Yalnızlar İstasyonu Belemedik
Sonbaharın başkenti denebilecek güzellikte renkli bir dünya. Dağların orta yerinde, muhteşem bir güzellik. Çakıt Suyunun kenarında kurulu, Çakıt Vadisi’nin çıkış noktalarından önemli bir güzergah Belemedik…
1966-67 Belemedik İstasyonu Hareket Memuru Nedim ERDOĞAN Çukurova Mototrenini sevkediyor. Foto: Gürkan Erdoğan
Anlatılması çok zor bir renkler dünyası. Renklerini mi anlatayım, tünellerini mi, dağlarını mı, Çakıt Suyunun kenarından yükselen binlerce metrelik vahşi güzelliklerini mi yoksa genelde yalnızlık kokan tren istasyonunu mu. Önemli bir durak Belemedik. Sıcakla soğuğun buluşma noktası. Aşağı doğru yol aldığınızda sıcağa, yukarı doğru yol aldığınızda soğuğa doğru gidersiniz. Çukurova ile İç Anadolu’nun ayrıldığı önemli bir nokta.
Bizim için de çok önemli bir durak Belemedik. 3 önemli noktadan ulaşıyoruz biz Belemedik’e. Bazen Pozantı’dan 10 kilometrelik bir ara yolla, bazen Tarsus’un Kuşçular Köyünden başladığımız 18 kilometrelik yürüyüş parkuruyla, bazen de, İskenderun’dan özel olarak kiraladığımız özel trenimizle ulaşıyoruz Belemedik’e.
Foto: Servet Tunç
Özel tren deyip geçmeyin, yaklaşık 500 kişilik bir ekip taşıyor. 7 vagon, 1 jeneratör, 1 furgon ve 33 binlik makinesiyle muhteşem bir katar… Bir uçtan bir uca 200 metrenin üzerinde bir yürüyüş yolu bizim için trenin içi. 500 kişilik yolcusuyla da küçük bir mahalle adeta. Her vagon ayrı bir alem. Oyun oynayan çocuklar, canlı müzik eşliğinde eğlenenler, kahvaltı yapanlar ne ararsanız var tren turumuzda. Sabah 6 da İskenderun’dan çıkıyoruz gece 24 te aynı çıkış noktamıza geri dönüyoruz.
Foto: Tugay Kartal
Öğleye doğru vardığımız Hacıkırı Tren İstasyonu’nda yaklaşık 2 saat mola veriyoruz. Çünkü ülkemizin en güzel köprüsü burada bulunuyor. Almanların 5 yılda taş örme tekniği ile yaptığı VARDA KÖPRÜSÜ, herkesin görmesi gereken muhteşem bir köprü. Stratejik bir önemede sahip. Köprü mıntıkasından görünen Kapıkaya Kanyonu’da ayrı bir güzellik. Varda Köprüsü molamızdan sonra asıl hedefimiz Belemedik’e doğru hareket ediyoruz. Hacıkırı – Belemedik arası demiryolu ile 14 kilometre olup 10-15 dakika da varırsınız. Karayolu ile ise 70 kilometre olup 1 saaten fazla sürer ulaşmak.
Foto: Ayşe Nilüfer Erdendoğdu
Belemedik Yaylası’nda iniyoruz trenden. İstasyona gitmiyoruz. Tren bizi Belemedik piknik alanında bırakıp, istasyona gidiyor ve dönüşümüze kadar orada bekliyor. Trenden inince muhteşem bir renk cümbüşü karşılıyor insanı. Ağaçlar sarının, turuncunun, kırmızının, yeşilin bin bir tonu ile iç içe muhteşem bir dünya yaratıyorlar Belemedik’te. Koruma altına alınan 300 yıllık dev Anıt Çınar ağacıyla, eskilerden kalmış yıkık harabeleriyle, ahşap yayla evleriyle seyrine doyamıyorsunuz Belemedik’in.
Hafta sonları 2-3 bin kişiyi ağırlayan Belemedik fotoğraf tutkunları içinde doğal bir stüdyo aynı zamanda. Sonbaharın en güzel hallerini, en renkli görüntülerini Belemedik’te fotoğraflayabilirsiniz. Her iki yanını rengarenk ağaçların kapladığı, toprak yürüyüş yolları ise bir film tadında yürüyüş keyfi sunuyor yürüyüşçülere. Bir çok filme ve diziye de mekanlık yapıyor zaman zaman Belemedik. Bir film için gerekli bütün güzelliklere sahip çünkü.
Ancak hüzünlü bir yanı da var tabi ki Belemedik’in. Hüzün Sokağı tadında ki Belemedik Tren İstasyonu, yanı başında ki onca kalabalığa rağmen yalnız başına beklemekte. Hüzünlü Tren İstasyonları’nın en güzellerinden olan Belemedik‘ in bu iç burkan yalnızlığı, çok etkileyici görüntülere dönüşüyor zaman zaman.
Foto: Servet Tunç
İstasyon mıntıkasını kaplayan kuru yapraklar bu yürek burkan yalnızlığın en önemli şahitleridir. Tek bir ayak izinin bile olmadığı, etrafını yaprakların kapladığı İstasyonun önündeki boş bank aldı götürdü bizi uzaklara. Bir zamanlar boş bulmanın mümkün olmadığı banklar, bekleme salonları yalnızlığa mahkum olmuş durumdalar. Aslında yalnızlık güzeldir. Ben çok severim yalnızlığı. Ama istasyonların yalnızlığı yaralıyor insanı. Kıymetli Arzu Şaşmaz Öğretmenimle bu yalnızlığa bir an için de olsa bir son vermeyi istedik. Yani kısa bir yalnızlığa son molası. Ricamı kırmayarak modellik yapmayı kabul etti bu yalnızlıklar dünyasında. Ortamın güzelliğine Arzu öğretmenimin güzelliği de eklenince, muhteşem fotoğraflar yakaladık hüzün kokan. Bir zamanlar tren yolcularını fotoğraflardık istasyonlarda. Şimdi ise fotoğraflayacağımız insanı kendimiz götürüyoruz. Öylesine boş, öylesine yalnız kaldı artık istasyonlar.
Servet Tunç