Kent ve Demiryolu Menü

Kalıcı Başlantı:

Kadına Yönelik Şiddetin Ürperten Diğer Boyutu; TÖRE KATLİAMLARI

(yorumlar kapalı)

Güldünya TÖREN: Tecavüze uğradı, tecavüz sonrasında olan çocuğu için ailesince ölüm fermanı çıkartıldı. Erkek kardeşlerince silahla vuruldu, ölmeyince hastanedeyken yine erkek kardeşlerince katledildi…

Şemse ALLAK: "Namus kavramı çerçevesinde, aile meclisince alınan karar doğrultusunda recmedildi(Taşlandı). Bu vahşi saldırı sırasında Şemse, hamileydi. Saldırıda "öldü sanılıp" bırakılan Şemse, 7 ay bitkisel hayat yaşadıktan sonra tedavi gördüğü hastanede öldü..

12 yaşında bir çocuk(cinsiyeti kadın): Radyo’dan, sevdiği bir türkünün çalınmasını istediği için, namussuz ilan edilerek erkek kardeşi tarafından katledildi…

Yer; Mardin: Bir kadın sinemaya gittiği için, "namussuz" ilan edilerek ailesince katledildi.

Yer; Batman: Bir kadın pantolon giyip düğüne gittiği için ailesince katledildi…

Yer; beyaz boyanmış ev: Evli bir kadın, başka bir erkeğe baktığı yönünde aile fertlerinin iddiası ve yönlendirmesiyle eşi tarafından katledildi. Bir gün sonra ev beyaza boyandı.. Böylece namus temizlenmişti…

 Ve daha yüzlerce, gizli kalan binlerce katliam, kan ve göz yaşı.. Hepsi de Türkiye’de yaşayan kadınlara dair. Bu katliamlar halen devam ediyor ülkemizde, çoğu gizliliğini koruyarak…

Hakkında birçok detay ve bilgi verebileceğimiz bu katliamlar kadına uygulanan şiddetin bir boyutu sadece. Bu şiddet, kırsal kesimde de değil, kentlerde(metropollerde) uygulanıyor. Ve bu saldırıya, en az ifadesiyle binlerce kadın maruz kalıyor.

En basit tanımıyla; "kadın, kadın bedeni ve kadınların kontrol edilmesi" içerikli "namus ve töre" adına, bu şiddet ve zulüm!

Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ürperten diğer bir boyutu bu.. Adı; "TÖRE CİNAYETLERİ" Gerçek adıyla ise;

"KADINLARIN VAHŞİCE KATLEDİLMESİ"

Bu saldırıların teorisyeni de, "töre ve namus" kavramları. Bu kavramların asıl kökeni ise şöyle;

"Töre sözcüğü Türkçe’ye iki yerden geçiyor. Biri eski İbranice’den, Tevrat anlamında. Yazılı olmayan kural yerine kullanılıyor. İkincisi, Moğolca’dan geçiyor. Tör, Moğolca devlet anlamında. Toplamında, töre devletin yasaları yerine geçiyor." "Namus, nomos’tan geliyor. Arapça ve Farsça’dan Türkçe’ye geçiyor. Onlar da, eski Yunan’dan alıyor. Nomos; kural, yasa anlamında. Kökü nema. Nema ise, bir erkeğin sahip olduğu otlak alanda otlayan hayvanlar" yerine geçiyor. Yani "töre ile namus" kavramlarının birlikteliği; "erkeğin sahip olduğu otlak alanda otlayan hayvanlar ile bunların töre ‘devlet’ yasaları ile hukuğunu oluşturuyor…
Bu tanımlama; Türkiye’de kadına verilen değerin bir portresidir …

Yıllar yılı bu katliamlar yasalarla korundu, tecavüz edenler mağdur ile evlenmeyi kabul edince yargılanmadı. "Töre-namus" adı altında kadınları katledenler ceza indiriminden faydalandı, hatta ceza almadı. Ve bu yasal durum Türk Ceza Kanununda, yetersiz ve kağıt üzerinde kalacak şekilde değiştirildi. Değişiklikler kağıt üzerinde kaldı çünkü; geçtiğimiz aylarda Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, "töre cinayetlerini" araştırmak üzere kurulan komisyonun 200 sayfalık ön raporu korkunç gerçeği yeniden gözler önüne serdi. Çünkü değişen bir şey olmamıştı.

Bu kültür halen, okullarda, resmi kuruluşlarda, iş hayatında korunduğu gibi, aile içinde, sokakta, sosyal yaşamın her alanında fazlasıyla korunuyor ve destekleniyor. Namus kavramının kaynaklarından olan, kadınların bekaret zarını halen devlet kontrol etme hakkına sahip. Halen kadınlar, evlenmek için alınan, erkekler ise alan konumundalar. Örneklendirildiği zaman binlerle ifade edilebilecek birçok detay ve yaklaşım şekli bu egemen yoz kültürü destekliyor, besliyor.

Burada önemli olan, örnekleri tek tek saymak değil, bu örneklerin yaşanmaması için mücadele etmektir. Bu yüzden "töre" adındaki kadın katliamına dur demek için mücadele etmek zorundayız.

2005 yıılnda yayınlanan "Kadın Kompartımanı" adlı dergiden alınmıştır. Derginin tamamını http://bts.org.tr sitesinin "Kadın" bölümünden edinebilirsiniz.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: BTS