İZMİR’İN TCDD ÇIRAK OKULU DÜNYASI
Birçoğumuzun bildiği gibi, TCDD kendi işletmelerindeki uzman işçi veya memur ihtiyacını karşılamak için süreç içinde çeşitli okullar açmıştır. Demiryolu okulları sadece Türkiye’ye özgü bir şey değil. Batı Avrupa ülkelerinde, mesela Almanya’da 19 yüzyılın ikinci yarısından sonra demiryolu okulları açılmıştır.
Şimdilerde durum nasıl bilmiyorum ama eskiden demiryollarımızın çeşitli okulları olmuştu: ‘Çırak Okulu’ ; ‘Meslek Okulu’ ; ‘Yüksek Demiryolu Okulu’ gibi okullar…
Aradan zaman geçti ve okullarımız zamana yenik düştü. Oysa Almanya’da demiryolu okulları hala devam etmektedir. Üzücü ama bazı gerçekleri kabul etmekten başka çaremiz yok. Zaman zaman bazı işler yapılıyor, daha sonraları yapılan işlerin yanlış olduğu ortaya çıkıyor ama iş işten geçmiş oluyor.
Bu girişten sonra konuyu İzmir’deki TCDD Çırak Okulu’na getirmek istiyorum. Bizim okulumuz ne yazı ki daha 70’li yıllarda kapılarına kilit vurdu. Oysa bu okulun ne derece faydalı olduğunu, okul mezunlarının TCDD’ye olan önemli hizmetlerini İzmir çok iyi bilir.
İzmir’in Halkapınar’daki TCDD Buharlı Depo’sunda faaliyet göstermiş olan Çırak Okulu’nun tam kuruluş tarihini bilmemekle birlikte, bu tarihin 1940’lara veya biraz daha öncesine kadar gittiğini tahmin edebilirim. Benim okula girdiğim yıllarda, 1950’lerde mezun olmuş büyüklerimiz vardı. Bazı öğretmenlerimiz de Çırak Okulu’nun ilk mezunlardandı.
Çırak Okulu’nun neden bu denli faydalı bir okul olduğu sorulursa, buna en güzel yanıt, bu okulda teori ve pratiğin iç içe olduğudur. Örnek olarak: Bu gün “Loko-Vagon” dersi görüyorsunuz, ertesi günü lokomotifin içindesiniz veya bu gün “Motor Bilgisi” dersiniz var, öğleden sonra motorun başındasınız. Öğrenilecek olan konuya bundan daha yakın olabilir mi insan? Çırak Okulu mezunu bir genç okulu lokomotifin içinde bitirmiş gibidir. Bu nedenle de bu okul mezunu bir teknik eleman haklı olarak el üstünde tutulmuştur.
Almanya’nın sanayisi eskiden beri çırak okulu mezunlarının elindedir. Orta ve büyük işletmelerin tümünde, küçük işletmelerin de birçoğunda çıraklık eğitimi vardır. Sanayide dünya lideri bu ülke çıraklık eğitimine ağırlık vermekle en doğru işi yapmış, keşke bizim ülkemiz de bu okullara çok eskiden önem vermeye başlasaydı.
Yazının başlığına ‘İzmir’in Çırak Okulu Dünyası’ dedik, gerçekten de böyle bir dünya var.
İzmir’in TCDD Çırak Okulu Dünyası bir aile gibidir. Saygı sevgi hiç eksik olmamıştır. Ben Çırak Okulu’ndan 43 yıl önce mezun oldum ama bizim Çırak Okulu ailesi hala bütün canlılığı ile yaşıyor ve arkadaşlar hala birbirini görmeden edemiyor. Ne zaman İzmir’e gitsem öncelikle okul arkadaşlarımı ziyaret etmeye çalışırım. Bu nasıl sihirli bir okuldu ki öğrencileri bir ömür boyu birbirini unutmuyor ve birbirinden kopmuyor? Bu sorunun yanıtını, bu okulun öğrencilerinin 4 yıl boyunca her gün en az on saat iç içe yaşamalarından kaynaklanıyor, şeklinde verebiliriz. Evet, Çırak Okulu öğrencileri her gün sabah 7’den akşam 5’e kadar sınıfta, atölyede, yemekhanede hep beraber yaşadılar. Hatta bu beraberliğe hafta sonlarını da eklemek lazım, çünkü birçok arkadaş spor da yapıyordu ve hafta sonlarında spor karşılaşmalarında birlikte oluyorlardı.
Yukarıda da dediğim gibi, İzmir’in Çırak Okulu Dünyası hala canlı, hala yaşıyor ve saygı sevgi fevkalade. Yalnız bu dünyanın bir şeyi eksik. Bir “Çırak Okulu Mezunları Derneği” ne yazık ki kurulamadı. İzmir’de bu konuda bir iki girişim oldu ama bu işin arkası gelmedi. Bir dernek kurmak ve onu yaşatmak kuşkusuz meşakkatli bir iş. Hadi dernek kuruldu diyelim ama onu yaşatmak gene özveri istiyor. Fakat ne olursa olsun, özellikle İzmir’e bir ‘Çırak Okulu Mezunları derneği’ yakışır ve de böyle bir derneğin önemli hizmetleri olur. Her ne kadar birçok arkadaşımız birbiriyle görüşüyor ve haberleşiyor ise de, ne yazık ki göremediğimiz arkadaşlarımız da var. Bu arada hasta olan ve Hakkın rahmetine kavuşan arkadaşlarımız da oldu ne yazık ki. Yaşamın bu gerçeklerini göz önüne aldığımızda, şunu söyleyebiliriz ki, böyle bir derneğe en çok ihtiyacımız olan bir dönemde yaşıyoruz. İnternet bağlantısı olan ve “Kentvedemiryolu” sayfasını ziyaret eden arkadaşlarımın bir dernek önerisine nasıl baktıklarını merak ediyorum doğrusu. İzmir’de 40 yıldır konuşulan ama bir türlü gerçekleşmeyen bu konuyu bir daha düşünmemizde fayda var.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar: Hüdai ÜLKER