Müdürlüğünü temsilen katılan Uğur İnan tarafından Plan Taslağını sunması dikkatimizden kaçmadı.

 

resim

İnan, planın ilk kez 2005 yılında Şehir Planlama Müdürlüğünün gündemine geldiğini belirterek, bugüne kadar gelinen süreçte 2 arama konferansı ve 28 danışma kurulu toplantısı düzenleyerek konula ilgili kurumların fikrinin alındığını aktardı. Birçok kurumun görüş bildirmesine rağmen bazılarının görüş bildirmediğini söyledi. Kurum olarak, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planının ardından yapılacak olan ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planına ancak bir kentsel tasarım çalışmasının ardından geçilmesini doğru bulduklarını vurguladı.

İnan’ın açıkladığı taslak plana göre kruvaziyer liman yerine "mega yatların" gelebileceği bir yolcu limanı, Kadıköy ve Üsküdar meydanlarını birbirine bağlayan "cadde tramvayı" yapılacak, yeni yapıların siluette, Selimiye Kışlası ve Tıbbiye’nin kotunu geçmeyecek şekilde 15 metre (5 kat) ile sınırlanacak, liman arkası için turizm ve ticaret alanı, Gar binası için kültür ve konaklama işlevleri getirilecektir. Haydarpaşa’da TCDD alanı olarak ayrılan alanda 2 yol tren işletmeciliğinde kullanılacaktır. Emsal oran eski planlara göre düşük tutularak az bir yapılaşma gerçekleşecektir.

Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Özyurt ise konuşmasında, "Anadoluray ve Marmaray’ın projelerinin hayata geçmesinden sonra Haydarpaşa ve çevresine yüklenecek yeni işlev ile Kadıköy kent meydanının ve Haydarpaşa’nın bu yoğunluğa cevap verecek kapasiteye sahip olması için nasıl bir kent meydanı planlaması düşünüldüğü veya planlandığı konusunda bilgilerinin olmadığını" belirtti. Özyurt "Haydarpaşa gar ve çevresi için yapılan koruma amaçlı plan öncesi gerçekleşen danışma kurulu toplantılarının hiç birine davet edilmediklerini söyledi; ilk defa hiçbir kurum görüşüne yer verilmeyen bir komisyon ve kurul kararına şahit olduklarını ve bu taslak planı da ilk kez burada gördüklerini" ifade etti.

Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy "danışma kurullarında bulunmadığı için konuyu akademik açıdan değerlendireceğini" belirtti. Gülersoy, dünyadaki örneklere bakıldığında, dönüşümün en çok anlam ifade ettiği alanların liman, tersane ve depo alanları olduğunu" ifade etti. Gülersoy "uluslararası dönüşüm uygulamalarında çok başarılı olmadığını, ancak kentin ihtiyaçlarına göre planlanmaları nedeniyle bu uygulamalardan Haydarpaşa Limanı için dersler çıkarılabileceğini" söyledi. Gülersoy "yurt dışındaki dönüşüm projelerinin üç ortak noktası bulunduğunu bunlarında kamusal işlevleri içeren toplanma alanları olması, yerin tarihine uygun imajın yeniden canlandırılması, çok aktörlü ve esnek planlama süreci" olduğunu belirtti. Gülersoy, "Haydarpaşa’nın demiryolu ve denizyolunu birleştiren bir aktarma noktası olması nedeniyle diğer örneklerden farklı olarak yaklaşıma ve planlama sürecine ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Eski Başkanı Ahmet Turgut "kötü niyetli siyasetçi ve işadamlarının İstanbul’un 4 yılını çaldıklarını, İstanbul 5 Nolu Koruma Kurulunca reddedilen 70 katlı 7 gökdelenli Haydarpaşa projesine kamuoyu desteği sağlama girişiminde kendisi gibi düşünen milliyetçi ve ulusalcı cenahın ikna edilebilmesi için bu proje ile istihdama ihtiyaç duyan Türkiye’de 240 bin kişilik istihdam sağlanacağı, Türkiye’nin denizcilikte Yunanistan’ın arkasında kalmaması için kruvaziyer liman yapılması gerektiği gibi garip gerekçeler sunulduğunu" söyledi.

Turgut "Haydarpaşa planlama sürecinde Kadıköy belediyesi’nin baştan beri diskalifiye edildiği, ancak Kadıköy Belediyesinin de sürece dahil olmak için ısrarcı olmadığını, sürecin Ulaştırma Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve İBB arasında döndüğünü" ifade etti. Turgut "100 hektar gibi büyük bir yüzölçümüne sahip bu alanın zonlara ayrılarak planlanmasını gerektiğini" belirterek "üzerinde planlama yapılan arsanın sahibi olan TCDD’den katılım olmamasını" eleştirerek "tüm bu olumsuzluklara rağmen planlama sürecinde iyi niyetli çalışmalarından dolayı İBB Şehir Planlama Müdürlüğüne teşekkür ettiğini" belirtti.

Etkinliğin son konuşmacısı Demirdizen, "gazete manşetlerinde emlak geliştirme projesi olarak yer alan Haydarpaşa Limanı’nın şuan için plandaki yeniden işlevlendirmeye ilişkin bilgiye sahip olmadığını, bazı işlevleri planla kaldırmak mümkün olsa da liman işlevi üzerine daha çok düşünmek gerektiğini, Haydarpaşa koruma planının erken bir dönemde hazırlandığı yönünde endişesi bulunduğunu, Haydarpaşa Limanı ve Garı’nın e–5 yolu üzerinde kente ne kadar tır trafiği yükü getirdiğini, sonrasında durumun ne olacağı gibi inceleme ve değerlendirmenin yapılmamasının eksiklik olduğunu, alanın İstanbul bütününden koparılmadan lojistik, tarihi, estetik gibi boyutlarıyla, kentin önemli bir alanı olarak yeniden ele alınması gerektiğini" ifade etti.

Oturum yürütücüsü Yrd.Doç. Dr. Pınar Özden’in bu etkinliğin amacının katılımcılığı sağlamak olduğunu bu nedenle de salonda izleyiciler arasında soru sormak katıda bulunmak isteyenlere mikrofon verilmesini istedi.

—Mimarlık öğrencisi:

Haydarpaşa Gar ve limanda kamu yararına olmayan dönüşüm projesine karşı başta sendika BTS olmak üzere sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek bir mücadele yaşama geçiremezler mi?

—T.Kartal (Demiryolu Çalışanı):

Haydarpaşa Gebze ve İstanbul Halkalı arası demiryolunun "Endüstriyel Demiryolu Mirası" kapsamında koruma altına alınması için koruma kurullarına 2007 yılında başvuru yapıldı ve halen sonuçlanmadı. Haydarpaşa SİT kararının iptali için TCDD yargıya başvurdu, ben ve birkaç demiryolu çalışanı Kültür bakanlığının yanında müdahil olarak yer aldık dava lehimize sonuçlandı TCDD Temyize götürdü şu an Danıştay’da temyizdedir. 5 Nolu Koruma Kurulunun 2006 tarih 85 sayılı kararı ile Kentsel ve Tarihi Sit alanı ilan edilen Haydarpaşa ve çevresi için hazırlanan Koruma amaçlı planda "inşaat alanının" planlanan alanın tamamına yakın olması bir çelişki değil midir?(*) Haydarpaşa Koruma Amaçlı İmar Planı üzerinde bir tartışma ve değerlendirmenin yapıldığı toplantıya İBB tarafından "Taslak Plan" sunulmasına anlam veremedim. Haydarpaşa Limanının gerekçeleri arasında sayılan e–5 trafiğine fazlı tır girmesi eleştirisi doğru bir çıkarım değildir. Haydarpaşa Limanın kapanması halinde e–5 üzerindeki tır trafiği 2. köprüye yönlenecek ve beraberinde köprüler yetmiyor 3 köprü şart sesi daha yüksek perdeden seslendirilecektir. İngiliz mezarlığı yanından Harem’den sahil yolunu takip ederek Kadıköy Üsküdar arasında yapılacağı ifade edilen raylı sistem için talep araştırması yapılmış mıdır? Anadoluray ve Marmaray sitemleri ile Kadıköy Üsküdar arası ulaşım olanağı varken sahil yolundan yeni bir raylı sistem hayata geçirmeye çalışmak doğru bir yaklaşım mıdır.

—A.Dönmez (Demiryolu Çalışanı):

"2004 yılından bu yani Haydarpaşa garı ve geri sahasının planlanması konusunda yapılan bütün toplantılara katıldım ve hala Haydarpaşa ve çevresi için niçin, neden plan yaparlar bir anlam veremiyorum. Bu çalışmaların neden yapıldığını anlayamıyorum. Haydarpaşa garına şu anda günde 138 tane tren girmekte ve mevcut yollar bu trenlere yetmemektedir. Bu trenlerden 100 küsur tanesi banliyö Marmaray nedeniyle onları çıkartırsak geri kalan trenlere son plana göre yapılacağı söylenen 2 yol nasıl yetecek? Marmaray tüpünden TCDD’nin trenleri geçmeyecek, Anahat trenleri, bölgesel trenler, yük trenleri İstanbul’da nereye kadar gelecek? Yük limanını kaldırıp yolcu limanı yapmak nasıl bir mantıktır? Marmaray projesinin İstanbul’un şehir içi ulaşım sorununu çözeceğini söyleyip, bir süre sonra lastik tekerlekli araçlar için tüp ihalesine çıkılması, daha sonra uzun yıllar bir yerlerde bekleyen 3. köprü projesinin ortaya atılması ne demektir? Ben yapılan bu çalışmalarda asla iyi niyet görmüyorum iyi niyet olsaydı gece yatarken bir şey yok sabah kalktığımızda 3 tane torba yasayla karşılaşmazdık. Bu torba yasalar kamuoyundan, basından ve muhalefetten gizli çıkarılmazdı. Ben bu nedenle bir demiryolu emekçisi olarak TCDD’ye, Ulaştırma Bakanlığına, İBB’ye esef ediyorum ve asla teşekkür etmiyorum.

 

resim

A.Dönmez’in bu sitemini Behiç AK Cumhuriyet gazetesinde mimarlık eğitimi ve etiği üzerine çizdiği karikatürle sanki okurlara aktarıyordu.

TCDD Genel Müdürlüğü ise bu sefer Haydarpaşa dayanışması bileşenlerinden hızlı davranmış ve 22.01.2010 tarihinde saat 13.30 da Haydarpaşa gar binası8 3. katında basın toplantısı düzenleyerek basına projeyi tanıtmıştır.Yazımızın başlığında da söylediğimiz gibi Haydarpaşa üzerine birilerinin söyleyecek sözü birilerinin de gözü var. Haydarpaşa Gar, Liman ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı hakkında Haydarpaşa Dayanışması bileşenleri birkaç gün içinde basın toplantısı yaparak Planı içeriğini, çekince ve itirazlarını kamuoyu ile paylaşacaklardır. Son söz daha söylenmedi…

Haydi, Haydarpaşa Dayanışması söz sırası sende…

 

resim

(*)Haydarpaşa Gar, Liman ve Geri Sahası Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı 4 sayfasında plan üzerine düşülen notta çeşitli adlar verilmiş 31 parça planlama alanı olduğu, emsal’in 0.03 ila 2.07 arasında değiştiği, planlanan alanın 941.412.67 m2 o, toplam inşaat alanının ise 817.436.44 m2 olduğu yazılıdır. Yani alanın tamamı inşaat alanı olacaktır dersek yanlış olmaz.

Plan notlarının Genel hükümler/F-AÇIK YEŞİL ALANLAR başlığı altındaki 16. Maddesinde Yapılaşma Koşulları: 1/100 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar planına göre imar uygulaması yapılacaktır. KOP alanları isteğe bağlı olarak ilgili kamu kurumuna bedelsiz terk edildiği (4736 sayılı kanun, mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik indirimi hariç olmak üzere, hiçbir kimse yada kuruma bedelsiz devir yapmaya izin vermemektedir. ) takdirde bu alanların %10 emsale denk gelen yapılaşma hakları en yakın parselde kullanılabilir. DOP ve KOP alanları terk edilmeden uygulama yapılamaz. Planlama alanında yapılacak yapıların en fazla 2 bölgesindeki hizmetlerin öngördüğü yapılaşmalar avan proje ile tespit edilecektir.

(1)Haydarpaşa Limanının bugünkü durumu www.kentvedemiryolu.com/indir.php?dosya=marmaray_raporu.pdf

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: kentvedemiryolu